deneme

31 Aralık 2010 Cuma

EKONOMİK KRİZ REKABETİ KESKİNLEŞTİRİR, DERİNLEŞTİRİR VE KAPSAMLAŞTIRIR - SÜPER TEKELLER ARASINDA REKABETİN SONUÇLARI VE GÜÇ DENGESİNDE DEĞİŞİM


Ekonomik güç dengesinde tektonik bir kayma yaşanmaktadır. Yaşanmakta olan kriz güç dengesindeki bu kaymayı çok açık bir biçimde göstermektedir. Ekonomide değişen denge, kaçınılmaz olarak politikada ve askeri alanda da etkisini gösterecektir. Kriz dönemlerinde kapitalizmde eşitsiz gelişme yasasının etkisi, konjonktürün kriz dışı aşamalarına nazaran oldukça açık bir biçimde görülür; öyle ki, görmeyen veya görmek istemeyen görmek zorunda kalır. Bu, gerçeğin görülmesinden başka bir anlam taşımaz. Bazı „gelişen“ ülkelerin dünya ekonomisinde önplana çıkmaları, birinci sınıf oyuncu olmaları veya emperyalist olmaları veya emperyalist ülke olarak gelişmeleri, yaşanmakta olan ekonomik krize kapitalist sistemin sonu geldi, sistem kendiliğinden çöküyor yakıştırması yapanları hayal kırıklığına uğratabilir. Bu onların sorunu. Bu unsurlar bilim adına, teori adına sergiledikleri seviyesizliğin hesabını veriler mi? Bilmiyorum. Aslında pek de önemli değil. Onlar yaşamdan ders çıkartmama konusunda üstattırlar; her krizi kapitalizmin kendiliğinden çöküşü olarak açıklamışlardır. Şimdi susuyorlar, gelecek kriz patlak verince yeniden ortaya çıkacaklar ve kapitalizmin çöküşünü ilan edecekler.

Teori dünyasını sadece bu unsurla renklendirmiyor. Aksi taktirde tekdüze, sıkıcı bir dünya olurdu. Teori dünyasının başka renklendiricileri de var: Örneğin ulus-devleti yok edenler veya en azından önemsizleştirenler. Bu unsurlara göre de uluslararası tekeller ve IMF, DB ve başka uluslararası kurumların dünya ekonomisindeki ağırlığından dolayı ulus-devlet yok olmaktadır. Yaşanmakta olan ekonomik krizin bu teoriyi de yerle bir etmesi bu unsurlar açısından pek önemli değil. Uluslararasılaşmış sermaye, ulusal kökeninden kopmuştur; yeni bir düzen kurmaktadır. Artık emperyalizm çağı aşılmıştır; emperyalizm ötesi bir düzene geçilmiştir vs. Bu unsurlar içinde en cüretlisi A. Negri'dir. En azından bir „İmparatorluk“ kurmuştur! Sermaye karşısında herkesi bir biçimde sömürülen yapmış ve işçi sınıfını „çokluk“un sadece ve sadece bir bileşeni durumuna getirmiştir.
Kriz sürecinde devleti etkisizleştirenleri ve uluslararasılaşan tekelci sermayeyi devletten kopartanları zor durumda bırakan gelişmeler de oldu. Aslında yeni bir şey olmadı; her ekonomik kriz döneminde görülen gelişmeler yinelendi: Uluslararası alanda; dünya pazarlarında, uluslararası toplantılarda -örneğin G 20'lerin toplantılarında- her bir devlet kendi sermayesine sahip çıktı. Kriz, devletler ve uluslararası tekeller arasındaki çelişkileri keskinleştirdi, kapsamlaştırdı ve derinleştirdi. Mali pazarların liberalleştirilmesini, genel anlamda neoliberalizmi savunanlar, korumacı adımlardan bahsetmeye başladılar; kur savaşları, ticaret savaşları gibi kavramları sık sık kullandılar. Anladık ki, ne devlet küçülmüş ne de ekonomiden „elini eteğini çekmiş“. Sadece birtakım fonksiyonlarında değişme olmuş, ama kendi sermayesini koruma konusunda tavizsiz tavrını devam ettiriyor.
Bahsettiğimiz bu gelişmeleri (Ekonomik kriz rekabeti keskinleştirir, derinleştirir ve kapsamlaştırır) en çarpıcı bir biçimde uluslararası tekeller arasındaki rekabette de görebiliriz. Bu alandaki rekabetin sonuçlarını aşağıdaki verilerde görüyoruz.

Uluslararası tekellerin ve onlara bağımlı işletmelerin sayısal gelişmesi: 

Uluslararası tekellerin ve onlara bağımlı işletmelerin sayısı
Yıllar
Tekel sayısı
Artış, %
Bağımlı firma sayısı
Artış, %
1969
7 200
100
27 000
100
1990
37 000
514
170 000
630
1995
44 000
611
280 000
1037
2001
65 000
903
850 000
3148
2005
69 727
968
690 391
2557
2009
82 000
1139
810 000
3000
UNCTAD, WIR, farklı yıllıklar. Oranları biz ekledik.

Uluslararası tekel sayısı 1969’da 7.200’den 2009’da 82 bine çıkarak 40 sene içinde 11,4 misli, bağımlı firma sayısı da aynı dönemde 30 misli artıyor. 1969’da tekel başına düşen ortalama bağımlı firma sayısı 3,75. 2009'da ise 9,9. Bağımlı firmaların uluslararası tekellerden daha hızlı çoğalması, birbirini tamamlayan sermaye ihracı, yurt dışı yatırımları; tekellerin dünya ekonomisine hakim olmalarının ifadesi olarak bütün bu süreçler, emperyalizmin son 30 senesinde devasa ilerleme olarak görülmelidir.

2009 itibariyle söz konusu bu 82 tekel içinde en güçlü 500 tekel, Lenin'in tanımladığı “süper tekel” konumundadır. Dünya ekonomisini, ihracatını ve sermaye hareketini yönlendirme gücüne sahip olanlar da bu tekellerdir.
Süper tekeller veya dünyanın en güçlü 500 uluslararası tekeli bazında ülkeler arası rekabet:
20. yüzyılın son çeyreğinde ve 21. başında tekel sayısı açısından önde gelen emperyalist ülkelerin ekonomik gücü (dünyanın en büyük 500 tekel bazında ve % olarak)
Yıllar
ABD
Almanya
Fransa
İngiltere
İtalya
Japonya
Rusya*
Çin
Bu ülkeler toplamı
500 tekel içindeki payları
1970
58
6,2
4,7
10,2
1,6
11,6
-
-
92,3
7,7
1980
44
6,4
5,4
10
1,6
14
-
-
81,4
18,6
1990
33
7
6
9
1,4
22
-
-
78,4
21,6
2000
37
12
7,4
7
1,6
21
0,4
2,4**
88,8
11,2
2005
35,2
7,4
7,8
7
1,6
16,2
0,6
3,2
79
21
2006
34
7
7,6
7,6
2
14
1
4
77,2
22,8
2007
32,4
7,4
7,6
6,6
2
13,4
0,8
4,8
75
25
2008
30,6
7,4
7,8
6,8
2
12,8
1
5,8
74,2
25,8
2009
28
7,8
8
5,2
2
13,8
1,6
7,4
73,8
26,2
Fortune 500” verilerinden hesaplanmıştır. *) 1990’a kadar SSCB; **) Hongkong dahi

Dünyanın en büyük 500 uluslararası tekeli bakımından 1970'deki ABD-Japonya-İngiltere-Almanya-Fransa sıralaması 2009'da ABD-Japonya-Fransa-Almanya-Çin sıralamasına dönüşüyor. 1970'de hesapta olmayan Çin, 2009'da en büyük tekeller sıralamasında 5. sıraya yükseliyor.


 

Bu ülkeler toplamının 1970'de yüzde 92,3’ten 2009'da yüzde 73,8’e düşmesi, ilk 500’e girebilecek tekellerin emperyalist olmayan ülkelerde de mevcut olduğunu gösterir. Bu, 18,5 puanlık düşüş küçümsenecek bir gelişmenin ifadesi olamaz. Bu gelişme verili dönem içinde ülke gruplarının (emperyalist ülkeler, bağımlı ülkeler) bileşimindeki, ülkelerin ekonomik yapısındaki değişimi gösterir. Demek oluyor ki, emperyalizme bağımlı, gelişen ülkeler de uluslararasılaşmış tekelleriyle emperyalist ülkelerle dünya pazarında (üretim, ticaret, hammadede) rekabet edebiliyorlar.

Süper tekeller bazında sermaye miktarı açısından önde gelen emperyalist ülkelerin ekonomik gücü:

20. yüzyılın son çeyreğinde ve 21. başında tekellerin sahip oldukları sermaye miktarı açısından önde gelen emperyalist ülkelerin ekonomik gücü (dünyanın en büyük 500 tekel bazında ve % olarak)
Yıllar ABD Almanya Fransa İngiltere İtalya Japonya Rusya(1) Çin Bu ülkeler toplamı
1970
59
5
4
8,5
2,5
10
-
-
89
1980
44
7
8
9
1,9
11
-
-
80,9
1990
38
7
7
8
3,7
18
-
-
81,7
2000
30
12
8
9,6
2,2
17
0,1
4(2)
82,9
2005
35
7,4
7,8
7
1,6
16,2
0,6
3,2
78,8
2009
28
7,8
8
5,2
2
13,8
1,6
7,4
73,8
1) 1990’a kadar SSCB; 2) Hongkong dahil. Fortune Global 500, farklı sayılardan derlenmiştir.

En büyük 500 tekelin sermaye gücü bakımından 1970'deki ABD-Japonya-İngiltere-Almanya-Fransa sıralaması 2009'da ABD-Japonya-Fransa-Almanya-Çin olarak değişiyor. Burada önemli olan, 1970'de hesapta olmayan Çin'in 2009'da bu kategoride 5. sıraya çıkmasıdır.
 


Bu emperyalist ülkeler içinde sadece ABD, Çin, Rusya (potansiyel güç olarak Hindistan) dünya hakimiyeti kurabilme yeteneğine -en azından bugün ABD’nin kurduğu kadarıyla- sahip ülkelerdir. Bu ülkeler, jeopolitika üretme ve gerçekleştirme yeteneği olan ülkelerdir.

Dünya çapında mali sermayenin hakimiyetini bu belli başlı emperyalist ülkeler temsil ediyorlar; dünya zenginliklerinin önemli bir kısmını kendi aralarında paylaşmış durumdalar ve paylarını arttırmak için de birbirleriyle kıyasıya rekabet ediyorlar. Ama verili dönemde bu 8 ülkenin toplam sermaye miktarının yüzde 89'dan yüzde 73,8'e düşerek 15,2 puan gerilemesi, diğer ülkelerde de süper tekeller bazında sermaye birikiminin güçlü bir gelişme içinde olduğunu gösterir.
Son iki dünya ekonomik krizi (2000-2004 ve 2008...?) sürecinde uluslararası tekeller arasında güç dengesinde değişim:


Süper tekel sayısı ve ciro bakımında ülkeler arasında değişen güç dengesi
Ülke/bölge
Süper tekel sayısı
Cirodaki payı, % olarak

1999
2000
2001
2009
1999
2000
2001
2009
AB
148
141
143
161
30,5
29,3
30
35,3
-Fransa
37
37
38
39
7,3
7,2
7,3
9
-Almanya
37
34
35
37
9,6
8,4
8,6
8,1
-İngiltere
38
33
34
30
6
6,2
6,5
7
Fransa+Almanya+İngiltere
112
104
107
106
22,9
21,8
22,4
24,1
ABD
179
186
198
140
36,9
39,1
42,1
30,3
Japonya
107
104
88
71
23,1
20,9
17,5
12,7
Çin
10
12
11
46
1,6
1,9
1,9
8,4
Güney Kore
12
11
12
10
1,9
2
1,9
2,1
Hindistan
1
1
1
8
0,1
0,2
0,1
1
Brezilya
3
3
4
7
0,4
0,4
0,4
1,3
Rusya
2
2
2
6
0,2
0,2
0,2
1,2
Çin+Kore+Hindistan+Brezilya+Rusya
28
29
30
77
4,2
4,7
4,5
14
Dünya
500
500
500
500
100
100
100
100

 
Yukarıdaki tabloda dünyanın en büyük 500 süper tekelinin 1999-2009 arası karşılaştırmasını ve ulusal kökenlerine (ülkelere) göre dağılımını görüyoruz. Tabloların gösterdikleri:

1-Ülkelere göre süper tekel sayısında büyük değişme oluyor: 1999'dan 2009'a İngiltere'nin tekel sayısı 38'den 30'a; ABD'ninki 179'dan 140'a; Japonya'nınki 107'den 71'e düşüyor.

Tekel sayısı bakımından en büyük kayıp ABD'de görülüyor; 2001-2009 arasında 58 tekel kaybediliyor (ilk 500'e giremeyen tekel sayısı).
ABD'den sonra ikinci sırada kaybeden Japonya; 1999-2009 arasında 36 tekel kaybediyor (ilk 500'e giremeyen tekel sayısı).

2- Verili dönemde tekel sayısı AB'de 148'den 161'e; Hindistan'da 1'den 8'e ve Çin'de de 10'dan 48'e çıkıyor.
En büyük kazanan ise Çin; 2001'den bu yana 35 tekeli en büyük 500'e giriyor. Çin'i AB takip ediyor; verili dönemde ilk 500'e giren tekel sayısı 18.
Bir bütün olarak AB, tekel sayısı bakımından ABD'yi geride bırakarak 1. sıraya yükseliyor.
Ciro bakımından da AB, ABD'yi geride bırakarak 1. sıraya yükseliyor.
Ülkelere göre tekel sayısı bakımından sıralama: ABD, Çin, Japonya; Almanya; Fransa ve İngiltere.

Süper tekellerin ekonomik krizden etkilenme durumu ve bunun sonuçlarına göre ülkeler arasında değişen güç dengesi
Ülke/
bölge
2001'de süper tekellerin gerilemedeki, durgunluktaki ve büyümedeki payı, %
2009'da süper tekellerin gerilemedeki, durgunluktaki ve büyümedeki payı, %

Gerileme
Durgunluk
Artış
Gerileme
Durgunluk
Artış
AB
38,5
13,3
47,6
71,4
4,3
21,7
-Fransa
31,6
10,5
57,9
71,8
-
25,6
-Almanya
28,6
22,9
48,6
78,4
5,4
16,2
-İngiltere
50
8,8
38,2
53,3
10
26,7
ABD
39,4
6,1
52,5
52,9
6,4
40
Japonya
83
3,4
11,4
52,1
7
40,8
Çin
45,5
9,1
45,5
21,7
6,5
71,7
G. Kore
58,3
-
41,7
90
-
10
Hindistan
100
-
-
62,5
-
37,5
Brezilya
50
-
50
28,6
-
71,4
Rusya
50
-
50
66,7
-
33,3
Dünya
47,8
7,6
43,2
59,2
4,6
35,2

Gerileyen, durgunluk durumunda olan ve artan (büyüyen) ciro, tekellerin verili dönemdeki ekonomik krizden (2000-2004 ve 2008...?) ne denli etkilendiklerini gösterir. Bu kıstasa göre tekeller:
Yaşanmakta olan kriz 500 tekelin yüzde 59,2'sinin cirosunu olumsuz etkilemiştir; yani süper tekellerin yarıdan çoğu ciro kaybına uğramıştır, zara etmiştir. 2000-2004 krizi döneminde süper tekellerin yarısından daha azı ciro kaybına uğramıştı: Bu karşılaştırma yaşanmakta olan krizin daha ağır, daha etkili; süper tekelleri daha sarsıcı olduğunu göstermektedir.

2000-2004 krizi döneminde ve yaşanmakta olan kriz döneminde Amerikan ve AB tekelleri yaklaşık aynı oranlarda kayba uğramışlardı. Şimdiki krizde AB tekellerinin yüzde 71,4'ü ciro kaybına uğramıştır, zarar etmiştir.

Dikkati çeken diğer bir nokta da GSYİH'ya göre ihracat oranı yüksek olan Almanya ve Güney Kore gibi ülkelerin yaşanmakta olan krizden daha güçlü etkilenmeleridir; bu krizde Güney Kore tekellerinin ciro gerilemesi yüzde 90 ve Alman tekellerininki de yüzde 78,4 oranındaydı (2009).

Roza Luksemburg'u karikatürleştirerek kapitalizmi kendiliğinden çökertenler, A. Negri gibi “emperyalizmin miadını dolduranlar”, Kautsky gibi emperyalist çelişkileri yumuşatanlar ile Leninist emperyalizm analizi, kapitalizmde eşitsiz gelişme yasasının sonuçları arasındaki fark, yaşanmakta olan kapitalizm gerçekliği ile hayal dünyasında gezinti yapanlar arasındaki farktır. Bu farkı yukarıdaki değişim verilerinde de görüyoruz.