YUNANİSTAN'DA
“POST-MARKSİZM”İN ZAFERİ!
EZİLENLERİN
HÜKÜMETİ...
Yunanistan'da
25 Ocakta yapılan erken seçimlerde Syriza'nın en çok oyu alarak
hükumeti kurması yeryüzünde bütün ilericileri, devrimcileri,
komünistleri sevindirmiştir. Yunan halkının, daha doğrusu
seçmenlerinin bu kararı, ülkelerini protektorata çeviren IMF, AB
ve Avrupa Merkez Bankası'ndan oluşan Üçlü'nün diktasına,
dayatmalarına indirilen bir tokat olmuştur. Bu Üçlü bütün
dünyanın gözü önünde uluslararası sermayenin çıkarları için
nelerin yapılabileceğini göstermiş; bütün Yunan halkını
siyasi ve ekonomik olarak esir almıştı. Syriza, bu Üçlü'ye her
şeye muktedir değilsiniz, bu gidişi değiştirebiliriz diyerek
sürdürdüğü mücadeleden ve son olarak da seçimlerden büyük
bir zafer elde etmiştir. Yunan işçi sınıfının, emekçilerinin,
evet ezilenlerinin bu zaferi bizim de zaferimizdir. Ama unutmamak
gerekir ki, bu bir seçimdir ve hükümet olmaya devam etmek de
verilen vaatlerin yerine getirilmesine bağlıdır. Hal böyle
olmasına rağmen yeryüzünden yükselen sevinç çığlıkları, o
coşku adeta Yunan seçmenlerini ve bizzat Syriza'yı bile
şaşırtmıştır. Küçük burjuvazi coştu, güce tapınmada sınır
tanımadığını bir kez daha gösterdi, sınıfı falan unuttu!
Sanki “Arap Baharı”nın ilk günlerini yaşıyoruz. O dönem de
aynı çevreler coşkuda, güce tapınmakta sınır tanımıyorlardı,
sınıfı falan bir kenara atmışlardı. Bu “bahar”ın
aktörlerine bolca akıl veriyorlardı; neyi nasıl yapmaları
gerektiğini ayrıntılı olarak anlatıyorlardı. Şimdi de öyle
bir durum söz konusu; Syriza'nın koalisyon konusunda doğru adım
atıp atmadığını, öne sürülen talepleri gerçekleştirip
gerçekleştirmeyeceğini, programının nasıl olması gerektiğini,
taktik açıdan şöyle mi böyle mi yapması gerektiğini yazıp
çiziyorlar. Syriza ve Çipras'ın bundan haberi var mı, orasını
bilemem, ama uluslararası alanda Post-Marksizm'in, yani “radikal
demokrasi“nin savunuculuğunu yapan medyadan adı komünistlere
kadar uzanan geniş bir yelpazede durumdan vazife çıkartmanın
gereği yerine getiriliyor. Öyle ki, Eğe'nin batı yakasındaki
zafer, doğu yakasında daha heyecan uyandırıcı oluyor. Belki de
bu, bir şey yapamamaktan kaynaklanan çaresizliğin bir
yansımasıdır. Kim bilir, belki de şimdi çare A. Çipras ve
Syriza olacak.