EMPERYALİSTLEŞEN
TÜRKİYE VE TÜRK BURJUVAZİSİNİN DURUMU
(Darbe
Karakterli “Renkli Devrim” Girişimi ve Sonrası – V - son
makale)
Türkiye'nin
sosyo-ekonomik yapısı üzerine tartışmalar en azından
Türkiye'nin tarihi kadar eskidir. Ama en canlı tartışmalar
Türkiye devrimci hareketinin oluşma ve gelişme döneminde
olmuştur; en kaba hatlarıyla 1960'lı yılların sonundan itibaren.
Bu konu üzerine tartışmalar belli bir olgunluğa ulaşmış ve
Türkiye'de sosyo-ekonomik yapının en azından kapitalist olduğu
genel kabul görmüştür. Ama bu konuda hala öznel görüşler,
gerçeğin tamamen inkarı üzerine kurulmuş düşünceler de yok
değil. Örneğin Maocularımızın bir kanadı diğer kanadıyla
sosyo-ekonomik yapı
üzerine polemiklerinde yeni bir üretim biçimi üretme yeteneğini
sergilemiştir; “Partizan” özel sayısında (Haziran 2014)
MKP'nin 3. kongre kararlarını eleştirirken “Yarı-feodal
ilişkiler emperyalizm çağında kendi başına bir ekonomik
ilişkiler bütünü haline evrilmiştir” diyerek
yeni bir üretim biçimi keşfinde bulunuyor (1). MKP
de III. Kongre'sinde “1990’lardan
sonra coğrafyamızda, hem sanayi,
hem tarım, hem de hizmetler alanında esasta kapitalist işleyiş
feodal üretime
oranla hakim hale gelerek üretime damgasını vurmaya başladı”
(2)
tespiti
ile
bir “geç kapitalizm”den
bahsediyor.