deneme

24 Şubat 2002 Pazar

ŞER YUVASI ABD’DİR

“Terörizme” karşı mücadele adı altında çıkarlarına ters düşen örgüt ve devletlere karşı “haçlı seferi”ne çıkan Amerikan emperyalizmi, Afganistan’dan sonra saldırabileceği ülkeleri “şer ekseni” tanımlamasıyla yeniden hedef tahtasına koydu. Amerikan emperyalizminin bugünkü uluslararası konjonktürde İran ve Kuzey Kore’ye saldırması söz konusu değil. Ama Irak’a her an saldırabilir. Afganistan’dan sonra sıranın Irak’a geldiği doğrultusunda haber ve yorumlar aylardan beri sürdürülüyor. Hatta Irak’ın nasıl işgal edileceği ve S. Hüseyin rejiminin nasıl yıkılacağı üzerine senaryolar üretiliyor.
Gerekirse ABD, tek başına Irak’a saldırır denmesi, Amerikan emperyalizminin “Irak’ta terörizme” karşı mücadelesinin zor olacağına bir işarettir. Körfez Savaşında ve Afganistan’a saldırıda geniş bir emperyalist koalisyonu peşinde sürükleyen, en azından önde gelen rakiplerinin onayını alan ABD, bu sefer yalnız kalacağını hesaba katıyor.
Irak’a saldırı, yeni Balkan Savaşlarının ve Afganistan Savaşının bir devamı olacaktır. Bugün açısından emperyalistler arası çelişkilerin en çok keskinleştiği bu bölgelerde savaşın nedeni, belli emperyalist güçlerin hegemonya çabasında, çıkar çatışmasında aranmalıdır.
Balkanlar ve Afganistan, Amerikan emperyalizmi önderliğinde “barış”a kavuşturuldu. Şimdi sıra Irak’a geldi. Ama Irak’ta emperyalist ülkeler arasındaki çıkar çatışması, Saddam rejimini devirmek için gerekli ittifaktan daha güçlü.
Irak, dünya petrol rezerv ve üretiminin önemli bir kısmına sahip. Dünyanın en büyük enerji(petrol) yatağı, Basra Körfezinde bulunuyor. Bölgeyi ve dolayısıyla Irak’ı önemli kılan bu.
Körfez Savaşından sonra konan ambargo ile Irak petrol üretimi sınırlandırıldı. Bu arada Irak, Rus, Çin, Japon, Fransız petrol şirketleriyle anlaşmalar yaptı. Ancak, ambargo devam ettiği müddetçe bu anlaşmalar geçerli olmuyor. Bu durumda ABD ve İngiltere, ambargonun mutlaka devamını istiyorlar. Ama ambargonun kaldırılmasını isteyenler de giderek seslerini yükseltiyorlar. Bu durumda Irak petrollerini rakiplerine kaptırmak istemeyen ABD, yeni bir durum oluşturmak ve ülkenin petrollerini ele geçirmek için, “terörizme karşı savaş” bahanesiyle Irak’a saldırmaktan başka çıkar yol görmüyor.
Irak’ta oyun oldukça açık oynanıyor:
-ABD, Saddam rejimini devirmek istiyor, çünkü bu rejim, Amerikan tekellerinin, bir bütün olarak Amerikan emperyalizminin çıkarlarına hizmet etmiyor.
-Rusya, Çin, Japonya ve bir bütün olarak AB, Irak’a saldırılmasına karşı çıkıyorlar, çünkü Saddam rejiminin yıkılması durumunda yapmış oldukları petrol anlaşmaları geçersiz olacaktır.
-ABD ve İngiltere, Irak’a uygulanan ambargonun devamından yanalar. Çünkü böylece Irak’ın diğer emperyalist ülkelerle yapmış olduğu petrol anlaşmaları kâğıt üzerinde kalacak.
-Rusya, Çin, Japonya ve AB, Irak’a uygulanan ambargonun kaldırılmasını talep ediyorlar. Çünkü böylece yapmış oldukları petrol anlaşmaları yürürlüğe girecek.
Amerikan emperyalizmi, durumu kendi lehine değiştirmek için saldıracaktır. Irak’ta, öncelikle Amerikan çıkarlarına hizmet eden yeni bir rejim kurmaya çalışacaktır. Amaç bu ve şerlik de bu.