deneme

19 Ekim 2011 Çarşamba

12 EYLÜL DARBESİNİN POLİTİK EKONOMİSİ VE EMPERYALİSTLEŞEN TÜRKİYE (II)

-->
G-7 ve E-7 ülkeleri karşılaştırması ve değişen güç dengeleri:
Sanayide üretilen artı değerin GSYİH'daki payına göre yapısal değişim

G-7 ülkelerinde sanayide üretilen artı değerin GSYİH'daki payı:
Verili dönem içinde söz konusu bu ülkelerde GSYİH'da sanayide üretilen artı değerin payı küçümsenemeyecek oranlarda gerilemiştir. GSYİH'da sanayide üretilen artı değerin payı en çok İngiltere'de gerilemiştir. Bu ülkeyi diğer ülkeler takip etmiştir. Böylece sanayide artı değerin GSYİH'daki payı İngiltere'de yüzde 42,1'den yüzde 22,56'ya (19,54 puanlık bir gerileme); ABD'de yüzde 35,24'ten yüzde 21,29'a (13,95 puanlık bir gerileme); Japonya'da yüzde 45,31'den yüzde 27,97'ye (17,34 puanlık bir gerileme); Almanya'da yüzde 48,09'dan yüzde 29,64'e (18,45 puanlık bir gerileme); Fransa'da yüzde 34,94'ten yüzde 20,28'e (14,66 puanlık bir gerileme); İtalya'da yüzde 39,29'dan yüzde 26,93'e (12,36 puanlık bir gerileme); Kanada'da 1970-2006 arasında yüzde 38,05'ten yüzde 31,82'ye (6,23 puanlık bir gerileme) ve dünya ortalaması olarak da yüzde 38,17'den yüzde 26,96'ya (1,21 puanlık bir gerileme) düşmüştür. Bazı ülkelerde bu pay 1970'de neredeyse yüzde 50'den üçte bire; bazılarında üçte birden beşte bire düşmüştür. Dünya ortalamasındaki gerileme oranının nispeten az olması, başka ülkelerde sanayi üretiminin arttığının bir göstergesidir. Bu ülkelerde GSYİH'da sanayide elde edilen artı değerin payı verili dönem içinde genellikle yüzde 50 bandından yüzde 30 ila yüzde 20 bandına kadar gerilemiştir.

17 Ekim 2011 Pazartesi

BORÇLANMA KRİZİ, PROTESTOLAR


AB'de yaşanmakta olan borçlanma krizi, 2008'de patlak veren dünya ekonomik krizinin devamıdır. O dönemde hazırlanan ve uygulanan ekonomiyi destekleme paketleri (Konjonktür programları) sonucunda ekonomide belli bir „istikrar“ sağlanmıştı. Bu „istikrar“, bazı bankaların iflasını ve sermayenin kendi yasal seyri içinde değersizleşmesini (sermaye kıyımı) engellemekten başka bir anlam taşımıyordu. Destekleme paketleri mali sektöre yaramıştı ve ne kadar yaradığının sonuçlarını da şimdi görüyoruz. Hükümetler kriz sürecine müdahale etmekle sermayenin kendi seyri içinde kriz sürecinde ortaya çıkan çelişkilerinin ve çözümünün deforme olmasına neden oldular ve özel sektörün batık kredileri kamu kredileriyle kapatılarak önemli bazı bankaların iflası engellendi. Ama bu müdahalenin sonucu da devlet borçlanmasının olağanüstü artması ve borçlanma krizinin patlak vermesi oldu.