ULUSAL
GÜVENLİK POLİTİKASI VE TÜRK BURJUVAZİSİNİN DURUMU
(Darbe
Karakterli “Renkli Devrim” Girişimi ve Sonrası – IV)
1-Ulusal
Güvenlik ve Jeopolitika
Ulusal
güvenlik politikası veya bu politikanın formüle edildiği ve
koşullara göre değişen ulusal güvenlik konsepti, esas itibariyle
emperyalist çağda rekabet, bölge ve dünya hegemonyası için
oluşturulan jeopoltikanın doğrudan bir ifadesi olarak emperyalist
ülkeler ve bölgesel gücü olan devletler tarafından
geliştirilmiştir. Kavram olarak “ulusal güvenlik”, ilk defa
II. Dünya Savaşı sonrasında Amerikan emperyalizmi tarafından
kapitalist dünyanın önce sosyalist, sonra da revizyonist dünya
karşısında çıkarlarını savunmak için kullanılmaya
başlanmıştır. 1947'de çıkartılan Ulusal Güvenlik Yasası
(“National Security Act”), görünüşte ABD'nin güvenliğiyle
ilgilidir. Ama Amerikan emperyalizmi, o zaman kapitalist dünya
üzerinde kurduğu hakimiyetini devamlı kılmak için kapitalist
dünyanın güvenliğini ABD'nin ulusal güvenliğine entegre
etmiştir. Bunun en açık yansımasını NATO'nun kurulmasında ve
işlevinde görmekteyiz.