AFRİN’İ
İŞGAL GİRİŞİMİ SÖMÜRGECİLİKTİR,
TÜRK
BURJUVAZİSİNİN ULUSAL GÜVENLİK POLİTİKASININ BİR SONUCUDUR
Afrin’i
işgal girişimi, sömürgeci hayalde, Kürt halkına yönelik
katliamda yeni bir adımdır; Suriye merkezli Ortadoğu’da
emperyalistler arası (Rusya-ABD) çıkar çatışmasının yeni bir
görünümüdür. Bu, kendi geleceğini kendi eline almak isteyen,
kendi yönetimini özgürce kurmak, özgürce yaşamak isteyen Afrin
halkına baskıyı ve sömürgeciliği dayatmaktır. Bu işgal
girişimi Türk burjuvazisinin ulusal güvenlik konzepti
algılamasının bir sonucudur; bunda ne işçi sınıfının ne
emekçi yığınları ve ne de bölge halklarının bir çıkarı
vardır. Bu, Suriye sahasında yer alan irili ufaklı işgalci güçler
arasındaki çelişkilerin bir yansıma biçimidir. Sorun sadece
Arfin’le sınırlı olarak da kalmayacaktır. Cerablus-el Bab’ın
işgali döneminde öncelikle Menbiç ve Afrin de dillendirilmişti.
İşgalcilerin Afrin’de amaçlarına ulaşmaları durumunda sırada
Menbiç ve “Fırat’ın doğu yakası”nın olduğu açıkça
söylenmektedir.