11.
makale
YOLUN
SONU (III)
POST-MARKSİZMİN
ANTİ-SINIFÇILIĞI - EZİLENLER
Post-Marksist
arayışların Anadolu coğrafyasına yansımaları (II)
(Sıkça
sorulan sorular)
Negri’nin
“Çokluk” Teorisi ve “Ezilenler” Arasındaki Diyalektik Bağ
Sorunun
çerçevesini çizmek için önce bu anlayışın fikir babası olan
küçük burjuva anarşizan, “İmparatorluk” kurucusu T.
Negri'nin konumuza ilişkin anlayışından başlamak gerekiyor.
“İmparatorluk”
kitabında savunulan teori genel anlamda “post operaizm” olarak
tanımlanır. Teoriye geçen yüzyılın ‘60’lı ve ‘70’li
yıllarında İtalya’da gelişen operaizm (“İşçicilik”)
hareketi kaynaklık etmektedir. Bu hareketin önde gelenlerinden
birisi de T. Negri’dir. Operaizme göre kapitalist gelişmenin
motoru işçi sınıfının mücadelesidir. İmparatorluk'ta ise
gelişmenin motoru “çokluk“un mücadelesidir. İmparatorluk
teorisine göre toplumun bütün kesimleri kapitalizmin gelişen
hâkimiyet yapısına tamamen tabi kılınmıştır. Ulus-devletler
işlevlerinin büyük bir kısmını kaybetmişler ve kaybedilen
görevler sosyal gruplar ve hareketler tarafından üstlenilmiştir.
Böylece baskı ve sömürünün örgütlenmesinin yeni bir
yapılanması kaçınılmaz olmuştur.
Konumuzu
ilgilendirdiği kadarıyla İmparatorluk'ta öne sürülen tezleri
şöyle formüle edebiliriz: