deneme

22 Ocak 2013 Salı

YOLUN SONU (III)

-->
11. makale

YOLUN SONU (III)

POST-MARKSİZMİN ANTİ-SINIFÇILIĞI - EZİLENLER

Post-Marksist arayışların Anadolu coğrafyasına yansımaları (II)
(Sıkça sorulan sorular)

Negri’nin “Çokluk” Teorisi ve “Ezilenler” Arasındaki Diyalektik Bağ

Sorunun çerçevesini çizmek için önce bu anlayışın fikir babası olan küçük burjuva anarşizan, “İmparatorluk” kurucusu T. Negri'nin konumuza ilişkin anlayışından başlamak gerekiyor.

İmparatorluk” kitabında savunulan teori genel anlamda “post operaizm” olarak tanımlanır. Teoriye geçen yüzyılın ‘60’lı ve ‘70’li yıllarında İtalya’da gelişen operaizm (“İşçicilik”) hareketi kaynaklık etmektedir. Bu hareketin önde gelenlerinden birisi de T. Negri’dir. Operaizme göre kapitalist gelişmenin motoru işçi sınıfının mücadelesidir. İmparatorluk'ta ise gelişmenin motoru “çokluk“un mücadelesidir. İmparatorluk teorisine göre toplumun bütün kesimleri kapitalizmin gelişen hâkimiyet yapısına tamamen tabi kılınmıştır. Ulus-devletler işlevlerinin büyük bir kısmını kaybetmişler ve kaybedilen görevler sosyal gruplar ve hareketler tarafından üstlenilmiştir. Böylece baskı ve sömürünün örgütlenmesinin yeni bir yapılanması kaçınılmaz olmuştur.

Konumuzu ilgilendirdiği kadarıyla İmparatorluk'ta öne sürülen tezleri şöyle formüle edebiliriz:

10 Ocak 2013 Perşembe

TÜRKİYE'DE İŞÇİ SINIFININ YAPISI, BİLEŞİMİ VE KAPSAMI




TÜRKİYE'DE İŞÇİ SINIFININ YAPISI, BİLEŞİMİ VE KAPSAMI

Bu yazı, Marksist Teori'nin 6. (Mayıs-Haziran 2012) ve 7. (Temmuz-Ağustos 2012) sayılarında kısaltılarak yayımlanan yazının orijinalıdır.

Yazının konusunu yaklaşık tam belirleyebilmek için önce bazı kavramlara açıklık getirmek gerekiyor. Ücretliler, genellikle hizmet sektöründe çalışıyorlar. Hizmet sektörü ise genellikle maddi değerlerin üretilmediği sektördür. Çok sayıda değişik alt sektörlerden oluşan ve toplumsal ilerlemenin sonucu olarak kendini sürekli alt sektörlerle üretebilen bu sektörde çalışanların sınıfsal konumu devamlı tartışma konusu olmuştur. Sağlık, eğitim; sosyal hizmetler alanında, bankalarda, sigorta şirketlerinde, toplu taşımacılıkta, iletişimde, bir bütün olarak devlet bürokrasisinde vs. çalışanların ezici çoğunluğu, toplumsal iş bölümündeki konumlarından ve ücretlendirilme biçiminden dolayı işçi sınıfına göre birtakım farklı özelliklere sahiptir. Bu sektörde çalışanlar, başlı başına bir sınıfsal konuma sahip değiller. Yani ayrı bir sınıfı oluşturmazlar. Bu sektörde çalışanların bir kısmı, kimi özelliklerinden dolayı işçi sınıfının bir parçasıdır. Bir kısmı, kimi özelliklerinden dolayı işçi sınıfına yakınken, bir kısmı da kimi özelliklerinden dolayı küçük ve büyük burjuvazinin bir bileşenidir.