31.10.2009
KAPİTALİZMİN ALTERNATİFİ SOSYALİZMDİR (III)
SOSYALİZMDE VE KAPİTALİZMDE TEMEL EKONOMİK YASA
Sovyetler Birliği’nde (sosyalizmde) ekonomik yapının karakteri konusunda fikir verici en önemli göstergelerden birisi de üretim biçiminin temel yasasıdır.
Kapitalizmin ekonomik temel yasası:
“Modern kapitalizmin ekonomik temel yasasının en önemli özellikleri ve gerekçeleri şöyle formüle edilebilir. Verili ülke nüfusu çoğunluğunun sömürüsü, yıkımı ve yoksullaştırılmasıyla, başka ülke halklarının, özellikle de geri ülkelerin köleleştirilmesi ve sistematik talanıyla ve nihayetinde en yüksek karı elde etmeye hizmet eden savaşlarla ve ekonominin askerileştirilmesiyle kapitalist azami karın teminat altına alınmasıdır”(1).
Sosyalizmin temel ekonomik yasası:
“Sosyalizmin ekonomik temel yasasının önemli özellikleri ve gereksinimleri aşağı-yukarı şöyle formüle edilebilir: En gelişmiş teknik temelinde sosyalist üretimin kesintisiz büyümesi ve devamlı mükemmelleştirilmesiyle bütün toplumun devamlı artan maddi ve kültürel ihtiyaçlarının azami tatmininin teminat altına alınması”(2). “Bütün toplumun devamlı artan maddi ve kültürel ihtiyaçlarının azami tatmin edilmesinin teminat altına alınması –bu, sosyalist üretimin amacıdır; en gelişmiş teknik temelinde sosyalist üretimin kesintisiz büyümesi ve devamlı mükemmelleştirilmesi- bu, amaca ulaşmak için araçtır.
Bu sosyalizmin ekonomik temel yasasıdır”(3).
Kapitalizmle karşılaştırıldığında sosyalizmde temel ekonomik yasa:
1-Azami karın teminat altına alınması yerine toplumun maddi ve kültürel ihtiyaçlarının azami tatmininin teminat altına alınmasıdır.
2-Yükselişten krize ve krizden yükselişe (gibi) kesintisiyle üretimin gelişmesi yerine, üretimin kesintisiz büyümesidir.
3-Periyodik, toplumun üretici güçlerinin tahribatının refakat ettiği tekniğin gelişmesindeki kesintilerin yerine en çok gelişmiş teknik bazında üretimin devamlı mükemmelleştirilmesidir (4).
Bu yasa, toplumsal mülkiyetin gerçekleştirilmesiyle; sosyalist üretim ilişkilerinin kurulmasıyla, yani kapitalist üretim/mülkiyet ilişkilerinin yıkılması ve yeni (sosyalist) ekonomik koşulların oluşmasıyla etkili olmaya başlar. Böylelikle, kapitalizmde amaç olan azami kar için üretimin yerini, sosyalizmde amaç olan ihtiyaçların azami tatmini için üretim alır. “Sosyalist üretimin amacı, ihtiyaçlarıyla insandır”.
Bütün eksikliklerine rağmen böyle bir düzen SB’nde kurulmuştu.
1939’da yayımladığı “Dünyanın Altıda Biri” kitabında H. Johnson, bu olgu şöyle anlatılır:
“Dünyanın altıda biri deneme aşamasını aştı. Her geçen yıl, bunu daha iyi görüyoruz. Sosyalist toplum düzeni henüz mükemmel değil. SB’nde birçok alanda büyük iyileştirmeler yapılmalıdır...
SB’nde bütün fabrikalar, maden ocakları, demiryolları, deniz, tarım ve ticaret işletmeciliği bütün halkın mülkiyetinde, ülkenin iktisadi ve toplumsal yaşamı, kamu refahı için örgütlenmiştir. Tam eşitlik, ırkına, etniğine bakmaksızın devletin yönetimine yeteneklerine uygun olarak katılmalarını vatandaşlara olanaklı kılıyor. Cinsiyetlerin tam eşitliği –aynı işe aynı ücret- asla geri alınamaz ilke. Eğitim için herkes eşit hakka sahip... Yüksek okula gidenler, burs alıyorlar. Herkes için iş var; işsizlik bilinmiyor. Ekonomik krizler yok. Fiyatlar sürekli düşüyor, ücretler sürekli artıyor. Günlük en yüksek çalışma süresi 8 saat, ama ortalama olarak 7 saatten az. Her işçi yılda en azından 2 hafta ödenmiş izin alır. Sağlık işleri ücretsiz. Hastalık durumunda işçiler, ücretlerini sanki çalışıyorlarmış gibi alırlar”(5).
Burada, SB’nde sosyalizmin ekonomik temel yasasının uygulanışı anlatılmaktadır.
Sosyalist inşanın giderek kapsamlaşmasının, derinleşmesinin; mükemmelleşmesinin yegane ölçeği, bu ekonomik temel yasanın geçerli olup olmamasıdır. Bu yasanın ne denli geçerli olduğu, bilimsel tartışmaların ötesinde çoğumuzun okuduğu romanlara, şiirlere bile yansımıştır.
Stalin’in “SSCB’nde Sosyalizmin Ekonomik Sorunları” yapıtında ele aldığı en önemli sorunlardan birisi de kapitalizmde ve sosyalizmde ekonomik temel yasadır. Bu yasanın keşfedilmesi ve etkisinin açıklanması Stalin’in Marksist teoriye bir katkısıdır.
Adı geçen eserinde Stalin; üretim-tüketim bağlamında antimarksist görüşleri eleştirir ve sosyalizmin ekonomik temel yasasından amaç olarak üretimin dışlanmasının kaçınılmaz olarak burjuva ideolojisinin saflarına götüreceğini, böylece üretim artışının kendine yeten amaç olarak görüleceğini ve ihtiyaçlarıyla insanın sahneden silineceğini açıklar.
Üretim amacı, üretimin özünün ortaya çıkartılmasında oldukça önemli teorik bir sorundur.
Marksist-leninist politik ekonomi, kapitalist ve sosyalist üretimin birbirine tamamen zıt amacını eksiksiz açıklığa kavuşturmuştur. r.
Kapitalist üretimin dolaysız amacı, sosyalist üretimin aksine, metaların üretimi değildir; artı değer ve kardır. “Artı değer üretimi,... kapitalist üretimin dolaysız amacı ve belirleyici motifidir” (K. Marks, Kapital, C. III).
Kar oranı, kapitalist üretimi harekete geçiren dürtüdür; bu nedenle kapitalizmde üretimin genişlemesi veya daralması, üretimin gereksinimler bağlamında ele alınmaz; tersine burada, üretimin genişleme ve daralma seyrinde belirleyici olan kardır, kar oranıdır.
Daha 1907’de “Anarşizm veya Sosyalizm?” yapıtında Stalin; sosyalist topluma ilişkin şunları söylüyordu:
“Geleceğin üretiminin temel amacı, kapitalistlerin karının yükseltilmesi yararına satış için meta üretmek değil, doğrudan doğruya toplumun gereksinimlerini karşılamaktır. Meta üretiminin, kar için yarışmanın vb. burada yeri olmayacaktır”(6).
İnsanlık tarihinde ilk defa sosyalizmde kişisel ve toplumsal çıkarların doğru ilişkilenişi için önkoşullar oluşturulmuş ve SB’nde sosyalizmin inşası, kişisel ve toplumsal çıkarları antagonist çıkarlar olmaktan çıkarmıştı..
Her amaca, kendine tekabül eden araçla ulaşılır. Kapitalizm (emperyalizm) koşullarında üretimin amacı, azami kardır. Bu amaca ulaşmak için araç, işçi sınıfının ve emekçi yığınların sömürülmesidir. Kapitalizmin temel ekonomik yasası, kapitalist üretimin amacı ile ona ulaşmak için kullanılan araçlar arasında diyalektik bir bütünselliği, birliği içerir veya ifade eder: Azami kar (amaç), sömürü, talan (araç).
Üretim araçlarının sosyalist mülkiyeti, üreticileri birleştirir, ekonomik gelişme için yeni motivasyon kaynağı ve itici güç olur. Sosyalist üretimin amacına ulaşması için sosyalist toplum, üretimi sürekli geliştirmek ve en modern teknoloji temelinde mükemmelleştirmek göreviyle karşı karşıyadır. Bu, sosyalist üretimin amacının ve ona ulaşmak için araçların diyalektik birliğidir; karşılıklı bağımlılığıdır; ancak bu birlik sağlandığında sosyalist inşanın derinleşmesinin, komünizme doğru gelişmesinin kaynağı olur.
Üretim araçlarının toplumsal/sosyalist mülkiyeti, üretimin arttırılması için sınırsız olanaklar sunar:
“Modern üretici güçlerin gelişmesi, mevcut kapitalist mülkiyet tarafından engellenmektedir. Ancak, geleceğin toplumunda bu mülkiyetin olmayacağı düşünülürse, üretici güçlerin kat kat artacağı kendiliğinden ortaya çıkar”(7).
Bunun böyle olduğunu SB’nde sosyalizmin inşası kanıtlamıştır. Aynı zamanda, modern revizyonistlerin iktidara gelmesiyle uygulamaya konan reformlar da bunun böyle olduğunu ters yönden kanıtlamıştır.
KAYNAKLAR:
1) Stalin; C. 15, Ökonomische Probleme des Sozialismus in der UdSSR, s. 290.
2) Stalin; agk, s. 291.
3) Stalin; agk., s. 327.
4)Stalin; Agk, s. 292.
5) Hewlett Johnson, Canterbury Dekanı; “1/6 der Erde”, s. 83/84, Berlin 1947.
6)Stalin; C. I, s. 291/292.
7)Stalin; C. I, s. 294.