EKİM
DEVRİMİNİN 92. YILDÖNÜMÜNDE KAPİTALİZM VE SOSYALİZM
Yaşanan ekonomik kriz,
1929-32 dünya krizini çağrıştıracak derecede ağır. 1929 krizi
denince akla ister istemez sosyalizm; Sovyetler Birliğin'de (SB)
sosyalizmin inşası geliyor. Ekim Devriminin 92. yıl dönümünde
1929 krizini ve yaşanan krizi ve SB'de sosyalizmin inşasını göz
önünde tutarak her iki sistemi bazı noktalarda karşılaştıralım
dedik. Bakalım hangi sonuçlara varacağız.
Sosyalizm, kapitalist sistemin
işlerliğinin temel direklerinden olan hisse senedi ve bunun
ticaretini tanımaz. Yaşanan krizin ilk aylarında dünya
borsalarında 1929-1932 krizindekinden daha sert bir düşüş
yaşanıyor. Bu anlamda şimdiki kriz 1929-32 krizinden daha ağırdır.
Ekim
2008'e gelindiğinde uluslararası spekülasyon, borsa ve banka
krizinden dolayı kaybedilen -kıyıma uğrayan- para hacmi,
kapitalist dünya ekonomisinde şimdiye kadar yaşanmış olan en
kapsamlı ve en derin krizden -1929-1932 krizi- en azından 400 kere
daha büyüktü. Dünya çapında toplam borsa değerinin (yaklaşık
67 trilyon doların) neredeyse yarısı yok olmuştur. Wall
Street'te yok olan borsa değeri 7,3 trilyon dolardır; rekor bir
sermaye kıyımı. Bu denli bir düşüş 1929'da dahi yaşanmamıştır.
Dünya ticareti hacminin
gerilemesi her iki krizin ilk ayları karşılaştırıldığında
şimdiki krizde 1929-32 krizine nazaran oldukça sert olmuştur. 1929
krizinde dolayı kapitalist dünyada ticaret cirosu yaklaşık %60
oranında gerilemiştir.
Dünya sanayi üretimi
bakımından: 1929'a göre 1933'te sanayi üretimi ABD'de yüzde
46,2; İngiltere'de yüzde 16,2; Almanya'da yüzde 40,2 ve Fransa'da
yüze 30,9 oranında mutlak gerilerken SB'de yüzde 84,7 oranında
artmıştır.
Sanayi üretimi 1913'e göre
hesaplandığında daha vahim bir durum ortaya çıkıyor: Sanayi
üretimi 1932'de 1913'deki seviyesinden ABD'de yüzde 8,6;
İngiltere'de yüzde 17,5; Almanya'da 32,4; Fransa'da yüzde 3,9
oranında mutlak olarak daha geriydi. Ama aynı dönemde Sovyet
sanayi üretimi yüzde 359 oranında; 3,5 misli artmıştı.
Kapitalizmde üretimde anarşi
hakimdir, sosyalizmde planlı ekonomi esastır; sosyalizm
sanayileşmektir, üretici güçlerin özgür gelişmesidir;
kapitalizm çürümektir, durgunluktur, üretici güçlerin
tahribidir. 1917'den 1956'ya sanayi üretimi ABD'de ancak 3,4;
İngiltere'de 2,1 ve Fransa'da 3,1 misli artarken SB'de toplam sanayi
üretimi 42,3 ve büyük sanayi üretimi de 69,5 misli artmıştır.
Krizsiz
kapitalizm olmaz; kapitalizm kriz ve yoksulluk demektir. Sosyalizm
kriz tanımaz, sosyalizm refah demektir. 1929 krizinde olduğu gibi
yaşanan krizde de on milyonlarca işçi sokağa atıldı, trilyon
dolarlarla ifade edilen sermaye kıyımı yapıldı. Sosyalizmi inşa
eden SB'de 1931 yılı itibariyle işsizlik ortadan kaldırıldı;
artık Sovyet insanının işsizliğin ne olduğunu tanımadığı,
yaşamadığı bir dönem açılmış
oluyordu.
Kapitalizmde
iş gücü metadır; alınıp satılır; sosyalizmde iş gücü meta
olmaktan; alınıp satılmaktan çıkmıştır. Kapitalist dünyada
ücretler reel ve nominal olarak düşerken, SB'de reel ücretler
sanayi ve inşaatta 1913'e göre 1956'da 4,8 misli artmıştı.
Kapitalizmde emekçi köylülük yoksullaşırken, SB'de emekçi
köylülerin ücretleri 1913'ten 1956'ya 6 misli artmıştı.
Kapitalist dünyada tüketim araçları fiyatları artarken, SB'de
temel gıda maddelerinin fiyatları sürekli düşmüştür.
1913'ten 1953'e ulusal gelir
kapitalist dünyada, örneğin ABD'de ancak 2,9; İngiltere'de 1,7 ve
Fransa'da 1,4 misli artarken SB'de 13,7 misli artmıştır.
Kapitalizm
cehalet üretir; insanları bilgisizliğe mahkum eder. Sosyalizm
kültür devrimidir;1917'den 1956'ya genel eğitim okullarına
gidenlerin sayısı 3,1; teknik
ve başkaca meslek orta okullarına (açık öğretim dahil)
gidenlerin sayısı 37; yüksek okullara gidenlerin sayısı 16;
askeri hizmetliler hariç yüksek okul ve meslek okulu eğitimi alan
uzmanların sayısı 33; basılan kitap tirajı 11; gazetelerin
günlük tirajı 16; kulüp sayısı 536; halk kütüphanesi sayısı
10; bu kütüphanelerde kitap sayısı 69; daimi kreşlerde yer
sayısı 1757; diş doktoru hariç doktor sayısı 14; hastane yatak
sayısı 6,6 misli artmıştır. Sosyalizmde hizmet sektörü
ücretsizdir; halkın sağlığı, refahı ve kültürel gelişmesi
içindir. Kapitalizmde tam da tersi geçerlidir; hizmet sektörü;
sağlık, emeklilik, kültürel kurumlar özelleştirilmekte, kazanç
amaçlı yapılmaktadır.
Ekim Devrimi insanlığın
gelişmesinde çığır açıcı bir rol oynamıştır; sömürü,
baskı, özel mülkiyet sisteminin yıkılabileceğini; en demokratik
sistemin; proletarya diktatörlüğünün kurulabileceğini,
sömürüsüz sistemin, sosyalizmin inşa edilebileceğini;
kapitalizmin alternatifinin sosyalizm olduğunu göstermiştir. Ekim
Devrimi bir başlangıçtı. Sosyalizmin değerlerinin yeniden
gündemleştiği günümüz koşullarında; arayış içinde olan
insanların yüzünü sosyalizme çevirmesinde Ekim Devrimi ve SB'de
inşa edilen sosyalizmin anımsanması onun nasıl bir başlangıç
olduğunu gösterir.
Che'nin “bir, iki, üç,
daha fazla Vietnam”ı, bir, iki, üç, daha fazla Ekim Devrimi
olarak algılanmalıdır.
Kasım 2009