SSCB
- KADIN DEVRİMİ ÜLKESİ
TEMEL
GÖSTERGELER
(100.
YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ)
7.
Makale
Kadının
toplumda eşit haklara sahip olmaması bütün dünyada ilerici
insanların tepkisine neden olmuştur. Yüzyıllardan beri devam
eden bu mücadelenin çeşitli dönemlerinde çeşitli teoriler
oluşturulmuş ve bu teorilerin yaşama uygulanmasıyla “kadın
sorunu”nun çözüleceği iddia edilmiştir. Ne var ki, tarihsel
gelişme, kadın sorununun çeşitli teorilere göre çözülmediğini
ve çözülemeyeceğini de göstermiştir. Nihayetinde bu teorileri
oluşturanların teorik ve politik ufku burjuva ideolojisiyle
sınırlıydı ve kadın sorununun esasını oluşturan eşitsizliğin
sınıfsal karakterini görmüyordu. Görmüş olsalardı, kadının
özgürlüğünü talep etmezlerdi, çünkü kadının gerçek
özgürlüğü emekçi yığınların kapitalist sömürüden,
boyunduruktan kurtulması olmaksızın mümkün değildir. Bu durumda
kadının kurtuluşu için çeşitli teoriler oluşturan burjuva
unsurlar, savundukları sistemin yıkılması pahasına kadının
özgürlüğünü savunmuş olurlardı.
Bu
soruna sadece Marksizm-Leninizm doğru teorik ve pratik çözüm
getirmiştir. Nihayetinde bu bir devrim sorunudur (kapitalizm
koşullarında birtakım hakların ve özgürlüklerin elde edilmesi
için mücadeleden bahsetmiyorum) ve devrimde kadın sorununun nasıl
ele alındığını da Ekim Devrimi ve sonrasında sosyalizmin inşa
sürecinde görmekteyiz.
Bolşevik
Parti, Ekim Devrimi öncesinde ve sonrasında kadının kurtuluşunun
tek doğru yolunun nasıl olabileceğini göstermiştir; işçi
sınıfı ile ortak; toplumsal kurtuluş için mücadele. Bu nedenle
Bolşevik Parti, kadının toplumsal kurtuluşunu, toplumsal konumunu
kapitalizme karşı ve aynı zamanda sosyalizmin inşası için
mücadelenin kısmi sorunu; onun bir parçası olarak görmüştür.
Bolşevik Partinin kadın sorununa yaklaşımını Kürt Özgürlük
Hareket erken ve doğru anlamıştır. Kürt Özgürlük Hareketinin
kandın sorununa verdiği önemi pratikte de görmekteyiz. Ama buna
rağmen, kadın sorununu hiçbir zaman Kürt ulusal sorununun kısmi
sorunu olduğunun ötesinde anlamamıştır; Kürt kadınının
kurtuluşunu Kürt ulusunun kurtuluşunun bir parçası olarak
görmüştür.
Kadın
sorununun Bolşevik Partinin devrim öncesinde -kapitalizme karşı
mücadele- ve devrim sonrasında -sosyalizmin inşası için
mücadele- teorisinde ve pratiğinde bütünün -sınıf
mücadelesinin- kendisi olmamıştır; ne kadar önemli olursa olsun
o bütünün bir parçası olmuştur.
Bolşevik
Parti, önderleri Lenin ve Stalin, kadının kapitalist topluda veya
da sömürüye dayanan toplumlarda baskı altında tutulmasının;
boyunduruk altına alınmasının doğrudan bir sistem sorunu
olduğunu ve bundan yegane kurtuluşun da o sistemi yıkmaktan
geçtiğini sürekli açıklamışlardır. Bu anlamda burjuva
feminist hareketin yaydığı, temel toplumsal değişim olmaksızın;
bunun için mücadele yapılmaksızın kadınlar eşit haklara sahip
olabilirler hayalini sürekli teşhir etmişlerdir.
Rusya'nın
emekçi kadınları proleter devrimin zaferi için işçi sınıfıyla
birlikte ve onun bir parçası olarak mücadele etmiş ve zaferin
sonucunda da tam eşitliği elde etmişlerdir.
Ekim
Devrimi, emekçi kadınlar için erkeklerle tam siyasi ve ekonomik
eşitliği sağlamıştır. Bu, sadece söylemde kalan bir eşitlik
değildi; Sovyet iktidarı kuruluşunun daha ilk günlerinden
itibaren işçi kadınları ve emekçi köylü kadınları, toplumsal
ve ekonomik yaşamın örgütlenmesine aktif katılıma çekmiştir;
onları toplumsal verimli, sosyalist çalışmaya aktif katmıştır.
Bolşevik
Parti, kadınları devlet işlerine çekmek ve onların siyasi
eğitimi için devasa faaliyetler örgütlemiş ve yürütmüştür.
Kadın
sorununda Bolşevik Partinin politikasının gerçekleştirilmesi,
devlet, toplumsal, ekonomi ve kültürel yaşamın her alanında
kadın ve erkek eşitliğini sağlamıştır.
Bu
gerçeklik veya SSCB'de sosyalizmin inkar edilemez başarıları
nihayetinde Sovyet Anayasasında da yerini almıştır. Anayasanın
122. maddesi şöyle der: “SSCB'de kadın ekonomik, devletsel,
kültürel, toplumsal ve siyasi yaşamın bütün alanlarında
erkeğin sahip olduğu haklara sahiptir” (SSCB Anayasası, s.
44, 1947).
Erkek
için olduğu gibi kadın içinde çalışma, dinlenme, eşit ücret,
eğitim, yaşlılıkta maddi bakım hakkı garanti atına alınmıştır.
Sovyet
kadını için bütün eğitim dalları ve bütün meslekler açıktı;
mühendis, agronom, makinist, pilot, eğitmen, yönetici, fabrika
müdürü, bakan vs. olmak Sovyet kadını için normaldi. Toplumsal
örgütlerin faaliyetine Sovyet kadınları oldukça aktif
katılmışlardır; sendikaların yüz binlerce aktivist kadınları
vardı. Çok sayıda kadın, sendikaların, gençlik örgütlerinin,
kooperatiflerin ve başkaca örgütlerin sorumlu fonksiyonlarını
üstlenmişlerdi.
Sovyet
emekçi kadınlar ekonomide çok önemli bir rol oynamışlardır;
önemli görevler üstlenmişlerdir. Aşağıda bunu göstereceğiz,
ama burada şu kadarını söyleyelim: Milyonlarca işçi kadın
Sovyet sanayisinin ve tarımının en iyi işçileri durumuna
geldiler. Yüksek eğitim almış uzmanların yarıdan çoğunu
kadınlar oluşturmuştur. Öyle ki, bazı doktorluk, pedagog gibi
özgün mesleklerde kadınlar toplamın ezici bir çoğunluğunu
oluşturmuşlardı.
Partinin
teşviki sonucunda kadınlar devlet yönetimine aktif katıldılar.
Örneğin 1922'de ilk Sovyet Kongresinde Merkezi Yürütme Komitesine
seçilen üyeler arasında beş kadın vardı; 1937'de ise SSCB
Yüksek Sovyeti'ne seçilen temsilciler arasında kadınların sayısı
17 idi. 1946'da Yüksek Sovyet'e seçilen kadın temsilci (vekil)
sayısı 277 idi. 1950'de bu sayı 280'e çıkmıştır. 1947'de
Birlik ve Otonom Cumhuriyetlerin Yüksek Sovyetleri'ne seçilen
kadın vekil sayısı 1700 idi. Yaklaşık yarım milyon kadın
Emekçi Vekillerinin yerel Sovyetleri'nin vekilliği görevine
seçilmişlerdi.
Ekim
Devriminden önce, örneğin Orta Asya'da veya İslam dinin hakim
olduğu toplumlarda kadınların örtünmeden dışarı çıkmaları
yasaktı. Ama devrimden sonra bu durum tamamen değişmiştir;
Bolşevik Parti ve Sovyet iktidarının teşvikiyle Birlik'i
oluşturan ulusal Sovyet Cumhuriyetlerinde kadınlar siyasi ve
kültürel yaşamın ayrılamaz bir parçası olabilmişlerdir. Bu
cumhuriyetlerde kadınlar devlet yönetimine aktif olarak
katılmışlardır. Örneğin Tacik SSC'de 86 kadın, cumhuriyetin
Yüksek Sovyeti'ne, 4000 kadın ise Bölge, Kent, Kaza ve Yerleşim
Birimleri Sovyeti'ne seçilmişlerdir. Özbek SSC Yüksek Sovyeti'ne
seçilen kadın vekil sayısı 106 idi ve 13.000'den fazla kadın ise
yerel Sovyetlerin vekilleri olarak faaliyet sürdürüyorlardı.
Diğer cumhuriyetlerde ve otonom bölgelerde de durum farklı
değildi. Örneğin Çuvaş Otonom Sosyalist Sovyet Cumhuriyeti
Yüksek Sovyeti başkanı bir kadındı (Soya Ananyevna Andreyeva).
S. A. Andreyeva aynı zamanda Rus SFSC Yüksek Sovyeti Başkanlığı'nın
da başkanıydı. Örneğin önceleri balıkçılık yapan Bahti Gul
Altibayeva, Türkmen SSC'nin Balık Sanayi bakanıydı. Y. T.
Gutenkava Belarus SSC'de sosyal refah bakanlığını yönetiyordu.
SSCB'de çok sayıda kadının SSCB, Birlik Cumhuriyetleri ve Otonom
Cumhuriyetleri bakanlıklarında bakan yardımcısı görevini
yürütmekteydiler.
Sovyet
iktidarının kadına, anne ve çocuğa verdiği önemi anlatmaya
bile gerek yok. Burada sadece şunu belirtmek isterim. O günün
dünya ve Sovyetler Birliği koşullarında oluşturulan anne ve
bebeği koruma sistemiyle Sovyet kentlerinde bütün lohusaların
yüzde 93'ü ve kırsal alanda da yüzde 83'ü doktor ve ebe desteği
alabiliyorlardı.
Sosyalizmde
kadın sorununun çözümü sosyalist inşasın ilerlemesinden;
derinleşmesinden ve kapsamlaşmasından ayrı olarak ele alınamaz.
Devrim olur, proletarya diktatörlüğü kurulur ve kadın sorunu
çözülür diye bir anlayış saçmadır. Şüphesiz yasal olarak,
kağıt üzerinde bu sorun devrimin ilk günlerinde “çözülmüş”
olur. Ama kadın devriminin, kadını özgürleşmesinin buna
ihtiyacı yok. Önemli olan pratikte yapılan nedir ve hangi
politikalar zemininde yapılmaktadır. SSCB'de kadın sorununa bu
açıdan bakmak gerekir; devrim ilerledikçe; sosyalizmin inşası
ilerledikçe kadı sorunu, kadını özgürleşmesi de ilerlemiştir.
Aşağıda
bazı temel göstergelerle bu ilerlemenin boyutlarını gösterelim,
ölçülebilir yapalım.
TEMEL
GÖSTERGELER
1-SSCB'de
kadın vekil sayısı
Görevimiz,
her bir emekçi kadına politikanın yolunu açmaktır (W. I. Lenin)
Çarlık
Rusya'sında kadınların hiç seçim hakları yoktu.
SSCB'de
Leninist İlke, kadınları en geniş tabanda devlet yönetimine
çekmek ilkesi azimle gerçekleştirildi. Yüz binlerce kadın,
emekçi vekillerin yerel Sovyetlerine seçildiler. Devlet iktidarının
yüksek organlarında da kadınların sayısı giderek artmaktadır.
Son seçim dönemi SSCB Yüksek Sovyeti vekilleri (temsilcileri, çn)
arasında 348 kadın vardı; bu, toplam vekil sayısının yüzde
25,8'ine denk düşer.
2-Farklı
ekonomi ve iş alanlarında kadınların toplam kadın işçi ve
ücretli memurlara oranı
SSCB'de
kadın, ekonomi, devlet, kültür ve siyasal yaşamın her alanında
erkekle aynı haklara sahiptir. (SSCB Anayasası)
1897
sayımına göre Çarlık Rusya'sında ücretli çalışan kadınların
yüzde 55'i kapitalistlerin, çiftlik beylerinin memurları yanında
hizmetçi olarak; yüzde 25'i zengin köylülerin ve çiftlik
beylerinin yanında tarım işçisi ve sadece yüzde 13'ü
işletmelerde ve şantiyelerde ve ayrıca yüzde 4'ü eğitim ve
sağlıkta çalışıyordu. Sovyet iktidarı, kadının bütün
iktisadi dallara aktif olarak katılması için gerekli koşulları
oluşturmuştur. 1956'da bütün işçi ve ücretli memur kadınların
yüzde 41'i sanayide ve inşatta ve yüzde 24'ü de eğitim ve
sağlıkta çalışıyordu.
3-Toplam
işçi ve memurlar içinde kadın işçi ve ücretli memur sayısı
(%)
Eylül
1956'da kadın işçilerin ve ücretli memurların sayısı 23,6
milyondu; bu, 1929'a göre 20,5 milyon daha fazla. İşçi ve ücretli
memurların toplam sayısında kadınların oranı 1929'da yüzde
27'den 1956'da yüzde 45'e çıkmıştır.
4–Uzmanlar
arasında kadınların sayısı ve payı
1
Aralık 1956'daki duruma göre ekonomide faal olan yüksek okul ve
orta derece meslek okulu eğitimi almış olan uzmanlar arasında
3,8 milyon, yani yüzde 60 oranında kadın vardı. 1928'le
karşılaştırıldığında kadın uzmanların payı 25 misli
artmıştı.
Kadın
uzmanların önemli bir bölümü mühendis-teknik ve
tarım-hayvancılık-teknik eğitime sahiptir. Öyle ki, yüksek
mühendislerin yüzde 28'i; teknisyenlerin yüzde 39'u; tarım
uzmanlarının, zoo-teknisyenlerin, veterinerlerin ve ormancılık
uzmanlarının yüzde 39'u (yüksek okul eğitimli) ve yüzde 40'ı
(orta derecede meslek okul eğitimli) kadınlardan oluşmaktaydı.
Doktorların yüzde 75'i, pedagogların, kültür ve aydınlanma
kurumlarında çalışanların yüzde 66'sı (yüksek okul eğitimli)
kadındı ve aynı konu alanlarında orta derecede
meslek okulu eğitimli kadınların oranı da yüzden79'du.
5-Orta
derece meslek okullarında ve yüksek okullarda öğrenciler arasında
kadınların payı
SSCB'de
kadına, bilim ve kültürün kapıları ardına kadar açıldı.
Sosyalist
toplumda kadının tam eşitliği garanti altındadır.
Teknik
okullarda okuyanların yüzde 52'si; yüksek okul öğrencilerinin
yüzde 51'i; master öğrencilerin yüzde 29'u; öğretmenlerin yüzde
70'i ve bilim insanlarının da yüzde 36'sından fazlası kadındı.
6-SSCB'de
anne ve çocuğun korunması
SSCB'de
doğumla bağlam içinde gerekli tıbbi yardım ücretsiz sağlanır.
Bu tıbbi bakım için çok sayıda doğumevi, ebe istasyonları ve
başkaca bakım yerleri kurulmuştur. Çarlık Rusya'sında doğum
yardımı esasen özel ebelere dayanıyordu. Kırsal yerleşim
yerlerinde doğumlar hemen hiç tıbbi yardım olmaksızın
yapılıyordu.
İşçi
veya ücretli memur olarak çalışsın bütün kadınlar, SSCB'de
dört aya kadar ücretli hamilelik izni (112 takvim günü)
alıyorlar; çok doğum veya normal yürümeyen doğum durumunda
duruma göre uzatılıyor.
Kolhozların
kadın üyeleri, tarımsal çiftlik tüzüğüne göre doğumdan bir
ay önce ve bir ay sonrasında işten muaf oluyorlar.; bu iki ay için
yerine getirdikleri ortalama iş biriminin yarısı kendilerine
ödeniyor.
Parti
ve hükümet annelere en büyük ilgiyi göstermektedir.
3
çocuklu anneler, 4. ve sonrası çocukların doğumunda devleten
aylık olarak destek almaktalar. 2 çocuklu anneler, 3. ve sonrası
çocukların doğumunda devleten bir defalığına destek almaktalar.
1956
yılında 3 milyondan fazla anne, devletten aylık olarak 4. ve
sonrası çocuklar için destek aldılar; ayrıca, aynı sene içinde
3 çocuklu annelere bir defalığına 734.000 yardım ödendi. Sadece
1956 yılında çok çocuklu annelere ve yalnız yaşayan annelere
ödenen destek 5,1 milyar rubleydi.
Devlet,
çok çocuklu annelere desteğini sürekli göstermiştir.
10
çocuk doğurmuş ve yetiştirmiş annelere “Kahraman Anne”
onursal unvanının yanı sıra “Kahraman Anne” madalyası da
verilmektedir. 7, 8 ve 9 çocuk doğurmuş ve yetiştirmiş anneler
için “Şan Olsun Anne” madalyasıyla; 5 ve 6 çocuk doğuran ve
yetiştiren anneler de “Analık Madalyası”yla
ödüllendirilmekteler.
“Kahraman
Anne” onursal unvanı, şimdiye kadar 52.000 kadına verilmiştir.
“Şan Olsun Anne” madalyasıyla 1 milyondan fazla kadın ve
“Analık Madalyası” ile de 4 milyondan fazla kadın
ödüllendirilmiştir.
Not:
TEMEL
GÖSTERGELER kısmı ”RAKAMLARLA
SOVYET İKTİDARININ 40 YILI” kitabından alınmış çevridir.
*
8.
Makale:
SOVYET
SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ – HALKIN MADDİ REFAHININ
ARTTIĞI ÜLKE
TEMEL
GÖSTERGELER
(100.
YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ)
9.
Makale:
100.
YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİNİN ÖĞRETTİKLERİ –
ÇIKARTILMASI
GEREKEN DERSLER