21 Şubat 2008 tarihli Milliyet’te Güngör Uras, “İşsizlik artıyor umursayan yok” başlıklı yazısında artan işsizlikten bahsediyor. Uras beyin artan işsizlik konusunda duyduğu kaygıları paylaşıyoruz. “Politikacılar bu konuya ilgi göstermiyorlar” anlayışına ise katılmıyoruz. Ama aynı zamanda Sayın Uras’ın “Politikacılar bu konuya ilgi göstermiyorlar” anlayışının –politikacılar bu konuya Sayın Uras’ın beklentileri doğrultusunda ilgi gösterseler de- boş bir beklenti olduğunu ve “İşsizlik… yanlış ekonomi politikalarının sonucu olarak ortaya çıkar. İşsizlik artarken uygulanan ekonomi politikasının başarısından söz edilemez” anlayışının ise tamamen yanlış olduğunu söylemek isteriz.
Politikacılar bu konuyla oldukça ilgilidirler. Bu ilgi, işçilerin çıkarları doğrultusunda olmayan, ama doğrudan doğruya sermayenin çıkarlarına hizmet eden bir ilgidir. Bu nedenden dolayı politikacıların bu konuya duydukları ilgi çoğu kez toplum tarafında ilgisizlik olarak algılanır.
Burjuva politikacıların işçilerin çıkarları açısından işsizliğe ilgi göstermelerini beklemek gerçekten de bir hayaldir. Onlar kendilerine verilen oyla oraya seçilmişlerdir veya seçilmemiş olarak güya “halkın” adına politika yapmaktalar. Ama insanlık tarihinin burjuva döneminin gösterdiği gerçek, burjuva politikacıların işçi sınıfı ve emekçi yığınların sorunlarına çözüm bulmak için politika yapmadıklarıdır. Bu türden politikacı unsurların görevi, mevcut düzenin, insanları işsiz bırakan, aç bırakan, evsiz bırakan, sağlıksız bırakan, sömürüye, baskıya mahkûm eden bu düzenin; burjuva düzenin çıkarlarını korumaktır. Kimileri bu düzeni muhafazakâr konumda, kimileri sosyal demokrat konumda politika yaparak korumaya çalışır. Herhalde Sayın Uras da bu görüşe katılır.
Sayın Uras’ın söz konusu makalesindeki temel yanılgısı, işsizliğin nedenini “yanlış ekonomi politikalar”da aramasıdır.
Demek oluyor ki, politikacılar doğru ekonomi politikalar ileri sürerlerse veya ülkede uygulanan ekonomi politikalar doğru olursa o ülkede işsizlik de olmazmış! Bizim itiraz ettiğimiz, tamamen yanlış bulduğumuz anlayış da budur.
En azından siyasi görüşlerinden dolayı Sayın Uras’ın işsizliğin nedenini “yanlış ekonomi politikalar”da aramaması gerekirdi. Sayın Uras da bilir ki, kapitalist üretim biçiminin hâkim olmasından bu yana burjuva ekonomistler ve politikacılar işsizliğin nedeni üzerine bir dizi anlayış geliştirmişlerdir. 1830’lu yılların İngiltere’sinde ekonomik krizden ve üretimde kullanılan yeni makinelerden (teknolojilerden) dolayı sokağa atılan işçilerin, işsizliğin nedeni olarak makineleri gördükleri ve tahrip etmek için makinelere saldırdıkları dönem artık geride kalmıştır. Bugünün işçi sınıfı işsizliği öyle savunulduğu gibi yanlış ekonomi politikaların sonucu olarak da görmüyorlar. Günümüzde işçi sınıfı, işsizliğin kapitalist üretim biçiminden kaynaklandığını, bu sistem var oldukça da işsizliğin var olacağını anlamasalar da, işsizliğin üretimden, teknolojinin üretimde kullanılmasından kaynaklandığını, ister ekonomik kriz olsun isterse de olmasın işçilerin her dönem sokağa atıldıklarını yaşadıkları, gördükleri için anlıyorlar.
Hükümeti ve muhalefetiyle burjuvazi, burjuva ekonomistler, yazarlar, politikacılar yüzyıllardan bu yana -en azından 1800’lerin ilk çeyreğinden bu yana işsizliğin nedeni üzerine bolca yazıp çizmişler, öneriler, paketler sunmuşlardır. Ama bunların hiç birisi tutmamış, çıplak yaşam bu türden anlayışları mahkûm etmiştir. Kapitalist üretim biçiminin hâkim olmasından beri sürekli işsiz olduğuna ve bu konu sürekli gündemde olduğuna göre ve Uras Bey de işsizlik “Yanlış ekonomi politikalarının sonucu olarak ortaya çıkar” anlayışında olduğuna göre bu burjuvazi, ekonomistleri, hükümetleri hiç mi doğru ekonomi politikalarına sahip olmadılar? Bunlar hep yanlış mı düşündüler ve düşünüyorlar?
Sayın Uras’a göre "İşsizlik artarken uygulanan ekonomi politikasının başarısından söz edilemez"miş.
Uygulanan ekonomi politikalarının başarılı olup olmamasının kıstasını işsizliğin gelişme seyri ile bağlam içinde alanlar sosyal demokratlardır. Sosyal demokratlara göre issizlik ne kadar azalırsa uygulanan ekonomi politikaları da o kadar başarılıdır ve tersi. Tabii diğer burjuva kesimler de ayni anlayıştalar. Ama bu konuyla en çok oynayanlar sosyal demokratlardır.
Unutulan nokta, uygulanan hiçbir ekonomi politikası, işsizliği göz önünde tutmaz. Burjuvazi tarafından uygulanan ekonomi politika, sermayenin çıkarlarına göre şekillenmiş bir ekonomi politikadır. Burjuvazinin ister muhafazakâr kanadı olsun, isterse de sosyal demokrat kanadı olsun, söylem, ifade etme biçimi ne kadar farklı olursa olsun sermayenin çıkarlarına hizmet etmek göreviyle karşı karşıyadır. Sermayenin ihtiyacı, ekonomi politikanın içeriğini oluşturur. İşsizlik ise sermayenin talepleri arasında öncelikli bir konuma sahip değildir.
Sermayeler/işletmeler arasındaki rekabet kaçınılmaz olarak en modern teknolojinin üretimde kullanılmasını beraberinde getirir. Her modern makine, otomasyon, rasyonelleştirme, özelleştirme sürekli olarak işçilerin yığın yığın sokağa atılmalarına neden olur ve burjuva ekonomi politikanın başarısı da sermayenin taleplerini yerine getirmek için ne kadar çok işçinin işsiz kaldığıyla doğru orantılıdır. Yani burjuva ekonomi politika, sermayenin kendini yenilemesi talebini ne kadar çok yerine getiriyorsa ve ne kadar çok işçiyi sokağa atıyorsa o kadar başarılıdır. İşin gerçeği böyledir.
Hiçbir ekonomi politikası kapitalizmin nesnel yasalarını değiştiremez. Hiçbir ekonomi politikası işsizliği ortadan kaldıramaz. Hele işsizliğin kronikleştiği, süreklilik arz ettiği ve kitleselleştiği günümüz koşullarında bu bir hayaldir. Çünkü Türkiye de dâhil gelişen ve gelişmiş kapitalizm koşullarında varlığını sürdürmek isteyen her sermaye, rekabet gücünü arttırmak zorundadır. Rekabet gücünü arttırmak da yoğun teknoloji kullanmaktan geçer. Yoğun teknoloji kullanımı daha çok işçinin sokağa atılması demektir. Burjuva ekonomi politikasının başarılı olup olmadığının kıstası budur: Rekabet gücü olsun diye sermayeyi desteklemek, daha çok işçinin sokağa atılmasının önünü açmak. İster ekonomik kriz dönemlerinde olsun isterse de ekonomik krizin olmadığı dönemlerde olsun burjuva ekonomi politikasının sonuçları hep böyledir. Mevcut hükümetin ekonomi politikası ve ekonomik krizin patlak vermesi durumunda ekonomi politika adına alacağı tedbirlerin kimin çıkarına olduğunu ve olacağını hep beraber göreceğiz.
Burjuva düzende bunun böyle olduğunu ve başka türlü olamayacağını Sayın Uras bilmiyor mu? Mutlaka biliyordur. Ama söylemiyor. Kendine göre sosyal demokratlık yapıyor.
İşçi sınıfı örgütlü, siyasal mücadelesiyle sermayenin saldırganlığını frenleyebilir, ama bu düzen içinde işsizliği ortadan kaldıramaz.
İşsizlik ancak ve ancak sosyalizmde yok edilebilir. Bunun böyle olduğunu Sayın Uras da biliyor. Ama kendine göre sosyal demokratlık yaptığı için gerçeğini dile getirmiyor.