TROÇKİZME
KARŞI MÜCADELE HER MARKSİST-LENİNİSTİN
GÖREVİDİR
Stalin’in
141. doğum yılı (18
Aralık 1878) vesilesiyle
Stalin'in
SBKP(B) MK Plenumu'nda “Parti
Çalışmasının Eksikliği ve Troçkistler ve Diğer İkiyüzlülerin
Tasfiyesi İçin Alınacak Önlemler Üzerine”
sunum ve kapanış konuşmasının üçüncü bölümü -”Bugünkü
Troçkizm”- hala günceliğini korumaktadır...
III
BUGÜNKÜ
TROÇKİZM
“...Troçkist ajanlara karşı mücadelede
partili yoldaşlarımız, bugünkü Troçkizmin, diyelim ki 7-8 yıl
önceki Troçkizm olmadığını, Troçkizmin ve Troçkistlerin bu
süre içerisinde, Troçkizmin çehresini temelden değiştiren ciddi
bir evrim geçirdiğini, bunun sonucunda, Troçkizme karşı
mücadelenin, Troçkizme karşı mücadele yöntemlerinin de temelden
değişmek zorunda olduğunu unutmuşlar, fark etmemişlerdir.
Partili yoldaşlarımız Troçkizmin işçi sınıfı içinde politik
bir akım olmaktan çıktığını, Troçkizmin 7-8 yıl önce işçi
sınıfı içinde politik bir akım olma niteliğinden çıkıp,
yabancı devletlerin casusluk organlarının emriyle hareket eden
zararlı unsurlar, bozguncular, casuslar ve katillerden oluşan azgın
ve ilkesiz bir çeteye dönüştüğünü fark etmemişlerdir.
İşçi sınıfı içinde bir politik akım
nedir? İşçi sınıfı içinde politik akım demek, belli bir
politik fizyonomiye, kendi platformuna, kendi programına sahip,
görüşlerini işçi sınıfından gizlemeyen, gizlemesi mümkün
olmayan, tam tersine, işçi sınıfının önünde görüşlerinin
açıkça ve dürüstçe propagandasını yapan bir grup ya da parti
demektir; işçi sınıfına politik yüzünü göstermekten
korkmayan, gerçek amaç ve görevlerini işçi sınıfının önünde
açıkça ortaya sermekten korkmayan, tersine,, işçi sınıfını
kendi görüşleri doğrultusunda ikna etmek için açıkça ortaya
çıkan bir grup ya da parti demektir. Geçtiğimiz yıllarda, 7-8
yıl önce Troçkizm, anti-leninist, o nedenle temelden yanlış da
olsa, işçi sınıfı içinde böyle bir politik akımdı.
Bugünkü Troçkizmin, diyelim ki 1936 yılının
Troçkizminin işçi sınıfı içinde bir akım olduğu söylenebilir
mi? Hayır söylenemez. Neden? Çünkü bugünkü Troçkistler, işçi
sınıfına gerçek yüzlerini göstermekten korkuyorlar, çünkü
işçi sınıfına hedef ve görevlerini açmaya korkuyorlar, çünkü
işçi sınıfından politik fizyonomilerini isteyerek gizliyorlar;
çünkü gerçek amaçlarını öğrenirse işçi sınıfının
kendilerini, ona yabancı insanlar olarak lanetleyip kendisinden
uzaklaştırmasından korkuyorlar. Troçkistlerin bugünkü
çalışmalarında temel yöntemin, görüşlerini işçi sınıfı
içinde açıkça ve dürüstçe savunmak değil, görüşlerini
gizlemek, hasımlarının görüşlerini kölece bir boyun eğiş ve
dalkavuklukla övmek, kendi görüşlerine ise ikiyüzlü ve sinsi
bir biçimde çamur atmak olması da bununla açıklanır.
1936 Davasında Kamenev ve Zinovyev,
anımsarsanız, herhangi bir politik platforma sahip olduklarını
kesinlikle inkâr etmişlerdi. Duruşmalarda politik platformlarını
geliştirme olanağına kesinlikle sahiptiler. Ne var ki bunu
yapmadılar ve politik platforma sahip olmadıklarını açıkladılar.
Politik bir platformları olmadığını açıklarken her ikisi de,
kuşkusuz, yalan söylüyordu. Bugün körler bile politik
platformları olduğunu görüyor. Peki neden bir politik platforma
sahip olduklarını inkâr ettiler? Çünkü gerçek politik
yüzlerini göstermekten korkuyorlardı, çünkü gerçek
platformlarıyla, SSCB'de kapitalizmin restorasyonu platformuyla
ortaya çıkmaktan korkuyorlardı; zira böyle bir platformun işçi
sınıfı içinde nefret uyandıracağından korkuyorlardı.
1937 Davasında ise, Pyatakov, Radek ve
Sokolnikov başka bir yol izlediler. Troçkistlerle Zinovyevcilerin
politik bir platformu olduğunu inkâr etmediler. Belli bir politik
platformu olduğunu kabul ettiler ve ifadelerini bunun üzerinde
geliştirdiler. Fakat ifadelerini, işçi sınıfına, halka,
Troçkist platformun desteklenmesi çağrısında bulunmak için
değil, bu platformu halk düşmanı ve proletarya karşıtı bir
platform olarak lanetlemek ve damgalamak için geliştirdiler,
Kapitalizmin restorasyonu, Kolektif çiftliklerle Sovyet
çiftliklerinin tasfiyesi, sömürü düzeninin yeniden kurulması,
Sovyetler Birliği'ne karşı savaşı hızlandırmak için Almanya
ve Japonya'nın faşist güçleriyle ittifak, savaş lehinde,
barışçıl politika aleyhinde mücadele, Sovyetler Birliği'nin
toprak bütünlüğünün parçalanması, bu arada Ukrayna'nın
Almanlara, Uzak Doğu kıyı bölgesinin Japonlara verilmesi, düşman
bir devletin saldırısı durumunda Sovyetler Birliği'nin askeri
yenilgisini hazırlamak ve bu hedeflere ulaşmak için zararlı
faaliyetler yürütmek, yıkıcı eylemlere girişmek ve Sovyet
iktidarı önderlerine karşı bireysel terör eylemleri yapmak,
Japon-Alman faşist güçleri yararına casusluk faaliyeti yürütmek
— bugünkü Troçkizmin, Pyatakov, Radek ve Sokolnikov tarafından
geliştirilmiş politik platformu işte budur. Troçkistlerin böyle
bir platformu halktan, işçi sınıfından saklamak zorunda
oldukları çok açık. Ve bu sadece işçi sınıfından değil,
Troçkist taraftarlardan, hatta 30-40 kişiden oluşan bir avuç
Troçkist önderlikten bile saklanmıştır. Radek ve Pyatakov,
platformun niteliği üzerine bilgi vermek amacıyla 30-40 Troçkistin
katılacağı bir konferans toplanması için Troçki'den izin
istediklerinde, Troçki bunu yasaklamış ve böyle bir "operasyon"un
bölünmeye yol açabileceği gerekçesiyle, platformun gerçek
niteliği üzerine bir avuç Troçkistin önünde konuşmanın bile
amaca uygun olmadığını söylemiştir.
Görüşlerini, platformlarını işçi
sınıfından değil, aynı zamanda Troçkist taraftarlardan, hatta
Troçkist önderlerden saklayan "politikacılar"
—Troçkizmin bugünkü fizyonomisi budur.
Bundan çıkan sonuç ise, bugünkü Troçkizmin
artık işçi sınıfı içinde politik bir akım olarak
tanımlanamayacağıdır.
Bugünkü Troçkizm işçi sınıfı içinde
politik bir akım değil, yabancı devletlerin casusluk organlarının
hizmetinde çalışan zararlı unsurlar, bölücüler, casus ve
katillerden oluşan ilkeden ve düşünceden yoksun bir çete, işçi
sınıfının yeminli düşmanı olan bir çetedir.
Bu, son 7-8 yıl içinde Troçkizmin geçirdiği
evrimin tartışılmaz sonucudur.
Geçmişteki Troçkizmle bugünkü Troçkizm
arasındaki fark budur.
Partili yoldaşlarımızın hatası, geçmişteki
Troçkizmle bugünkü Troçkizm arasındaki belirleyici farkı
görememelerinde yatmaktadır. Troçkistlerin uzun zamandan beri bir
düşüncenin savunucusu olmaktan çıktıklarını, çoktandır
sadece Sovyet devletine ve Sovyet iktidarına zarar vermek için,
casusluk ve vatana ihanet de dahil olmak üzere, her türlü
iğrençliği, her türlü alçaklığı yapabilecek haydutlara
dönüştüklerini fark etmediler. Bunu fark etmediler, dolayısıyla
da, Troçkistlere karşı yeni tarz mücadeleyi kararlılıkla
sürdürmek için zamanında değişiklik yapmayı beceremediler.
O nedenle Troçkistlerin son yıllardaki
alçaklıkları bazı yoldaşlarımız için tamamen sürpriz
olmuştur.
...Son olarak, partili yoldaşlarımız,
aralarında faşizmin Troçkist ajanlarının oldukça aktif bir rol
oynadıkları bugünkü zararlı unsurlarla, bozguncularla Şahti
dönemindeki zararlı unsurlar ve bozguncular arasında önemli bir
fark bulunduğunu fark etmemişlerdir.
Birincisi: Şahticiler ve Endüstri Partisinin
adamları, açıkça bize yabancı unsurlardı. Bunların büyük
çoğunluğu, eski fabrika sahipleri, eski iktidar sahiplerinin
hizmetinde olan idareciler, eski anonim şirketlerinin ortakları ya
da politik olarak açıkça bize düşman olan burjuva uzmanlardı.
Bu bayların gerçek politik yüzlerinin ne olduğu konusunda
içimizde hiç kimsede en ufak bir kuşku yoktu. Evet Şahticilerin
kendileri de Sovyet rejimine karşı düşmanca tavır içinde
olduklarını gizlemiyorlardı. Ne var ki bugünkü zararlı
unsurlar, bozguncular, Troçkistler üzerine bunu söylemek mümkün
değil. Bugünkü zararlı unsurlar, bozguncular, bugünkü
Troçkistler büyük ölçüde parti üyesi, cebinde üyelik kartı
olan insanlar, yani bize şeklen yabancı olmayan kişilerdir. Eski
zararlı unsurlar bizim insanlarımıza ne kadar karşılarsa,
bugünkü yeni zararlı unsurlar bizim insanlarımıza bir o kadar
yaltaklanıyor, onlara övgüler düzüyor, güvenlerini kazanmak
için onlara karşı kölece bir boyun eğme içinde görünüyorlar.
Gördüğünüz gibi önemli bir fark.
İkincisi: Şahticilerin ve Endüstri Partisi
üyelerinin gücü, onlar çok ya da az yeterli teknik bilgiye
sahipken, buna sahip olmayan bizim insanlarımızın onlardan
öğrenmek zorunda olmalarında yatıyordu. Bu durum, Şahti-dönemi
zararlı unsurlarına, zararlı faaliyetlerini serbestçe sürdürme
olanağı, insanlarımızı teknik alanda aldatma olanağı
veriyordu. Ancak bugünkü zararlı unsurların, Troçkistlerin
durumu farklıdır. Bugünkü zararlı unsurlar, bizim
insanlarımızdan teknik olarak daha bilgili değiller. Tersine,
teknik olarak bizim insanlarımız bugünkü zararlı unsurlardan,
bugünkü Troçkistlerden daha iyi eğitilmiştir. Şahti-döneminden
bugüne kadar, teknik alanda gerçekten eğitilmiş on binlerce
Bolşevik kadro yetişmiştir. Teknik konusunda olgunlaşmış
binlerce, onbinlerce Bolşevik önder sayılabilir, ki bunlarla
karşılaştırıldığında, teknik eğitim açısından Pyatakov ve
Lifşitz, Şestov ve Bogulavski, Muralov ve Drobnis, boş lafazanlar
ve mektep çocukları gibi kalır. Peki öyleyse bugünkü zararlı
unsurların, Troçkistlerin gücü nerede yatmaktadır? Bunların
gücü, parti üyelik kartında, üyelik kartına sahip oluşlarında
yatmaktadır. Güçleri, parti üyelik kartının onlara politik
güven duyulmasını bütün kurum ve örgütlerimize girmelerini
sağlamasında yatmaktadır. Parti üyelik kartına sahip oluşları
ve Sovyet iktidarının dostlarıymış gibi görünmeleri sonucunda,
insanlarımızı politik olarak aldatmaları, kendilerine duyulan
güveni suistimal etmeleri, gizlice zararlı faaliyetlerini
sürdürmeleri ve devlet sırlarını Sovyetler Birliği'nin
düşmanlarına vermeleri avantajları olmaktadır. Politik ve moral
değerlere göre kuşkulu bir "avantaj", ama ne olursa
olsun bir "avantaj". Bu "avantaj" sayesinde
Troçkist bozguncuların parti üyelik kartına sahip kişiler
olarak, kurum ve örgütlerimizin bütün mevkilerine girebilen
kişiler olarak yabancı devletlerin casusluk organları için gerçek
bir hazine olması da anlaşılırdır.
Bazı
yoldaşlarımızın hatası, eski zararlı unsurlarla yeni zararlı
unsurlar arasındaki, Şahticilerle Troçkistler arasındaki bu büyük
farkı görmemelerinde, fark etmemelerinde, dolayısıyla da yeni
zararlı unsurlara karşı yeni tarz mücadele yürütmek için
zamanında değişim sağlayamamalarında yatmaktadır.”
(19.
Makaleden; “DÜŞTÜYSEK
KALKARIZ, DAHA ÖLMEDİK YA!”, TROÇKİ
“24 AYAR” ANTİ-KOMÜNİSTİN HİKAYESİ. Makale 19, GÜNÜMÜZDE
TROÇKİZM – KARŞI DEVRİMCİ, ANTİ-KOMÜNİST BİR “EĞİLİM”
Stalin;
C. 14, Türkçesi; s. 142-146.