2.
Makale
LENİN'İN “KANKA”SI TROÇKİ!
TROÇKİZMİN
GELİŞMESİ - LENİN’E KARŞI TROÇKİ
“24
ayar Leninist” Troçki!
Troçki'nin
SSCB'ne karşı durmaksızın sürdürdüğü saldırılara, ileri
sürdüğü görüşlere karşı süreklilik arz eden bir mücadeleyi
kaçınılmaz kılmıştır. Bu mücadele önceleri doğrudan Lenin
tarafından, sonraları da Stalin ve onun önderliğinde Bolşevik
Parti ve uluslararası komünist hareket (Komintern) tarafından
sürdürülmüştür. Sonuçta Troçki'nin SSCB'ne karşı
mücadelesi, SSCB ve sosyalizmin inşasına, Leninist parti
örgütlenmesine (somutta da SBKP(B)'ye karşı düşman saldırılara
dönüşmüş ve düşüncelerinin kaçınılmaz sonucu onu, işçi
sınıfının düşmanı cephede yer almaya götürmüştür.
Troçki'nin
Bolşevik Parti'den farklı olan görüşleri -aynı olan görüşleri
var mıydı, o da ayrı bir sorun!- Ekim Devriminden sonra
oluşmamıştır. Düşünce farklılığının nedenleri Troçki'nin
siyasal mücadelesiyle birlikte başlar. Lenin ve Troçki arasındaki
ilkesel ve de taktiksel ayrılıklar 20. yüzyılın başından
itibaren oluşmaya başlamıştı. Bu tarihsel gelişme, Troçki'nin
Lenin ve Leninizme karşı mücadelesi kavranırsa, günümüzde
Troçkizmin neden varlığını sürdürebildiği de anlaşılmış
olur. Bu nedenle Troçki'nin Marksizm-Leninizme karşı mücadelesini
anlamak isteyen, başlangıcından bu yana Troçkizmin tarihini
incelemek zorundadır.
Troçkistler,
Zinovyev, Kamenev ve Zmirnov ve başkalarınına karşı Moskova
Yargılamaları döneminde yayımladıkları bir kitabın kapağına
Troçki ve Lenin'in resimlerini yerleştirirler ve altına da “Gerçek
sanıklar” yazarlar. Amaç
açıktır. Troçki ve Lenin arasında kopmaz bir bağın olduğunu
göstermek Troçkistler için çok önemliydi. Gerçekten de
Troçkistler, Lenin ile Troçki arasında derin bir mücadele
ortaklığının olduğunu, Troçki'yi eleştirenin veya mahkum
edenin aslında Lenin'i eleştirdiğini ve mahkum ettiğini
savunurlar. İnsanlar, Lenin ve Troçki'nin kopmaz bir bütünlük
oluşturduğunu görmeliler! Tabii salt Troçki'nin kitaplarını
okuyanlar, Lenin'in yanı sıra Troçki'nin Bolşevik hareketi,
Bolşevik Parti'yi en iyi bir biçimde temsil ettiğini düşünürler.
Troçki, Lenin'in yanı sıra partinin en tutarlı eski
temsilcisidir. Devrim trenine son anda binmesine rağmen partinin en
eski temsilcisidir! Rus devrimci mücadelesini, Bolşevik Parti
tarihini, SSCB'nde sosyalizmin inşa sürecini ve Troçki'yi
tanımayanlar için bu anlatım doğrudur.
Ama
tarih tamamen başka şeylerden bahsetmektedir; Troçki'nin eski bir
Bolşevik olmadığını göstermektedir. Salt Troçki'nin anlatımı
onun Bolşevik olmadığını göstermeye yeter. Troçki, hemen her
belirleyici öneme sahip durumlarda Lenin ve Bolşevik Parti'ye karşı
tavır almıştır. Bu benim veya Troçi'yi eleştirel ele alanların
bir değerlendirmesi değildir. Onun bütün “eser”leri adeta
Lenin ve Bolşevik Parti'ye karşı yazılmıştır. Bizzat kendisi
bu “eser”lerinde ve özellikle de “Hayatım”da görüş
ayrılıklarını anlatır. Bunları okumuşsanız, görüş birliği
nerede diye kendi kendinize mutlaka sormuşsunuzdur.
Siyasal
yaşamı 1900'de başlayan Troçki, 1901-1903 arasında eski “İskra”
çevresiyle ilişki içinde olmuştur. O zaman “İskra”nın
(Kıvılcım) redaksiyonunda Lenin, Plehanov, Akselrod, Martov,
Zassuliç ve Protessov yer alıyordu. 1902 yılı sonunda ilk defa
yurt dışına çıkan Troçki, Londra'da Lenin'e gider. Onun
gazeteci ve konuşma yeteneğini taktir eden Lenin, Troçki'yi
destekler. Bizzat Troçki, daha o zaman kendini Lenin'den ziyade
Akselrod ve Martov'a daha yakın gördüğünü açıklar. 1903'te
Londra'da Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin (RSDİP) 2.
kongresi gerçekleştirilir. Partinin, Bolşevikler (çoğunluk) ve
Menşevikler (azınlık) diye -örgütlenme ilkesi üzerine görüş
ayrılığından dolayı- ikiye bölündüğü bu kongrede Troçki,
örgütlenme ilkesi gibi temel bir sorunda Lenin'e karşı gelir ve
Akselrod ve Martov ile birlikte hareket eder. Artık Troçki bir
Menşeviktir, “üstadı” da Akselrod'dur.
1903-1917
arasında Troçki, Rusya işçi hareketinde sürekli görüş
değiştiren, sürekli savrulan, ama sürekli de Lenin'e ve
Bolşeviklere karşı olan bir figürdür. Bu yıllarda Troçki
Bolşeviklerle Menşevikler arasında kendine özgü bir siyasal
çizgi geliştirmeye çalışır. Rus işçi hareketinin bu her iki
akımı arasında bir üçüncü yol oluşturmaya çalışır. Bu,
Troçki'nin Troçkizmi oluşturma çabasıdır.
1924'te
yayımlanan “Lenin Üzerine”
kitabında Troçki, Lenin'in yaşamından sadece iki kısa dönemden;
1902-1903 İskra ve Ekim 1917 dönemlerinden bahseder, ama kitabın
adı “Lenin Üzerine”dir.
Geriye kalan zamanı, en aşağısından 15 senelik bir zamanı
atlar. Ne anlatacaktı ki? Lenin ile ayrılmaz bir bütün olduğunu
kime anlatacak, kime yutturacaktı? Devrim öncesinde, sürecinde ve
sonrasında kendisine karşı mücadele ve her mücadelede yenik
çıkması henüz unutulmuş, hafızalarda silinmiş değildi. Ekim
Devrimi ve en yakın geçmiş oldukça tazeydi ve bu kitabının
yayımlandığında Troçki, SSCB'de idi. Ancak yurt dışı
edildikten sonra 1903-1917 arasında Lenin ile nasıl “kanka”
olduğunu “şehir efsanesi”
tarzında anlatmaya yeltenir.
Bu
“kanka”lığın, Lenin
ile derin mücadele birliğinin ne denli sahte, uydurma ve bana göre
bazende yüz kızartıcı olduğunu gösteren çok sayıda olgu ve
kanıt var. Bolşevizm ve Troçkizm arasındaki siyasal, teorik ve
örgütsel farkların neler olduğunu bu yazı serisinde ele
alacağız. Ama Lenin'in Troçki'nin kişiliğini ve politikasını
nasıl değerlendirdiğini de belirterek devam edelim.
Mayıs
1911'de yayımlanan bir makalesinde (“Rusya'da Parti İçi
Mücadelenin Tarihsel Anlamı”)
Lenin, Troçki üzerine ne düşündüğünü açıklar:
“Öte
yandaysa Troçki, sadece kendi kişisel yalpalayışlarını temsil
ediyor, başka bir şeyi değil. 1903'te Menşevikti, Menşevikliği
1904'te bıraktı, 1905'te sadece ultra-devrimci sözler söyleyerek
yeniden Menşeviklerin arasına döndü. 1906'da Menşeviklerden bir
kez daha ayrıldı, 1906'nın sonlarında kadetlerle seçim anlaşması
yapılmasını savundu (yani bir kez daha Menşeviklerle birlik
oldu), 1907 ilkyazında, Londra kongresinde "siyasal
eğilimlerden çok bireysel görüş tonlarında" Rosa
Luxemburg'dan ayrıldığını söyledi. Troçki bir gün hiziplerden
birinin ideolojik stokundan, ertesi gün ötekinin stokundan çalar
ve bu nedenle de kendisinin hizipler üstü olduğunu ilan eder.
Teoride Troçki, tasfiyeciler ve Otzovistlerle hiçbir noktada görüş
birliğinde değildir, ama uygulamanın kendisinde Goloscular ve
Vperyodcularla tam bir görüş birliğindedir.
Bu
nedenle Troçki, Alman yoldaşlara, "genel parti eğilimi"ni
temsil ettiğini söylediği zaman, ben onun sadece kendi hizbini
temsil ettiğini ve sadece Otzovistlerle tasfiyecilerin bir ölçüde
güvenini elde ettiğini belirtmek zorundayım”
(1).
Troçki'nin
nasıl “tutarlı” bir
kişiliğe sahip olduğunu Kamenev de 1924'te yayımlanan bir
makalesinde “Yoldaş Lenin, yoldaş Troçki’nin politik
dönüşümlerinin gerçekleşme “yasa”sını
birçok kez formüle etmişti: Yükseliş dönemlerinde yoldaş
Troçki Bolşevik çizgiye oldukça yaklaşır. Tıkanma veya
gerileme olursa yoldaş Troçki sağa doğru çark eder”
diye açıklıyordu.
Rus
işçi hareketinin şu veya bu kanadında yer alan önderler
Troçki'yi çok iyi tanırlar. Örneğin bunlardan birisi de önde
gelen Menşeviklerden P. Akselrod, 1925'te Berlin'de yayımlanan
“Troçki'nin Felaketi”
derlemesinde aşağıdaki değerlendirmeyi yapar:
“Genç
yoldaşlarım daha o zaman Troçki’nin oldukça ön plana çıkan
ben-bilincine dikkati çekmişlerdi. O zamandan beri bize verdiği
tecrübelere göre şimdi şunu söylemek zorundayım: Yoldaşlarım
haklıydı ve Troçki kaderini hak ediyor. Onu oldukça sevmeme
rağmen…1903’te Londra Parti Kongresinden sonra Troçki Münih’e
gitti (1904). O tarihten itibaren ne Menşevikti ne de Bolşevikti.
Esasen ne istediği anlaşılmıyordu. Şimdi bazı şeyler
anlaşılıyor: Partiler üstünde durmak istiyordu. Her iki yönün
kendi programlarından vazgeçmelerini ve kendi programını kabul
etmelerini istiyordu. Bu, onun, daha o zaman eyleyişine yön veren
ben merkezciliğiydi. 1904 döneminden bir olay: Onaylamadığı bir
bildirge kabul edildi. Troçki ayağa kalktı ve kapıyı arkasından
sertçe çarparak kapattı…1914 yılında tipik bir mektuplaşmamız
vardı. O zaman o her şeydi, ama Bolşevik değildi. Eski güdü
yeniden gündemdeydi: Arasını açmak ve özel bir rol oynamayı
istemek”
(2).
Troçki,
büyük adam olmak ister. Sadece büyük adam değil, RSDİP'nin her
iki kanadını kendi “programatik” anlayışı altında
birleştiren büyük adam olmak ister. Önemli olan, bu anlayışın
ne denli ütopik olduğu değildir. Önemli olan, böyle bir anlayışı
öne sürebilmektir. Bunu da ancak ve ancak Troçki yapabilirdi.
G.
J. Zinovyev’e yazdığı 24 Ağustos 1909 tarihli mektubunda Lenin
Troçki'nin kişiliği üzerine şunları söyler:
“Pravda’ya
gelince (Troçki’nin o zaman Viyana’da yayımladığı
gazetesi- İ. Okçuoğlu): Troçki’nin İnok’e (yazdığı)
mektubu okudunuz mu? (İnok, Bolşevik MK üyesi Dubrovinski’nin
adı- İ. Okçuoğlu). Şayet mektubu okuduysanız Troçki’nin
Ryasanov ve hempası türünden en alçak kariyerist ve hizipçi
olarak hareket ettiğininden emin oluğunuzu umarım. Ya redaksiyonda
eşitlik, MK’ya tabi olmak ve Troçki’den başka hiç kimseyi
Paris‘e getirmemek (‘Pravda’nın bütün güruhunu bizim
sırtımızdan ‘barındırmak‘ istiyor (bu) hergele) veya bu
üçkağıtçıdan kopmak ve onu Merkez Organda teşhir etmek.
Partiden çok bahsediyor ama diğer bütün hizipçilerden daha kötü
hareket ediyor”
(3).
Lenin,
mücadele içinde olan herkese “hergele”, “üçkağıtçı”
demez; Rus işçi hareketi içinde şu veya bu akımı, önderlerini
ço sert eleştirmiştir, ama onların hiçbirini “hergele”,
“üçkağıtçı” olarak tanımlamamıştır. En azından ben
bilmiyorum. Bu kavramları Troçki için kullandığına göre
şimdilik, bir bildiği var diyerek geçelim.
Lenin,
“Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı”
makalesinde de Troçki'nin “hal ve gidişi”ni değerlendirir:
“Hatırşinas
görünüşlü Troçki, düşmandan daha tehlikelidir! "Polonyalı
Marksistleri" genel olarak Rosa Luxemburg'un yazdığı her
yazının destekleyicileri olarak sınıflandırabilmek için Troçki,
kanıt olarak, "özel konuşmalar"dan başka bir şey
gösteremez (yani Troçki'nin, varlığını sürdürmek için her
zaman gıdasını sağladığı basit dedikodudan başka bir şey
gösteremez). Troçki, "Polonyalı Marksistleri" onursuz ve
vicdansız kimseler olarak, kendi inançlarına ve partilerinin
programına saygı göstermekten bile aciz kimseler olarak bize
sunmaktadır. Hatırşinas görünüşlü Troçki!”
(4).
Troçki
Polonyalı Marksistleri neden böyle anlatır, okurlarının
gerçekleri öğrenmesini neden istemez, neden olgular söz konusu
olduğunda susar? Bunu Troçkistlere sormak gerekir. Ama açık olan
şu ki, böyle hareket etmek Troçki'nin siyasal kişiliğine
uygundur.
Lenin'in
Troçki hakkından en doğru tanımlamalarından birisi de “özel
konuşmalar” dır. İleride
göreceğimiz gibi, Troçki, hep “özel konuşmalara”
dayanarak, dedikodudan öteye geçmeyen anlatımlardan hareket
ederek senaryolar geliştirmiştir. Onun en “bilimsel” yazısında
dahi “özel konuşmalar”ın ayrı bir yeri vardır.
Troçki'nin
gerçekleri okurlarından gizleme gereğini Lenin şu sözlerle
açıklar:
“Troçki,
niçin bu gerçekleri, gazetesinin okuyucularından gizlemiştir?
Sadece tasfiyeciliğin Polonyalı hasımlarıyla Rus hasımları
arasında anlaşmazlığı kışkırtma konusunda ve Rus işçilerini
program meselesinde yanıltma konusunda spekülasyonda bulunmada
çıkarı olduğundan” (5).
Troçki'nin
kendine özgü görüşleri var mıdır diye soracak olursanız,
ancak yoktu diyebilirim. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim.
“Eser”lerine bakınız, hepsi derlemedir; ondan bundan almadır.
Birbiriyle çelişen düşünceleri aynı yazıda savunmak ve
sonradan da olsa bunu düzeltmemek belli bir düşünce sistematiğine
sahip olmamanın açık ifadesidir.
Rus
işçi ve sosyal demokrat hareketinde Troçki'nin kendine özgü
görüşlerinin olmadığı genel kanıdır. Ama bu konuda asıl
cevabı “kanka”sı Lenin'den alalım:
“Troçki'nin
bugüne kadar Marksizmle ilgili herhangi bir sorunda kesin ve sağlam
bir görüşü olmamıştır. O, her zaman, şu ya da bu görüş
ayrılığının yarattığı "yarıklara sızma" yolunu
bulur ve ikide bir taraf değiştirir. Şu anda bundcuların ve
tasfiyecilerin dostudur. Ve bu bayların partiye karşı tutumları
hiç de olumlu bir tutum değildir” (6).
Lenin,
“kanka”sını çok iyi
tanımaktadır. Troçki, yalpalamak, o görüşten bu görüşe, ama
sürekli güçlenenden yana savrulmak demektir. Savrulanın ciddi,
tutarlı görüşü ve duruşu olamaz. Aksi taktide savrulmaz.
Troçki, Marksizmle ilgili şu veya bu konuda tutarlı bir görüşe
sahip olmadığı için hep görüşler arasında (Bolşevikler ve
Menşevikler arasında) gidip gelmiştir.
Şubat
Devriminin başlangıcında Lenin, Troçki üzerine görüşünü bir
kez daha açıklar. A. Kollontay'a yazdığı 17 Şubat 1917' tarihli
mektupta şöyle der:
“Bugün
mektubunuzu aldık ve çok sevindik. Amerika’da kaldığınızı
uzun zamandan beri bilmiyorduk... Tarafınızdan Nikolai İvanoviç
ve Pavlov’un ‘Novya Mir'deki zaferi üzerine bilgilenmek ne kadar
hoşsa... Troçki’nin Nikolai İvanoviç’e karşı mücadele için
sağcılarla bloku üzerine haber de o derece üzücüdür. Sol
safsatalar ve solların amacına karşı sağcılarla blok- (işte)
bu Troçki böyle bir domuzdur! En azından Sosyal Demokrat’a
(göndereceğiniz) kısa bir mektupla onu teşhir etmeliydiniz”
(7).
O
dönemde Troçki de ABD'dedir. ”Hayatım”
(8)
kitabında Lenin'in Kollontay'a yazdığı mektuptan da bahseder.
Konuya
ilişkin olarak Troçki'nin anlatımı:
“O
zaman Kollontay da Amerika’daydı. Çok dolaşıyordu ve (bundan
dolay) onula nispeten seyrek karşılaşıyordum. Savaş döneminde
sola kaymış, Menşeviklerden ayrılarak Bolşeviklerin en sol
kanadında yer almıştı. Mizacı ve çok yabancı dil bilmesi onu
değerli bir ajitatör yapmıştı. Teorik görüşleri hep
karışıktı. New York döneminde ona göre (dünyada) yeteri kadar
devrimci olan hiçbir şey yoktu. Lenin ile mektuplaşıyordu.
Düşüncelerin ve gerçeklerin biçimlerini kendi aşırı sol
prizmasında bozarak Amerika'da olup bitenler, bu arada benim
faaliyetim üzerine de Lenin'i bilgilediriyordu. Tamamen işe
yaramaz bu bilgilerin yansıması Lenin'in cevabi mektuplarında
bulunabilir.
Sonraları
taklitçiler (başta Stalin
olmak üzere Bolşevik önderleri kast ediyor- İ. O.),
Lenin'in (benimle ilgili- İ.O.)
yanlış düşüncelerini bana karşı mücadelede bilerek kullanmayı
ihmal etmediler...” (9).
“Tamamen
işe yaramaz bu bilgilerin yansıması Lenin'in cevabi mektuplarında
bulunabilir” diyor Troçki.
Peki, hangi cevabi mektuplarda?
Bu konuda Troçki bir şey söylemiyor. Troçki de çok iyi biliyor
ki, Lenin, kendisi hakkındaki görüşlerini sadece Kollontay'ın
mektubuna dayanarak oluşturmamıştır. Lenin'in bütün yazıları
yayımlanmış olmasına rağmen, bu yazılar, mektuplar, notlar
içinde Troçki üzerine değerlendirmelerinde düzeltme yaptığına
rastlanmamıştır. Üstelik bir de “taklitçiler”
diye tanımladığı Bolşevik Parti önderliği, sonraları, yani
Lenin öldükten sonra, Lenin'in Troçki üzerine “yanlış
düşüncelerini (ona) karşı mücadelede bilerek kullanmayı ihmal”
etmemişler! Lenin, Troçki ile bağlam içinde düşüncelerinde
bir düzeltme yapmadığına, tam tersine Ekim Devrimi öncesinde ve
devrim sonrasında Troçki ile görüş ayrılıklarının
derinleştiğine ve buna bağlı olarak ona karşı mücadele
şiddetlendiğine göre Troçki doğruyu söylemiyor.
Troçki,
“Hayatım” kitabında Lenin'e karşı “alçakgönüllü olma”
tarzını sürdürüyor ve onunla ilişkisini bozmak için her yol ve
yöntemi kullananların olduğunu yazıyor. Troçki, başkalarının
anlatımıyla Lenin'in kendisi hakkında kanaat oluşturduğu
mesajını sürekli veriyor.
“Hayatım”dan
okuyalım:
“Brest
Barışı nedeniyle Lenin ile görüş ayrılıklarımı özel bir
bölümde ayrıntılı olarak anlattım. Şimdi de “Yeni Ekonomi
Politika”ya
geçişten kısa bir süre önce, 1920 sonu ve 1921 başına
rastlayan dönemde, iki ay süreyle bizi karşı karşıya getiren
başka bir görüş ayrılığı üzerinde durmak zorundayım.
Sendikalar tartışması diye bilinen olay bir süre için şüphesiz
ki ilişkilerimizi karartmıştır. Ama ikimiz de kişisel olanı
siyasi olandan ayıracak veya ayırmak isteyecek kadar devrimci ve
politikacıydık. Bu tartışma esnasında Stalin ve Zinovyev, bana
karşı perde arkasında yürütmekte oldukları mücadeleyi
kamuoyuna taşımak için legal olanak elde ettiler. (Kendileri
açısından olumlu) ortamdan yararlanmak için bütün güçleri
kullandılar. Bu, ileride “Troçkizm”e
karşı açacakları kampanyanın bir denemesi olmuştur. Ama
aramızdaki anlaşmazlığın beraberinde getirdiği tam da bu
görüngüler, Lenin'in en çok canını sıkan şeydi. Ve o, bu
yansımaları felce uğratmak için bütün olanakları kullandı”
(10).
Lenin'in
Troçki ve benzerleri hakkındaki görüşünde eğitici bir
tutarlılık ve yanlışa taviz vermezlik vardır. Troçki ve
benzerlerine karşı mücadelede Lenin sürekli sert olmuştur. Onun
bu tavrı görüş ayrılıklarının ne derece derin olduğunu da
göstermektedir.
Lenin'i
“kanka”sı olarak
görmeye çalışan Troçki, ancak Temmuz 1917'de Bolşevik Parti'ye
katılır. “Mücadele yoldaşı”ndan,
yakın dostundan neden yıllarca ayrı kaldığını sormayacaksınız!
Önemli olan Troçki'nin partiye katılımıdır. Ama bu katılıma
rağmen Lenin'de Troçki'ye karşı bir yumuşama olmamış, aynı
tavrını sürdürmüştür. Troçki'nin partiye katılımı
öncesinde, 17 Mart 1917'de Kollontay'a yazdığı mektupta Lenin,
Troçki hakkındaki düşüncelerini bir kez daha dile getirir:
“Düşünceme
göre şimdi esas sorun, sosyal yurtseverlerle (veya daha tehlikeli
olanı örgüt komitesi veya Troçki ve hempaları türünden
yalpalayan unsurlarla aptalca bir ‘birlik‘ denemesine
girişmemektir ve partimizin faaliyetinin tutarlı bir enternasyonal
ruhla devam etmesidir”
(11).
Ekim
Devrimi öncesinde Lenin, gerek Troçki hakkında ve gerekse de
onunla ilgili görüşlerinin genelleştirildiğinde savrulan
unsurlar hakkında ne düşünüyordu?
1-Devrim
öncesinde Lenin, Troçki ile beraber hareket etmek konusunda
uyarıyordu: Troçki yalpalayan bir unsurdur, hem de bunların en
tehlikeli olanlarından biridir. Bu nedenden dolayı bu unsurlarla
uzlaşma söz konusu olmamalıdır.
2-Lenin,
savrulan unsurların geçmiş dönemde mücadeleye verdikleri zararı
bizzat gördüğü için bu türden unsurlarla uzlaşma temelinde
sağlanan birliğin devrime ve Bolşevik Parti'nin devrimci çizgisini
sürdürmesine engel teşkil edeceğini dile getiriyor. Yani daha
devim öncesinde bu unsurlarla birlik durumunda devrim sürecindeki
ve sonrasındaki gelişmeleri görüyor.
3-Lenin,
Bolşevik Parti'yle beraber yürümek isteyen onun ilkelerini ve
programını kabul eder anlayışındadır.
Troçki
“24 ayar Bolşevik” oluyor!
Mayıs
1917'de Rusya'ya dönen Troçki, her zamanki gibi örgütsüzdür,
tek başına örgüttür veya siyasi yaşamı boyunca sadece kendini
örgütleyebilmiştir. Ama bu nedenden dolayı da devrim trenini
kaçırmak niyetinde değildir. Troçki durumunu ve Rusya'daki
devrimci gelişmeyi; devrimci mücadelede önemli bir rol oynamak
için Bolşeviklerle Menşevikler arasında bir yerde kalamayacağını
görüyordu.
17
Mayıs 1917'de Petrograd'a geldiğinde hemen Petrograd Sovyeti'nin
ana karargahı olan Smonli'ye gider. 1905'teki Sovyet'teki önder
rolü hatırlanarak yürütme komitesine oy hakkı olmayan ek üye
olarak alınır.
Vakit
geçirmeden bir ara grup olan Meshrayonka'ya katılır. Bu grup
1913'te kurulmuştu ve onun yayın organları için Troçki yurt
dışından yazı gönderiyordu. Meshrayonka, merkezci bir gruptu;
ne Bolşevikiz ne de Menşevikiz diye böbürlenen bir grup.
Petrograd'ın ancak birkaç işçi semtinde siyasi bir etkisi vardı.
1917 başında A. Lunaçarski, D. Ryazanov, D. Manuilski, A. Yoffe de
bu grubun üyeleriydi.
Troçki,
bu grup içinde kısa zamanda önder bir rol oynamaya başladı ve
yayın organını -“Vperyod”u (“İleri”)- kurdu.
Troçki,
o günleri şöyle anlatır:
“Bolşeviklerin
merkezi çekirdeğinin üyesi olarak 1917 yılını yaşayan herkes
bilir ki, ilk günden itibaren benimle Lenin arasında görüş
farklılıklarının hiçbir izi yoktu...
Dönüşümün
ilk gününden beri...ne türden olursa olsun farklılıkları bir
kenara iterek Bolşevik örgüte derhal katılmaya hazır olduğumu...
Meshrayonka'ya örgütünü en kısa zamanda partiye çekmenin
gerekli olduğunu vurguladım. Meshrayonka üyeleri arasında şu
veya bu koşulu öne sürerek birleşmeyi zorlaştırmaya çalışan
unsurlar vardı” (12).
Mayıs
1917'de Lenin'in de aralarında bulunduğu Bolşeviklerin
temsilcileriyle, Troçki'nin de aralarında bulunduğu
Meshrayonka'ya temsilcileri birleşmenin sorunlarını tanımak için
bir araya gelirler. Gerisini İ. Deutscher'in Türkçeye
birinci cildi “Silahlı Sosyalist Troçki” olarak
çevrilen “Silahlı Peygamber Troçki” kitabından
okuyalım:
“10
Mayıstaki görüşmede Lenin, Troçki ve arkadaşlarının hemen
Bolşevik Parti'ye katılmalarını önerdi. Belli başlı
kuruluşlarda ve Pravda'nn yazı kurulunda görevler verdi.
Geçmişteki herhangi bir tavrından vazgeçmesini Troçki'den
istemedi; aralarında geçen çekişmelerin sözünü bile etmedi.
Kendisi bütün bunları unutmuştu; Troçki'nin de aynı şeyi
yapacağını umuyordu. Lenin ortak davaya yarayacak herhangi bir
kimseye elini uzatmaya hazırdı...
Troçki,
Lenin'in teklifini hemen kabul etmiş olsaydı bir gurur sorununun
söz konusu olmadığını daha iyi göstermiş olurdu. ... Lenin'in
hemen işbirliği için öne sürdüğü teknik teklifleri de kabul
etmektedirler. Ancak ... hem kendisinden hem de arkadaşlarından
kendilerine Bolşevik demeleri istenemezdi. “Ben kendime Bolşevik
diyemem. Eski kalıplara bağlı kalmak doğru değil”. Örgütlerin
yapacakları ortak bir kongrede yeni bir ad taşıyacak olan yeni
bir parti halinde birleşmek daha doğru olurdu” (13).
Bu
görüşmeyle ilgili olarak Lenin'in notlarında şu sözler yer
alır:
"Benden
hemen sonra konuşan Troçki, 'kendimi Bolşevik olarak tanımlayamam
...Bolşevizmi kabul etmem benden istenemez ... Eski fraksiyoncu isim
uygun değil" (14).
Söz
konusu görüşme sonuçsuz kalır ve ancak Ağustos ayında "Önsöz
Yerine"de de belirttiğimiz gibi Troçki, rica üzerine girdiği
hapishanedeyken Meshrayonka örgütü Bolşevik Parti'ye katılır.
Tabii
bu katılma durumunu Troçkist basın farklı anlatır. Örneğin
“Theori.org” serisinde “Troçkizm – Temellerine Giriş –
Geleceğinin Sorunları” cildinde durum şundan ibarettir:
“1917'nin Şubat-Ekim aylarında Lenin, kendi konumunu
Troçki'nin konumuna büyük oranda yakınlaştırdı; bu da
Troçki'nin ve taraftarlarının Bolşevik Parti'ye girişini
kolaylaştırdı” (15).
Lafa
bakınız; Rusya içinde ve dışında sınıf düşmanının
“muhatabı” Lenin ve dolayısıyla Bolşevikler, tek kişilik
“örgüt Troçki”nin -”Troçki-parti”nin- konumuna büyük
oranda yakınlaşıyorlar! Yani Troçkistler, Ekim Devrimini Lenin
önderliğinde Bolşevik Parti'nin örgütlediği konusunda Rus
burjuvazisinin ve dünya burjuvazisinin yanıldığını iddia
ediyorlar; bu devrimin esas örgütleyicisi, Lenin'in de
yönlendiricisi Troçki'dir diyorlar.
Ama
bu durumda neden Troçki ve yandaşları, yani “Troçki-parti”,
Bolşevik Parti'ye katılıyorlar? Aslında tam tersinin olması
gerekmez miydi?. Troçki Lenin'e değil, Lenin Troçki'ye
yakınlaştığına göre Lenin ve taraftarlarının “Troçki-parti”ye
katılması gerekmez miydi?
Troçki,
Bolşeviklere katılmasa ve Menşeviklere katılsaydı ne olurdu?
Hiçbir şey olmazdı, Ekim Devrimi Troçki'siz gerçekleşirdi.
Troçki de birçok Menşevik önder gibi daha o zaman tarih
sahnesinden silinirdi. Ekim Devrimini Bolşevik Parti hazırladı ve
gerçekleştirdi. Bu nedenle Ekim Devrimi Troçki'siz de
gerçekleşirdi.
Her
halükarda Troçki'nin Bolşevik Parti'ye katılması coşkuyla
karşılanmamıştır. “Kanka”sı
Lenin, Troçki'yi katılımından dolayı kucaklamamıştır. Lenin
açısından Troçki, güvenilmez, tutarsız, her an devrimi satacak
karakterde olan birisiydi. Ama Troçkist “şehir efsaneleri”ne
göre Troçki olmasaydı ne Ekim Devrimi gerçekleşirdir ne de iç
savaştan muzaffer çıkılırdı.
“Lenin
Üzerine” kitabında
Troçki, Lenin'le devrim sürecinde ilk kez Mayıs 1917 başında
konuştuğundan bahseder. Troçki'nin “kanka”sına
ve Bolşevik Parti'ye ne denli bağlı olduğunu şu sözlerinden
anlıyoruz:
"Gelişimden
az sonra, Pravda'nın yazı kurulu üyeleriyle konuşmak hususunda
Kamenev yoldaşla anlaştım...Lenin'e, hiçbir şeyin beni Nisan
Tezleri'nden ve onun Rusya'ya dönüşünden beri parti tarafından
izlenen yoldan ayırmadığını söyledim; bir seçim yapmam
gerekiyordu: ya şahsen, partinin bir örgütüne girmeliydim, ya da
... en değerli devrimci güçlerin ilişki kurdukları ”Birlikçiler”
takımını partiye çekmeliydim...
Lenin
her iki hususta da kesin hiçbir şey söylemedi”
(16).
Troçki,
geçmişi üzerine “tövbe”
ediyor, ama “kanka”sından
beklediği cevabı alamıyor. Lenin, Troçki'nin önerisine cevap
vermiyor; partiye katılabilirsin veya katılamazsın demiyor. Ama
“Troçki'nin Felaketi”
derlemesinin yayımlayıcısı -bir Troçki taraftarıydı-
Troçki'nin Lenin ile bu görüşmesi hakkında şunları yazıyor:
“Buradaki
versiyon (anlatım – İ. Okçuoğlu) biraz belirsiz. Her
halükarda 1917 yazından önceki açıklamalar mevcut. Bu
açıklamalardan Lenin’in en azından Troçki‘nin bu sorundaki
motifi üzerine başka bir düşüncede olduğu sonucu
çıkartılabilir” (17).
Stalin
de 19 Kasım 1924'teki konuşmasında bu soruna Lenin'i kastederek
“yurt dışından gelmesinin hemen ertesi günü kendisini
Troçki'den ayırmayı gerekli görmesi, bu durumda nasıl
açıklanır?”
sorusuyla cevap verir (18).
Aslında
Lenin sorunun cevabını çoktan vermişti; parti ve başka güçlerle
mücadeleleri göz önünde tutan Lenin, savrulan, o görüş bu
görüş arasında gidip gelen küçük burjuva unsurların bir
devrim anında ihanetini, devrime verecekleri zararı düşünerek
hareket ediyordu. Lenin, gelmekte olan devrimi (Ekim Devrimi)
kastederek “devrime hazırlanmak için küçük burjuva
savrulmalara karşı proleter çizgide bir kaya gibi sağlam
olunmalıdır”
diyordu. Troçki'nin ise ne bir proleter çizgisi ne de kaya gibi
sağlamlığı söz konusuydu; en azından Lenin için söz konusu
değildi.
Troçki,
hal ve hareketiyle kendisine selam vermenin dahi bir hata olacağını
sayısız kez bizzat kanıtlamıştır. Partinin kurulmasından
yaklaşık 15 sene sonra -15 sene düşmanlıktan sonra- Troçki,
Bolşevik Parti'ye katılır. Ve kısa bir zaman sonra da kendi
çizgisini -Troçkizmi- savunmaya, partiye dayatmaya başlar.
Troçki'nin katılımıyla Bolşevik Parti içinde Lenin-Troçki ve
parti-Troçki arasında çatışma adeta programlaştırılmış
olur.
Troçki,
partiye katılımından kısa bir süre sonra, sürekli karşı
cepheden mücadele ettiği Bolşevik Parti içinde yabancı bir
varlık olduğunu göstermiştir.
“Troçki'nin
Felaketi” derlemesinin
yayımlayıcısı 1917 sonrasında Troçki'nin Lenin'le ilişkisi
üzerine aynı derlemede şunları yazar:
”Bolşevik
devrimin gerçekleşmesinden hemen sonra Lenin ve Troçki arasındaki
çelişkiler yeniden ortaya çıktı. Troçki, devrimci savaştan
yana olan Buharin-Radek sol grubuna sempati duyuyordu. Sürekli,
devrimci eyleyiş isteyenlerle beraber hareket ediyordu” (19).
Troçki,
Bolşevizm ile Troçkizmi aynılaştırmaya, Lenin'in “gözüne
girmeye”, ona “şirin”
görünmeye çalışır. Bu işi nasıl yaptığına bir
örnek verelim.
“Hayatım”
kitabında Troçki anlatıyor:
“Devrimden
iki yıl sonra Lenin, geriye bakarak şunları yazıyordu: “İktidarın
ele geçirildiği ve Sovyet Cumhuriyetinin oluşturulduğu anda
Bolşevizm, sosyalist düşüncenin kendine en yakın olanlarının
en iyilerini kendine çekti”.
Sosyalist düşüncenin Bolşevizme en yakın akımları gibi bir
dil kullanırken Lenin, her şeyden önce bugün “tarihsel
Troçkizm”
denilen şeyi kastetmiş olduğundan şüphe edilebilir mi? Gerçekte
Bolşevizme, benim temsil ettiğimden daha yakın başka hangi akım
vardır? Lenin beni değil de kimi kastediyordu? Belki Marcel
Cachin'i mi veya Thaelmann'ı mı? Partinin geçmiş gelişmesini
geriye bakarak değerlendirdiğinde Lenin açısından Troçkizm,
sosyalist düşüncenin ne düşman ne de yabancı bir akımıydı,
tersine Bolşevizme en yakın duran akımdı”
(20).
Mayıs
1917 'deki konuşmada Troçki anlatıyor, Lenin cevap vermiyor.
Şimdi, artık Lenin öldüğü için konuşamayacağından dolayı
sadece Troçki anlatıyor, bir adım daha ileri atarak ideolojik
“kanka”lığa soyunuyor; Troçkizm ile Bolşevizm, aslında
kendisiyle Lenin arasında kopartılamaz bir bağ kurmaya çalışıyor.
Lenin'in Troçkizmde “dost” bir akım gördüğünü iddia edecek
derecede alçalıyor, saçmalıyor. Gerçeklerin tamamen başka ve
bunun da biliniyor olması Troçki'yi zerre kadar ilgilendirmiyor.
Lenin'in Troçki hakkında kullandığı sıfatları göz önüne
getirirsek, Troçki'nin neden Lenin öldükten sonra böylesi
tespitler yaptığı anlaşılır. Troçki, Troçkizmin var oluş
nedeninin Lenin'e, Bolşevik Parti'ye ve nihayetinde de
Marksizm-Leninizme karşı mücadele olduğunu saklamaya çalışıyor.
Troçki'de
tilki zihniyeti de vardır. Beklenmedik yerde beklenmedik anlayışlar
ileri sürebilir. Önemli olan, Troçki'nin rolünün hep ön planda
ve belirleyici olmasıdır. Troçki, Mayıs 1927'de M. Okudşava'ya
yazdığı bir mektupta akıllara durgunluk veren bir iddiayı ortaya
atar. “Hayatım”
kitabında bu mektuptan da bahseder:
“26
Mayısta eski bir Gürcü Bolşevik olan Michail Okudschawa’ya şunu
yazdım: Stalin’in yeni rotası yeni görevler ortaya korsa,
şüphesiz ki Stalin, bizim pozisyonumuza yaklaşmaya çalışacaktır.
Ama politikada sadece ne değil, aynı zamanda kim ve nasıl da
belirleyicidir. Devrimin geleceğini belirleyecek olan temel
mücadeleler daha önümüzde duruyorlar”
(21).
Troçkinin
temel özelliklerinden birisi de şudur: Troçki ne yaparsa yapsın
doğrudur. Ama başka birisi Troçki için doğru olanı
gerçekleştirmeye çalışırsa, yanlış yapmış olur. Bu durumda
Troçki'nin politikasını başka birisi gerçekleştirmeye
kalkışırsa -mektup somutunda da güya Stalin- yanlış yapmış
olur. Lenin açısından önemli olan, doğru politikanın kim
tarafından gerçekleştiriliyor olduğu değil,
gerçekleştirilmesidir. Ama Troçki açısından önemli olan,
kendisi gerçekleştirirse doğru, başkası gerçekleştirirse doğru
politikanın yanlış gerçekleştiriliyor olmasıdır. Bu Troçkist
bir düşünme tarzıdır. Troçki'nin 1903'ten bu yana Lenin'e,
Bolşevik Parti'ye, Stalin'e ve başka Bolşevik önderlere karşı
mücadelesine bakın, bu anlayışı görürsünüz.
Yukarıdaki
iddiaya gelince: Stalin, Troçki'nin politikasına karşı mücadele
ediyor, ama aynı zamanda o politikayı uygulamaya çalışıyor! Bu
da Troçki'nin bir özelliğidir. Bu özelliğini Lenin'e karşı da
kullanmıştır. Her halükarda Stalin'in politikası, Bolşevik
Parti'nin politikasıydı. Stalin'in uyguladığı Bolşevik
Parti'nin genel çizgisiydi ve bu çizginin de Troçkizme yakınlığı
yoktu. Tam tersine bu çizgi, Rusya'da ve sonrasında da SSCB'nde
devrimci mücadelenin belirleyici dönüm noktalarında Troçkizme
karşı mücadeleyi içeriyordu.
Troçki,
görünüşte aynı, benzer olan siyasal eyleyişlerin her zaman aynı
değerde olmayacağını bile bile hareket etmiş, bu durumdan
yararlanmaya çalışmıştır.
Siyasi
oluşumları, akımları kişiler arasındaki zıtlıklara,
çatışmalara bağlamak ve ona göre hareket etmek Troçki'nin başka
bir özelliğidir. Lenin'e karşı mücadelesini, Bolşevik Parti'ye
karşı mücadele değil, Lenin'e karşı mücadele olarak görmüştür.
Lenin'den sonra da mücadelesini Bolşevik Parti'ye, SSCB'ne karşı
mücadele değil, kişi olarak Stalin'e karşı mücadele olarak
görmüş ve ona göre hareket etmiştir. Troçki, önce Lenin'i,
sonra da Stalin'i ezeli düşman olarak görüyordu.
Troçki,
Troçki olarak varlığını dünya proletaryasının bu iki önderine
duyduğu düşmanlığa borçludur.
*
Kaynaklar:
1)
Lenin; C. 16, s. 398-399.
2)
P. Akselrod; “Die Tragödie
Trotzkis”,
s. 77, Berlin 1925.
3)
Lenin; Mektuplar, C. II, 1905-1910,
s. 186-187.
4)
Lenin; C. 20, s. 452-453).
5)
Lenin; agy.
6)
Lenin;
agy.
7)
Lenin; Mektuplar, C. IV, s. 385.
8)
”Hayatım” kitabının çevrisiyle ilgili birkaç söz söylemek
istiyorum. Müntekim Öçmen'in çevirdiği ve Yazın Yayıncılık
tarafından yayımlanan ikinci baskıdan (1999) bahsediyorum. Kitabın
Türkçesini okumadım. Çevri tembelliğinden dolayı kolaylık
olsun diye Türkçesinden yararlanmak istedim. Ama Almancasını
okuduğum için almak istediğim alıntılarda bir gariplik vardı.
Her bir alıntıyı karşılaştırmak zorunda kaldım. Yayınevinden
aldığım bilgiye göre çevri Fransızcadan yapılmış. Fransızca
çevriyi de bizzat Troçki onaylamış. Her halükarda yararlanayım
derken daha çok zaman harcadım. Bana göre bu çevri Troçki
lehine yontulmuş, ayrıntılar önemsizleştirilmiş. En azından
karşılaştırmasını yaptığım yerlerde ilginçlikler var.
İsteyen buradaki çevrilerle söz konusu çevriyi karşılaştırarak
okuyabilir.
9)
L.
Troçki; “Mein Leben”,
“In New York” bölümünden,
www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1929/leben/22-newyork.htm.Türkçesi;
Yazın Yayıncılık, 2. baskı,
(1999). Çeviren; Müntekim Öçmen, s. 292/293.
10)
L.
Troçki; “Mein Leben”,
“In New York” bölümünden,
baskı,
(1999), s. 486/487.
11)
Lenin; Mektuplar, C. IV, s. 400-401.
12)L.
Trotzki; “Die stalinschen Fälschungen”, New York 1972, s. 5/6.
Aktaran: W. B. Bland; “Revisionismus
in Russland. Trotzki gegen die Bolschewiki”, s. 117. Internet.
13)
İ. Deutscher; “Trotzki -
Der bewaffnete Prophet” - “Silahlı Peygamber Troçki”,
Türkçesi; C. I, s. 307/308.
14)
W. I. Lenin; 'Gesammelte
Aufzeichnungen', Band 4, Moskau 1925, s. 303.
Aktaran: W. B. Bland;
“Revisionismus in Russland. Trotzki gegen die Bolschewiki”, s.
117. Internet.
15)Manuel
Keller; “Trotzkismus, Einführung in seine Grundlagen - Fragen nach
seiner Zukunft”, Reihe theorie.org, Schmetterling Verlag, 2004, s.
53.
16)
Leon Trotsky; “Lenin”; “Before the October Revolution”
bölümünden,
www.marxists.org/archive/trotsky/1925/lenin/02.htm.
17)
P. Akselrod; “Die Tragödie Trotzkis”,
s. 77, Berlin 1925, s. 7.
18)
Stalin; C. 6, s. 299, “Troçkizm mi Leninizm mi?”.
19)
P. Akselrod; “Die Tragödie Trotzkis”,
s. 77, Berlin 1925, s. 7.
20)
L. Troçki; “Mein Leben”,
“Trotzkismus”
im Jahre 1917”
bölümünden,
www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1929/leben/28-trotzkism.htm.
Türkçesi;
s. 356.
21)L.
Troçki; “Mein
Leben”, “Verbannung”
bölümünden,
www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1929/leben/43-verbann.htm.
Türkçesi; s. 579.
*
3.
Makale
LENİNİST
ÖRGÜTLENME – TROÇKİST “ÖRGÜTLENME”
“24 ayar anti-leninist örgütçü” Troçki!
1905
Devriminde St. Petersburg Sovyeti'nde “yatıştırıcı” rolünü
oynayan Troçki!
“İsyan
havasının önüne geçmeye çalışan” Troçki!
Troçki
ve parti disiplini
“24
ayar“ birlikçi Troçki iş başında
Savaş
döneminde Troçki'nin marifetleri
“24
ayar” uzlaşmacı Troçki
4. Makale
SÜREKLİ
DEVRİMİN TARİHÇESİ – BU KONUDA MARKS, LENİN, STALİN VE
TROÇKİ
5.
Makale
EKİM
DEVRİMİNDEN SONRA BOLŞEVİZM VE TROÇKİZM
LENİN
VE STALİN’E KARŞI TROÇKİ
6. Makale
TEK
ÜLKEDE SOSYALİZM SORUNU
SOVYET
SOSYALİST CUMHURİYETLERİ BİRLİĞİ’NDE
SOSYALİZMİN
İNŞASI İÇİN MÜCADELEDE TROÇKİ’NİN ROLÜ
LENİN,
STALİN, TROÇKİ VE TEK ÜLKEDE DEVRİM TEORİSİ
7. Makale
NE
YAPILMALIYDI?
GERİYE
DÖNÜŞ MÜ – SOSYALİZMİN İNŞASI MI?
STALİN’E
KARŞI TROÇKİ