deneme

Amerikan emperyalizmi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Amerikan emperyalizmi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Temmuz 2021 Cumartesi

TÜRKİYE-ABD-RUSYA VE ÇİN İLİŞKİLERİ


TÜRK BURJUVAZİSİ KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR (VI)

DEĞİŞEN GÜÇLER DENGESİNİN JEOPOLİTİĞİ


TÜRKİYE-ABD-RUSYA VE ÇİN İLİŞKİLERİ

II


Bu Amerikan Avrasya jeopolitikasından geriye ne kaldı?

-Dünyanın kalbi, “kara delik” Rusya parçalanmadı, bölünmedi.

27 Mart 2021 Cumartesi

SON DÖNEMDE ABD-AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ


SON DÖNEMDE ABD-AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

 

Son dönemdeki ABD-AB ve Türkiye arasındaki ilişkileri ve bu ilişkilerin önümüzdeki dönemde nasıl bir seyir izleyeceğini değerlendirebilmek için her üç tarafın bölgesel ve küresel çıkarlarına ve bu çıkarlar temelinde karşılıklı yaptırım gücüne bakmak gerekir. Aynı zamanda her üç taraf arasındaki ilişkilerin seyrini doğrudan ve dolaylı olarak etkileyebilecek uluslararası güçler dengesindeki değişimi de göz önünde tutmak gerekir.

12 Mart 2020 Perşembe

SURİYE (İDLİB) SAHASINDA ABD-RUSYA- TÜRKİYE ARASINDA JEOPOLİTİK OYUNLAR



SURİYE (İDLİB) SAHASINDA ABD-RUSYA-

TÜRKİYE ARASINDA JEOPOLİTİK OYUNLAR

 
Suriye (İdlib), Doğu Akdeniz, Libya sahasında ABD-Rusya-Türkiye 

jeopolitik ilişkileri ve “Sol”un muhteşem değerlendirmeleri


1-İdlib Sahasında Rekabet Eden Güçler Ve Amaçları

İdlib sahasında rekabet eden güçler bloklaşmış durumdadır; bir taraftan Rusya önderliğinde İran ve Esad rejimi, diğer taftan doğrudan, fiilen sahada olmasa da HTŞ başta olmak üzere birtakım cihatçı örgütleri destekleyen ABD ve SMO (Suriye Milli Ordusu) adı verilen eski “ılımlı” diye tanımlanan “Özgür Suriye Ordusu” mensuplarıyla birlikte Türkiye. Ancak mücadele şimdilik silahlar susmuş olsa da Suriye ordusu, İran’a bağlı güçler ve bunları destekleyen Rusya ile SMO/TSK arasında sürdürülmektedir. 5 Martta Moskova’da imzalanan “askeri faaliyetleri durdurma” anlaşmasına kadar durum böyleydi. HTŞ ve benzeri cihatçı güçler silahlı çatışmaya henüz girmediler.

7 Mart 2020 Cumartesi

FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜN İDLİB “SEFERİ” VE SONUÇLARI


FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜN İDLİB “SEFERİ” VE SONUÇLARI

5 Martta Erdoğan ve Putin önderliğinde Türk ve Rus heyetlerinin İdlib bağlamında imzaladıkları protokol, İdlib sorununu çözüme ulaştırmaktan oldukça uzaktır. Öyle ki, sorunun ele alınışı böyle bir amacın olmadığını açıkça göstermektedir. Üç maddeden oluşan protokol, daha önceki Astana mutabakatını (2017) ve Soçi’de imzalanan “silahlardan arındırılmış bölge” anlaşmasını (2018) dışlamıyor, reddetmiyor. Tersine, bu süreçlerde alınan kararlara atıfta bulunuyor. Protokol, bütün sorunları, acelece hazırlanmış ve kabul edilmiş bir “ateşkes”le sadece ertelenmiş oluyor. Bu bakımdan Moskova’da kararlaştırılan “ateşkes”, Astana mutabakatına ve Soçi’de varılan “silahlardan arındırılmış bölge” anlaşmasına eklenen bir ek protokolden başka bir anlam taşımamaktadır. Nitekim, “Suriye Arap Cumhuriyeti’nde Gerginliği Azaltma Bölgeleri Oluşturulmasına İlişkin 4 Mayıs 2017 tarihli Muhtıra ve İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına İlişkin 17 Eylül 2018 tarihli Muhtıra’yı hatırda tutarak” tanımlamasıyla bu, kabul ediliyor.

5 Mart 2018 Pazartesi

SURİYE'DE KESKİNLEŞEN EMPERYALİSTLER ARASI ÇELİŞKİLERİN VE SAVAŞIN YENİ BİR AŞAMASI



SURİYE'DE KESKİNLEŞEN EMPERYALİSTLER ARASI ÇELİŞKİLERİN VE SAVAŞIN YENİ BİR AŞAMASI

Afrin'de faşist diktatörlük şiddetli bir direnişle karşı karşıya kaldı. İşgal planladıkları gibi ilerlemiyor. Kürtlerin şiddetli direnişi işgali yavaşlatıyor. Her halükarda Türkiye'nin Afrin'i işgal girişimi daha şimdiden Suriye'de emperyalistler arası çelişkilerin oldukça keskinleştiğini ve Suriye eksenli Ortadoğu'da emperyalist savaşın yeni bir aşamaya geçtiğini; tarafların bugüne kadar olmadığı derecede açıkça saflaştığını göstermektedir.

21 Ocak 2018 Pazar

AFRİN’İ İŞGAL GİRİŞİMİ SÖMÜRGECİLİKTİR


AFRİN’İ İŞGAL GİRİŞİMİ SÖMÜRGECİLİKTİR,
TÜRK BURJUVAZİSİNİN ULUSAL GÜVENLİK POLİTİKASININ BİR SONUCUDUR

Afrin’i işgal girişimi, sömürgeci hayalde, Kürt halkına yönelik katliamda yeni bir adımdır; Suriye merkezli Ortadoğu’da emperyalistler arası (Rusya-ABD) çıkar çatışmasının yeni bir görünümüdür. Bu, kendi geleceğini kendi eline almak isteyen, kendi yönetimini özgürce kurmak, özgürce yaşamak isteyen Afrin halkına baskıyı ve sömürgeciliği dayatmaktır. Bu işgal girişimi Türk burjuvazisinin ulusal güvenlik konzepti algılamasının bir sonucudur; bunda ne işçi sınıfının ne emekçi yığınları ve ne de bölge halklarının bir çıkarı vardır. Bu, Suriye sahasında yer alan irili ufaklı işgalci güçler arasındaki çelişkilerin bir yansıma biçimidir. Sorun sadece Arfin’le sınırlı olarak da kalmayacaktır. Cerablus-el Bab’ın işgali döneminde öncelikle Menbiç ve Afrin de dillendirilmişti. İşgalcilerin Afrin’de amaçlarına ulaşmaları durumunda sırada Menbiç ve “Fırat’ın doğu yakası”nın olduğu açıkça söylenmektedir.

1 Ocak 1998 Perşembe

ORTADOĞU VE KESKİNLEŞEN EMPERYALİSTLER ARASI ÇELİŞKİLER


ORTADOĞU VE KESKİNLEŞEN EMPERYALİSTLER ARASI ÇELİŞKİLER

Amerikan emperyalizmi haftalardan beri Irak’ı silahlı çatışmayla tehdit ediyor. Bunun için gerekli hazırlıkları aleni olarak yaptı. Savaş narasını sıklaştıran ABD Başkanı Clinton, BM’yi de Irak’a karşı “sert ve belirgin” eyleme geçmeye davet etti. Aslında bu, davetten ziyade açık bir talepti. ABD’nin savı açıktı: “Gizli zehirli gaz depolarını açığa çıkartmak üzereyken, Irak, BM-Teftiş Heyeti’nin belli alanlara girmesini yasakladı”!