deneme

24 Ocak 2021 Pazar

UZLAŞMACILIK, TASFİYECİLİK VE YOLUN SONU NEREYE VARACAK?

 

SOSYALİZM ÜZERİNE SORULAR (IV)

(Birikmiş Sorular Dosyasından)


UZLAŞMACILIK, TASFİYECİLİK VE YOLUN SONU NEREYE VARACAK?


TROÇKİZM VE POST-MARKSİZM İLE UZLAŞMAK

MARKSİZM-LENİNİZM’E İHANETTİR


Bu makalede Troçkizm ve Post-Marksizm ile uzlaşmanın ne anlama geleceğini ele alacağız.

 

Taktik konularda, ilke olarak ele alınmayan konularda pekala uzlaşılabilir. Ancak stratejide ve ilkelerde uzlaşmak olmaz. Bu alanda uzlaşma, kendi varlığını redde götürür.

İster bir sene, ister 10 sene, isterse 20 sene tartışılsın, Troçkizm ve Post-Marksizm ile sosyalizm veya devrimin başkaca temel, ilkesel konularını tartışan bir Marksist-Leninistin önünde birkaç ihtimal vardır:

1- Post-Marksizm tartışmadan üstün çıkar, reformizm hakim olur ve TDKP’nin başına gelen yaşanır.

2-Troçkizm tartışmadan üstün çıkar, bu sefer de KPD/ML’nin başına gelen yaşanır.

3- Kendi varlığını sosyalizmin veya devrimin sorunları adı altında tartışmaya açan Marksist-Leninist, sadece kendi varlığını, ilkelerini, ideolojisini tartışma masasına yatırdığı için Marksist-Leninist olmaktan çok uzaklaşmıştır.

4- Marksist-Leninist, bu tartışmadan Marksizm-Leninizm’in zaferiyle çıkabilmesi için Troçkizm ve Post-Marksizm’i gövdesinden kesip atması, kökünü kurutması gerekir.

5- Post-Marksizm ve Troçkizm ortaklaşa hareket eder ve uzlaşmacıyı, yani Marksist-Leninisti dışlar. Sonuçta Marksist-Leninist ortam param parça olur.

6- Marksist-Leninist dışlanınca Troçkist ve Post-Marksist kaçınılmaz olarak iktidar kavgasına tutuşurlar; birbirlerinin gözlerini oymak için her fırsat ve imkanı kullanırlar.

Troçkizm ve Post-Marksizm ile uzun süre tartışmak pek “hayra alamet” değildir. Bir sene, beş sene, 10 sene, 15 sene veya 20 sene -belki biraz abartıyorum- süren bir tartışma olmaz. Olursa bu bitişin sonudur. Bu süreç içinde Troçkizm ve Post-Marksizm, Marksizm-Leninizm’in enerjisini tüketir, şurayı burayı ele geçirir, Marksist-Leninist ortamın resmiyetine aykırı politikalarını, teorilerini bazen kapalı, bazen açık işler, ele geçiremediğini dağıtır, iş yaptırmaz.

Yani son kertede Post-Marksist gibi Troçkistin de amacı, ele geçiremiyorsa bulunduğu alanı faaliyet sürdüremez hale getirmektir.

Lenin’in Menşeviklere, sağ ve sol sapmalara karşı mücadelesi ideolojik, teorik ve örgüt analayışı için tavizsiz bir mücadeleydi.

Lenin, partinin birliği için mücadele etti, bu mücadelede bütün partiyi karşısına almaktan, sonunda Menşeviklerle kopuşmaktan da tereddüt etmedi.

Bir Marksist-Lennist partin içindeki kurtlar bağlamında:

1. örnek TDKP(Türkiye Devrimci Komünist Partisi): Bu partinin içindeki kurt, kendi kurdu reformizmdi veya Post-Marksizm’di.

2. örnek KPD/ML(Almanya Komünist Partisi/Marksist Leninst): Bu partinin içindeki kurt, yani kendi kurdu Troçkizm’di.

İlk örnekteki parti, coğrafyamızda burjuva düzenin bir parçası oldu. ‘Sol’dan muhalefet yapan bu parti, şimdi seçimle iktidara gelip düzeni değiştirecek!

İkinci örnekteki partiyi de Troçkizm param parça etti ve götürebildiklerini götürdü.

Post-Marksist gibi Troçkist de korkaktır; ben Post-Marksistim, radikal demokratım reformlar için mücadele esas alınmalıdır, diyemez. Post-Marksist gibi Troçkist de açığa çıkana kadar faaliyetinde Marksizm-Leninizm’e övgüyü eksik etmez. Ancak, her fırsat ve imkanı kullanarak Marksizm-Leninizm bayrağı altında troçkist ve reformist anlayışları işler. Örneğin Troçki’nin sosyalist devrim, sosyalizmin inşası, kapitalist sistem anlayışlarını Marksist-Leninist anlayışlar olarak “satar”. Bu türden yazıları okuduğunuzda “yoldaş” ne felaket ajitatif, propagandist bir yazı yazmış diye düşünmekten kendinizi alamazsınız!..

Post-Marksist gibi Troçkist de erişilemez birer “teorisyen” olduklarını göstermeye çalışırlar. Tarihin çöplüğüne atılmış, lanetlenmiş anlayışları “yeni” teori olarak sunarlar. Sanırsınız ki, Marksizm-Leninizm’e katkı derecesinde “yeni” teoriler üretiyorlar. Troçkist, “yeni” teorileriyle Marksizm-Leninizm’e onulmaz darbeler vururken, Post-Marksist ondan geri kalmaz. Onlar bunu yaparken Marksist-Leninist ne yapar? Seyreder; seyretmiyorsa uzlaşma bozulmasın diye dengeyi tutturmakla uğraşır.

Troçkizm ile uzlaşan en azından Troçkizm kadar tasfiyecidir.

Post-Marksizm ile uzlaşan en azından Post-Marksizm kadar tasfiyecidir.

Troçkizm, Post-Marksizm ve Marksizm-Leninizm arasındaki tartışma yılan hikayesine dönüşür. Sonuç alınamayacağını sanıyorsanız fena halde yanılmış olursunuz. Bir sonuç alınacaktır. En azından tartışma sonucunda hiçbir şey olmasa bile kesin bir şey olacaktır: Bu bir şey Marksizm-Leninizm’in tasfiyesidir.

Önceki makalelerde belirttiğimden dolayı tekrar pahasına da olsa ilkeleri bir kez daha sıralayalım:

1)Tek ülkede sosyalizmin zaferi konusu.

2)Tek ülkede sosyalizmin inşası konusu.

3)Proletarya diktatörlüğü ile sosyalizmin, kapitalizmden komünizme geçişte farklı aşamalar olduğu konusu.

4) Tek ülkede sosyalizmin inşası “ulusalcı bir inşadır” konusu.

5) Tek ülkede sosyalizmin asla nihai olarak inşa edilemeyeceği konusu.

6)Tek ülkede sosyalizmin enternasyonalizmi körelttiği konusu.

7) 1956 ve 1991dönemlerinin değerlendirilmesi.

Bu noktalarda aynılaşılamıyorsa geriye sadece birkaç denklem hesabı kalır:

1) Uzlaşmak.

Bu konularda Troçkizm uzlaşmayacağı için Marksizm-Leninizm uzlaşır sonucu çıkar. Hal böyle olunca Marksizm-Leninizm tartışılan konuda kendini inkar etmiş olacağı için Marksizm-Leninizm olmaktan çıkar. Zafer Troçkizm’indir.

2) Marksizm-Leninizm’in gücü yetiyorsa Troçkizm tümörünü kesip atar.

3) Her ikisi de olmuyorsa Marksizm-Leninizm param parça olur. Param parça olmanın sorumlusu Troçkizm değildir. Troçkizm sonuç olduğu için neden değildir.

Aynı denklem Post-Marksizm için de geçerlidir.

Bunun sorumlusu Marksizm-Leninizm’dir; bu, ideolojik mücadeleye önem vermemenin doğrudan bir sonucudur.

Marksizm-Leninizm, ideolojik mücadeleye önem vermediği için, içinde kendi kurtlarının doğmasına ortam hazırlamıştır. Her ağacın kurdu kendindendir! Burada Troçkizm ve Post-marksizm, Marksizm-Leninizm ağacının kurtlarıdır ve bu kurtların o ağacı; Marksizm-Leninizm’i yok edene kadar kemireceklerinden kimsenin şüphesi olmasın. Tarih bunun örnekleriyle doludur.

Baş denklem veya denklemlerin denklemi:

Sorulan sorulara cevap vermek için soruna bir de şöyle bakalım:

Bir uzlaşıcı “Marksist-Leninist” tasfiyeci+bir Troçkist tasfiyeci+ bir Post-Marksist tasfiyeci bir araya gelirse ne olur?

Veya Marksizm-Leninizm, Post-Marksizm ve Troçkizm bir araya gelirse ne olur?

Ne olabileceğini Lenin’den okuyalım:

...Görüşlerden biri ‘verili kişi, grup ve kurumlar’ın ‘uzlaşma’sını ön plana çıkarabilir. Parti çalışması üzerine görüşlerin birliği burada tali bir meseledir. Görüş ayrılıkları, onların kökleri, anlamları ve nesnel koşulları ise ortaya serilmemelidir. Kişileri ve grupları ‘uzlaştırmak’ esas meseledir. Eğer bunlar ortak bir çizginin uygulanmasına yanaşmıyorlarsa, o zaman bu çizgiyi onların hepsi için kabul edilebilir olacak şekilde yorumlamak gerekir. Yaşa ve yaşat. Bu, kaçınılmaz olarak çevrecilik diplomasisine yol açan darkafalı ‘uzlaşmacılık’tır.” (Lenin; “Bir Yazarın Notları”, C. 16, s. 210/11)

Lenin ne kadar doğru söylemiş değil mi? Troçkizm ve Post-Marksizm ile sosyalizmin inşası üzerine tartışılabilinir mi sorusundan hareketle burada şunu söyleyebiliriz. Troçkizm ve Post-Marksizm ile sosyalizmin inşası üzerine tartışma, soruna bu her bir ideolojik yaklaşımın doğasından dolayı “bitmeyen senfoni”ye dönüşür. Bunların her biri gardını almış, kılıcını çekmiş durumdadır. Her ikisinin amacı, Marksizm-Leninizm’i param parça etmektir. Bu onların tarihsel misyonudur. Ancak, öyle durumlar olur ki, hemen sonuç alınamaz ve tartışma yıllarca sürer. Bu demektir ki, ortada bir denge var ve bu denge bozulamıyır. Denge bozulamadığı için “üç kafadar” konumuna düşmüş olan Marksist-Leninist, Troçkist ve Post-Marksist, Lenin’in dediği gibi aralarındaki “Görüş ayrılıkları, onların kökleri, anlamları ve nesnel koşulları ortaya serilmemelidir” konusunda anlaşmışlardır. Bu demektir ki, tartışma sürdüğü müddetçe -isterse 5, 10 veya 20 sene sürsün- aralarındaki Görüş ayrılıkları, onların kökleri, anlamları ve nesnel koşulları ortaya serilemez”. Aralarındaki denge bozulana kadar “birlik ve beraberlik” içinde bu böyle devam eder. Bunlar ortak bir çizginin uygulanmasına yanaşmadıkları’ ve aynı zamanda karşılıklı ideolojileri, ilkeleri hepsi için kabul edilebilir olacak şekilde yorumlamak”tan uzak oldukları için tartışırlar da tartışırlar.

Bu durumda ne olur?

Post-Marksist, Sovyet revizyonizmini sosyalizm olarak anlatmaya devam eder. 1991’de yenilen sosyalizmdi der. SSCB’de 1956 öncesini ve sonrasının niteliksel değişimini görmez.

21. yüzyıl sosyalizminin propagandasını yapmaktan geri kalmaz. Ara sıra işçi sınıfı dese de kimlikler ve çoklukla birlikte mücadele ile yanıp tutuşur.

Troçkist ne yapar? Troçkizm’in propagandasını açıktan yapamaz. Bu nedenle, sorunlara troçkist bakış açısıyla yaklaşımını gizlemek için farklı kavramlar kullanır. Yazılara, açıklamalara troçkist görüşler sızdırır. Örneğin kapitalizmi Troçki gibi çökertmez, ama işgücüyle sermayeyi birbirinden kopartarak, artık artı değer üretilmiyor diyerek çökertir.

Peki, Marksist-Leninist ne yapar? Denge korunmalıdır, birlik beraberlik devam etmelidir adına Marksizm-Leninizm’in ilkelerinin hasır altı edilmesine göz yumar. Yayınlarda değerlendirmelerde, tespitlerde, analizlerde Marksist-Leninist yöntem ve anlayışlara pek yer verilmez. Troçkizm ve Post-Marksizm faaliyetin alanlarına sızdıkça o alanlardan Marksizm-Leninizm dışlanır. Almanya Komünist Partisi/Marksist-Leninist bu türden gelişmenin tipik örnekleridir.

No’luyoruz” diyenler tecrit edilir, baskı altına alınır, kızağa çekilir, git demeye getirilir. Ve TDKP ve KPD/M-L’de bu yüzden sayısız devrimci ayrılmak zorunda kalmıştır.

Bu durumda ne olmuş oluyor? Troçkizm ve Post-Marksizm teşvik edilmiş oluyor.

Başka ne olur?

Troçkist, ortamı ele geçirmeye çalışır. Bu nedenle gerekirse darbe de yapar. Ortamı ele geçirme imkanı olmazsa koparabildiğini alıp götürür.

Post-Marksist de ortamı ele geçirmeye çalışır. Bu nedenle gerekirse darbe de yapar. Ortamı ele geçirme imkanı olmazsa koparabildiğini alıp götürür.

Marksist-Leninist ne yapar? Tabanın geleneksel olarak Marksizm-Leninizm’e sözde de olsa sahip çıkmasına oynar. Bu nedenle bir denge unsurudur.

Post-Marksist tasfiyeci ile Troçkist tasfiyeci tabanı ikna edecek durumda değillerdir. Bu nedenle açık ideolojik mücadeleye girişemezler; başkalarını konuştururlar. Ancak, bulundukları yerlerde denge sağlayacak kadar güçlüdürler.

Bu durumda, bu dengenin söz konusu olduğu koşullarda ortaya ne çıkar? Uzun yıllar süren, bazen ara verilen, sonra yeniden başlayan bir tartışma maratonu çıkar. Bu tartışma ta ki, denge bozulana kadar; uzlaşmacı tasfiyecinin güya sahiplendiği ilkelerden, sosyalizmden, Marksizm-Leninizm’den geriye hiçbir şey kalmayana kadar sürer.

Post-Marksist ve Troçkist tasfiyeciler, dengeyi kendi lehlerine bozabilirler, belirleyici, hakim güç olabilirler. Ama bu sefer, tabanın onları takip etmeyeceği korkusuna kapılırlar. Böyle düşünmekte haklıdırlar.

1. denklem:

Ne Post-Marksizm ne de Troçkizm, Marksit-Leninist değerleri ortaklaşa veya tekil olarak alt edecek durumda değillerdir.

Sonuç: Tartışmaya devam.

2. denklem:

Yıllar boyu tartışa tartışa Post-Marksizm ve Troçkizm, işbirliği yaparak Marksizm-Leninizm’i alt edecek duruma gelirler.

Sonuç: Marksizm-Leninizm her bakımdan tasfiye edilir. Ancak Post-Marksizm ve Troçkizm arasında mücadele devam eder. Pek uzun sürmez, biri diğerini tasfiye eder.

Sonuç: Siyasi irade ya Post-Marksizm’in veya da Troçkizm’in eline geçmiş olur.

Genel sonuç: Başlangıçta bir siyasi irade, sonuçta üç siyasi irade olarak parçalanmış olur. Yani ‘öküz ölmüş, ortaklık bozulmuş olur’!

 

İdeoloji, aynı zamanda semboller, kavramlar, teoriler savaşıdır.

Dört önderin resmi = Marksizm-Leninizm demektir

Dört önder+Mao’nun resmi = Maoizm demektir.

Marks ve Engels’in resmi her renkten revizyonizm, “suyun kaynağı”na inenler demektir.

Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” deyimi burada geçerlidir: Bana kullandığın kavramları söyle senin Marksist-Leninist mi, Troçkist mi veya Post-Marksist mi olduğunu söyleyeyim!. İşte kavramlar bu derece önemlidir.

Bir sene, iki sene, beş sene, 10 sene, 15 sene, bilemedin 20 sene tartışmaktan veya bunca yıl Troçkizm ve Post-Marksizm’e harcanan mesaiden dolayı, bırakalım örgütlemeyi, işçi sınıfını tanıma; ülke çapında fizibilitesini çıkartma, sınıf içinde çalışacak profesyonel kadrolar yetiştirme vakti bulanamamış olunur. Herhalde böyle olur.

Arkanızda düşman gibi deniz, önünüzde deniz gibi düşman. Nereye kaçacaksınız? Vallahi sizin için ancak sadakat ve sabır kalmıştır. Düşmanın silahı, teçhizatı ve erzakı boldur. Sizin silah olarak ancak kılıçlarınız, erzak olarak da düşmanın elinden sahip olabileceğiniz vardır.” (Tarık bin Ziyad)

Yapılan tahribat, ideolojik yozlaşma ve zafiyet göz önünde tutularak Tarık Bin Ziyad’ın bu sözü şöyle de doğrulanır: ‘Ey Marksizm-Leninizm’, arkanda düşman gibi Post-Marksizm, önünde Troçkizm gibi düşman. Nereye kaçacaksın? Bu düşmanların silah, teçhizat ve erzak anlamında hileleri, entrikaları, yalanları, alçaklığı, ihaneti boldur. Senin elinde sadece ideolojik duruşun var (dı). Bir sene, beş sene, 10 sene, 15 sene, 20 sene tartışma adına başka ideolojilerle; sınıf düşmanı ideolojilerle birlikteliği sabırla sürdürdün. Artık ne kaçacak yer ne de mazeret kalmıştır!..

Sosyalizm her dönem günceldir. Her dönem propagandası yapılmalıdır. Her alanda, her yerde sosyalizmin propagandasını yapmak bir Marksist-Leninistin görevidir. Ancak öyle durumlar olur ki, bu propagandanın yapılmasını istemeyen güçler ortaya çıkar. Nihayetinde bir Marksist-Leninist Marksizm-Leninizm zemininde; Marksizm-Leninizm’e göre sosyalizmin propagandasını yapar. Peki bunu kim istemez, kim engellemeye çalışır? Elbette Marksizm-Leninizm’e sınıf düşmanı cephesinden bakanlar.

Kimdir bunlar? Troçkistlerdir, Post-Marksistlerdir. Bu durumda ne olur? Kendine Marksist-Leninist diyenin, Troçkizm ve Post-Marksizm karşısında direnecek gücünün kalmadığı açığa çıkar. KPD/ML buna bir örnektir.

Öyle durumlar olur ki, Troçkist ve Post-Marksist sosyalizm anlayışı üzerine çarşaf çarşaf yazılıp çizilirken, Marksist-Leninist sosyalizm anlayışına hiçbir yerde yer verilmez.

Bir Post-Marksist kendini nasıl ifade etmeye çalışır?

O, sürekli “yeni” peşinde koşandır. Bir Post-Marksist için “yeni”, “eski”yi aşmak, Marksizm-Leninizm’i “geliştirmek” demektir. Ancak, bir Post-Marksist “yeni” ile “eski”yi aşmaz, Marksizm-Leninizm’i geliştirmez. Bu, sadece söylemde böyledir. Onun “yeni”si, çoğunlukla “eski”si kadar eskidir. Onun amacı “yeni’’ ve “eski”siyle Marksizm-Leninizm’i, Marksist-Leninist ideolojiyi sulandırmaktır. Onun amacı, örneğin bir Marksist-Leninist partide “yeni” ideolojilere kapıyı açmaktır. Amaç, sınıf partisi olmaktan sınıflar partisi, çok ideolojili parti olmaya geçişi sağlamaktır.

Bir Post-Marksistin dilinde “yeni” söylemi tasfiyeciliktir. Sınıf yerine kimliklerin ön plana çıkartılması; işçi sınıfı ile çokluğun harmanlanması; 21. yüzyıl sosyalizmi çerçevesinde devrimin, proletarya diktatörlüğünün, üretim araçlarının toplumsal mülkiyetinin reddedilmesi vb. bir Post-Marksistin belli başlı “yeni”leridir.

Peki, bir Troçkist kendini nasıl tanımlar?

Sürekli, dünya devriminden, tekil ülkelerde, örneğin SSCB’de sosyalizmin inşa edilmediğinden, edilemeyeceğinden, ancak birtakım “deneyimler”in olduğundan bahseder. Kapitalizmden komünizme geçebilmek için önce proletarya diktatörlüğünden, arkasından da sosyalizm sürecinden geçilmesi gerektiğinden; proletarya diktatörlüğünün çok partili olacağından, sosyalizmde ise devletin, sınırların, meta üretiminin olmayacağından bahseder.

Bir Troçkist için kapitalizm artık ya çökmüştür/ölmüştür veya çökmek/ölmek üzeredir. Troçkist, kapitalizmin çöküyor, ölüyor olduğunun teorisini yapar. Bu aklı Troçki’den almıştır.

Troçkist, kapitalizmin artık büyümüyor, küçülüyor, çöküyor olduğunu kanıtlamak için nesnel verileri çarpıtmaktan çekinmez. Örneğin, kapitalizm artık artı değer üretemez duruma gelmiştir; sermaye ile işgücü birbirinden ayrışmıştır, dünya ekonomisi artık büyümüyor demekten, bu türden uydurmaları “bilimsel” olarak açıklamaktan geri kalmaz. Bu konuda “Üstad”a, yani Lenin’in deyimiyle “hergele” Troçki’ye layık hareket eder.

Troçkist, kapitalizmi nasıl devireceğini değil (kapitalizmi devirmek onun sorunu değildir), kapitalizm sonrasını düşünür; geçiş dönemine nasıl geçilecek, geçiş dönemi programı nasıl olacak soruları Troçkistin beynini kurt gibi kemirir.

Troçkist, atası Troçki’den bu yana zaten hiç açılmayan devrim defterini bir kenara atmıştır.

Başka bir denklem:

Olmayacağı olacak olarak kabul edelim. Diyelim ki, Troçkist özeleştiri verdi, “Kahrolsun Troçkizm, yaşasın Marksizm-Leninizm” dedi. Sorun bununla bitmiş olur mu? Olmaz. Bu durumda Troçkistin önüne ideolojide ve teoride vs. o zamana kadar yaptığı çarpıtmalar, yazılan yalan-yanlış yazılar teker teker dosya olarak konur. Bunların da hesabı sorulur.

Troçki’nin yaşamından özeleştiri verip de bildiğini okumaya devam ettiğini biliyoruz. Onun tetikçisi de aynı taktiği kullanacaktır.

Diyelim ki, Post-Marksist de özeleştiri verdi ve “Yaşasın Marksizm-Leninizm”, “Kahrolsun sınıf uzlaşmacılığı” dedi. Sorun bununla bitmiş olur mu? Olmaz. Bu durumda Post-Marksistin önüne ideolojide ve teoride vs. o zamana kadar yaptığı çarpıtmalar, yazılan yalan-yanlış yazılar teker teker dosya olarak konur. Bunların da hesabı sorulur.

Uzlaşmacılık:

Uzlaşmaz çelişkileri uzlaştırma çabası kendini tasfiye etme çabasıdır

Yöntem nereye götürüyor?

Post-Marksist ve Troçkist ile sosyalizmi tartışan Marksist-Leninist bu tartışmanın aynı zamanda Troçkizm’e ve Post-Marksizm’e karşı ideolojik, teorik ve ilkeler mücadele olduğunun bilincindedir. En kötü ihtimalle bunun bilincinde olması gerekir.

Bu mücadelede üç ideoloji (aslında iki); Marksizm-Leninizm ve küçük burjuva-burjuva ideolojileri olarak Troçkizm ve Post-Marksizm karşı karşıyadır ve her biri diğerini; dolayısıyla üçü de birbirini dışlar. Bu durumda karşılıklı toptan ret söz konusudur.

Her biri bir diğerinin ilkelerine saldırır; kendinin değil karşıdakinin ilkelerini tartışma konusu yapmaya çalışır.

Bu nedenle söz konusu olan ister sosyalizm tartışması olsun, isterse de başka bir konu üzerine tartışma olsun, her biri bir diğerinin varoluş ilkelerini tartışma masasına yatırır.

Sonuç şu olacaktır:

Troçkist şunu diyecektir: Bütün cihan üstüme gelse de ilkelerimden, varoluş değerlerimden vazgeçmem!

Troçkist, Troçki’den vazgeçer mi? Mademki, birlik ve beraberlik içinde olacağız, mademki uzlaşmamız gerekir, o halde Troçki bunun önünde engel olamaz, “Kahrolsun Troçki, Yaşasın Marksizm-Leninzm”; “Yaşasın Marks-Engels-Lenin-Stalin” der mi? Demez. Şimdiye kadar bunun tam tersini söyledi.(1)

Post-Marksist şunu diyecektir: Bütün cihan üstüme gelse de ilkelerimden, varoluş değerlerimden vazgeçmem!

Post-Marksist, burjuva düzen dışına çıkar mı, örneğin Marksizm-Leninizm’i ideoloji olarak kabul eder mi? Mademki, birlik ve beraberlik içinde olacağız, mademki uzlaşmamız gerekir, o halde kimlik, ezilen arayışım, işçi sınıfını bir kenara itmem vb. bunun önünde engel olamaz, “Kahrolun “Batı-Marksizmi”, kahrolsun “Post-Marksizm”, “Yaşasın Marksizm-Leninzm”; “Yaşasın Marks-Engels-Lenin-Stalin” der mi? Şimdiye kadar bunun tam tersini söyledi.

Marksist-Leninist de şunu diyecektir: Bütün cihan üstüme gelse de ilkelerimden, varoluş değerlerimden vazgeçmem!

Bütün cihan üstüme gelse de Post-Marksizm’e ve Troçkizm’e karşı ideolojik mücadeleden bir adım geri atmam!

Marksist-Leninist, Troçkizm’i ve Post-marksizm’i işçi sınıfının ideolojisi olarak kabul eder mi? Şimdiye kadar etmedi.

Troçkist ve Post-Marksist ile tartışan bir Marksist-Leninist, farklı ideolojilerden kaynaklanan; farklı, birbirini dışlayan, uzlaşmaz olan anlayışları, ilkeleri uzlaştırmaya hizmet eden bir yöntem izliyor demektir. Farklılıkların özüne dokunmuyor, derinliğine inmiyor demektir. Yukarıya aktardığımız Lenin’in sözlerini hatırlayalım.

Marksist-Leninistin yöntemi uzlaşmacılık olursa ne olur?

Troçkist ve Post-Marksist, örneğin toplumsal olayları, kapitalist ekonomiyi, Sovyet modern revizyonizmini Troçkizm ve Post-Marksizm öğretisine göre “çatır çatır” eleştirir ve savunur; basın onların yazılarıyla dolup taşar. Ancak, Marksist-Leninist, bulunduğu ortam Marksizm-Leninizm de olsa, ne troçkist ne de post-marksist yazılara cevap verebilir. Veremez, vermez, çünkü her koşul altında birlikten yanadır. Troçkist ve post-marksist propagandaya cevap vermek isteyenler de bir biçimde susturulur. İdeolojik mücadele kapıları, kolaylıklar, olanaklar Troçkizm ve Post-Marksizm’e sonuna kadar açılmıştır. Ama Marksizm-Leninizm’e değil.

Troçkist ve post-marksist görüşler, Marksizm-Leninizm adına ilmik ilmik örülür.

Peki, bu gerçekliğin üzerine neden gidilmiyor? Gidilemez, çünkü yöntem bunun önünde engel; öyle bir yöntem ki, ideolojik mücadeleye değil, ancak uzlaştırmaya hizmet ediyor.

Bu yöntem, uzlaşmaz olanı, birbirine benzemez olanı uzlaştırmaya, birbirine benzetmeye çalışıyor.

Troçkizm ve Post-Marksizm ne kadar yakında veya ne kadar uzaktadır?

Bir Marksist-Leninist, Troçkizm ve Post-Marksizm’i kendi dışında, uzağında arıyorsa ve bizde böyle akımlara yer yoktur, Troçkizm ve Post-Marksizm bize yabancıdır diyorsa, bu Marksist-Leninist affedilemez bir iflah olmazdır, her bakımdan tasfiyeciliğe çanak tutandır ve bundan dolayı da bizzat tasfiyecidir.

Marksist-Leninist, Troçkist ve Post-Marksist arasındaki tartışma üç akımın, üç çizginin, üç ideolojinin var olduğunu gösterir.

Hiç, olmayan üzerine tartışma yapılır mı?

1-Marksizm-Leninizm

2-Troçkizm

3-Post-Marksizm.

Bu durumda Marksist-Leninistin tartıştığı ortam üç akımdan, üç ideolojiden oluşur haline gelmiştir. Sanki farklı görüşler, ideolojiler dengede tutularak sürdürülen bir süreç. Böyle bir ortamda her bir ideoloji, bütünü kendine çekmeye çalışır.

Marksist-Leninistin durumu çok zor; Lenin’in dediği gibi, yöntemi bunları uzlaştırmaya, görüş ayrılıklarını önemsiz, giderilebilir göstermeye; görüş ayrılıklarının üstünü örtmeye hizmet ediyor. Oysa bunların uzlaşması anti-diyalektiktir. Uzlaştırmaya çalışmak ise anti-bilimselliktir.

Marksizm-Leninizm, hiç Troçkizm ile Post-Marksizm ile Sovyet modern revizyonizmiyle uzlaşır mı? Şayet böyleyse ideolojik duruştan anlamamız gereken nedir?

Troçkizm ve Sovyet modern revizyonizmi (Post-Marksizm’in bir biçimi) bir çok konuda uzlaşır. Örneğin SSCB’de sosyalizmin 1991’de yıkıldığı konusunda.

Var oluşları boyunca birbirini düşman olarak gören bu ideolojileri uzlaştırmaya çalışmanın anlamı ne?

Böyle bir ortamdan; birbirini dışlayan ideolojilerin olduğu bir ortamdan devrime önderlik nasıl çıkar? Troçkizm tekil ülkede devrim olsa da sosyalizm inşa edilmez diyerek, karşı mücadele gardını alacaktır; diğer biri, sosyalizmi burjuvazi dışında kalan herkesle kurmaya çalışacaktır...

Doğrudan Marksizm-Leninizm ile SSCB’de sosyalizmin inşasıyla kategorik olarak hesaplaşmak isteyen iki taraf var; Troçkizm ve Post-Marksizm. Bu durumda Marksizm-Leninizm, birliği, uzlaşmayı devam ettirmek için kendini; Marksizm-Leninizm’i kategorik olarak savunmaz.

Marksist-Leninist ile Troçkist ve Post-Marksist arasındaki tartışma, Marksist-Leninistin işçi sınıfının ideolojisine; Marksizm-Leninizm’e göre duruşunun artık olmadığını gösterir. Bu tartışmada ideolojilere göre duruş söz konusudur. Bu durumda Marksizm-Leninizm ortamı ideoloji açısından adeta “yamalı bohça” olmuştur! Troçkist, Troçkizm’i, Post-Marksist, Post-Marksizm’i savunuyor. Her ikisi ve dolayısıyla savundukları görüşler, Marksizm-Leninizm’e cepheden saldırıdır. Bunun örnekleri pek çok.

Marksist-Leninistin ideoloji, teori ve tasfiyecilikle imtihanı:

- Hala çok sayıda Marksizm’den bahsediliyorsa;

- SSCB’de sosyalizmin yıkılması 1991’e kadar getiriliyorsa;

- Kapitalizmin çöküşü Marksist-Leninist politik ekonomiye göre değil de, Troçki’ye göre açıklanıyorsa;

- Tekil ülkelerde devrim ve sosyalizmin inşası kategorik olarak reddediliyorsa;

- Ekonominin (kapitalizm) nesnel ekonomik yasaları iradi olarak yok sayılıyorsa;

- Eşitsiz gelişme yasası, diyalektiğin gelişme yasası iradi olarak bazı ülkeler için yok sayılıyorsa ve yasaklanıyorsa ortamın Marksist-Leninist olup olmadığı sorgulanmalıdır.

Bu durumda Troçkizm ve Post-Marksizm kendi propagandasını istediği gibi yapabiliyor, her türden propaganda aracı emre amade.

Marksizm-Leninizm ortamında Troçkizm ve Post-Marksizm propagandası engelsiz yapılırken, Marksist-Leniniste propaganda yapmak adeta yasaklanmış oluyor. Bu durumda Troçkizm’in ve Post-Marksizm’in yukarıda ve daha önceki makalelerde ele aldığım saçmalıklarını Marksist-Leninist kendi ortamında eleştiremiyor.

Troçkizm ve Post-Marksizm, Marksizm-Leninizm’in ortamında cirit atıyor, efeleniyor, Marksizm-Leninizm’i küçümsüyor, değerlerini, sembollerini ayaklar altına alıyor veya almaya çalışıyor. Bu durumda, birliktelik, uzlaşma adına Marksist-Leninistin buna ses çıkartacak mecali kalmamıştır artık.

Troçkizm ve Post-Marksizm, Marksizm-Leninizm’e karşı her zaman birleşirler; aynı düşüncede olduklarından dolayı birleştikleri gibi, Marksizm-Leninizm’e darbe vurmak için de taktiksel olarak birleşirler.

Uzlaşma çabasının somutta karşılığı şu: Yöntem, kapsayıcılık adına hiç kimseyi dışlamama zemininde hareket ediyor. Buradaki ‘hiç kimse’ Troçkizm ve Post-Marksizm’dir. Ancak, kapsayıcı olmak, ilkelerden taviz vermek anlamına asla gelmez.

Uzlaşma olsun diye kim taviz verecek?

- Marksizm-Leninizm’i kategorik olarak reddeden Troçkizm mi taviz verecek?

- Marksizm-Leninizm’i kategorik olarak reddeden Post-Marksizm mi taviz verecek?

Kim taviz verecek?

Geriye Marksizm-Leninizm kalıyor. Taviz buradan geliyor. Bu durumda taviz veren Marksizm-Leninizm’dir. Peki, ne pahasına? Birlik ve bütünlüğü “korumak” pahasına!

Şimdiye kadar temel ilkelerinden; ideolojisinden taviz veren Marksizm-Leninizm olmuştur.

Burada Bolşeviklerle Menşevikler arasındaki tartışmayı hatırlatmak isterim. Bu, RSDİP içindeki bir tartışmaydı. Ne oldu? Taviz veren oldu mu? Olmadı? Peki, Lenin o mücadeleyi neden yürüttü? Biraz düşünmek lazım.

Troçkizm dışarıda, kendin dışında aranmaz. Ancak, sürekli ideolojik sağlamlıktan, dik duruştan bahsedenler, ideolojide taviz olmaz, bizde Troçkizm ve Post-Marksizm’in gelişme ortamı yoktur, olamaz diyenler, Troçkizm ve Post-Marksizm’i dışarıda, başka yerlerde, başka ülkelerde aramak gerekir diyenlerdir. Bunların derdi bu konuda duyarlılığı başka yöne çekmektir. Bunun tam tersi doğrudur: Troçkizm ve Post-Marksizm’i kendi içinde arayacaksın.

Evet, evet her tarafta Post-Marksizm ve Troçkizm aramak gerekir.

Lenin gibi olmak gerekir. Bugün, sorulan sosyalizm üzerine soruların da ortaya koyduğu gibi, Marksist-Leninisti, Marksist-Leninist yapan değerler için, gerekirse “herkesi” karşıya alarak mücadele etme cüreti şimdi gösterilmeyecekse ne zaman gösterilecek?

Devam edecek

Ağacın Kurdu Kendindendir

*

Not: Bir soru üzerine: Yayınlanan ve yayınlanacak olan makalelerde Troçkizm’in konumuz bağlamında görüşleri Türkiye’de troçkist örgütlerin sitelerinde yer alan kendilerini tanıtma yazılarında veya tekil makalelerinde bulabilirsiniz.

1)”Hareketimiz Troçkist’tir. Bu noktada Troçki’nin Marksizm ve Leninizm’den farklı bir gelenek yarattığı düşünülmemelidir, tam tersine nasıl 20.yy’ın başında Marksizmin cisimleşmiş hali Leninizmse, Leninist duruşun cisimleşmiş hali de Troçkizm’dir. Kendilerini Marksist Leninist olarak gösteren merkezciler Stalinizmden kopamayan orta yolculuğu simgelemektedir.” (“Sosyalist Gündem”. “Neyi Savunuyoruz?” yazısından)

Marx ve Engels’in Komünistler Birliği’ni örgütleme çabaları ve I. Enternasyonal’in kuruluşuyla başlayan devrimci zincirin halkalarını oluşturan Lenin dönemi Bolşevik Partisi, ilk dört kongre dönemindeki III. Enternasyonal, Lenin’in ölümünden sonra Stalinizme karşı mücadele yürüten Troçki önderliğindeki Sol Muhalefet (Bolşevik-Leninistler), takiben Uluslararası Sol Muhalefet (Uluslararası Komünist Birlik) ve Troçki döneminde yaratılmaya çalışılan IV. Enternasyonal’in kuruluşunda temsil ettiği genel ideolojik-politik miras, sahip çıkılması gereken geleneğimizdir.” (“Sınıf Mücadelesinde Marksist Tutum”, “ Temel Görüşlerimiz ve Platformumuz” yazısından)

...biz devrimci Marksistler bu sıfatla tanınıyoruz. Çünkü bu sıfat nedeniyle sadece hâkim sınıfların değil, yobaz Stalinistlerin de saldırılarına uğradık… Ama her zaman devrimci Marksist teoriyi, programı, partiyi ve eylemi tüm saldırılara karşı savunup geliştirenlerin biz Troçkistler olduğumuz fikrinden ayrılmadık. İşçi sınıfı bir gün tüm insanlığı barbarlıktan kurtarmaya öncülük edecekse, bu Marksizm-Leninizmin çağımızdaki sürdürücüsü olan Troçkizmin enternasyonalist bayrağı altında olacaktır. Bu nedenle biz Troçkistiz…” (“Troçkist”, “Hakkımızda” yazısından)