deneme

1 Ağustos 2014 Cuma

Filistin Kazanacak




Filistin Kazanacak


Vesile-fırsat:
1-Üç İsrailli yerleşimcinin cenazeleri, kayıp olmalarından 18 gün sonra 30 Haziran’da Batı Şeria’nın güneyinde El Halil yakınlarında bulunduğunda İsrail yasa bürünmüştü.

2-Dünyanın farklı yerlerinden insanlar bu olayın acısını paylaşmışlardı.

3-Bu üç İsrailli yerleşimcinin kaybolması ve ölümleriyle ilgili ayrıntılar belirsizliğini hala korumaktadır. Olayla ilgili yorumlar, sorunun arka planını açığa çıkartmak bakımından yetersiz kaldı.

4-Bu üç İsrailli yerleşimci, İsrail basını tarafından topluma talihsiz gençler olarak yansıtıldı.

5-Netanyahu bu üç İsrailli yerleşimci için “çocuklar” kavramını kullanıyordu. Açık ki bir sempati oluşmuştu ve İsrail devleti bu sempati üzerinden duygu sömürüsünün “işi” bitirene kadar devam edeceğini sanıyordu.


Planın gerçekleştirilmesi için adımlar:
Hamas, yerleşimcilerin kaybolmaları ve ölümleriyle bir ilgisinin olmadığını açıklamasına rağmen İsrail, hazırlanmış planını gerçekleştirmek için harekete geçmekte gecikmedi. ABD ve AB tarafından desteklenen, ama bütün dünya tarafından mahkum edilen İsrail'in Filistin'e müdahalesinin, üç yerleşimcinin ölümüyle ilgili olmadığı, ama İsrail hükümetinin siyasi hesaplarıyla doğrudan ilgili olduğu kısa zamanda anlaşıldı.

Filistinli avına çıkılmıştı; adeta bir sürek avı başlatıldı: Bir taraftan İsrailli Yahudi çeteleri, Kudüs ve Batı Şeria’da pogrom denebilecek türden etnik saldırı ve linç için sokağa çıkarken, diğer taraftan İsrail işgalci ordusu da çoğunlukla Hamas üyeleri ve destekçilerinden oluşan yüzlerce kişiyi tutuklamaya ve arkasından da Gazze'yi bombalamaya başladı. İsrail, karada, denizde ve havada gözü dönmüşcesine saldırıyor ve savunmasız insanları, çocukları katlediyor.

Bu katliam neden?
Ortadoğu'daki gelişmelerden dolayı Filistin'in yalnız kalacağını, büyük bir tepki almayacağını, hele Sisi gibi birisinin de yardımcı olduğu düşünülürse İsrail açısından katliam için uygun siyasi atmosfer oluşmuş demekti.

Katliamın iki nedeni var:
Birincisi: Filistin'de yönetimde Batı Şeria-Gazze ayrımının sonlanması ve yenide “ulusal” bir yönetimin kurtulması anlamına gelen son yaklaşımının İsrail'i son derece rahatsız etmesi ve bunun engellenmesi. Yani İsrail, olası bir Filistin birliğini engellemeye kararlıydı.

İkincisi: İkincisi yeni yerleşim alanı açmak için zemin hazırlamak.

Siyonist İsrail önüne çıkan bölgesel ve yerel fırsatları değerlendirdi, önemli bir kısmı çocuk olmak üzere 1400'den fazla Filistinliyi katletti, Gazze'yi taşı taş üzerinde bırakmamak için, yeniden inşayı zorlaştırmak ve halkı göçe zorlamak için bombaladı. Ama kazanamadı; yaptığı zulüm Filistin'de birlik ruhunu geliştirdi, yeni bir İntifada için maddi zemin oluşturdu. İntifada ancak ulusal birliğin sağlandığı bir Filistin'de gerçekleşebilir. Siyonist İsrail'in bütün korkusu da budur. Yeniden birlik ve İntifada'nın yıkamayacağı ayrım duvarı yoktur.

Filistin, 1948′den bu yana İsrail siyonizmine karşı mücadele ediyor; taş generalleriyle, enternasyonalist dayanışmayla, bütün emperyalist baskı ve kuşatmaya, karanlıkta bırakılmaya, ambargoya, açlık ve susuzluk pahasına mücadele ediyor. Filistin, her koşul altında mücadelenin, direnmenin ve baş eğmezliğin ifadesidir.

Filistin, emperyalist ülkelerin her türden desteğini alan Siyonist İsrail'e karşı tarihsel bir direniş sergilemektedir. Filistin'i yok etmek isteyenler aslında insanlığı yok ediyorlar; emperyalist ve bölgesel çıkarları için Siyonist işgale kurban etmek istiyorlar. Aynı durumla Rojava'da karşı karşıyadır.

Filistin ve Rojava, Ortadoğu karanlığını yaran iki aydınlık kaledir. Düşmemelidir, düşürülmemesi için mücadele edilmelidir.