deneme

27 Aralık 2012 Perşembe

YOLUN SONU (II)


10. makale

YOLUN SONU (II)

POST-MARKSİZM - EMPERYALİST KÜRESELLEŞME VE EZİLENLER
MARKSİZM-LENİNİZME GÖRE “EZİLENLER” VE “EZİLENLERİN MARKSİZMİ” NEDİR NE DEĞİLDİR (II)
Post-Marksist arayışların Anadolu coğrafyasına yansımaları (I)
(Sıkça sorulan sorular)

7. Tez
Ezilenlerin değil, işçi sınıfının partisi

Marksizm-Leninizm şunu diyor: Ezilenlerin değil, işçi sınıfının partisi olabilirsiniz. Bu nedenden dolayı ezilen kavramını işçi sınıfı anlamında kullanamazsınız. Bu kavramı kullanmakta itinalı olunmalıdır. Komünist basın Marksist-Leninist teoriye, tarihsel geleneğe sıkı sıkıya bağlı olmalıdır. Komünist basının ezilenlerin değil, işçi sınıfının sesi olduğunu ise hepimiz biliyoruz. Lenin'in örgütlenme ve parti basını anlayışı, tasfiyeciliğe karşı mücadelesi bunun böyle olduğunu göstermektedir.

Nasıl bir sınıf mücadelesi?
Sınıf mücadelesinin üç biçimi var:
-Ekonomik mücadele
-Siyasi mücadele ve
-İdeolojik mücadele.
Marksizm-Leninizm böyle bir ayırım yapıyor. Genel olarak sınıf mücadelesi ve özelde de bu mücadelenin her biri sınıfsal karakter taşır. Şu olmaz: Komünist partisi hiçbir koşul altında ideolojik mücadeleden ezilenlerin ideolojisi doğrultusunda bir mücadeleyi anlamaz, anlayamaz. Çünkü ezilenlerin ideolojisi diye bir ideoloji veya her bir bileşeninin kendine özgü ayrı ayrı ideolojileri yok. Ezilenler toplamında, bileşenlerin durumuna göre burjuva veya küçük burjuva ideolojilerden bahsedilebilir. Bu da ezilenlerin toplamına özgü bir ideoloji anlamına gelmez. Bu, diğer mücadele biçimleri için de geçerlidir.

17 Aralık 2012 Pazartesi

YOLUN SONU (I)


9. makale

YOLUN SONU (I)

EZİLENLERİN MARKSİZMİ”
ÇAKMA MARKSİZM” - POST-MARKSİZM
(Sıkça sorulan sorular)

EZİLENLER VE EZİLENLERİN MARKSİZMİ KAVRAMSAL OLARAK NEDİR NE DEĞİLDİR (I)

Önce ezilenler kavramına bir açıklık getirmek gerekmektedir. Bu kavramdan anlaşılması gereken nedir, bu kavramı hangi anlamda kullanmak gerekir ve ona hangi anlamlar yüklenilmemelidir?

Marksist-Leninistlere veya Marksist Leninist Komünistlere göre ezilenler kavramından anlaşılması gereken şudur: proletarya, kırın ve kentin emekçi sınıf ve tabakaları, ezilen ulus ve ulusal topluluklar, ezilen cins olarak kadınlar, bastırılmış dinsel inanç toplulukları, bastırılmış cinsel kimlikler ezilenler kavramının içeriğini oluştururlar.

Ezilenler kavramı, beli bir sınıfı ifade etmek için kullanılmazsa, sınıfsal belirsizliklere maddi zemin oluşturmaz ve sınıf bakış açısını bulanıklaştırmaz.

Marksist-Leninistler veya Marksist Leninist Komünistler ezilenler kavramını, işçi sınıfı yerine kullanamazlar ve bununla işçi sınıfını kastediyoruz diyemezler.

Marksist-Leninistler veya Marksist Leninist Komünistler ezilenler kavramına ajitasyon ve propaganda faaliyetlerinde kullanmanın ötesinde bir anlam yüklemezler.

7 Aralık 2012 Cuma

SOSYALİZMDE ÜCRET POLİTİKASI* (II)

-->
SOSYALİZMDE ÜCRET POLİTİKASI* (II)

II-KRUŞÇEV VE SONRASI

Hukuk, hiçbir zaman, toplumun iktisadi yapısından … daha yüksek olamaz”
(Marks, “Gotha Programı Eleştirisi”)

Kendi anlayışlarına göre Kruşçev revizyonistleri, en kısa zamanda komünizme geçmek ve emeğine göre değil de, ihtiyaçlara göre ilkesini gerçekleştirmek için iktidarı ele geçirdiler. XX. Parti Kongresi, önceki girişimin (1955) onanması ve sonrasındaki adımların çıkış noktasıydı. Komünizme geçme vaadi uzun ömürlü olmadı ve yakın zamanda komünizme geçileceğinin açıklandığı XXII. Parti Kongresi, aynı zamanda, Sovyet revizyonistlerini ekonomik gerçeklikle yüz yüze getirdi.

1933’te dağıtılan ”Çalışma Halk Komiserliği“ 1955’te „İş ve Ücretler İçin Devlet Komitesi“ adı altında yeniden kuruldu. Öncü işçi hareketi tasfiye edildi. Buna paralel olarak akortla çalışma da geriledi. Bunun yerini zamana göre ücret almaya başladı. Bireysel parça başı ücretin yerini, daha önceleri eleştirilen grup primleri aldı. Komünizme doğru yaklaşılıyor olsa gerek, ücretlerde eşitleme adımları atılmaya başlandı; Orta ve özellikle alt gelirler arttırıldı ve 1957-1965 arasında yüksek gelirler ya artmadı ya da yavaş arttı. Buna paralel olarak bireysel parça başı iş azaltıldı ve progresif akort ölçülerinin “aşırı” biçimleri tasfiye edildi.
Sonra progresif akort tasfiye edildi; 1961’de işçilerin sadece yüzde biri bu sisteme göre ücret alıyordu.