deneme

24 Aralık 2021 Cuma

ENFLASYONUN ASIL NEDENİ VE SINIF MÜCADELESİ


ENFLASYONUN ASIL NEDENİ VE SINIF MÜCADELESİ

KARŞILIĞI OLMAYAN PARA BASMAK NE DEMEK VEYA NASIL OLUR?

Burjuva politik ekonomide en çok bilinen, genel geçerli enflasyon tanımı şudur; fiyatların sürekli artmasına enflasyon denir. Bu yanlış bir tanımlamadır. Tek başına bir şey ifade etmez. Buna ilk makalede değinmiştik. Neden tek başına bir şey ifade etmez? Fiyat artışı söz konusu olduğunda, birbiriyle karıştırılması halinde, birbirinden farklı olan üç olgu gözden kaçırılmış olur ve her fiyat arıtışı enflasyon olarak tanımlanır. Bu olgulardan birisi, pazar gücü yoluyla örneğin gıda maddelerinin fiyatının artmasıdır, malı stoklayıp istediğin fiyata satmak vb. Diğer olgu ise paranın değerinin düşmesi. Üçüncüsü ise işin (“emeğin”) verimliliğinin artması ve bu artışın fiyatlara, fiyatların düşmesi olarak yansıması. Bu üç olgu birbiriyle karıştırılmamalıdır. Fiyatların artması durumunda bu artışın neden kaynaklandığı; birinci olgudan mı yoksa ikinci olgudan mı kaynaklandığı; “emeğin” verimliliğinin artmasının fiyat hareketinde nasıl bir rol oynadığı; değişimin bunlardan hangisinden kaynaklandığı ve fiyatların artmasına neden olduğu ilk bakışta anlaşılamayabilir. 

20 Aralık 2021 Pazartesi

ENFLASYON ÜZERİNE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR



ENFLASYON GİZEMİ

ENFLASYON ÜZERİNE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

Enflasyon kelimesi, "şişirmek" gibi bir anlama gelen Latince inflatio teriminden kaynaklanmaktadır. Bir dizi türü vardır*. Bu makalede bunları ele almaktan ziyade enflasyon olgusunu kendisini ele alacağız.

18 Aralık 2021 Cumartesi

“EKONOMİK MODEL” ARAYAN BOŞ “EKONOMİST”E BAK!



BURJUVA POLİTİK EKONOMİNİN UFKU!

LİBERALİZM-NEOLİBERALİZM-FAŞİZM

Ekonomik model” arayışında olan “ekonomist” diktatör, bir taraftan yeni açıklamalarla gündemi oyalıyor; kendisi için felaket gelişmelerden, patlak veren para/kur krizinden dikkatleri uzaklaştırmaya çalışıyor, diğer taraftan da “iç ve dış düşmanlar” ne yaptığımı bilmediğimi sansınlar, ben ne yaptığımı biliyorum, rahatlığı içinde hareket ediyor.

8 Aralık 2021 Çarşamba

BURJUVA KRİZ TEORİLERİ


BURJUVA KRİZ TEORİLERİ

BURJUVA VE KÜÇÜK BURJUVA POLİTİK EKONOMİNİN VE İDEOLOJİNİN

 SEFALETİ

230'dan fazla, bilinen, kayıtlara geçmiş kriz nedeni sayıp da gerçeği söyleyememek ancak burjuvaziye özgüdür!

MARKSİST KONJONKTÜR ARAŞTIRMALARI - KRİZ ÇIĞIRTKANLIĞI

 

MARKSİST KONJONKTÜR ARAŞTIRMALARI - KRİZ ÇIĞIRTKANLIĞI

BURJUVA POLİTİK EKONOMİNİN VE İDEOLOJİNİN SEFALETİ


Marksist Kriz Teorisi

Fazla üretim krizi/Ekonomik kriz

Marks, Engels ve Lenin, özellikle de Marks ve Engels ekonomi üzerine çalışmalarında kapitalist üretim biçimine içkin birbirinden bağımsız bir dizi kriz analizi ve tanımı yapmadılar. Onlar böyle bir tanım yapmadılar diye o günden bugüne çok değişmiş ekonomi koşullar yeni krizlerin doğmasına neden olmuşlarsa bunu görmeyelim, yok sayalım demek de olmaz. Varsa böyle bir durum bu açıklanmalıdır. Dünya proletaryasının bu önderleri aşağıda da tanımlayacağımız gibi birçok krizden bahsettiler. Ancak, onların içinde sadece bir krizi, fazla üretim krizini kapitalizme özgü kriz olarak tanımladılar. Bu gerçeklikte değişen bir şey olmamıştır. Marksizm’e göre fazla üretim krizi kapitalizme içseldir, bu üretim biçiminin nesnel ekonomik yasalarının işlerliği sonucu dönemsel/çevrimsel patlak verir ve bu kriz üretimin toplumsal karakteri ile ona özel/kapitalist el koyuş arasındaki temel çelişki üzerinde yükselir. Marksizm, fazla üretim krizini (ekonomik kriz) kapitalist yeniden üretim sürecinden kaynaklanan kriz olarak tanımlar.

5 Aralık 2021 Pazar

KATMERLİ KRİZ Mİ, SÜPER KRİZ Mİ?


SADE KRİZ Mİ?

KATMERLİ KRİZ Mİ, SÜPER KRİZ Mİ?

BURJUVA POLİTİK EKONOMİNİN VE İDEOLOJİNİN SEFALETİ

Bu nasıl bir iştir, değerlendirmedir, anlaşılır gibi değil. Herkesin, ama birkaç “zır deli” hariç herkesin ağzında, kaleminde, zihninde kriz var. Öyle bir kriz ki, hemen hiç kimse tarafından tanımlanmıyor. Acayip bir kriz olması lazım; tanımlanamayan, tanımlamak isteyen birkaç kişinin de yanlış tanımladığı, şimdiye kadar hiçbir ülke ekonomisinde görülmemiş, yaşanmamış bir kriz. Nihayetinde kriz, ekonomik bir kavramdır ve kullanılırken içeriğinin doldurulmuş olması gerekir. Ekonomik kavram olunca krizin de sınıfsal bir karakteri vardır. Yani, kriz krizdir demekle olmuyor. Krizin kıstasları vardır. Burjuvazi açısından bu kıstaslar farklıdır, işçi sınıfı açısından da farklıdır.

2 Aralık 2021 Perşembe

“EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞI” VERENE BAK!


EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞI” VERENE BAK!

BURJUVA POLİTİK EKONOMİNİN VE İDEOLOJİNİN SEFALETİ

Diktatör ekonomi konusunda iddiasını bir adım daha ileriye taşıdı. “Ekonominin kitabını yazdık” dedikten sonra “ekonomik kurtuluş savaşı” ilan etti. Herhalde bu savaş, yazdığı kitaptaki görüşlere göre gerçekleştirilmesi için ilan edilmiş olması gerekir. Bu durumda, yaptığı açıklamalar da gösteriyor ki, ilan edilen bu savaşın stratejisi belli. Ancak, neyin ne olduğu pek anlaşılmıyor. Bu bulanıklığa rağmen diktatörün savaş ilanından hemen sonra kızılca kıyamet koptu. Her kafadan birkaç ses çıkmaya başladı.

22 Kasım 2021 Pazartesi

ANLAMAYANLAR DA ANLASIN DİYE ÇİVİ YAZISIYLA “EKONOMİNİN KİTABINI YAZDIK”


EKONOMİNİN KİTABINI YAZDIK” DİYENE BAK!

Bir krizdir tutturuldu gidiyor. Her yerde her şey kriz; yazılı, görsel, sözel basın; gazeteler, Tv’ler, radyolar, toplu ulaşım araçları, evler; velhasıl 84-85 milyon krizle yatıp krizle kalkıyor. Ekonominin halinin konuşulmasından doğal bir şey yok aslında. Nihayetinde TL’nin başına gelenler işçi sınıfı ve emekçileri, ezilenleri doğrudan ilgilendirmektedir. Para neredeyse pul olmuş, enflasyon başını almış gidiyor, arkasından diktatör Erdoğan bile yetişemiyor. Yetişememek bir kenara, “herkese” söz geçiren diktatör bir enflasyona söz geçiremiyor. 

12 Kasım 2021 Cuma

EKİM DEVRİMİ SEVDASI VE BAZI GERÇEKLER


EKİM DEVRİMİ SEVDASI VE BAZI GERÇEKLER

 

Ekim Devrimi’nden bahsetmek onun gerçekleşme diyalektiğini anlamaktan geçer. Ancak, anlayanlar da anlamayanlar da veya anlıyor gözükenler de aynı potaya konduğunda içinden çıkılamayacak bir ideolojik kargaşa ortaya çıkıyor, toz duman birbirine karışıyor. Hiçbir zaman aynı yerde, aynı safta olamayacak olanlar Ekim Devrimi bağlamında aynı yerde duruyorlar. Tabii bu, bir taraf için doğru yerde durmak iken, başka bir taraf için sahte bir sahiplenme oluyor.

2 Kasım 2021 Salı

BATI (ABD/AB)-TÜRKİYE ÇATIŞMASI

 

BATI (ABD/AB)-TÜRKİYE ÇATIŞMASI

OYUN JEOPOLİTİKTİR


Önceleri diktatör Erdoğan’ın gidişi ekonomik krize bağlanırdı. Bir kriz patlak verir ve o, krizin altında kalır anlayışı bir biçimde umut olurdu. Olmadı. Krizler patlak verdi, ama Erdoğan gitmedi. Gitmesi için ben ne yapıyorum veya biz ne yapıyoruz sorusu pek sorulmazdı. Kriz, ekonomi ve Batı, diktatöre karşı mücadele eden “özne” olarak görülürdü. Bu sefer şu “10 elçilik” olayı Erdoğan’ın gitmesinden ziyade nasıl gideceği, gittikten sonra ne olacağı sorularını gündeme getirdi. Bu çok olumludur.

27 Ekim 2021 Çarşamba

TÜSİAD, AKP VE MUHALEFET ARASINDA...

 

TÜSİAD, AKP VE MUHALEFET ARASINDA...

Tüzüğünde (Madde 2) “insan hakları evrensel ilkelerinin, düşünce, inanç ve girişim özgürlüklerinin, laik hukuk devletinin, katılımcı demokrasi anlayışının, liberal ekonominin, rekabetçi piyasa ekonomisinin kurum ve kurallarının ve sürdürülebilir çevre dengesinin benimsendiği bir toplumsal düzenin oluşmasına ve gelişmesine katkı sağlamayı amaçlar. TÜSİAD, Atatürk’ün öngördüğü hedef ve ilkeler doğrultusunda, Türkiye’nin çağdaş uygarlık düzeyini yakalama ve aşma anlayışı içinde, kadın-erkek eşitliğini siyaset, ekonomi ve eğitim açısından gözeten iş insanlarının toplumun öncü ve girişimci bir grubu olduğu inancıyla, yukarıda sunulan ana gayenin gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla çalışmalar gerçekleştirir.” amacını taşıdığı yazılan tekelci sermaye derneği birkaç gün önce, 19 Ekim 2021’de Yüksek İstişare Konseyi toplantısını yaptı. Bu toplantıda Konsey Başkanı Tuncay Özilhan ve Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu hukuksal, siyasal ve ekonomik sorunlara dikkati çekerek çözüm önerileri bağlamında açıklamalar yaptılar. Bu sorunların ayrıntıları Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa adlı raporda yer almaktadır (Bu makalede konumuz bu rapor değil).

23 Ekim 2021 Cumartesi

TROÇKİST KARŞI DEVRİM VE ANTİKOMÜNİZM BÖYLE SALDIRIYOR

 

TROÇKİST KARŞI DEVRİM VE ANTİKOMÜNİZM BÖYLE 

SALDIRIYOR


SSCB’nin Yıkılışından Küba’da Kapitalist Restorasyona” başlıklı 10 Ekim 2021 tarihli yazısında Oktay Baran, 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılışı vesilesiyle Troçkizm’in gerçek yüzünü bir kere daha sergiliyor. Yazının ana konusu, SSCB’nin yıkılışını vesile ederek, Marksizm-Leninizm’e, sosyalist devrime, sosyalizmin inşasına, Bolşevik Partiye, proletarya diktatörlüğüne ve nihayetinde dünya proletaryasının dört önderinden sonuncusu olan Stalin’e saldırmaktan ibarettir.

Bu yazı Marksizm-Leninizm’e ideolojik bir saldırıdır.

18 Ekim 2021 Pazartesi

DİKTATÖR ERDOĞAN’IN KUR OYUNU



DİKTATÖR ERDOĞAN’IN KUR OYUNU

TÜRKİYE AB’NİN “ÜRETİM MERKEZİ” Mİ OLUYOR?

Son birkaç gündür basında ekonomi üzerine söylenenlere bakacak olursak, daha önce doların her zıplamasında ‘bu kriz Erdoğan’ı götürürden”, şimdi Erdoğan’ın nasıl gideceğinin tartışıldığı bir durumla karşı karşıyayız. Öyle ki, bu işin içinde İngiltere’nin de parmağı olduğu yazılmaktadır.

15 Ekim 2021 Cuma

AMERİKAN EMPERYALİZMİNİN YENİ JEOPOLİTİK DOKTRİNİ

 

AMERİKAN EMPERYALİZMİNİN YENİ JEOPOLİTİK DOKTRİNİ

YERİNDEN OYNAYAN TAŞLAR, YENİ YÖNELİMLER


Jeopolitikaya Göre Sürüklenen Ortadoğu

Ortadoğu’nun önemi petrolün bulunması ve motorize dünya için yakıt olarak kullanılmaya başlamasıyla artmıştı. Bu özelliğinden dolayı da I. Dünya Savaşı döneminde Fransa ve İngiltere arasında SykesPicot anlaşmasıyla paylaşılmış, savaşta yenilen Osmanlı devleti bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı. Ortadoğu bugün de hala o anlaşma sonucunda belirlenen sınırlara göre bölünmüş durumdadır.

27 Eylül 2021 Pazartesi

DİKTATÖR ERDOĞAN ABD’DEN ELİ BOŞ MU DÖNDÜ?

 

DİKTATÖR ERDOĞAN ABD’DEN ELİ BOŞ MU DÖNDÜ?

Coğrafyanın Jeopolitikada Oynadığı Rol

 

Diktatör Erdoğan ABD’den eli boş dönmedi. Bunun böyle olduğunu yakınmalarından anlıyoruz. Diktatör ABD hakkında şimdiye kadar söylemediğini birkaç gün içinde arka arkaya sıraladı. Bunu yapmak zorundaydı, aksi taktirde kendi kendini bitirirdi. Ne dediğini alt alta sıralayalım:

22 Eylül 2021 Çarşamba

GERİYE DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOL


GERİYE DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOL

ÇİN’İN ABD’YE MEYDAN OKUMASI-

KAPİTALİZMİN GENEL KRİZİNİN YENİ BİR AŞAMASINA GEÇİŞ


Bütün dünyayı etkileyen ve hala da devam eden Covid-19 salgını da emperyalist ülkeler arsındaki çelişkilerin derinleşmesini ve yeni adımların şekillenmesini engelleyemedi.

26 Ağustos 2021 Perşembe

“24 AYAR” ANTİ-KOMÜNİST TROÇKİ’NİN ÖLÜMÜ ÜZERİNE GÜZELLEMELER

 

24 AYAR” ANTİ-KOMÜNİST TROÇKİ’NİN ÖLÜMÜ ÜZERİNE 

GÜZELLEMELER


LENİN’İN DEYİMİYLE “HERGELE”* TROÇKİ’NİN ÖLÜM GÜNÜ,

BÜTÜN TROÇKİSTLERİN TEK YUMRUK OLDUKLARI TEK 

GÜNDÜR!


21 Ağustos 1940’da “hakkın rahmetine kavuşan” Troçki’nin ardından o günden bugüne birbirinin kuyusunu kazan bütün Troçkist “eğilim”lerin (örgütlerin) ortak hareket ettikleri tek gün bu “uçmağa varma” günüdür. 21 Ağustos dendiğinde bütün Troçkist örgütler, sosyalizmi, Bolşevik Parti’yi, SSCB’yi, bu ülkede sosyalizmin inşasını, Stalin’i ve uluslararası komünist hareketi lanetlemek ve Troçki’yi insanlık tarihine yol gösteren bir Mesih olarak sunmak için bütün maharetlerini gösterirler. Adeta birbirleriyle yarışırlar. Bu 21 Ağustos’da da öyle oldu. “siyasihaber.org”un hazırladığı “Troçki cinayeti üzerine düşünceler” dosyasında; o zamanlar Batı emperyalistlerinin, devrim kaçkınlarının ürettiği ne kadar Troçki güzellemesi ve SSCB, sosyalizm, Stalin, Marksizm-Leninizm düşmanlığı varsa hepsini bulabilirsiniz.

16 Ağustos 2021 Pazartesi

BİTMEYEN AFGANİSTAN SAVAŞI


JEOPOLİTİKA VE BİTMEYEN AFGANİSTAN SAVAŞI -

1001 DÜŞMANLI AFGANİSTAN


Ne Olmuştu ve Niçin Olmuştu?

Afganistan’da 18., 19. ve 20. yüzyıllarda dönemin hakim güçleri arasında oynanan “büyük oyun” 21. yüzyılın başında tekrarlanıyor. Afgan halkı, ülkenin stratejik konumundan ve dolayısıyla jeopolitik öneminden dolayı sürekli, “büyük oyunculara” karşı bağımsızlığı için mücadele etmek zorunda kalmıştır. Rusya ile İngiltere arasındaki rekabetin bir sonucu da Afganistan’ın işgal edilmesi olmuştu. Afganistan, 20. yüzyılın son çeyreğinde Sovyet sosyal emperyalizmi ile Amerikan emperyalizmi arasındaki rekabetin bir sonucu olarak Sovyetler Birliği tarafından işgal edilmişti. Sovyet işgaline karşı direnen Afgan halkı, Sovyet işgalcilerini ülkeden kovdu ve kukla rejimini de yıktı. 21. yüzyılın başında ise Afganistan, 11 Eylül saldırısı bahane edilerek ABD tarafından NATO aracılığıyla işgal edildi. Sanıldı ki, Afgan halkı bu işgale boyun eğecek, kendini Taliban rejiminden “kurtaran” işgalcileri selamlayacak.

12 Ağustos 2021 Perşembe

BERLİN DUVARININ İDEOLOJİSİNİ UNUTMAYALIM


BERLİN DUVARININ İDEOLOJİSİNİ UNUTMAYALIM

13 Ağustos 1961’de “antifaşist koruma duvarı”nın yapımına başlandı. Bu duvar “Berlin Duvarı” veya “utanç duvarı” olarak da bilinir. Ama bu duvarın siyasal karakterini en iyi açıklayan kelime ihanettir ve bu nedenden dolayı da bu duvar bir “ihanet duvarı”dır. Nedeni çok açıktır.

8 Ağustos 2021 Pazar

İŞÇİ SINIFI KENDİ HİKAYESİNİ NASIL YAZACAK?

 

İŞÇİ SINIFI KENDİ HİKAYESİNİ NASIL YAZACAK?

IV

Kılavuzu Chantal Mouffe olanın burnu “kimlik”ten çıkmaz

Laclau ve Mouffe sadece sınıflara elveda demiyorlar, gerici ve ancak burjuvazinin işine yarayan tasfiyeci teorilerinde daha da ileri giderek sınıfların ve sınıf mücadelesinin varlığını, nesnel bir gerçeklik olduğunu, sorgulatmak için sorguluyorlar.

4 Ağustos 2021 Çarşamba

İŞÇİ SINIFI KENDİ HİKAYESİNİ NASIL YAZACAK?



İŞÇİ SINIFI KENDİ HİKAYESİNİ NASIL YAZACAK?

III

Post-Marksizm, Marksizm’den kopmaksızın gelişemez. Post-Marksizm, ezilenler, kimlikler zemininde bir “halk” inşa ediyor; bunları adeta yeni bir “sınıf” mertebesine çıkartıyor ve böylece Marksist-Leninist partinin, sınıf ve devrim anlayışlarının, teorilerinin içini boşaltıyor. 

27 Temmuz 2021 Salı

MARKSİST-LENİNİST ORTAMDA “ÜÇ MAYMUN OYUNU” VE TASFİYECİLİK

 

 MARKSİST-LENİNİST ORTAMDA

ÜÇ MAYMUN OYUNU” VE TASFİYECİLİK

II

Post-modernistler ve Post-marksistler kimdir diye soracak olursanız geçen yüzyılın ‘60’lı ve ‘70’li yıllarına gitmek gerekir. Post-marksizm bağlamında aynı yüzyılın ‘20’li yıllarına inip atalarından bahsetmeye gerek yok. Söz konusu ‘60’lı ve ‘70’lü yıllarda ÇKP etkisinden kopan, ‘68’ gençlik hareketinden devrim çıkartamayan; genel anlamda devrimden umudunu kesmiş, bu nedenle hayal kırıklığına uğramış ve bir nevi düşünsel, mental olarak da “işsiz” kalmış aydın takımının ortaya koyduğu marifet Post-modernizm ve Post-marksizm olmuştur. Aslında bunlar Marksizm-Leninizm’e karşı (onlara göre Marksizm’e karşı) mücadelenin ideolojik yapılarını oluşturmuşlardı. Ortaya karşıdevrimci teorik bir ürün çıkartmışlardı. Yani Marksizm-Leninizm‘e karşı bir “yapı sökümü” mücadelesinin yeni bir versiyon olarak temellerini atmışlardı.

25 Temmuz 2021 Pazar

POST-MARKSİZM BAYRAĞI ALTINDA İŞÇİ SINIFI KENDİ HİKAYESİNİ YAZAMAZ!

 

POST-MARKSİZM BAYRAĞI ALTINDA İŞÇİ SINIFI KENDİ 

HİKAYESİNİ YAZAMAZ!

I

Marksist-Leninist ortamda Troçkist tasfiyecilik ve Post-marksist tasfiyecilik biri diğerinden daha az tehlikeli olan tasfiyecilik değildir. Her ikisi de aynı derecede tehlikelidir. Bir yenişememe durumu olduğuna göre birinin daha az, diğerinin daha çok tehlikeli olduğunu söyleyemeyiz.

22 Temmuz 2021 Perşembe

TROÇKİZM İŞÇİ SINIFINA KENDİ HİKAYESİNİ YAZDIRAMAZ!

 

TROÇKİZM İŞÇİ SINIFINA KENDİ HİKAYESİNİ YAZDIRAMAZ!


Daha önceki altı makalede Türk burjuvazisinin kendi hikayesini nasıl yazdığını; nereden nereye geldiğini anlatmaya çalıştım. Tabii bu sınıfın karşıtı olan işçi sınıfının da bir hikayesi vardır, olmalıdır. Ancak, işçi sınıfının kendi hikayesini yazabilmesi için belli koşulların var olması gerekir. Aslında temel koşul kendiligindenci işçi hareketi ile sınıf bilinçli hareketin birleşmesidir. Bu birleşme Türkiye koşullarında henüz gerçekleşmemiştir. Kendini sosyalist, komünist diyen düzinelerce örgütün olmasına rağmen birleşmemiştir.. Burada anlatacağım, Marksist-Leninist ortamı doğrudan ilgilendiren iki tasfiyeci akımın; Troçkizm ve Post-marksizm, bugün için işçi sınıfının Marksist-Leninist ortamda kendi hikayesini yazmasının önünde esas engel olduğudur. 

17 Temmuz 2021 Cumartesi

TÜRKİYE-ABD-RUSYA VE ÇİN İLİŞKİLERİ


TÜRK BURJUVAZİSİ KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR (VI)

DEĞİŞEN GÜÇLER DENGESİNİN JEOPOLİTİĞİ


TÜRKİYE-ABD-RUSYA VE ÇİN İLİŞKİLERİ

II


Bu Amerikan Avrasya jeopolitikasından geriye ne kaldı?

-Dünyanın kalbi, “kara delik” Rusya parçalanmadı, bölünmedi.

14 Temmuz 2021 Çarşamba

DEĞİŞEN GÜÇLER DENGESİNİN JEOPOLİTİĞİ

 

TÜRK BURJUVAZİSİ KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR (VI)

DEĞİŞEN GÜÇLER DENGESİNİN JEOPOLİTİĞİ


TÜRKİYE-ABD-RUSYA VE ÇİN İLİŞKİLERİ

 I

Sovyetler Birliği ve bu revizyonist, sosyal emperyalist ülkenin yönlendirdiği Varşova Paktı’nın 1990/1991 döneminde dağılmasından; dünya tarihinde ilk kez yaşanan revizyonist, bürokratik kapitalist sistemin çökmesinden sonra dünya iki kutuplu haline veda etmiş oluyordu. Böylece iki kutupluluğa dayanan jeopolitika da geçersiz olmuştu.

30 Haziran 2021 Çarşamba

TROÇKİ VE GÜNÜMÜZDE TROÇKİSTLER NEYİ REDDEDİYORLAR?

 

TÜRK BURJUVAZİSİ KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR (V)

 

ALT-EMPERYALİZM”, “ÜST”-EMPERYALİZM VE TÜRKİYE

 

TROÇKİ VE GÜNÜMÜZDE TROÇKİSTLER NEYİ REDDEDİYORLAR?

Troçkistler, Türkiye bağlamında “alt-emperyalizm” savunularını bir taşla birkaç kuş vuracak bir kurgulamayla yapıyorlar. Troçkizm’in iki ayrı “eğilim”inden bu konuya ilişkin aşağıdaki görüşler bir taşla kaç kuş vurmak istediklerini açıklıyor: 

27 Haziran 2021 Pazar

TÜRK BURJUVAZİSİ KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR (IV)



TÜRK BURJUVAZİSİ KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR (IV)

ALT-EMPERYALİZM”, “ÜST”-EMPERYALİZM VE TÜRKİYE


ALT-EMPERYALİZM” VE TÜRKİYE

III. Enternasyonal'in ülkeleri kategorilere ayrıştırma yönteminde belirleyici olan kapitalizmde eşitsiz ekonomik gelişme yasasının işlerliğidir. Nitekim III. Enternasyonal sınıflandırmasından bugüne geçen zaman zarfında bahsedilen ülkelerin yerleri değişmiştir. Ancak, ne gariptir ki, bu değişim bir türlü Anadolu coğrafyasına uğramamıştır. Aslında tabii ki, uğramıştır da, Türkiye devrimci hareketi bunu göremediği için, yok saymıştır. Bu yok sayış bir biçimde hala devam etmektedir. Türkiye hala bir biçimde yarı-sömürge, yarı-feodal, yeni-sömürge, bilmem ne sömürge kategorisinde ele alınmaktadır. Biz bunu, gelişmenin dondurulmasını 1970'li yıllardaki sakatlanmış, dondurulmuş emperyalizm kavrayışımıza borçluyuz. Bu nedenle bazı ülkelerin sergilediği gelişme görülmüyor; yöntem buna izin vermiyor. Bir defa bağımlı hep bağımlı, bütün zamanlar için sömürge, yarı-sömürge, yeni-sömürge veya bir defa emperyalistsen bütün zamanlar için emperyalistsin anlayışı ilke, kural haline getirilmiş.

25 Haziran 2021 Cuma

TÜRK BURJUVAZİSİ KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR (III)


TÜRK BURJUVAZİSİ KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR (III)

ALT-EMPERYALİZM”, “ÜST”-EMPERYALİZM VE TÜRKİYE


TÜRKİYE NASIL BİR ÜLKE?

Komünistlerin parti programında tespit ettikleri “...Türkiye, dünya ölçeğinde değerlendirildiğinde orta düzeyde gelişmiş ülkeler kategorisinde yer alır” gerçeğinde nitel olarak değişen bir şey yok. Bu tespit doğrudur. Bu tespitin yapılmasından bu yana bu orta derecede gelişmişlik, kapitalizmin nicel gelişmelerinin birikimi sonucunda, yine de orta derecede gelişmişlik kategorisinde kalsa da belli bir nitel sıçrama sergilemiştir. Şayet diyalektiğin yasalarını reddetmiyorsak, orta derecede gelişmişliğin niceliğindeki gelişmenin de bir gerçeklik olduğunu kabul etmek zorundayız. Orta düzeyin de bir altı, bir ortası ve bir de üstü vardır. Hep aynı yerde kalınamayacağına göre ya geriye doğru veya da ileriye doğru gidilir; geriye doğru gitmek “küme düşmektir”, ileriye doğru gitmek de bir üst kümeye geçmek veya onun sınırına varmak demektir; sınırına mı varıldı, yoksa üst kümeye geçildi mi soruları somut durumun somut analizinin bir sonucudur.

23 Haziran 2021 Çarşamba

TÜRK BURJUVAZİSİ KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR (II)


TÜRK BURJUVAZİSİ KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR (II)

ALT-EMPERYALİZM”, “ÜST”-EMPERYALİZM VE TÜRKİYE


JEOPOLİTİKA VE ULUSAL GÜVENLİK


Ulusal Güvenlik ve Jeopolitika

Ulusal güvenlik politikaları günümüzde, daha doğrusu II. Dünya Savaşından bu yana uluslararası güvenlik politikaları olarak geliştirilmektedir. Başlangıçta sistemler arası (kapitalist dünya-sosyalist dünya, sonrasında kapitalist dünya-revizyonist dünya) güvenlik olarak geliştirilen güvenlik politikaları, revizyonist blokun dağılmasından sonra kapitalist dünyada (bütünleşmiş tek dünya) güvenlik politikaları olarak geliştirilmiştir. Burada söz konusu olan, tekil ülkelerin ulusal güvenlik politikalarının yanı sıra AB ve NATO gibi ekonomik ve askeri entegrasyonların geliştirdikleri uluslararası güvenlik politikalarıdır. Örneğin Rusya'nın, Çin'in, Japonya'nın ulusal güvenlik politikalarının yanı sıra AB'nin, ABD'nin de geliştirdikleri ulusal güvenlik politikaları vardır. Ama ABD'nin ve AB'nin ulusal güvenlik politikaları aslında NATO çerçevesinde geliştirilen ve uygulanan güvenlik politikasıdır. NATO örneğinde olduğu gibi ortaklaştırılmış güvenlik politikası olarak sunulan politika, aslında bu kurum içinde belirleyici rol oynayan ülke ve ülkelerin çıkarlarını, oluşan ve oluşturulan tehdide karşı savunmak ve korumak içindir. Örnek; ABD ve AB'nin Almanya ve Fransa gibi emperyalist ülkeleri dışında başka NATO üyesi ülkelerin Ukrayna'da, Rusya ile ilişkilerini germe pahasına bir çıkarı yoktur veya bu ülkeler Ukrayna üzerinde başka güçlerle rekabet edecek durumda değiller. Aynı durum Afganistan, Suriye, Irak için de geçerlidir. (Afganistan ve Irak tipik bir oluşturulan tehdittir). Demek ki, NATO politikası adı altında üye ülkeler, AB'nin, ama özellikle ABD'nin çıkarları için savaşa sürükleniyorlar.

21 Haziran 2021 Pazartesi

TÜRK BURJUVAZİSİ KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR (I)



TÜRK BURJUVAZİSİ KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR (I)

ALT-EMPERYALİZM”, “ÜST”-EMPERYALİZM VE TÜRKİYE


TÜRKİYE NASIL BİR ÜLKE?


2020 yılında birkaç tartışmacının gündeme getirdiği Türkiye “alt-emperyalizm” midir, değil midir tartışması, eski yarayı yeniden kaşımaktan ziyade Türk ekonomisinde ve burjuvazinin politikasında değişime cevap verme arayışından kaynaklanmaktadır. Türkiye’nin sosyo-ekonomik yapısı, kapitalizmin gelişme durumu; Türk sermayesinin uluslararası açılımı, burjuvazinin yakın çevresinden başlayarak birtakım işgalleri ve nüfuz alanı kazanmak için attığı adımlar; güttüğü emperyalist politikalar ister istemez ‘nasıl bir Türkiye’ ile karşı karşıya olduğumuzun tartışılmasının güncel olduğunu göstermektedir.

20 Haziran 2021 Pazar

ABD/AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR DÖNEM Mİ?

 

ABD/AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR DÖNEM Mİ?

Baskın görüş, Biden ve diktatör Erdoğan’ın görüşmeye kılıçlar çekili olarak gidecekleri şeklindeydi. Ama tam tersi oldu.

18 Haziran 2021 Cuma

NATO YENİ DÜŞMANINI TESPİT ETTİ

 

NATO YENİ DÜŞMANINI TESPİT ETTİ*

NATO'nun 2030 konsepti güya bütün sorunlara cevap vermekteymiş. NATO'nun Rusya ve Çin'e karşı Almanya gibi "gönülsüz", Fransa gibi "beyin ölümünden" bahseden, Doğu Avrupa ülkeleri gibi özellikle Rusya'ya karşı kışkırtan, Türkiye gibi "rahat" durmayan üyeleri var. NATO Genel Sekreteri bu zirve ile yeni bir sayfa açıldığını ilan etti. Açılan yeni sayfanın NATO'nun önde gelen AB üyelerini yeniden canlandırıp canlandırmayacağını zaman gösterecektir.

16 Haziran 2021 Çarşamba

DEĞİŞEN GÜÇLER DENGESİ KOŞULLARINDA G7 ZİRVESİ


DEĞİŞEN GÜÇLER DENGESİ KOŞULLARINDA G7 ZİRVESİ*

Bu seferki G7 zirvesine, diğerlerinden farklı olarak Çin'e karşı açık bir küresel hegemonya mücadelesi için alınan tedbirler damgasını vurmuştur. Açık ki, günümüzde jeopolitik güç mücadelesi ABD ile Çin arasında olacaktır. Son zirve bunu göstermiştir. Ancak, 21. yüzyıla ne ABD ne de Çin damgasını vurmayabilir; 21. yüzyıl devrimlerin, sosyalizmin damgasını vurduğu bir yüzyıl olabilir.


Kendi tanımlarıyla "dünyanın en büyük sanayi ulusları"nın ilk zirvesi, ABD, Almanya, B. Britanya, Japonya, İtalya ve Fransa'nın katılımıyla 1975'te gerçekleştirilmişti. Bu gruba bir yıl sonra Kanada katıldı. 1998'de de Rusya, grubun 8. üyesi oldu. Ancak Kırım'ın işgali nedeniyle 2014'te gruptan çıkartıldı. 1975'ten bugüne düzenlenen zirvelerin gündemi makro sorunlar bağlamında pek fazla değişmemiştir. Gündemini dünya ekonomisinin, dünya ticaretinin durumu, "gelişen" ülkelerle ilişkiler, enerji sorunu, 'terörizm' vb. oluşturmuştur. İşsizlik, çevre sorunu, uyuşturucu ticareti, iç güvenlik, silahlanmanın kontrolü gibi konular da dönem dönem zirvenin gündeminde yer almıştır.

2 Haziran 2021 Çarşamba

ZENGİNLİK VE YOKSULLUĞUN NEDENLERİ



 

EKONOMİK KRİZ VE YOKSULLUK


KRİZ DÖNEMSELDİR, ÇEVRİMSELDİR - 

YOKSULLUK HER ZAMAN VARDIR


Ekonomik Krizin Kendine Özgü Nesnel Yasası Vardır-

Yoksulluğun Da Kendine Özgü Nesnel Yasası Vardır

Kriz ve yoksulluk konusunda “sol”da her türden reformist, revizyonist ve yeni Keynesci burjuva politik ekonomi savunucularının anlayışlarını görebilirsiniz. Orada ücretle kriz arasında, ücretle yoksulluk arasında bağ kurularak en pespaye burjuva anlayışların Marksizm, Marksizm-Leninizm kılıfına büründürülerek savunulduğu görülür. 

26 Mayıs 2021 Çarşamba

BİR ACAYİP KRİZ-KONJONKTÜR HAREKETİ


BİR ACAYİP KRİZ-KONJONKTÜR HAREKETİ

SANAYİ ÜRETİMİ VERİLERİNİN GÖSTERDİKLERİ


EKONOMİK KRİZ VE YOKSULLUK


Ekonomik krizin veya tam söyleyecek olursak kapitalizmde fazla üretim krizinin kavram olarak tanımlanması zor değildir. Aslında yeniden tanımlamaya da gerek yoktur. Ancak, soruna hangi sınıfsal açıdan bakılıyorsa ekonomik kriz de o sınıfa göre tanımlanmaktadır. Bu nedenle saymakla bitmeyecek kadar tanımlaması vardır. Bir ara “Günümüzde Emperyalizm, Sermaye ve Üretimin Uluslararasılaşması Süreci” çalışmasında (1) 30‘a yakın emperyalizm türü saymıştım. Kriz tanımlamasına gelince 30‘u ikiye katlamak gerekir. Neyse, belki de biraz abartıyorum ama abartılı da olsa kriz tanımlaması söz konusu olduğunda acı bir gerçekle karşılaşıyoruz. Belki de burjuva politik ekonominin içerik ve kavramsal olarak Marksist-Leninist politik ekonomiye en çok; derin ve kapsamlı olarak sirayet ettiği alan, ekonomik kriz alanıdır. Kapitalizmde kaç kriz türü vardır sorusundan başlayarak, her olumsuz görüngüyü kriz sayarak, sermaye türlerini birbirine karıştırarak sonunda hiç zahmete katlanmadan kapitalist sistemi çökertmeye kadar uzanabilirsiniz. Yani Marks‘ın tanımladığı ekonomik krizi bayağılaştırabilirsiniz. Bunu nasıl yapabilirsiniz?

22 Nisan 2021 Perşembe

UKRAYNA’DA NELER OLUYOR?


UKRAYNA’DA NELER OLUYOR?

Sovyetler Birliği ve revizyonist blokun dağılmasından sonra Ukrayna, “büyük jeopolitik oyun”un sonuçlandırılamamış bir sorunu olarak kaldı. 2004'teki “turuncu devrim” sadece geçici bir süreç olmaktan öteye gitmedi. Bu ülkenin dünya hakimiyeti bakımından Avrasya jeopolitikasında rolü, bu jeopolitik oyunda yer alan ABD ve Rusya gibi “oyuncular” tarafından daha baştan pekala biliniyordu ve bütün hazırlıklar ve çabalar da söz konusu oyunu nihai olarak sonuçlandırmaya hizmet ediyordu. 

9 Nisan 2021 Cuma

KANAL İSTANBUL VE MONTRÖ

 

KANAL İSTANBUL VE MONTRÖ

BÜYÜK JEOPOLİTİK OYUNUN BİR PARÇASI

 

Boğazlar (İstanbul ve Çanakkale) bu “belalı” coğrafyanın stratejik olarak da oldukça önemli bir parçasıdır. Asya ve Avrupa'yı, Kuzey (Rusya) ile Afrika’yı, Okyanusları birbirine bağlayan bulunduğu ülke açısından stratejik, dünya politikası bakımından, jeopolitik bakımdan oldukça önemli olan Boğazlar, sadece bugün değil, bütün tarih boyunca hep önemli olmuştur. Boğazlar bu öneminden dolayı tarih boyunca bölgeye egemen olmak isteyen güçlü devletlerin en önemli hedefi olurken, onu elinde tutan devletin/devletlerin ise en önemli politika aracıydı ve hala da öyledir.

27 Mart 2021 Cumartesi

SON DÖNEMDE ABD-AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ


SON DÖNEMDE ABD-AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

 

Son dönemdeki ABD-AB ve Türkiye arasındaki ilişkileri ve bu ilişkilerin önümüzdeki dönemde nasıl bir seyir izleyeceğini değerlendirebilmek için her üç tarafın bölgesel ve küresel çıkarlarına ve bu çıkarlar temelinde karşılıklı yaptırım gücüne bakmak gerekir. Aynı zamanda her üç taraf arasındaki ilişkilerin seyrini doğrudan ve dolaylı olarak etkileyebilecek uluslararası güçler dengesindeki değişimi de göz önünde tutmak gerekir.

19 Mart 2021 Cuma

SOSYALİZM BİR ÜRETİM BİÇİMİ MİDİR?

 

KAPİTALİZM SONRASI (“POST-KAPİTALİZM”) ÜZERİNE DÜŞÜNCELER VE FANTEZİLER (X)

(Birikmiş Sorular Dosyasından)

SOSYALİZM BİR ÜRETİM BİÇİMİ MİDİR?

DÜNYANIN HAL-İ PÜR MELALİ!

 

Soru şu: Komünizmin alt evresi olan sosyalizm, bir üretim biçimi midir?

Bu soruya cevap verebilmek için biraz açıklama yapmamız gerekiyor.

13 Mart 2021 Cumartesi

İDEOLOJİ, İLKE VE DİZGİNSİZ DEMAGOJİ

KAPİTALİZM SONRASI (“POST-KAPİTALİZM”) ÜZERİNE DÜŞÜNCELER VE FANTEZİLER (IX)

(Birikmiş Sorular Dosyasından)

İDEOLOJİ, İLKE VE DİZGİNSİZ DEMAGOJİ

DÜNYANIN HAL-İ PÜR MELALİ!

Birçok soruna önceki makalelerde cevap verildiği için bu yazıda, özellikle sosyalizm ve ekonomi konularıyla bağlam içinde yöneltilen soruların sadece birkaçına cevap vermekle yetineceğim.

Aşağıdaki anlayıştan hareketle yöneltilen soru şu:

7 Mart 2021 Pazar

KAPİTALİZMİN GELİŞMESİ VE SÖMÜRÜ DERECESİNİ YÜKSELTMENİN İKİ YÖNTEMİ

 

KAPİTALİZM SONRASI (“POST-KAPİTALİZM”) ÜZERİNE 

DÜŞÜNCELER VE FANTEZİLER (VIII)

(Birikmiş Sorular Dosyasından)


KAPİTALİZMİN GELİŞMESİ VE

SÖMÜRÜ DERECESİNİ YÜKSELTMENİN İKİ YÖNTEMİ

18. YÜZYILA GERİ DÖNÜŞ


DÜNYANIN HAL-İ PÜR MELALİ!

Sömürü derecesinin arttırılması bağlamında sorulan soruların toplamında şu manzara çıkıyor karşımıza:

6 Mart 2021 Cumartesi

KAPİTALİZMDE EŞİTSİZ GELİŞME YASASININ VE ÜRETİMDE ANARŞİ VE REKABET YASASININ ORTADAN KALDIRILMASI VE SONUÇLARI

 

KAPİTALİZM SONRASI (“POST-KAPİTALİZM”) ÜZERİNE DÜŞÜNCELER VE FANTEZİLER (VII)

(Birikmiş Sorular Dosyasından)

KAPİTALİZMİ ORTADAN KALDIRMANIN YOL VE YÖNTEMLERİ (III)

KAPİTALİZMDE EŞİTSİZ GELİŞME YASASININ VE

ÜRETİMDE ANARŞİ VE REKABET YASASININ ORTADAN KALDIRILMASI VE SONUÇLARI

DÜNYANIN HAL-İ PÜR MELALİ!


Politik ekonominin özelliklerinden birisi de onun yasalarının, doğa yasalarının tersine, sürekli olmayışlarıdır; bunların çoğu hiç olmazsa bir tarih dönemi boyunca etkili kalırlar, sonra da yerlerini başka yasalara bırakırlar. Yok olmazlar, ancak yeni ekonomik koşulların sonucu olarak güçlerini yitirirler ve onlar da, insanların iradesi ile yaratılmış bulunmayan ama yeni ekonomik koşulların temeli üzerinde ortaya çıkan yeni yasalara yerlerini bırakmak üzere sahneden çekilirler.” (Stalin)

“YARATICI MARKSİZM” VE ARTI DEĞER YASASININ ORTADAN KALDIRILMASI

 


KAPİTALİZM SONRASI (“POST-KAPİTALİZM”) ÜZERİNE 

DÜŞÜNCELER VE FANTEZİLER (VI)

(Birikmiş Sorular Dosyasından)


KAPİTALİZMİ ORTADAN KALDIRMANIN YOL VE YÖNTEMLERİ (II)

YARATICI MARKSİZM” – “YARATICI FELSEFE”!

ARTI DEĞER YASASININ ORTADAN KALDIRILMASI

DÜNYANIN HAL-İ PÜR MELALİ!


Kapitalizm nasıl yıkılır veya kapitalizm hiçbir nesnelliği olmayan tespitlerle çöker mi türünden sorulara bu ve sonraki makalelerde somutlaştırarak cevap vermeye çalışacağım. Yaşadığımız dünya ve kapitalizm koşullarıyla bağını kurmakta zorlandığımız çok ilginç anlayışlar dünyasında biraz dolaşacağız.

3 Mart 2021 Çarşamba

EKONOMİ YASALARI İCAT EDİLMEZ, KEŞFEDİLİR

 

KAPİTALİZM SONRASI (“POST-KAPİTALİZM”) ÜZERİNE DÜŞÜNCELER VE 

FANTEZİLER (V)

(Birikmiş Sorular Dosyasından)

Marksist-Leninist politik ekonominin Troçkizm ile imtihanı veya

Troçkizm’in Marksist-Leninist politik ekonomi ile imtihanı

KAPİTALİZMİ ORTADAN KALDIRMANIN YOL VE YÖNTEMLERİ (I)

DÜNYANIN HAL-İ PÜR MELALİ!


Ekonomi Yasaları İcat Edilmez, Keşfedilir

Ekonominin nesnel yasalarıyla ilgili sorulara cevap verebilmek için öncelikle politik ekonominin konusunun ve ekonomik yasadan anlaşılması gerekenin ne olduğuna çok kısa da olsa değinmek gerekir. Derdimizi anlatabilmek için en azından bir tanımlama yapılmalıdır.