deneme

28 Ocak 2022 Cuma

“SAVAŞ KIŞKIRTICILARI”*


UKRAYNA’DA BİRBİRİNE “GEL GEL” EDENLER

VE

AT PAZARLIĞI”


Dünyanın jeopolitik haline baktığımızda üç ülkenin savaş kışkırtıcılığı” yaptığını görüyoruz. Bunlardan birisi gerileyen/çöken ve dünya hegemonyasında elinde olanı kaybetmeyerek ömrünü uzatmaya çalışan savunmadaki Amerikan emperyalizmi. İkincisi Putin önderliğinde yeniden toparlanan Rus emperyalizmi. Üçüncüsü ise ahtapot gibi dünyayı sarmaya çalışan Çin emperyalizmi. Bu üç ülke doğrudan dünya jeopolitikasına oynuyor. Tabii 2. , 3. kategoride yer alan bölgesel savaş kışkırtıcısı ülkeler de var. Ancak, bu ülkelerin hiçbirisi tek başına veya kendi önderliğinde müttefikleriyle beraber dünya jeopolitikasına oynayacak güçte değiller ve artık öyle bir güç olmalarının maddi koşulları da pek kalmamıştır. İngiltere, ancak ABD ile ortaklık halinde hareket edebilir. Fransa’nın, “grande Nation” olarak böbürlenme, gidip işgal etme dönemi çoktan bitmiştir. Kanada, en fazlasıyla ABD’nin kuyruğuna takılır. İtalya’nın Akdeniz’de, Libya’da gözü vardır, ama kimin arkasından gideceği belli olmaz. Almanya’nın dış politikasında esas olan AB’yi kaybetmemektir. Ukrayna meselesinde savaş çığırtkanlığına katılmaması, ABD ile ters düşmesi, Rusya ile ekonomik, siyasi ilişkilere önem vermesi bu ülkenin nerede durmak istediğini gösterir. Japonya, ancak ABD ile ortak hareket ederek dünya jeopolitikasında yer alabilir. Hindistan’ın ne tarafa yaslanacağı; ABD’den yana mı, yoksa Rusya’dan yana mı tavır alacağı henüz pek belli değil. Aynı durum Türkiye için de geçerlidir. İran ise yerini çoktan belli etti.

26 Ocak 2022 Çarşamba

"ALİ KIRAN BAŞ KESEN”LER

 

UKRAYNA’DA BİRBİRİNE “GEL GEL” EDENLER

VE

AT PAZARLIĞI”

Dünyanın jeopolitik haline baktığımızda üç ülkenin “Ali kıran baş kesen”lik yaptığını görüyoruz. Bunlardan birisi gerileyen/çöken ve dünya hegemonyasında elinde olanı kaybetmeyerek ömrünü uzatmaya çalışan savunmadaki Amerikan emperyalizmi. İkincisi Putin önderliğinde yeniden toparlanan Rus emperyalizmi. Üçüncüsü ise ahtapot gibi dünyayı sarmaya çalışan Çin emperyalizmi. Bu üç ülke doğrudan dünya jeopolitikasına oynuyor. Tabii 2. , 3. kategoride yer alan bölgesel “Ali kıran baş kesen” ülkeler de var. Ancak, bu ülkelerin hiçbirisi tek başına veya kendi önderliğinde müttefikleriyle beraber dünya jeopolitikasına oynayacak güçte değiller ve artık öyle bir güç olmalarının maddi koşulları da pek kalmamıştır. İngiltere, ancak ABD ile ortaklık halinde hareket edebilir. Fransa’nın, “grande Nation” olarak böbürlenme, gidip işgal etme dönemi çoktan bitmiştir. Kanada, en fazlasıyla ABD’nin kuyruğuna takılır. İtalya’nın Akdeniz’de, Libya’da gözü vardır, ama kimin arkasından gideceği belli olmaz. Almanya’nın dış politikasında esas olan AB’yi kaybetmemektir. Ukrayna meselesinde savaş çığırtkanlığına katılmaması, ABD ile ters düşmesi, Rusya ile ekonomik, siyasi ilişkilere önem vermesi bu ülkenin nerede durmak istediğini gösterir. Japonya, ancak ABD ile ortak hareket ederek dünya jeopolitikasında yer alabilir. Hindistan’ın ne tarafa yaslanacağı; ABD’den yana mı, yoksa Rusya’dan yana mı tavır alacağı henüz pek belli değil. Aynı durum Türkiye için de geçerlidir. İran ise yerini çoktan belli etti.

21 Ocak 2022 Cuma

“GÖÇTE ÖKÜZÜN EZDİĞİ OTUN HESABI TUTULMAZ”!


ABD-RUSYA-ÇİN JEOPOLİTİĞİNE GÖRE

UKRAYNA-KAZAKİSTAN-TÜRKİYE

Amerikan emperyalizminin yeni jeopolitik doktrini etkisini kuşak ülke ve bölgelerde göstermeye başladı. Amerikan emperyalizmi bir taraftan Çin’i denizden çevrelemek için adımlar atarken, diğer taraftan da Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” projesinin kara koridorlarını (Çin-Kazakistan-Rusya-Belarus-AB ve Çin-Orta Asya Türk devletleri- Hazar Denizi-Azarbeycan-Gürcistan-Türkiye ve diğerlerini) hedef almaktadır (1). 

11 Ocak 2022 Salı

"VALLA ŞAŞTIK KALDIK!"

 
"VALLA ŞAŞTIK KALDIK!"

2022 KAZANMAK – KAZANAMAMAK!


En geniş anlamda “Sol”un 2021 yılı değerlendirmelerini ve 2022 öngörülerini okuduysanız bir arkadaşın dediği gibi “valla şaştık kaldık!” dersiniz. Üstelik bu değerlendirmeler bir de yanlış kavramlarla yapılıyorsa bu “Sol”un hali pür melali daha görünür oluyor. Artık özne olma iddiasında olan örgütler de kendi adına konuşmuyorlar, ben özneyim demiyorlar; sanki bu iddialarından vaz geçmişler ve özne olma iddiasını dahil oldukları ittifaka havale etmişler. Artık ittifaklar konuşuyor. Artık işçi sınıfından, işçi sınıfı hareketinden bahsedilmiyor, “emek dünyası”, “emek hareketi” diyeceksiniz. Dolayısıyla seçimle veya devrimle iktidara gelmeyi amaçlayan bütün özneleri; örgütleri, partileri bu kavramların içinde arayacaksınız. Aradığın özneyi bulmak için bu da yetmez. Önce ittifaklara bakacaksınız. Birinci ittifak “Cumhur İttifakı”, İkinci ittifak “Millet ittifakı”. Bunlar, AKP ve CHP’nin başını çektiği burjuva, faşist, karşı devrimci ittifaklar. Müesses nizamın ittifakları. Aradığınız öznenin bu ittifaklar içinde olmadığından emin olabilirsiniz.

KAZAKİSTAN’DA GÖZÜ OLANLAR VE HALK AYAKLANMASI

 
KAZAKİSTAN’DA GÖZÜ OLANLAR VE HALK AYAKLANMASI

Anlaşılan böyle bir kalkışmayı, isyanı kimse beklemiyordu.

İşçi sınıfının en yoğun olduğu Batı Kazakistan’da protestolar zamlar geri alınsın”talebiyle başladı. Ama kısa sürede “Cumhurbaşkanı Tokayev ve tüm Nazarbayev rejimi yetkilileri istifa” etsin, “Parti ve sendika kurma hakkı tanınsın”, “1993 Anayasasına geri dönülsün”, “Baskılara son verilsin”, “Siyasi mahkumlar serbest bırakılsıntalepleriyle siyasallaşıp yaygınlaşan bir halk kalkışması yaşandı.