deneme

1 Kasım 1997 Cumartesi

STALİN - SOSYALİZMDE HUKUK, ANAYASA VE DEMOKRASİ ANLAYIŞI


EKİM DEVRİMİNDEN 19. PARTİ KONGRESİ'NE 
 

SOVYETLER BİRLİĞİ’NDE SOSYALİZMİN İNŞA SORUNLARI  VI


Sovyet Devlet Hukuku-Sosyalist Hukuk - 
 
Sovyet Anayasası - Sovyet Demokrasisi - Proleter Demokrasi


I- Sovyet Devlet Hukuku - Sosyalist Hukuk

1- Sosyalist Hukukun Doğuşu
Sovyet hukukunun veya genel anlamda sosyalist hukukun doğuşu belli bir yasallığın kaçınılmaz sonucuydu. Bu yasallık, Ekim Devriminin zaferi ve bu zaferin sonucu olarak da proletarya diktatörlüğünün kurulmasıydı. Hukuk ve devlet arasında sıkı bir bağ vardır ve bu iki kavram sınıfsal karakter taşırlar. Bu hukuk ve devlet arasındaki birbirinden ayrılmayan bağlılık, Ekim Devrimi sürecinde bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştı. İşçi sınıfı, sosyalist devrim sonucunda yeni tipte devleti; sosyalist devleti/ proletarya diktatörlüğünü kurmakla sorunun sadece bir yönünü çözümlemiş oluyordu. Sorunun ikinci yönü ise yeni hukukun; sosyalist hukukun devrimci yasallık/yaratılması ve geliştirilmesidir. Devrimci, sosyalist kazanımların korunması, normlaştırılması, geliştirilmesi ve pekiştirilmesi başka türlü olamaz. Öyleyse sosyalist hukuk yeni hukuktur, insanlık tarihinin tanıdığı en yüksek/gelişmiş hukuktur; devletsiz, sınıfsız topluma-komünist topluma geçişte tarihi olarak en son hukuk anlayışıdır.

MARKSİZM VE BURJUVA SOSYOLOJİSİ



Bir Deneme

Marksizm ve Burjuva Sosyolojisi

Kapitalizmde Sosyal Farklılaşma


I-Doğal Sosyal ve Toplumsal Farklılıklar

Lenin, "Marks, toplumun bireylerden oluşan mekanik bir agregat olduğu anlatımına son verdi" der (1). Gerçekten de toplum, ilk bakışta bireylerden oluşan bir birikim olarak gözükür. Bu, bir bakıma doğrudur da, ama sadece toplumun insanlardan oluştuğu, toplumun insanlar yığınından oluştuğu açısından doğrudur. Ne var ki, bu kadarcık bir "değerlendirme" çok yüzey seldir, çıplak gözle görülen bir gerçektir ve Marksistler için toplumu böyle tanımlamanın hiçbir anlamı olamaz. Ama burjuva sosyologları için toplumun böyle bir tanımlanması, onların toplum olgusuna yaklaşımlarında önemli bir çıkış noktasını oluşturur. Çünkü burjuva sosyologları için birey, toplumun tahlili ve toplumda var olan sosyal farklılıkların belirlenmesi için esasa özgü olan birliktir, çıkış noktasıdır. Şöyle: