ORTADOĞU VE EMPERYALİST DEVLETLER ARASI REKABET
Revizyonist
blokun dağılmasından sonra (1989/’90) dünyanın, revizyonist
blok-kapitalist blok olarak ikiye bölünmüşlük durumu ortadan
kalkmış ve bütünselliği sağlanmış oldu. Bloklaşma olgusunun
ortadan kalkması, bu bloklaşmaya neden olan başlıca çelişkileri,
örgütlenmeleri vb. de ortadan kaldırıyordu. Bu, aynı zamanda
dünyanın iki merkezli olmaktan çıkarak, daha çok merkezli
olmasının önünü açıyordu. İki süper güç (ABD-SSCB), iki
blok (revizyonist/Sovyet emperyalist-kapitalist) olgusu, uluslararası
planda bir dizi gelişmenin, yeni oluşumların önünü tıkayan
adeta bir cendere rolünü
oynuyordu. Ulusal ve enternasyonal alanda politika, ekonomi,
militarist yöneliş, iki süper gücün çıkarlarına göre
şekilleniyordu. Bu anlamda dünya iki kutupluydu, iki blokluydu.
Revizyonist blokun çökmesiyle dünya, her ne kadar iki kutuplu veya
çok kutuplu olmaktan çıktıysa da, çok merkezli olma sürecine
girmişti. Şüphesiz çok merkezlilik, revizyonist blokun çökmesiyle
ortaya çıkmamıştı. Çok merkezlilik, II. Dünya Savaşından
sonraki gelişmenin bir sonucuydu. Bir taraftan AET (Avrupa
Ekonomik Topluluğu) şekilleniyorken, diğer taraftan Japon
emperyalizmi hızlı bir gelişme sürecine giriyordu. ‘70’li
yıllara gelindiğinde hegemonya mücadelesi verebilecek,
gelişmesini, özellikle ABD emperyalizminin aleyhine sürdüren
güçler Japonya ve AET idi. Dolayısıyla (klasik) kapitalist
dünyada üç ayrı rekabet merkezi vardı.