deneme

18 Aralık 2019 Çarşamba

TROÇKİZME KARŞI MÜCADELE HER MARKSİST-LENİNİSTİN GÖREVİDİR



TROÇKİZME KARŞI MÜCADELE HER MARKSİST-LENİNİSTİN

  GÖREVİDİR

Stalin’in 141. doğum yılı (18 Aralık 1878) vesilesiyle

Stalin'in SBKP(B) MK Plenumu'nda “Parti Çalışmasının Eksikliği ve Troçkistler ve Diğer İkiyüzlülerin Tasfiyesi İçin Alınacak Önlemler Üzerine” sunum ve kapanış konuşmasının üçüncü bölümü -”Bugünkü Troçkizm”- hala günceliğini korumaktadır...

14 Aralık 2019 Cumartesi

BİR “POST-MARKSİZM” ELEŞTİRİSİ - YENİ BİR “AYRIK OTU HİKAYESİ” - “HERGELE” TROÇKİ’NİN TETİKÇİLERİ İŞ BAŞINDA!


ZAMANI GELDİ: YENİ BİR “AYRIK OTU HİKAYESİ”

LENİN’İN DEYİMİYLE “HERGELE” TROÇKİ’NİN TETİKÇİLERİ İŞ 

BAŞINDA!



3.4-Rosa Luksemburg ne diyordu?

R. Luksemburg'a göre sermaye birikimi, kapitalist olmayan çevreden kapitalist sektöre sürekli bir değer transferi gerçekleştiği müddetçe mümkündür. Yani köylülerin, zanaatçıların başkaca küçük (burjuva) üreticilerin ürettikleri değer, çeşitli mekanizmalar vasıtasıyla sermaye tarafından gasp edilir. Aksi taktirde sermayenin genişletilmiş yeniden üretim damarları tıkanmış olur...

8 Aralık 2019 Pazar

YENİ BİR “AYRIK OTU HİKAYESİ” - “HERGELE” TROÇKİ’NİN TETİKÇİLERİ İŞ BAŞINDA!



ZAMANI GELDİ: YENİ BİR “AYRIK OTU HİKAYESİ”

LENİN’İN DEYİMİYLE “HERGELE” TROÇKİ’NİN TETİKÇİLERİ İŞ 

BAŞINDA!

Yeni bir bahar yaklaşırken ayrık otları yine bir araya geldiler, kafalarını saklandıkları yerden çıkardılar ve her biri farklı köşelerden, açılardan koro halinde yine kapitalizmin kendiliğinden çöküyor olduğunu ilan etmeye; kıyamet günü tellallığına başladılar!

28 Kasım 2019 Perşembe

TÜRKİYE’DE EKONOMİNİN GÜNCEL DURUMU - KRİZİN EVRİLME YÖNÜ



TÜRKİYE’DE EKONOMİNİN GÜNCEL DURUMU
 
KRİZİN EVRİLME YÖNÜ

Bu yazıda Türk ekonomisinde krizin gelişme seyrine bakacağız. Yani ekonomik kriz veya fazla üretim krizi derinleşiyor mu, yerinde mi sayıyor veya da ekonomide, somutta da maddi değerlerin üretiminde krizden çıkma işaretleri var mı sorularına cevap bulmaya çalışacağız. 

19 Kasım 2019 Salı

DÜNYA EKONOMİSİNİN GELİŞME SEYRİ – FAZLA ÜRETİM KRİZİ



DÜNYA EKONOMİSİNİN GELİŞME SEYRİ – FAZLA ÜRETİM KRİZİ

Dünya çapında yeni bir fazla üretim krizini çanları çoktan çalmaya başlamıştı. Bazı emperyalist ülkelerde ekonomik kriz patlak verdi, bazılarında da ha patlak verdi ha verecek. 2008-2010 dünya krizinden sonra tekil ülke ekonomilerindeki gelişme, sonuçta bazı eğilimleri ortaya çıkarmıştı (1) . Bu eğilimlerde belirleyici olan, sermaye hareketinde veya konjonktür çevriminde inişli-çıkışlı durgunluk aşamasının hakim olmasıydı. Bu aşama da yerini, aşağıda göstereceğimiz gibi, çevrimin kriz aşamasına bırakmıştır; yani konjonktür çevrimi inişli-çıkışlı aşamasından kriz aşamasına geçiyor.

9 Kasım 2019 Cumartesi

DİRENİŞTEN BAŞKA YOL VE ÇARE YOK - ROJAVA DEVRİMİNİN TASFİYE SÜRECİ

 

ROJAVA DEVRİMİNİN TASFİYE SÜRECİ - 
 
DİRENİŞTEN BAŞKA YOL VE ÇARE YOK!


1- Rojava Devriminin Tasfiye Süreci 
 
6 Ekimde diktatör, Trump ile görüşür ve harekat hakkında bilgi verir. Bu görüşmeden sonra da Amerikan silahlı güçleri bölgeden çekilmeye başlar. Ancak, ABD Dışişleri Bakanı M. Pompeo, çekilmenin harekatın onaylanması anlamına gelmediğini açıklar, ABD yetkilileri Türkiye’yi ekonomik yaptırımlarla tehdit etmeye başlarken. YPG de ABD’yi ihanetle suçlar.

3 Kasım 2019 Pazar

FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜN ROJAVA “SEFERİ” SONUÇLARI -


FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜN ROJAVA “SEFERİ” SONUÇLARI -

SURİYE SAHASINDA JEOPOLİTİK OYUNLAR VE

TÜRK BURJUVAZİSİNİN ULUSAL GÜVENLİK KONSEPTİ


1-İşgalin Seyri ve İlk Sonuçları

6 Ekimde diktatör, Trump ile görüşür ve harekat hakkında bilgi verir. Bu görüşmeden sonra da Amerikan silahlı güçleri bölgeden çekilmeye başlar. Ancak, ABD Dışişleri Bakanı M. Pompeo, çekilmenin harekatın onaylanması anlamına gelmediğini açıklar, ABD yetkilileri Türkiye’yi ekonomik yaptırımlarla tehdit etmeye başlarken. YPG de ABD’yi ihanetle suçlar.
9 Ekimde harekat başlar ve 12 Ekimde de işgalci güçler M4 karayoluna ulaşılır.

24 Ekim 2019 Perşembe

RUSYA - TÜRKİYE “MUTABAKATI” - ROJAVA DEVRİMİNİN TASFİYESİ



ROJAVA DEVRİMİNİN TASFİYESİ

OYUNUN İKİNCİ PERDESİ: RUSYA - TÜRKİYE “MUTABAKATI”

22 Ekimde, Soçi’de Putin’in yaptığı konuşma aslında her şeyi açıklamaktadır. Putin şunları söyledi: “Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik adımlar atmak isteğini anlayışla karşıladığımızı bir çok kez söyledik. Türk tarafının endişelerini paylaşıyoruz. Suriye'de kalıcı barış toprak bütünlüğüyle sağlanır. Bölgede kapsayıcı bir diyalog olmalı. İnsani yardım konusunu da görüştük. Suriyeli göçmenler vatanlarına dönmeli.

21 Ekim 2019 Pazartesi

ELELE VERİP ROJAVA DEVRİMİNİ TASFİYE EDİYORLAR




ELELE VERİP ROJAVA DEVRİMİNİ TASFİYE EDİYORLAR


OYUNUN BİRİNCİ PERDESİ: ABD - TÜRKİYE “MUTABAKATI”


(ROJAVA’YI İŞGAL ETME GİRİŞİMİ TÜRK BURJUVAZİSİNİN YENİ 

ULUSAL GÜVENLİK KONSEPTİ’NİN BİR SONUCUDUR)

9 Ekimde başlayan Rojava’yı işgal girişimi ABD heyetinin Türkiye’ye gelmesi ve yapılan görüşmeler sonucunda süresi 5 gün ile sınırlanan ve 22 Ekim akşamı sonlanacağı söylenen “ateşkes” ile durdu. Faşist diktatörlüğün “ateşkes”i kabul etmesinin nedenleri ayrı bir yazanın konusu olacak. Burada, “ateşkes” vesilesiyle üzerinde durulması gereken, bu “ateşkes”in Suriye’de nüfuz alanlarının paylaşılmasında ve Rojava devriminin tasfiyesinde bir ara “çözüm” olduğudur. ABD-Türkiye arasında imzalanan “mutabakat”ın temel özelliği, ABD’nin varılan anlaşmanın geçerli olduğu alanda üslerin kapatması ve askerini çekmesidir. Anlaşmanın diğer bir temel özelliği de Rojava devrimine teslimiyet dayatmasıdır. Anlaşmanın başka bir temel özelliği de ABD’nin yaptırım tehdidinin boşa çıkmış olmasıdır. Söz konusu 13 madde, faşist diktatörlüğün işgalini “güvenli bölge” adı altında meşrulaştırıyor ve SDG-YPG’nin “ağır silahlarını toplamasını ve tahkimatları ile tüm muharip mevzileri kullanılamaz hale getirmesini” şart koşuyor. Bu, Rojava devriminin tasfiyesinden başka bir şey değildir.

24 Eylül 2019 Salı

“'SINIFÇI' TEKÇİLİK” - DİYALEKTİK YÖNTEMİN MARKSİST-LENİNİST PARTİ AÇISINDAN ÖNEMİ


DİYALEKTİK VE TARİHSEL MATERYALİZM

(DİYALEKTİK YÖNTEM VE ÖNEMİ ÜZERİNE)

Marksist Yöntem mi - Burjuva/”Post-Marksist" Yöntem mi?

Önceki yazıda eleştirdiğim “'Sınıfçı' tekçilik mi, toplumsal devrimci rezerv çoğulluğu mu? makalesinde ifade edilen değil, ifade edilmeye çalışılan anlayış masum değildir. Vurgulayalım hiç masum değildir. Yazarın, partinin kuruluş, var oluş ilkelerine tamamen ters anlayışları belli bir akımın görüşleridir. Bu akım, “Post-Marksizm” olarak tanımlanan ve içinde çok sayıda ekolü barındıran bir akımdır. Bu akımın temel özelliği, bir taraftan, kendilerine göre bir Marksizm oluşturarak Marksizme sahip çıkarak adı altında Marksizmi Marksizm yapan değerleri çarpıtmak ve diğer taraftan da Marksizm ile Leninizm arasında çelişkiler oluşturarak çağımızın Marksizmi olan Marksizm-Leninizm çarpıtmaktır; dünya işçi sınıfı ve emekçilerinin hafızasında devrim, sınıf, ideoloji vb. silmektir. Post-Marksizm, “Batı Marksizm” olarak geçen yüzyılın ‘20’li yıllarında devrim, sınıf, ideoloji vb. eksenli olarak Ekim devrimine karşı saldırılarla oluşmaya başlamıştır.

13 Eylül 2019 Cuma

“SINIFÇI TEKÇİLİK” VE “TOPLUMSAL DEVRİMCİ REZERV ÇOĞULLUĞU”!


SINIFÇI TEKÇİLİK” VE “TOPLUMSAL DEVRİMCİ REZERV

  ÇOĞULLUĞU”!

Toplumsal devrimci rezerv çoğulluğu” - 
 
Sömürülme, ezilme çelişkisi taşıyan dinamikleri”!

6 Eylül’de etha’da yayınlanan Sedat Şenoğlu imzalı “'Sınıfçı' tekçilik mi, toplumsal devrimci rezerv çoğulluğu mu?” başlıklı yazı adeta bir “devrim” niteliğindedir; içinde toplumsal sınıf ve tabakaların devrimdeki rollerini altüst edecek derecede “önemli” öğretiler taşıyor. Sınıfsal kökeninden kopartılmış insan yığınına nasıl devrim yaptırılır, üstelik bir de kapitalizmi yıktırıp sosyalizm nasıl inşa ettirilir diyorsanız S. Şenoğlu’nun bu makalesini mutlaka okumalısınız. Bu yazıdan öğrenilmesi gereken çok şeyin olduğunu düşünüyorum. 

31 Ağustos 2019 Cumartesi

İDLİB’İN SADECE İDLİB OLMADIĞINI ŞİMDİ DEĞİL DE NE ZAMAN ANLAYACAĞIZ?



İDLİB SADECE İDLİB DEĞİLDİR!

İDLİB’İN SADECE İDLİB OLMADIĞINI ŞİMDİ DEĞİL DE NE ZAMAN 

ANLAYACAĞIZ?

Ya biz akıllanmayacağız veya da aklımızın hepsi bu kadar” diyesim geliyor, ama olmuyor. Bu sefer Putin’e diktatör Erdoğan’ı azarlattırmadık! Ama Erdoğan’a dondurma ikramını da “yorumlamak”tan geri kalmadık. Bu durumda Putin sopa (azarlama) politikası yerine havuç (dondurma) politikasına göre hareket etmiş olması gerekir. Diktatör Erdoğan’a muhalif burjuva basın Rus planını “tıkır tıkır” işletiyor, Şam’a “çözüm masasını” devirtiyor, Sol tarafa baktığında ya Erdoğan’ın umduğunu bulamadığını veya Putin’in bildiğini okuyup, bu krizden de kârlı çıktığını ve ya da İdlib sorununa “Plombir” dondurması katıldığını görüyoruz.

23 Ağustos 2019 Cuma

KAYYUM - NE VERDİK Kİ NE İSTİYORUZ?



NE VERDİK Kİ NE İSTİYORUZ?

TÜRK İŞÇİ SINIFI KENDİ KENDİNE BU BİLİNCE VARACAKSA 
 
BİZİ NEDEN ÖZNE OLARAK GÖRSÜN?

20 Ağustos 2019 tarihli etha’da yayınlanan bir yazı (Arif Çelebi, “Türkiye işçi sınıfının ikilemi: Kürtlerle birlikte özgürlük ya da burjuvaziye kölelik” oldukça düşündürücüdür.

14 Ağustos 2019 Çarşamba

ROJAVA DEVRİMİNİN GELECEĞİ TEHLİKEDE



ROJAVA DEVRİMİNİN GELECEĞİ TEHLİKEDE

MUTABAKAT” FIRAT’IN DOĞUSUNA “SEFERİ” ŞİMDİLİK ENGELLEDİ

6-7 Ağustos tarihinden Türkiye ile ABD arasında gerçekleştirilen Fırat’ın doğusuyla ilgili toplantılar sonrasında her iki taraf, konuya ilişkin “mutabakat” sağladıklarını eş zamanlı olarak kamuoyuyla paylaştılar.
Ortak metinde uzlaşılan üç konu şöyle tanımlandı: 

1 Ağustos 2019 Perşembe

EMPERYALİZME BAĞIMLILIK VE S-400



S-400 VE EMPERYALİZME BAĞIMLILIK

Ahmet Kaplan 30 Temmuz 2019 tarihli sendika.org’da yayımlanan “S-400 krizi ve Türkiye’nin ABD’den bağımsızlığının sınırları” yazısında doğrunun yanı sıra yanlışı da savunuyor. Doğru bulduğum değerlendirmelerini bir paragrafta toplamış: 

28 Temmuz 2019 Pazar

S-400 VE TÜRK BURJUVAZİSİNİN ULUSAL GÜVENLİK KONSEPTİ


S-400 VE TÜRK BURJUVAZİSİNİN ULUSAL GÜVENLİK KONSEPTİ

TÜRK BURJUVAZİSİNİN ULUSAL GÜVENLİK KONSEPTİNDE S-400’ÜN YERİ

Alır mı, almaz mı?”, “gelir mi, gelmez mi?”, “alırsa ne olur, almazsa ne olur?” Alırsa ABD’nin gazabı, almazsa Rusya’nın gazabı! Alındı, geldi, ama şimdilik ortalık karışmadı. Amerikan emperyalizmi Rusya’dan bu silahların alınmaması için tehdit ağırlıklı olarak elinden geleni yaptı. Silahlar, şov türünden bir nakliyatla getirilince ABD cephesindeki esip gürleme yerini, almasına aldınız ama "Daha fazla yaptırım gelebilir. Açıkçası S-400'lerin operasyonel hale getirilmemesini istiyoruz, amacımız bu" (ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo) tehdidine bıraktı. Tehditlerin yanı sıra Türkiye’ye ne kadar önem verdiklerini, stratejik ortak olduklarını daha sık açıklamaya başladılar. Amerikan emperyalizmi için ABD-Türkiye ilişkileri “çok katmanlı ve F 35 ortaklığının ötesine uzanıyor” (Pentagon), Nato için “Türkiye,... S-400’lerden çok daha fazladır” (NATO Genel Sekreteri).

27 Haziran 2019 Perşembe

KAPİTALİZM VE “ÇÖKÜŞ TEORİSİ” ÜZERİNE MARKS VE ENGELS


KAPİTALİZM VE “ÇÖKÜŞ TEORİSİ” ÜZERİNE MARKS VE ENGELS*

Kapitalizmin kendi çelişkilerinden dolayı çökeceği ve kendiliğinden çöküşü kapitalizmin bir nesnel yasallığıdır üzerine 100 yıldan bu yana, daha doğrusu Rosa Luksemburg’un “Sermaye Birikimi” kitabından bu yana çok yazılıp çizilmiştir. Bu yazıda bu konuda kimin ne dediğini ele almayacağım**. Şu kadarını belirteyim. Kendiliğinden çöküş bir “çöküş teorisi” seviyesine çekildi ve bu teori de Marks’a dayandırıldı. “Çöküş teorisi”ni savunanları iki ana gruba ayırmak gerekir. Bunlardan birisi sorunu R. Luksemburg’un anlayışına dayanarak, bu bağlamda Marks’ın Kapital’inde sermaye birikimi analizini eleştirenlerden oluşmaktadır. Komünistlerden (R. Luksemburg) “Konsey Komünizmi”ni savunan anarşistlere, troçkistlere varana kadar geniş bir yelpaze oluşturur bu grupta yer alanlar. İkincisi ise I. Wallerstein gibi kapitalizmin kaç sene sonra çökeceğini hesap edenlerden, çökmeyince de sürekli tarih değiştirenlerden ve ilkinden daha geniş, “radikal” ve geçmişin özlemiyle yaşayan sayısı grupçuklardan oluşur.

20 Haziran 2019 Perşembe

GÜNCEL KRİZ TEORİLERİ (III)



MARKS, ENGELS, LENİN, STALİN - EKONOMİK KRİZ

GÜNCEL KRİZ TEORİLERİ (III)

MARKSİST KRİZ TEORİSİ


2-Kriz çevriminin ne öldüren ne de onduran veya da gelmeyen tam 
   çöküntü” veyükseliş aşaması - özel tipte durgunluk ve dünya        
   ekonomisi

Ekonomik krizin periyodik olarak patlak vermesi, kapitalizme özgü bir yasallıktır. Bu, üretimin toplumsal oluşu ve ona özel el koyuş arasındaki çelişkiye dayanır. Bu gerçekliğin, yasallığın tartışılacak bir yanı yoktur.

13 Haziran 2019 Perşembe

MARKS, ENGELS, LENİN, STALİN - EKONOMİK KRİZ



GÜNCEL KRİZ TEORİLERİ (III)*

MARKSİST KRİZ TEORİSİ

Marksizmi, sonra da Marksizm-Leninizmi etkisizleştirmek, içini boşaltmak, işçi sınıfının ideolojik silahı olmaktan çıkartmak için emperyalist burjuvazi, ideologlar, salt bu konuyla uğraşan “bilim” insanları; kısaca “Marksologlar” yetiştirmiştir, enstitüler açmıştır. Bu da yetmemiş, Marksizmden kopan, onu çarpıtan, revize eden revizyonist ve oportünistler de kendi açılarından saldırılarını sürdürmüşler ve sürdürmekteler. Uluslararası komünist hareket bu saldırılardan etkilenmiştir. Ama en çok etkilendiği konu, ekonomik kriz (fazla üretim krizi, aşırı üretim krizi) olmuştur. Burjuva kavramların en çok kullanıldığı alandır kriz. Ekonomik kriz, burjuva kriz teorilerinden esinlenilerek açıklanıyor; kriz nedenleri dendiğinde burjuvazinin söylediğinin pek ötesine geçilmiyor.

5 Haziran 2019 Çarşamba

D. PERİNÇEK’İN ÇİN ve M. PAMUKOĞLU’NUN “KARMA EKONOMİ” AŞKI BİR KARA SEVDADIR!



MEVCUT SİSTEMİN; FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜN ALTERNATİFİ “İŞÇİ VE 

ÇİFTÇİDEN SANAYİCİ VE TÜCCARA KADAR BÜTÜN ÜRETİCİ SINIFLARI 

BİRLEŞTİREN BİR HÜKÜMET” DEĞİLDİR. 

 

ALTERNATİF, DEMOKRATİK DEVRİMDE HALK CUMHURİYETLERİ 

BİRLİĞİ, İŞÇİ-EMEKÇİ MECLİSLERİ İKTİDARI VE SOSYALİZMDE DE 

PROLETARYA DİKTATÖRLÜĞÜDÜR!

D. Perinçek ve M. Pamukoğlu’nun ekonomi konusunda söyledikleri çelişkili, anlaşılmaz, demagojiktir. Yine de bu yazarları yanlış anladığımızı, her şeye rağmen iyi niyetli olduklarını, sermayeyi düşünürken “üretici”yi de düşündüklerini; nihayetinde ürünlerin sermaye ve “üretici” arasında “adaletli” bir paylaşımından başka bir şey istemediklerini varsayalım.

3 Haziran 2019 Pazartesi

PERİNÇEK, PAMUKOĞLU - HAYAL VE GERÇEKLER


PERİNÇEK, PAMUKOĞLU - HAYAL VE GERÇEKLER

M. PAMUKOĞLU’NUN HAYAL DÜNYASI VE GERÇEKLER!

M. Pamukoğlu, ekonominin nasıl örgütleneceğini, D. Perinçek gibi “Vatan, Millet, Sakarya” anlayışıyla geçiştirmiyor. Açık konuşuyor. Yazının bu kısmında Mustafa Pamukoğlu’nun komando ekonomi anlayışını, kapitalizmde nesnel ekonomik yasaların hareket diyalektiğini ve sosyalist ekonomide planlamanın sonuçlarını ele alacağız. Yani kapitalizmde ve sosyalizmde ekonominin neye göre örgütlendiğini kısaca anlatacağız.

1 Haziran 2019 Cumartesi

FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜN AKIL HOCALIĞINA SOYUNANLAR!


FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜN AKIL HOCALIĞINA SOYUNANLAR!

ÇİN EMPERYALİZMİNE UŞAKLIK!


7 Mayıs 2019 tarihli “Doğu Perinçek ve Şürekasından Yeni Bir Hikaye - “Üretim Ekonomisi”!” başlıklı makalenin sonunda aşağıdaki not yer alıyordu.

21 Mayıs 2019 Salı

ALMAN EMPERYALİZMİ VE AVRUPA BİRLİĞİ


ALMAN EMPERYALİZMİ VE AVRUPA BİRLİĞİ

(ALMAN EMPERYALİZMİ AÇISINDAN AVRUPA BİRLİĞİ‘NİN ÖNEMİ)


28 ülkeden milyonlarca Avrupa Birliği vatandaşı seçmen, 23-26 Mayıs 2019’da 9. kez Avrupa Parlamentosu’nu seçmek için oy kullanacak.
AB ülkelerinde seçim çalışması yapan burjuva partilerin -Alman basınını örnek alıyoruz- propagandasına inanacak olursak her şey güllük gülistanlık içinde; AB’de, yani Avrupa’da özgürlük, barış hakim, sosyal adalet uygulanıyor, insanların iş, konut sorunu yok vb. Burjuva partiler bu propagandayı AB’nin yaşanmakta olan krizlerine rağmen yapabiliyorlar. Yılan hikayesine dönen Brexit burjuva propaganda için önemli değil! AB içinde birbirinin gözünü oyarcasına karşılıklı rekabet eden emperyalist ülkelerin bu hal ve gidişi pek önemli değil! AB ülkelerinde grevler, protestolar, “sarı yelekliler” hareketi önemli değil! AB’nin gerici göçmen politikası, yoğunlaştırılan askerileşme adımları hiç önemli değil! Seçim propagandasının amacı açık: Her bir parti, AB’yi daha iyi, daha sosyal, daha demokratik yapmak istiyor!

DER DEUTSCHE IMPERIALISMUS UND DIE EUROPÄISCHE UNION


DER DEUTSCHE IMPERIALISMUS UND DIE EUROPÄISCHE UNION

(DIE BEDEUTUNG DER EU AUS SICHT DES DEUTSCHEN IMPERIALISMUS)

Aus 28 Ländern werden EU-Bürgerinnen und Bürger zwischen dem 23.-26. Mai 2019 für die Wahl des Europäischen Parlaments ihre Stimmen abgeben.
Wenn wir an die Propaganda von Wahlkampf führender, bürgerlicher Parteien - wir nehmen die deutsche Presse als Beispiel - in EU-Ländern Glauben schenken würden, so wäre alles in Ordnung: in der EU, das heißt in Europa, herrscht Freiheit, Frieden; die soziale Gerechtigkeit wird praktiziert; die Menschen haben keine Sorgen um Wohnung, Arbeit usw. Die bürgerlichen Parteien sind politisch und moralisch in der Lage, trotz der Krisen, in denen die EU sich befindet, Propaganda zu machen. Eine endlose Geschichte gewordener Brexit ist für die bürgerliche Propaganda unwichtig! Die immer schärfer werdende Konkurrenz zwischen den imperialistischen EU-Ländern ist unwichtig! Streiks, Proteste, “Gelbe-Westen-Bewegung“ in den EU-Ländern sind unwichtig! Die reaktionäre Immigrationspolitik und konzentrierten Militarisierungsschritte spielen gar keine Rolle! Das Ziel der Wahlpropaganda ist klar: Jede Partei will die EU noch besser, noch sozialer, noch demokratischer machen!
Nach der Propaganda der Parteien des deutschen Monopolkapitals ist die EU eine Alternative gegen die faschistischen, nationalistischen, reaktionären Parteien; die EU ist die Ordnung, in der die Forderungen der Menschen nach Demokratie, Freiheit und Gerechtigkeit verwirklicht werden können. Die bürgerlichen Parteien, besonders die des Monopolkapitals, das im Europäischen Parlament das Sagen hat, predigen, dass es in der EU, die eine imperialistische Allianz ist, Freiheit und Demokratie zu verwirklichen gilt.

7 Mayıs 2019 Salı

DOĞU PERİNÇEK VE ŞÜREKASINDAN YENİ BİR HİKAYE; “ÜRETİM EKONOMİSİ”!



DOĞU PERİNÇEK VE ŞÜREKASINDAN YENİ BİR HİKAYE

“ÜRETİM EKONOMİSİ”!


Son dönemlerde farklı çevreler “üretim ekonomisi” talep eder oldular. Sanayi odalarından, gazetelerden “Vatan Partisi”ne varana dek geniş bir yelpazede “üretim ekonomisi” talep ediliyor. Öyle ki, “üretim ekonomisi kongresi” bile düzenleniyor. Gördüğüm kadarıyla bu ekonominin en yaman savunucuları, Aydınlık-Doğu Perinçek çevresidir. Bu geniş yelpazede yer alan diğerleriyle karşılaştırıldığında D. Perinçek ve çevresinin “üretim ekonomisi”nden neyi anladıklarını açıklıyor olmalardır. Yani Aydınlık’ta çıkan yazılara ve D. Perinçek’in açıklamalarına baktığımızda a) “üretim ekonomisi”nden neyi anlamamız gerektiğini ve b) bu çevrenin “üretim ekonomisi” anlayışlarını hangi sınıfsal tabana oturttuklarını ve bu bağlamada da neyin savunucusu olduklarını yeteri açıklıkta görüyor ve anlıyoruz. Bu nedenle, “üretim ekonomisi” konusunda bu çevrenin savunduğu anlayışı, bu makalede esas alacağız.
Önce, söylenenleri, “fikir” olarak ileri sürülenleri, “üretim ekonomisi”nin ideolojik ve sınıfsal karakterine zemin teşkil eden anlayışları buraya aktaralım. Uzun olacak, ama anlayışla karşılanacağını umuyorum.

6 Mayıs 2019 Pazartesi

TÜRKİYE'DE KAPİTALİZMİN GELİŞMESİ, IV. KİTAP


 
KİTAP TANITIMI

TÜRKİYE'DE KAPİTALİZMİN GELİŞMESİ 
(İÇ PAZARIN OLUŞMA SÜRECİ)

TÜRKİYE DEVRİMİNİN DİYALEKTİĞİ
 
IV. KİTAP





17 Nisan 2019 Çarşamba

“REFORM PAKETİ” VE EKONOMİK KRİZ


REFORM PAKETİ” VE EKONOMİK KRİZ

Yaşanmakta olan ekonomik kriz üzerine (ALÇAK, ÇUKUR, SEÇİM, EKONOMİK KRİZ!) yazının son kısmına geçmeden önce açıklanan reform paketinin ne olup olmadığına bakalım.
10 Martta “Yeni Ekonomi Programı” çerçevesinde "Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019", Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklandı. "4,5 yıl sürecek" “reform paketi”nin ilk sırasında mali sektöre ilişkin düzenlemeler yer alıyor. Tarım, ihracat, turizm, yeni vergi sistemi, bireysel emeklilik ve kıdem tazminatı konuları da söz konusu pakette önemli yer tutuyorlar.

10 Nisan 2019 Çarşamba

ALÇAK, ÇUKUR, SEÇİM, EKONOMİK KRİZ!



ALÇAK, ÇUKUR, SEÇİM, EKONOMİK KRİZ!

Alçak, izafidir; bir alçak vardır, bir de alçağın alçağı, yani en alçak. En alçak yanında alçak, biraz “masum” kalır; en alçağa göre daha “az” alçaktır. Çukur kavramının söz konusu olduğu yerde izafilik yoktur; bir çukur, bir de en çukur yok. Çukur, çukurdur.

18 Mart 2019 Pazartesi

Bir Söyleşi; Sovyetler Birliği'nde 'kuyruk'...


Sovyetler Birliği'nde 'kuyruk': 
 
Kolhozda hasta, pazarda hazır!

'Tanzim kuyrukları' tarihsel bir tartışmayı yeniden gündeme getirdi: Kuyruklar sosyalizme mahsus mudur? Konunun hemen "Sovyetler Birliği'ndeki gıda kuyrukları"na ulaşmasında şüphesiz rejimin son döneminde bu ülkeden gelen görüntülerin toplumsal hafızadaki yerini popüler sağ siyasetin sonuna kadar kullanmasının etkisi büyük. Peki gerçekten Sovyetler Birliği'nde insanlar neden kuyruklara girmişti? İbrahim Okçuoğlu'na sorduk...

12 Mart 2019 Salı

TİFLİS’TE BOLŞEVİKLERİN - STALİN’İN İZİNDEN...



TİFLİS’TE BOLŞEVİKLERİN - STALİN’İN İZİNDEN...

Aslında Ekim Devriminde geriye ne kaldı diye sormak daha doğru olurdu. Ama bu sefer de Gürcistan’da, en azından Tiflis’te Ekim Devriminin izini sürecek derecede tarih bilgisine sahip olmak gerekirdi. Biz de bunu birkaç güne sığdıracak durumda olmadığımızdan dolayı sorunu “illegal matbaa”yı ziyaret etmekle sınırlandırdık.

7 Mart 2019 Perşembe

STALİN - BURJUVAZİNİN ANILMASINDAN BİLE KORKTUĞU DÜNYA PROLETARYASININ ÖNDERİ



STALİN - BURJUVAZİNİN ANILMASINDAN BİLE KORKTUĞU DÜNYA 

PROLETARYASININ ÖNDERİ

GORİ’DE ANMA İZLENİMLERİ

Daha önce Rusya izlenimlerinden farklı bir durumla karşılaşmayacağımızı tahmin ediyorduk. Ama sözüm ona örgütlü Gürcü güçlerin durumu ve Stalin‘i sahiplenmeleri bizi oldukça şaşırttı.
Birbirinden bağımsız anmalar yapıldı.

5 Mart 2019 Salı

UNUTTURAMADINIZ, UNUTTURAMAYACAKSINIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ!


UNUTTURAMADINIZ, UNUTTURAMAYACAKSINIZ,

UNUTTURMAYACAĞIZ!


ÖLDÜREMEDİNİZ, ÖLDÜREMEYECEKSİNİZ, ÖLDÜRTMEYECEĞİZ!


Bir grup arkadaş Stalin‘in 66. ölüm yılında doğduğu köydeki müzeyi ziyaret ettik. Edindiğimiz izlenimleri paylaşacağız. Ama önce birkaç görsel paylaşalım.

25 Şubat 2019 Pazartesi

LENİN’İN “VASİYETNAMESİ" VE “HERGELE” TROÇKİ



LENİN’İN “VASİYETNAMESİ” ÜZERİNE DEDİKODUNUN MİMARI 

“HERGELE” TROÇKİ’DİR


Ekim “devrimin büyük önderi”,“Rus devriminin gerçek lideri”, Lenin'in “kanka”sı, hem “Marksist” hem “Leninist” hem de “Bolşevik” Troçki, sürekli devrimci, Ekim Devriminin “özü, çehresi, ruhu”, “Robespierr”i, “birinci önderi”, “mimarı”, Troçki, “Mont Blanc'ın aydınlatan zirvesi”, Batı burjuvazisinin “Kızıl Napolyon”u, “Avrupa demokrasisinin şövalyesi” Troçki, “Bolşevik-Leninist”, “esin kaynağı” Troçki',
Lenin'in deyimiyle Rus devriminin “hergele”sinden başka bir şey değildi.