deneme

22 Aralık 2022 Perşembe

SOSYALİZMDE ÜCRET FARKLILIĞI KAÇINILMAZDIR, BİR YASALLIKTIR!

 

SOSYALİZMDE ÜCRET FARKLILIĞI KAÇINILMAZDIR,

BİR YASALLIKTIR!


MARKSİST-LENİNİST POLİTİK EKONOMİNİN SORUNLARI (III)

6 Nisan 2022'de yayımlanan makalede Marksist-Leninist Politik Ekonominin Sorunları (I) çerçevesinde Yaşam Koşulları Yok Edilen Dünya-Enerji Bağlamında Yapısal Krizi ele almıştık.

15 Aralık 2022 Perşembe

İDEOLOJİ TACİRLERİ, HAYAL PAZARLAMACILARI

 

 İDEOLOJİ TACİRLERİ,

HAYAL PAZARLAMACILARI

İdeoloji tüccarlığı, hayal pazarlamacılığı nasıl yapılır, insanlığın geleceği daha bugünden nasıl satılır (tabii ideolojik olarak) diye sorarsanız bunun cevabını her yerde bulamazsınız. Bu türden anlayışların pazarlandığı özel borsalar var, o “siyaset” borsalarına bakmanız gerekir. Buralar bugünle; toplumsal gelişmenin mevcut haliyle gelecek arasında ilişki kuran platformlardır. Geleceğe nasıl varılacağı, bunun için nelerin yapılması gerektiği konusunda bolca verilere ulaşabilirsiniz. Ancak, bizzat bugün ben ne yapıyorum sorusuna asla bir cevap bulamazsınız. Bizzat yapmak, örneğin, geleceği bizzat örgütlemek, yani gelecekteki toplumu gerçekleştiren özne olmak onların işi değildir. Bu mücadelede kendilerine düşen payın “akıl” vermekten ibaret olduğuna inanırlar. Verdikleri “aklı” gerçekleştirmek zorunda olanlar başkalarıdır. O “başkaları”yla da bunların bir ilişkisi yoktur.

8 Aralık 2022 Perşembe

KARŞI DEVRİM CEPHESİNDE “VİZYON” YARIŞI

 

KARŞI DEVRİM CEPHESİNDE “VİZYON” YARIŞI

Nihayet 3 Aralık gelip çattı. Kılıçdaroğlu, 85 milyonun geleceğini nasıl kurtaracağını açıklamaya başladı. Her şeyi ‘kökten değiştirmeye’ yemin edip etmediğini bilmiyoruz ama kesin kes kararlıydı: “Bugün burada halkımızdan ne için oy isteyeceğimizi öğreneceksiniz. Yeni bir düzene, yeni bir siyaset kültürüne oy isteyeceksiniz. Bu yeni sistemi bugün açıklıyorum. Bugün dinleyeceğiniz sadece bir krizden çıkma programı olmayacak. Asıl zor olan ülkenin yeniden yapısal bir krize girmesini kalıcı olarak engellemek. Şimdi derin bir krizin içindeyiz. Halkımız ekonomik ve sosyal olarak dayanılmaz acılar çekti. Yönetim anlayışımızı kökten değiştirmeliyiz. Yeni bir tek adam aramıyoruz. Türkiye Cumhuriyetin ikinci yüzyılında bir daha artık böyle acımasız dönemler yaşamayacak. Kurumları yeniden inşa edilmiş, sistemi yasal çerçeveye oturtulmuş bir Türkiye’yi inşa edeceğiz.”