deneme

28 Haziran 2020 Pazar

İSLAM EKONOMİSİ - İSLAM SÖMÜRÜSÜ




İSLAM EKONOMİSİ - İSLAM SÖMÜRÜSÜ

Hem inancına göre yaşamak hem de sermayeye tabi olmak!

Kul hakkı yemenin en dehşetli şekli fâiz alıp vermektir.
Cenâb-ı Hak, bu şekilde haksızlık yapanlara elim bir azap hazırlamıştır. (Bkz. en-Nisâ, 161.) Bilhassa fâiz yiyenler Allâh’a ve Resûlü’ne karşı harp îlân etmiş olurlar ve Kıyâmet günü kabirlerinden şeytan çarpmış kimse gibi kalkarlar.
Fâiz alanlar, zâhiren çok kazandıklarını zannetseler de,
Allah Teâlâ fâizli kazançların bereketini giderir ve fâizi mahveder;
helâl yollarla yapılan ticâreti ise bereketlendirir.
Fâiz yiyen günahkâr kulları da hiç sevmez. (Bkz. el-Bakara, 275-279, er-Rûm, 39.)

Ey îmân edenler! Karşılıklı rızâya dayanan ticâret hâli müstesnâ,
mallarınızı bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda yemeyin…” (en-Nisâ, 29)

22 Haziran 2020 Pazartesi

“PENÇE-KARTAL” VE “PENÇE-KAPLAN” OPERASYONLARI KALICI İŞGALİN SON HAZIRLIĞIDIR



PENÇE-KARTAL” VE “PENÇE-KAPLAN” OPERASYONLARI
KALICI İŞGALİN SON HAZIRLIĞIDIR

Cumhuriyetin kurulmasından bu yana Türk devleti/burjuvazisi Kürt ulusunu inkar ve imha niyetinden ve eyleminden vaz geçmemiştir. Cumhuriyet dönemindeki isyanları kanla, toplu katliamlarla bastırmasını, çok sonraları PKK önderliğinde Kürt Ulusal Kurtuluş mücadelesini ezmeye dönüşerek devam etmiştir. Gelinen yerde Kuzey Kürdistan’da bu mücadele onca mezalime, katliama rağmen bastırılamamıştır. Faşist diktatörlüğün Rojava’ya düzenlediği üç harekat sonucunda Bir kısım Rojava topraklarının doğrudan işgal edilmesi, Rojava devriminin darbe alması Batı Kürdistan’da özgürlük mücadelesini engelleyememiştir.
Şimdi devlet, “Pençe-Kartal” ve “Pençe-Kaplan” operasyonlarıyla ulusal güvenlik adı altında Güney Kürdistan’da kalıcı işgalin adımlarını atıyor.
Faşist diktatörlük, Güneyde Misak-i Milli sınırlarını çiziyor.


11 Haziran 2020 Perşembe

“SOSYAL DEVLET” Mİ, DEVLET Mİ?



SOSYAL DEVLET” Mİ, DEVLET Mİ?

EKONOMİK KRİZ VE KOVİD-19 SÜRECİNDE 
 
SERMAYE VE DEVLETİN ÇELİŞKİLİ HALLERİ

Son dönemlerde Kovid-19’un ve ekonomik krizin etkisinden dolayı “sosyal devlet” özlemi çekenler neoliberalizme alternatif olarak gördükleri keynesçiliği dillendirmeye başladılar. Bu türden talepler hemen her kriz döneminde dile getirilir. İşin özünde birtakım sorunların çözümünde özel sermaye yerine kamunun söz sahibi olmasının istenmesidir. Kamu denince de akla gelen devlettir. Ama herhangi bir devlet değil, “sosyal devlet”tir. Bu yazıda “sosyal devlet”in ne olduğunu araştırmayacağız, bu bizi 19. yüzyıla, Bismarck’a kadar götürür. Bunun yerine neye muktedir olup olmadığını bakacağız.