deneme

9 Mart 2011 Çarşamba

ARAP ÜLKELERİNDE HALK AYAKLANMALARI - “BÜYÜK ORTADOĞU”NUN EMPERYALİST JEOPOLİTİKADAKİ YERİ VE EMPERYALİST ÜLKELER ARASI ÇELİŞKİLER


Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki gelişmeler birbirini kovalıyor. Tunus'ta Zeynel Abidin Bin Ali diktatörü devrildi, ama diktatörlüğü yerinde duruyor. Mısır'da Hüsnü Mübarek diktatörü devrildi, ama diktatörlüğü yerinde duruyor. Sırada diğerleri var: Fas, Cezayir, Libya, Cibuti, Yemen, Umman, Bahreyn, Kuveyt, Irak, İran, Ürdün, Suriye kaynıyor. İnsanlık tarihi ilk kez, farklı ülkelerden halk yığınlarının adeta eş zamanlı ayaklanmalarına şahit oluyor. 17 Aralık 2010'da işsiz akademisyen Muhammed Buzizi'nin (Tunus) kendini yakması bütün bölgeyi tutuşturan kıvılcım oldu. 17 Aralık 2010'dan günümüze kadar bölgenin bazen şu ülkesinde bazen bu ülkesinde önplana çıksa da kitlesel eylemler sürekliliğini ve yoğunluğunu korudu.

Tunus ve Mısır'daki ayaklanmaları bazen eş zamanlı olarak Cezayir'de, Yemen'de, İran'da, Ürdün'de, Fas'ta, Kuveyt'te, Bahreyn'de kitlesel protestolar izledi. Şimdi en şiddetli ve kanlı protestoların gündemde olduğu ülke Libya.

Cezayir, hammaddelerinin hemen hepsini AB'ye satmaktadır; özellikle Fransız emperyalizminin işbirlikçisi olan Cezayir rejimi, göstericilere karşı kullandığı şiddetten dolayı emperyalist efendileri tarafından da eleştirilmekte ve „zor kullanmaktan vazgeçmeye“ çağrılmaktadır.