deneme

31 Ağustos 2000 Perşembe

PRAG’A DOĞRU!


 
IMF emperyalizm demektir. Dünya Bankası(DB) emperyalizm demektir. IMF, DB, emperyalist sermaye demektir. IMF, DB, küreselleşmenin, yani sermayenin uluslararasılaşmasının doğrudan araçlarıdır. BM’e bağlı kurumlar olarak IMF ve DB, bütün üye ülkelerin değil, sadece ve sadece önde gelen emperyalist ülkelerin çıkarlarının uluslar arası avukatlarıdır.
Dünya sermayesinin/burjuvazisinin yaklaşık 20 bin temsilcisi IMF-DB zirvesine katılmak için Prag’a gelecek. Prag’da emperyalist/uluslar arası sermaye, 55. yıl toplantısını yapacak. Orta ve Doğu Avrupa’da bu türden toplantıların ilki Prag’da yapılacak.
Emperyalist sermayenin temsilcileri bu toplantıda dünya ekonomisinin liberalleştirilmesi üzerine taslaklar sunacaklar, önerilerde bulunacaklar, belli bir liberalleştirme şeması üzerine tartışacaklar. Yani kredi ve yapısal uyumluluğun koşullarını yeniden belirleyecekler. IMF ve DB, “dünya sorunları”nın çözümünün yegane yolunun liberalleşme olduğunu iddia ediyorlar. Bu anlamda liberalleşme ve küreselleşme, eş anlamlı olarak kullanılıyor; hedef, sermayenin uluslar arası arenadaki hareketi önünde bütün engellerin kaldırılmasıdır. Prag’da bu konu ele alınacak.
IMF ve DB, yapısal uyumluluk programları çerçevesinde “gelişen” ülkelere, emperyalizme bağımlı ülkelere verilecek kredileri daha sıkı kontrol altına almayı ve koşullarını kapsamlaştırmayı hedefliyorlar. Alınacak tedbirler, sermayenin konumunu güçlendirmeye hizmet ederken, milyonlarca insanın sefaletine neden olacaktır/olmaktadır. Kredi alacak olan ülkeler, kamu harcamalarını; eğitim, sağlık vs. kısmak zorunda kalacaklar. Dayatılan koşullar, yaşam koşullarını zorlaştırmaya, üretimi kısmaya, işsizliği artırmaya açıktır. Bu koşullar, emekçi yığınların örgütsüzlüğünü, sendikaların işlevsizleştirilmesini de gündeme getiriyor. Dayatılan koşullar, tarımı da yıkıma uğratıyor.
IMF ve DB, uyumluluk programları çerçevesinde kredi alan ülkelerin neyi ne kadar üreteceğini de belirlemeyi hedefliyorlar.
4 milyardan fazla insanın günlük geliri 2 dolardan daha az. Yaklaşık 17 milyon çocuk, iyi edilebilir hastalıklardan dolayı her yıl ölüyor. Güney yarım kürenin; “fakir ülkelerin”, nüfusunun üçte biri 40 yaşına ulaşamıyor. Ailelerinin geçimini sağlamak için dünya çapında çalışan çocuk sayısı, yaklaşık 250 milyon. ABD’de 30 milyon insan, yeterli beslenemiyor. AB’de 30 milyon insan yoksulluk içinde, 5 milyon insanın ise konutu yok.
Bütün bunların sorumlusu/nedeni olarak “yetersiz” liberalleşme gösteriliyor! Oysa bunların; bu talanın, yoksulluğun, sefaletin, işsizliğin vs. yegane nedeni/sorumlusu sermayedir. Sorumlu ve yargılanması gereken kapitalist sistemdir. Bu sistem yıkılmadan, bu sorunlardan; sömürüden ve talandan kurtulmanın da olanağı yoktur. Bu nedenle, IMF ve DB’nın amaçlarını sadece görmek yetmiyor. Esas olan, mücadeledir.
Emperyalist burjuvazi, Seattle’den, Washington’dan ve Davos’tan dersler çıkardı. Prag toplantısını amacına ulaştırmak için hazırlanıyor. Bu zirve, emperyalist burjuvazinin bir gövde gösterisidir. Buna cevap verilmelidir ve “Seattle”ller çoğaltılmalıdır. “Karşıt güçler”in dünya çapındaki hazırlıkları da bu yöndedir.  İnisiyatif grupları, gençlik örgütleri, sendikalar, devrimci partiler, tek tek bireyler, hangi siyasi görüşten olursa olsun antiemperyalistler, Prag’da ”eylem haftası” (21-28 Eylül) ve “eylem günü” (28 Eylül) örgütlemek için hummalı bir çalışma içindeler. Avrupa’nın her yerinden, bütün dünyadan en geniş katılımın sağlanması için uğraşı ve yaratıcılık kapsamlı.
Ama emperyalist burjuvazinin bu zirvesini protesto etmek için mutlaka Prag’a gitmek gerekmez. Bu toplantı bulunduğumuz her yerde protesto edilmelidir. Ülkemizde sendikalar, demokratik kuruluşlar, antiemperyalistler; gençlik ve emekçi yığınlar, IMF ve DB’nı protesto etmek için ortak hareket etmelidirler. İstanbul’daki, Atina’daki, Tokyo’daki protestoların Prag’dakinden farkı yoktur. Sermaye, enternasyonaldir ve ona enternasyonal alanda cevap verilmelidir.