deneme

22 Ekim 2017 Pazar

SSCB - KADIN DEVRİMİ ÜLKESİ


SSCB - KADIN DEVRİMİ ÜLKESİ

TEMEL GÖSTERGELER

(100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ)

7. Makale


Kadının toplumda eşit haklara sahip olmaması bütün dünyada ilerici insanların tepkisine neden olmuştur. Yüzyıllardan beri devam eden bu mücadelenin çeşitli dönemlerinde çeşitli teoriler oluşturulmuş ve bu teorilerin yaşama uygulanmasıyla “kadın sorunu”nun çözüleceği iddia edilmiştir. Ne var ki, tarihsel gelişme, kadın sorununun çeşitli teorilere göre çözülmediğini ve çözülemeyeceğini de göstermiştir. Nihayetinde bu teorileri oluşturanların teorik ve politik ufku burjuva ideolojisiyle sınırlıydı ve kadın sorununun esasını oluşturan eşitsizliğin sınıfsal karakterini görmüyordu. Görmüş olsalardı, kadının özgürlüğünü talep etmezlerdi, çünkü kadının gerçek özgürlüğü emekçi yığınların kapitalist sömürüden, boyunduruktan kurtulması olmaksızın mümkün değildir. Bu durumda kadının kurtuluşu için çeşitli teoriler oluşturan burjuva unsurlar, savundukları sistemin yıkılması pahasına kadının özgürlüğünü savunmuş olurlardı.

Bu soruna sadece Marksizm-Leninizm doğru teorik ve pratik çözüm getirmiştir. Nihayetinde bu bir devrim sorunudur (kapitalizm koşullarında birtakım hakların ve özgürlüklerin elde edilmesi için mücadeleden bahsetmiyorum) ve devrimde kadın sorununun nasıl ele alındığını da Ekim Devrimi ve sonrasında sosyalizmin inşa sürecinde görmekteyiz.

Bolşevik Parti, Ekim Devrimi öncesinde ve sonrasında kadının kurtuluşunun tek doğru yolunun nasıl olabileceğini göstermiştir; işçi sınıfı ile ortak; toplumsal kurtuluş için mücadele. Bu nedenle Bolşevik Parti, kadının toplumsal kurtuluşunu, toplumsal konumunu kapitalizme karşı ve aynı zamanda sosyalizmin inşası için mücadelenin kısmi sorunu; onun bir parçası olarak görmüştür. Bolşevik Partinin kadın sorununa yaklaşımını Kürt Özgürlük Hareket erken ve doğru anlamıştır. Kürt Özgürlük Hareketinin kandın sorununa verdiği önemi pratikte de görmekteyiz. Ama buna rağmen, kadın sorununu hiçbir zaman Kürt ulusal sorununun kısmi sorunu olduğunun ötesinde anlamamıştır; Kürt kadınının kurtuluşunu Kürt ulusunun kurtuluşunun bir parçası olarak görmüştür.
Kadın sorununun Bolşevik Partinin devrim öncesinde -kapitalizme karşı mücadele- ve devrim sonrasında -sosyalizmin inşası için mücadele- teorisinde ve pratiğinde bütünün -sınıf mücadelesinin- kendisi olmamıştır; ne kadar önemli olursa olsun o bütünün bir parçası olmuştur.

Bolşevik Parti, önderleri Lenin ve Stalin, kadının kapitalist topluda veya da sömürüye dayanan toplumlarda baskı altında tutulmasının; boyunduruk altına alınmasının doğrudan bir sistem sorunu olduğunu ve bundan yegane kurtuluşun da o sistemi yıkmaktan geçtiğini sürekli açıklamışlardır. Bu anlamda burjuva feminist hareketin yaydığı, temel toplumsal değişim olmaksızın; bunun için mücadele yapılmaksızın kadınlar eşit haklara sahip olabilirler hayalini sürekli teşhir etmişlerdir.
Rusya'nın emekçi kadınları proleter devrimin zaferi için işçi sınıfıyla birlikte ve onun bir parçası olarak mücadele etmiş ve zaferin sonucunda da tam eşitliği elde etmişlerdir.

Ekim Devrimi, emekçi kadınlar için erkeklerle tam siyasi ve ekonomik eşitliği sağlamıştır. Bu, sadece söylemde kalan bir eşitlik değildi; Sovyet iktidarı kuruluşunun daha ilk günlerinden itibaren işçi kadınları ve emekçi köylü kadınları, toplumsal ve ekonomik yaşamın örgütlenmesine aktif katılıma çekmiştir; onları toplumsal verimli, sosyalist çalışmaya aktif katmıştır.

Bolşevik Parti, kadınları devlet işlerine çekmek ve onların siyasi eğitimi için devasa faaliyetler örgütlemiş ve yürütmüştür.

Kadın sorununda Bolşevik Partinin politikasının gerçekleştirilmesi, devlet, toplumsal, ekonomi ve kültürel yaşamın her alanında kadın ve erkek eşitliğini sağlamıştır.
Bu gerçeklik veya SSCB'de sosyalizmin inkar edilemez başarıları nihayetinde Sovyet Anayasasında da yerini almıştır. Anayasanın 122. maddesi şöyle der: “SSCB'de kadın ekonomik, devletsel, kültürel, toplumsal ve siyasi yaşamın bütün alanlarında erkeğin sahip olduğu haklara sahiptir” (SSCB Anayasası, s. 44, 1947).
Erkek için olduğu gibi kadın içinde çalışma, dinlenme, eşit ücret, eğitim, yaşlılıkta maddi bakım hakkı garanti atına alınmıştır.

Sovyet kadını için bütün eğitim dalları ve bütün meslekler açıktı; mühendis, agronom, makinist, pilot, eğitmen, yönetici, fabrika müdürü, bakan vs. olmak Sovyet kadını için normaldi. Toplumsal örgütlerin faaliyetine Sovyet kadınları oldukça aktif katılmışlardır; sendikaların yüz binlerce aktivist kadınları vardı. Çok sayıda kadın, sendikaların, gençlik örgütlerinin, kooperatiflerin ve başkaca örgütlerin sorumlu fonksiyonlarını üstlenmişlerdi.

Sovyet emekçi kadınlar ekonomide çok önemli bir rol oynamışlardır; önemli görevler üstlenmişlerdir. Aşağıda bunu göstereceğiz, ama burada şu kadarını söyleyelim: Milyonlarca işçi kadın Sovyet sanayisinin ve tarımının en iyi işçileri durumuna geldiler. Yüksek eğitim almış uzmanların yarıdan çoğunu kadınlar oluşturmuştur. Öyle ki, bazı doktorluk, pedagog gibi özgün mesleklerde kadınlar toplamın ezici bir çoğunluğunu oluşturmuşlardı.

Partinin teşviki sonucunda kadınlar devlet yönetimine aktif katıldılar. Örneğin 1922'de ilk Sovyet Kongresinde Merkezi Yürütme Komitesine seçilen üyeler arasında beş kadın vardı; 1937'de ise SSCB Yüksek Sovyeti'ne seçilen temsilciler arasında kadınların sayısı 17 idi. 1946'da Yüksek Sovyet'e seçilen kadın temsilci (vekil) sayısı 277 idi. 1950'de bu sayı 280'e çıkmıştır. 1947'de Birlik ve Otonom Cumhuriyetlerin Yüksek Sovyetleri'ne seçilen kadın vekil sayısı 1700 idi. Yaklaşık yarım milyon kadın Emekçi Vekillerinin yerel Sovyetleri'nin vekilliği görevine seçilmişlerdi.

Ekim Devriminden önce, örneğin Orta Asya'da veya İslam dinin hakim olduğu toplumlarda kadınların örtünmeden dışarı çıkmaları yasaktı. Ama devrimden sonra bu durum tamamen değişmiştir; Bolşevik Parti ve Sovyet iktidarının teşvikiyle Birlik'i oluşturan ulusal Sovyet Cumhuriyetlerinde kadınlar siyasi ve kültürel yaşamın ayrılamaz bir parçası olabilmişlerdir. Bu cumhuriyetlerde kadınlar devlet yönetimine aktif olarak katılmışlardır. Örneğin Tacik SSC'de 86 kadın, cumhuriyetin Yüksek Sovyeti'ne, 4000 kadın ise Bölge, Kent, Kaza ve Yerleşim Birimleri Sovyeti'ne seçilmişlerdir. Özbek SSC Yüksek Sovyeti'ne seçilen kadın vekil sayısı 106 idi ve 13.000'den fazla kadın ise yerel Sovyetlerin vekilleri olarak faaliyet sürdürüyorlardı. Diğer cumhuriyetlerde ve otonom bölgelerde de durum farklı değildi. Örneğin Çuvaş Otonom Sosyalist Sovyet Cumhuriyeti Yüksek Sovyeti başkanı bir kadındı (Soya Ananyevna Andreyeva). S. A. Andreyeva aynı zamanda Rus SFSC Yüksek Sovyeti Başkanlığı'nın da başkanıydı. Örneğin önceleri balıkçılık yapan Bahti Gul Altibayeva, Türkmen SSC'nin Balık Sanayi bakanıydı. Y. T. Gutenkava Belarus SSC'de sosyal refah bakanlığını yönetiyordu. SSCB'de çok sayıda kadının SSCB, Birlik Cumhuriyetleri ve Otonom Cumhuriyetleri bakanlıklarında bakan yardımcısı görevini yürütmekteydiler.

Sovyet iktidarının kadına, anne ve çocuğa verdiği önemi anlatmaya bile gerek yok. Burada sadece şunu belirtmek isterim. O günün dünya ve Sovyetler Birliği koşullarında oluşturulan anne ve bebeği koruma sistemiyle Sovyet kentlerinde bütün lohusaların yüzde 93'ü ve kırsal alanda da yüzde 83'ü doktor ve ebe desteği alabiliyorlardı.

Sosyalizmde kadın sorununun çözümü sosyalist inşasın ilerlemesinden; derinleşmesinden ve kapsamlaşmasından ayrı olarak ele alınamaz. Devrim olur, proletarya diktatörlüğü kurulur ve kadın sorunu çözülür diye bir anlayış saçmadır. Şüphesiz yasal olarak, kağıt üzerinde bu sorun devrimin ilk günlerinde “çözülmüş” olur. Ama kadın devriminin, kadını özgürleşmesinin buna ihtiyacı yok. Önemli olan pratikte yapılan nedir ve hangi politikalar zemininde yapılmaktadır. SSCB'de kadın sorununa bu açıdan bakmak gerekir; devrim ilerledikçe; sosyalizmin inşası ilerledikçe kadı sorunu, kadını özgürleşmesi de ilerlemiştir.
Aşağıda bazı temel göstergelerle bu ilerlemenin boyutlarını gösterelim, ölçülebilir yapalım.

TEMEL GÖSTERGELER

1-SSCB'de kadın vekil sayısı

Görevimiz, her bir emekçi kadına politikanın yolunu açmaktır (W. I. Lenin)


 
Çarlık Rusya'sında kadınların hiç seçim hakları yoktu.
SSCB'de Leninist İlke, kadınları en geniş tabanda devlet yönetimine çekmek ilkesi azimle gerçekleştirildi. Yüz binlerce kadın, emekçi vekillerin yerel Sovyetlerine seçildiler. Devlet iktidarının yüksek organlarında da kadınların sayısı giderek artmaktadır. Son seçim dönemi SSCB Yüksek Sovyeti vekilleri (temsilcileri, çn) arasında 348 kadın vardı; bu, toplam vekil sayısının yüzde 25,8'ine denk düşer.

2-Farklı ekonomi ve iş alanlarında kadınların toplam kadın işçi ve ücretli memurlara oranı

SSCB'de kadın, ekonomi, devlet, kültür ve siyasal yaşamın her alanında erkekle aynı haklara sahiptir. (SSCB Anayasası)



1897 sayımına göre Çarlık Rusya'sında ücretli çalışan kadınların yüzde 55'i kapitalistlerin, çiftlik beylerinin memurları yanında hizmetçi olarak; yüzde 25'i zengin köylülerin ve çiftlik beylerinin yanında tarım işçisi ve sadece yüzde 13'ü işletmelerde ve şantiyelerde ve ayrıca yüzde 4'ü eğitim ve sağlıkta çalışıyordu. Sovyet iktidarı, kadının bütün iktisadi dallara aktif olarak katılması için gerekli koşulları oluşturmuştur. 1956'da bütün işçi ve ücretli memur kadınların yüzde 41'i sanayide ve inşatta ve yüzde 24'ü de eğitim ve sağlıkta çalışıyordu.

3-Toplam işçi ve memurlar içinde kadın işçi ve ücretli memur sayısı (%)


Eylül 1956'da kadın işçilerin ve ücretli memurların sayısı 23,6 milyondu; bu, 1929'a göre 20,5 milyon daha fazla. İşçi ve ücretli memurların toplam sayısında kadınların oranı 1929'da yüzde 27'den 1956'da yüzde 45'e çıkmıştır.

4–Uzmanlar arasında kadınların sayısı ve payı



1 Aralık 1956'daki duruma göre ekonomide faal olan yüksek okul ve orta derece meslek okulu eğitimi almış olan uzmanlar arasında 3,8 milyon, yani yüzde 60 oranında kadın vardı. 1928'le karşılaştırıldığında kadın uzmanların payı 25 misli artmıştı.

Kadın uzmanların önemli bir bölümü mühendis-teknik ve tarım-hayvancılık-teknik eğitime sahiptir. Öyle ki, yüksek mühendislerin yüzde 28'i; teknisyenlerin yüzde 39'u; tarım uzmanlarının, zoo-teknisyenlerin, veterinerlerin ve ormancılık uzmanlarının yüzde 39'u (yüksek okul eğitimli) ve yüzde 40'ı (orta derecede meslek okul eğitimli) kadınlardan oluşmaktaydı. Doktorların yüzde 75'i, pedagogların, kültür ve aydınlanma kurumlarında çalışanların yüzde 66'sı (yüksek okul eğitimli) kadındı ve aynı konu alanlarında orta derecede meslek okulu eğitimli kadınların oranı da yüzden79'du.

5-Orta derece meslek okullarında ve yüksek okullarda öğrenciler arasında kadınların payı 

SSCB'de kadına, bilim ve kültürün kapıları ardına kadar açıldı.
 

Sosyalist toplumda kadının tam eşitliği garanti altındadır.
Teknik okullarda okuyanların yüzde 52'si; yüksek okul öğrencilerinin yüzde 51'i; master öğrencilerin yüzde 29'u; öğretmenlerin yüzde 70'i ve bilim insanlarının da yüzde 36'sından fazlası kadındı.

6-SSCB'de anne ve çocuğun korunması





SSCB'de doğumla bağlam içinde gerekli tıbbi yardım ücretsiz sağlanır. Bu tıbbi bakım için çok sayıda doğumevi, ebe istasyonları ve başkaca bakım yerleri kurulmuştur. Çarlık Rusya'sında doğum yardımı esasen özel ebelere dayanıyordu. Kırsal yerleşim yerlerinde doğumlar hemen hiç tıbbi yardım olmaksızın yapılıyordu.

İşçi veya ücretli memur olarak çalışsın bütün kadınlar, SSCB'de dört aya kadar ücretli hamilelik izni (112 takvim günü) alıyorlar; çok doğum veya normal yürümeyen doğum durumunda duruma göre uzatılıyor.

Kolhozların kadın üyeleri, tarımsal çiftlik tüzüğüne göre doğumdan bir ay önce ve bir ay sonrasında işten muaf oluyorlar.; bu iki ay için yerine getirdikleri ortalama iş biriminin yarısı kendilerine ödeniyor.

Parti ve hükümet annelere en büyük ilgiyi göstermektedir.



3 çocuklu anneler, 4. ve sonrası çocukların doğumunda devleten aylık olarak destek almaktalar. 2 çocuklu anneler, 3. ve sonrası çocukların doğumunda devleten bir defalığına destek almaktalar.

1956 yılında 3 milyondan fazla anne, devletten aylık olarak 4. ve sonrası çocuklar için destek aldılar; ayrıca, aynı sene içinde 3 çocuklu annelere bir defalığına 734.000 yardım ödendi. Sadece 1956 yılında çok çocuklu annelere ve yalnız yaşayan annelere ödenen destek 5,1 milyar rubleydi.

Devlet, çok çocuklu annelere desteğini sürekli göstermiştir.


10 çocuk doğurmuş ve yetiştirmiş annelere “Kahraman Anne” onursal unvanının yanı sıra “Kahraman Anne” madalyası da verilmektedir. 7, 8 ve 9 çocuk doğurmuş ve yetiştirmiş anneler için “Şan Olsun Anne” madalyasıyla; 5 ve 6 çocuk doğuran ve yetiştiren anneler de “Analık Madalyası”yla ödüllendirilmekteler.

Kahraman Anne” onursal unvanı, şimdiye kadar 52.000 kadına verilmiştir. “Şan Olsun Anne” madalyasıyla 1 milyondan fazla kadın ve “Analık Madalyası” ile de 4 milyondan fazla kadın ödüllendirilmiştir.

Not: TEMEL GÖSTERGELER kısmı ”RAKAMLARLA SOVYET İKTİDARININ 40 YILI” kitabından alınmış çevridir.

*

8. Makale:

SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ – HALKIN MADDİ REFAHININ ARTTIĞI ÜLKE
TEMEL GÖSTERGELER
(100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ)

9. Makale:
100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİNİN ÖĞRETTİKLERİ –
ÇIKARTILMASI GEREKEN DERSLER