DÜNYA
EKONOMİSİNİN GELİŞME SEYRİ – FAZLA ÜRETİM KRİZİ
Dünya
çapında yeni bir fazla üretim krizini çanları çoktan çalmaya
başlamıştı. Bazı emperyalist ülkelerde ekonomik kriz patlak
verdi, bazılarında da ha patlak verdi ha verecek. 2008-2010 dünya
krizinden sonra tekil ülke ekonomilerindeki gelişme, sonuçta bazı
eğilimleri ortaya çıkarmıştı (1) . Bu eğilimlerde
belirleyici olan, sermaye hareketinde veya konjonktür çevriminde
inişli-çıkışlı durgunluk aşamasının hakim olmasıydı. Bu
aşama da yerini, aşağıda göstereceğimiz gibi, çevrimin kriz
aşamasına bırakmıştır; yani konjonktür çevrimi inişli-çıkışlı
aşamasından kriz aşamasına geçiyor.
Dünya
ekonomisinde bu denli, pek de gürültülü patırtılı olmayan,
neredeyse sessiz diyebileceğimiz bir değişim gerçekleşiyor.
Yoğun olarak 2008-2009’da yaşanan banka iflasları, mali
piyasaları kurtarma programları türünden inisiyatifleri bu sefer
göremedik. Her ne kadar IMF ve başkaca kurumlar yaklaşan “felaket”
konusunda uyarılarda bulunsalar da, mali mecali kalmamış şu veya
bu önde gelen emperyalist ülkenin durumu kurtarmak için herhangi
bir çabası olmadı. Önceki krizlerle karşılaştırıldığında
bu kriz sessizce patlak veriyor diyebiliriz. Bunun nedeni belki de,
bomba etkisi yapacak birkaç ülkede birkaç bankanın iflas etmemiş
olmasıdır. Daha doğrusu bu krizin öncelikle mali sektörde patlak
vermemesidir. Kriz mali sektörde patlak verseydi, birkaç banka
iflas etseydi, “anti-finansallaşmacılar”, “dünya öküzün
boynuzu üzerinde dönüyor” misalinde olduğu gibi, dünya
ekonomisi mali sermaye, spekülatif sermaye tarafından
yönlendiriliyor diyenler yaygarayı çoktan kopartmış, felaket
tellallığına başlamış olurlardı.
Bu
“anti-finansallaşmacılar” ile, “Post-Marksizm”in
bu ekolü ile bu kriz sürecinde teorik ve ideolojik hesaplaşma her
Marksist-Leninistin, her Marksist Leninist partinin görevi
olmalıdır. (2).
Tabii,
bu arada Nelte’yi de unutmamak gerekir. Bu “harika” Nelte,
Lenin’in deyimiyle Rus devriminin “hergele”si Troçki’nin bu
tetikçisi olmasaydı, kapitalizmin kendiliğinden çökeceği
anlayışını eleştirme vesilemiz de pek olmayacaktı. Nelte, bu
troçkist “hergele”; yani “hergele”nin “hergele”si,
kapitalizmin ümüğüne çöküyor, artı
değer üretme damarlarını; kapitalizmi
kapitalizm yapan o ana arterleri tıkıyor
ve kapitalizmi çökertiyor. Bu Nelte
olmasaydı, 4 Mart 2009’da “Norbert
Nelte-Aşırı Üretim Yasası”nı
kim ilan edecek ve kapitalizmin çöktüğünü, başka bir düzene
geçiliyor olduğunu sanal
dünyada havai fişekler patlatarak
kim
açıklayacaktı!
Kapitalizmin ümüğüne çöküp onu çökertenlerin güncel
donkişotu
işte bu Nelte, yine
“harikalar” yaratacaktır! Bu
Nelte’yi küçümsemeyin. Bu Nelte, R. Luksemburg’u Marks’tan,
Engels’ten, Lenin’inden, Stalin’den; Marksizm-Leninizm’den
kopartan, Troçki’nin hanesine yazan ve bugün R. Luksemburg’u
öne sürerek Kapital’i, Kapital olmaktan çıkartmaya
çalışanlardan
sadece birisidir. Nelte’nin yerli malı olanları da vardır.
Nelte,
bir
tasfiyecidir. (3).
Neyse,
bu Nelte’yi, Troçki’nin tetikçilerini, kapitalizme
ömür biçenleri,
felaket
tellallarını,
kapitalizmi kendiliğinden çökertenleri,
yani “ayrık otları”nı
başka bir makalede ele alacağız. Bunlar
yeniden uyandılar; her 8-10
senede bir yaptıkları gibi, şimdi de artı
değer üretiminin ana
arterlerini, damarlarını
tıkamaya,
kapitalizmin ümüğüne çökmeye
başladılar...
Bu
makalede dünya ekonomisinin güncel durumunu birkaç veriyle
açıklamaya çalışacağım. Dünya
ekonomisinin gelişme seyrini, kriz olgusunu konuya ilişkin gelecek
yazıda kapsamlı
ve ayrıntılı olarak ele alacağız.
2008
dünya krizinden bugüne süreci hatırlatalım:
Dünya
sanayi üretimi ve 2008 krizinin aşılma süreci
Dünya
sanayi üretiminin kriz öncesindeki en yüksek seviyesinden Ağustos
2019'a kadarki seyri beş aşamadan oluşan bir süreçtir.
Birinci
aşama: Bu aşama konjonktürün kriz evresini ifade eder; yani
dünya sanayi üretiminin krize girmesinden çıkmasına kadarki
süreç. Dünya sanayi üretimi Şubat 2008 itibariyle en yüksek
seviyesinden Şubat 2009 itibariyle dibe vuruyor.
Kasım
2010'da Şubat 2008'deki seviyesini aşıyor. Seviye aşma süreklilik
kazandığı için Kasım 2010'u dünya sanayi üretiminin krizden
çıkış dönemi olarak tanımlıyoruz.
İkinci
aşama: Bu
aşama üretimde canlanmanın-artışın gözlendiği süreci ifade
eder. Kavramsal olarak literatürde bu sürece konjonktür
hareketinde üretimde canlanma aşaması denir. Bu aşamada üretim
hızla yüksek oranlarda artabileceği gibi, yavaş ve küçük
oranlarda, bir önceki aya göre gerileyerek de artabilir. Nitekim
bu aşamada dünya sanayi üretiminde hızlı bir artışı değil,
yavaş ve küçük oranlarda bir artış söz konusu olmuştur.
Toplamda krizden çıkışı ifade eden Kasım 2010 ve Aralık
2014 arasında üretimde 14,6 puanlık bir artış gerçekleşmiştir.
Üçüncü
aşama: Aralık
2014-Mayıs 2015 arasıdır. Aralık 2014 üretimde bir kırılma
noktasını oluşturmaktadır. Bu aydan sonra dünya sanayi üretimi
inişli-çıkışlı olarak sürekli gerilemektedir. Açık ki,
burada üretimde belli bir durgunluk söz konusudur.
Burada
soru şu: Dünya sanayi üretimindeki söz konusu bu gerileme;
inişli-çıkışlı durgunluk süreci bugün de veya Nisan 2017
itibariyle de devam ediyor mu? Verilerin gösterdiği gibi bu süreç,
açık ki üretimde daralma olarak devam etmiyor. Nisan 2017-Ekim
2018 arasında üretimde görece bir artışın olduğu
inişli-çıkışlı durgunluk devam etmektedir. Nisan 2017-Ekim
2018 arasında bu artış ancak 6 puandır.
Dünya
sanayi üretiminin seyrindeki dördüncü aşama diyeceğimiz
bu gelişme bize sadece şunu göstermektedir: Dünya sanayi üretimi
(dolayısıyla dünya ekonomisi) oldukça kırılgan olmanın ifadesi
olan inişli-çıkışlı durgunluk aşamasından daha az
kırılganlığın olduğu belli bir canlanma aşamasına
geçmemiştir; Söz konusu bu özel tipte durgunluk; ne onduran ne de
öldüren durgunluk aşamasında üretimde inişler ve çıkışlar
yaşanmaktadır. Ekim 2018-Ağustos 2019 arasındaki gelişme bunun
böyle olduğunu göstermektedir: 2010=100 bazında sanayi üretim
değeri Ekim 2018-Ağustos 2019 arasında yüzde 25,8 ila yüzde
26,9 artış arasında gidip geliyor. En büyük fark, 1,1 puan. Mart
2019 hesaba katılmazsa dünya sanayi üretimi yerinde sayıyor.
Aşağıdaki
grafik bu gelişmeyi gösteriyor:
Dünya
sanayi üretimi, 2010=100 bazında Nisan 2017’de yüzde 20,3’ten
Ekim 2018’de yüzde 26,3’e çıkıyor:18 ayda sadece 6 puan
artıyor. Ekim 2018-Ağustos 2019 arasında ise daralma eğilimli
yerinde sayıyor; yüzde 25,3’ten yüzde 26,2’ye düşüyor. (4)
Beşinci
aşama krize giriş sürecidir.
Önde
gelen emperyalist ülkelerde sanayi üretiminin seyri:
ABD,
Almanya, Japonya, Fransa, İngiltere gibi önde gelen emperyalist
ülkelerde ve entegrasyonlarda (Avro Bölgesi, AB, OECD) sanayi
üretimi 2019’un ilk çeyreğinde ya durgunluk içindeydi veya da
daralmıştı. Sadece Amerikan sanayi üretimi 2018’e göre 2019’un
ilk çeyreğinde önemsiz oranda arttı, ama 2019’un ikinci
çeyreğinde ise aynı yılın ilk çeyreğine göre geriledi. Adı
geçen diğer ülkelerde ve entegrasyonlarda sanayi üretimi 2019’un
ilk iki çeyreğinde daralmıştır. Bu daralma en güçlü olarak
Almanya’da gerçekleşmiştir. Öyle ki, Alman sanayi üretimi
2019’un iki çeyreğinde de daralarak 2016’daki seviyesine
gerilemiştir.
Birkaç
örnek verelim:
Fransa’da
sanayi üretimi (aylık olarak ve 2015-100 bazında ) bu yılın Ocak
ayında yüzde 4,3’ten Ağustos ayında yüzde 2,7’ye; Almanya’da
yüzde 3,2’den yüzde 1,5’e; İngiltere’de yüzde 3,2’den
yüzde 1,8’e ve ABD’de de yüzde 5,8’den yüzde 5,2’ye
(Eylül) düşerken sadece Japonya’da yüzde 1,8’den yüzde 3’e
(Eylül) çıkmıştır.
Bu
ülkelerde sanayi üretimindeki vahamet yılın çeyrekleri bazındaki
değerlerde açığa çıkmaktadır. Dünya ekonomisindeki öneminden
dolayı Alman ve Amerikan sanayi üretiminin yılın çeyrekleri
bazındaki seyrini grafikleştirelim:
Alman
sanayi üretimi son dört çeyrekten, yani bir yıldan bu yana
sürekli daralmaktadır. Bu durum Alman sanayi üretiminin,
dolayısıyla ekonomisinin krizde olduğunun en açık göstergesidir.
Amerikan
sanayi üretimi, baş tarafta da belirttiğimiz gibi, her ne kadar
2019’un ilk ve üçüncü çeyreklerinde yüzde 0,5 ve yüzde 0,3
oranlarında büyümüş olsa da bu haliyle dünya ekonomisini
krizden çıkartacak durumda değildir; tam tersine krize girmesinde
önemli bir rol oynamaktadır.
Avro
Bölgesinde de durum pek farklı değil; 19 ülke toplamında sanayi
üretimi 2018’in ilk çeyreğinden bu yana yerde sürünmektedir.
Aynı
durum, daha olumsuz olarak OECD-Avrupa ülkeleri toplamı için de
geçerlidir. Bu ülkeler toplamında sanayi üretimi 2019’un ilk
çeyreği hariç 2018’in ilk çeyreğinden bu yana daralma
içindedir.
BRIC-ülkelerinde
sanayi üretiminin seyri:
BRIC-ülkelerinde
sanayi üretimi farklı gelişme eğimi içinde:
Çin’de
sanayi üretimi, giderek küçülen oranlarda sürekli büyümüştür.
Hindistan’da
2018 itibariyle güçlü bir büyüme görülmektedir (2019 verileri
OECD tarafından henüz açıklanmadı).
Keza
Rus sanayisinde de 2018 itibariyle güçlü bir büyüme
görülmektedir. Bu ülkede de 2019 verileri henüz açıklanmamıştır.
Sadece
Brezilya’da sanayi üretiminde daralma olmuştur. Öyle ki,
bu ülkede sanayi üretimi 2019’un ikinci çeyreğinde 2017’deki
seviyesine gerilemiştir. Bu ülke ekonomisi yeni bir fazla üretim
sürecine girmiştir.
MIST-ülkelerinde
sanayi üretiminin seyri:
Endonezya
sanayi üretiminde 2019’un ilk çeyreğine kadar büyüme sürekli
olmuştur. Ancak 2019’un ikinci çeyreğinde üretimde daralma
başlamıştır. Bunun devam edip etmeyeceğini önümüzdeki dönemde
göreceğiz.
Kore
sanayi üretimi daha öncesine göre 2018’in dördüncü
çeyreğinde yüzde 1,4, 2019’un ilk çeyreğinde de yüzde 2,9
oranlarında daralırken 2019’un ikinci çeyreğinde yüzde 1,4 ve
üçüncü çeyreğinde de yüzde 1,9 oranlarında büyümüştür.
Meksika
sanayi üretimi en son verilere göre, 2017 sonu itibariyle,
durgunluk içindedir. 2017 sonrası için veriler OECD tarafından
henüz açıklanmamıştır.
Krizde
olan Türkiye ekonomisini ayrıca ele alacağız.
Sonuç
itibariyle:
1-Dünya
ekonomisinde ağırlığı olan ülkelerde sanayi üretiminin genel
seyri, dünya ekonomisinde
her bir ülke için farklı değerlerde devam eden
inişli-çıkışlı durgunluk sürecinin artık
sonuna gelindiğini ve dünya genelinde ekonominin kriz sürecine
girdiğini veya ha girdi ha girecek halde olduğunu göstermektedir.
Yukarıdaki
veriler, dünya ekonomisinin 2018’in ikinci yarısından itibaren
inişli-çıkışlı durgunluk aşamasından kriz aşamasına geçiyor
olduğunu göstermektedir.
IMF’nin
değerlendirmesine göre bütün devletlerin yüzde 90’ında
ekonomi, geçen yıla göre 2018’de eş zamanlı
daralmaktadır, büyüme oranları küçülmektedir (5).
2-Böylesi
kırılgan bir süreçte Amerikan emperyalizminin başlattığı
dünya çapında sürdürülen ticaret savaşları yeni bir dünya
krizinin tetikleyicisi olarak görülebilir. Görülebilir, çünkü
ticaret savaşları kaçınılmaz olarak uluslararası tekelleri
sarsabilir. Amerikan emperyalizminin korumacı, küreselleşme
karşıtı hamlelerinden dolayı, emperyalist ülkelerin, 2008
krizinde olduğu gibi sorunu ortaklaşa çözme imkanı pek mümkün
olmayacağı için kendi aralarındaki çelişkiler daha da
keskinleşmiş olacaktır.
Amerikan
emperyalizminin esasen Çin'i hedef alan ticaret savaşı, AB ve
başkaca ülkeleri de etkilemektedir.
Krizi
tetikleyen başka nedenler de var; örneğin teknolojik gelişmeye
bağlı olarak ekonomide adeta süreklilik kazanmış olan yapısal
kriz sorunu, aşırı sermaye birikimi sorunu.
3-Dünya
çapında “müesses nizam”ın artık pek geçerliliği kalmadı;
kendi başına hareket eden rekabet merkezlerinin varlığı,
uluslararası alanda nüfuz alanlarının yeniden paylaşım
rekabetini keskinleştiriyor. Bu durum ister istemez ekonomiye de
yansımaktadır. Emperyalistler arası rekabet, politikada ve
ekonomide esas yönü oluşturmaktadır; sürekli yeni kümeleşmeler
ve ittifaklaşma denemeleri gündemdedir.
4-
Kriz, doğrudan maddi değerlerin üretim sektöründe, sanayide
patlak vermiştir; ne krizin patlak verdiği Türkiye, Brezilya,
Almanya gibi ülkelerde ve ne de, IMF’nin tespitine göre bütün
ülkelerin yüzde 90’ında ekonominin eş zamanlı küçülme
sürecinde bankaların iflası, mali sektör krizi gündemdedir; bu
ülkelerde ve dünya ülkelerinin yüzde 90’ında sanayi
sektörü/üretimi krizdedir. Böylece mali sermayeye özel bir önem
veren, sermaye hareketinin kaynağı olan sanayi sermayesi hareketini
geri plana iten “Post-Marksist” çevrelerin bir kez daha
yanıldıkları açığa çıkıyor.
Devam
edecek: Gelecek yazıda Türkiye’de ekonomik krizin seyrini ele
alacağız.
*
Notlar:
Dipnot
1,2 ve 3 için bakınız:
http://ibrahimokcuoglu.blogspot.com/2013/05/dunya-ekonomisinin-kriz-seyri-ve-gucler.html
-23
Temmuz 2014. DÜNYA EKONOMİSİNDE BİRBİRİNİ
ETKİLEYEN İKİ EĞİLİM VE SONUÇLARI (GÜÇLER DENGESİNDE
DEĞİŞİM EĞİLİMLERİ)* (I)
http://ibrahimokcuoglu.blogspot.com/2014/07/dunya-ekonomisinde-birbirini-etkileyen_23.html
-25
Ağustos 2014. DÜNYA EKONOMİSİNDE BİRBİRİNİ
ETKİLEYEN İKİ EĞİLİM VE SONUÇLARI (GÜÇLER DENGESİNDE
DEĞİŞİM EĞİLİMLERİ)* (II)
-13
Aralık 2015. BİR AYRIK OTU HİKAYESİ! (I)* - Dünya
Ekonomisinde Çevrim (Konjonktür) Seyri
http://ibrahimokcuoglu.blogspot.com/2015/12/bir-ayrik-otu-hikayesi-i-dunya.html
-YENİ
BİR FAZLA ÜRETİM KRİZİNE DOĞRU (I); TEORİ SORUNU, EKONOMİK
KRİZ VE MARKSİST KONJONKTÜR TEORİSİ, 15 Temmuz 2018,
http://ibrahimokcuoglu.blogspot.com
-YENİ
BİR FAZLA ÜRETİM KRİZİNE DOĞRU (II), II-KAPITALIZMDE EKONOMIK
KRIZIN OLASILIĞI, 20 Temmuz 2018,
http://ibrahimokcuoglu.blogspot.com
-YENİ
BİR FAZLA ÜRETİM KRİZİNE DOĞRU (III), III- EKONOMİK KRİZLERİN
ZORUNLULUĞU/KAÇINILMAZLIĞI, 5 Ağustos 2018,
http://ibrahimokcuoglu.blogspot.com
-YENİ
BİR FAZLA ÜRETİM KRİZİNE DOĞRU (IV), IV- MARKSİST KONJONKTÜR
POLİTİKASI, 23 Ağustos 2018, http://ibrahimokcuoglu.blogspot.com
-YENİ
BİR FAZLA ÜRETİM KRİZİNE DOĞRU (V), VI-EKONOMİK KRİZ
TEORİLERİ
28
Ağustos 2018, http://ibrahimokcuoglu.blogspot.com
-YENİ
BİR FAZLA ÜRETİM KRİZİNE DOĞRU (VI), DÜNYA
VE TÜRKİYE EKONOMİSİNİN GÜNCEL SEYRİ ÜZERİNE, 11
Eylül 2018, http://ibrahimokcuoglu.blogspot.com
-22 Ocak 2019, GÜNCEL KRİZ
TEORİLERİ (I), BURJUVA KRİZ TEORİLERİ (I)
http://ibrahimokcuoglu.blogspot.com
- 5 Şubat 2019, GÜNCEL KRİZ
TEORİLERİ (II), BURJUVA KRİZ TEORİLERİ (II)
BİR
BURJUVA EFSANE: MALİ KRİZİ!
-13
Haziran 2019 Perşembe, MARKS, ENGELS, LENİN, STALİN - EKONOMİK
KRİZ GÜNCEL
KRİZ TEORİLERİ (III)*
MARKSİST
KRİZ TEORİSİ
4)
veriler için
bkz.: https://www.cpb.nl/cpb-wereldhandelsmonitor-augustus-2019
5)
Örneğin “Handelsblatt”;
https://www.handelsblatt.com/politik/konjunktur/nachrichten/world-economic-outlook-iwf-sagt-globale-wirtschaftsflaute-voraus/25117554.html?ticket=ST-4722740-b6wUDJAHVNZhdEUrnhkg-ap5