Ölümünün 100. Yılında FRIEDRICH ENGELS
"O'nun
adı ve de eserleri yüzyıllar boyu yaşayacaktır!" F. Engels,
bu sözleri, K. Marks'ın mezarı başında söylüyordu. O'nun,
Marks için söylediği, kendisi için de geçerlidir. F. Engels'in
adı ve de eserleri yüzyıllar boyu yaşayacaktır.!
Lenin'e
göre de "Engels, arkadaşı Karl Marks'tan sonra bütün uygar
dünyada modern proletaryanın en önemli bilgini ve öğretmeniydi."
(1)
5
Ağustos 1895'te Londra'da ölen F. Engels, Marks ile birlikte
kurdukları ve geliştirdikleri bilimin, sosyalizmin dünya çapında
muzaffer kılınmasını, işçi sınıfının elinde maddi bir güce
dönüşmesini yaşayamadı, göremedi. Ama K. Marks gibi O da, bütün
yaşamını, fiziki ve zihin gücünü uluslararası proletaryanın
sosyal kurtuluşuna adadı.
F.
Engels, 28 Kasım 1820'de Barmen şehrinde doğdu. Babası tekstil
fabrikatörüydü. Babasının isteği üzerine 1837'de liseyi terk
etti. Hemen sonra kısa bir süre için babasının firmasında
yardımcı olarak çalıştı. 1838'in ortalarında ise, ticari bir
eğitim görmek için Bremen'e taşındı.
Liberal
Muhaliflikten Devrimci Demokratlığa
F.
Engels, boş zamanlarında çağdaş literatürü inceliyordu ve en
çok da burjuva demokratik, muhalif bir yazarlar grubunun, "Genç
Almanya"nın yazarlarına ilgi duyuyordu.
F.
Engels'in yazarlık faaliyetinin ilk ürünü "Telegraph für
Deutschland"da yayınlanan "Wuppertal'dan mektuplar"dır
(Mart-Nisan 1839). Bu iki mektupta F. Engels, burjuvazinin ve
Hristiyan ulemanın obskürantizmini (cehaleti yaygınlaştıran
siyaset mesleğini) ve ikiyüzlülüğünü teşhir eder. F. Engels
aynı mektuplarında işçilerin ve zanaatkarların sefaletini
sömürüldüklerini de anlatır. (2)
F.
Engels'in bu ilk iki makalesi, liberal muhalefetçi bir bakış
açısıyla kaleme alınmış olmasına rağmen oldukça dikkat
çekici olmuştur.
Engels,
18-19 yaşındayken adeta düşüncelerin çatışmasının bizzat
kendisiydi. O, 8-9 Nisan 1839'da F. Graeber'e yazdığı mektupta
şöyle diyordu: "Yüzyılın düşüncelerinden dolayı
geceleri uyuyamıyorum; postanenin yanında durunca ve Prusya
armasına bakınca, beni özgürlük ruhu sarıyor, bir gazeteye
baktığımda, özgürlüğün ilerleyişini hissediyorum..."(3)
Yoğun
bir şekilde Hegel'in felsefesini ve çeşitli dini-eleştirel
yazıları inceledikten sonra F. Engels'in felsefi anlayışı
değişir. Bu değişme Engels'in sorunlara siyasi yaklaşımında da
köklü bir değişmeyi beraberinde getirir. Artık, liberal
muhalefetçi F. Engels'in yerini devrimci demokrat F. Engels
almıştır.
F.
Engels, eğitimini bitirdikten sonra 1841 yılının başında
Barmen'e geri döner. Birkaç ay sonra da bir yıllık gönüllü
askerlik görevini yerine getirmek için Berlin'e gider. Bu dönemde
boş zamanını üniversitede felsefe derslerini dinlemekle
değerlendirir ve Berlinli Genç Hegelcilerle tanışır/ilişkiye
geçer.
Devrimci
Demokratlıktan Komünizme
Hegel'in
felsefesinden devrimci sonuçlar çıkartılabiliyordu. Bu felsefeye
göre hiçbir şey ebedi değildi, her şey gelişim içindeydi.
Öyleyse, feodal düzen yıkılabilir, onun yerini burjuva bir düzen
alabilirdi. O dönemin Engels'inin de kavrayışı böyleydi. Ama
Engels, felsefi görüş ufkunu bununla; Genç Hegelcilik'le
sınırlamadı. Alman felsefesi üzerine ufkunu derinleştirdi ve
genişletti. Öyle ki, dersini dinlemeye bir nevi hesaplaşmak için
gittiği Schelling'in
gerici felsefi anlayışlarını, sol hegelci
açısından eleştiriyordu.(4)
F.
Engels, Schelling'e saldırısını büyük bir tutkuyla
sürdürüyordu, onun Hegel'i önemsizleştirmeye çalışması
Engels'te tepkiye yol açıyordu ve Schelling için şöyle diyordu:
"O benden sükunet ve soğukluk talep edemez; çünkü ben bir
ölüyü (Hegel kastediliyor –çn) savundum ve mücadele edenin
(herhalde) biraz utku hakkı vardır. Her kim ki soğuk kanlılıkla
kılıcını çekerse, savunduğu dava için nadiren coşku bulur."
(5)
F.
Engels, askerlik görevi bittikten sonra Barmen'e döner ve kısa bir
zaman sonra da –1842'nin sonu– mesleki eğitimini tamamlamak için
babasının Manchester'daki firmasına çalışmaya gider.
F.
Engels, İngiltere'ye hareket etmeden önce, dönemin önde gelen
burjuva muhalefetçi gazetesi olan "Rheinische Zeitung"da
yazmaya başlar. İngiltere yolculuğundayken Köln'deki kısa bir
konaklamada bu gazetenin redaktörünü ziyaret eder ve burada ilk
defa K. Marks'la karşılaşır. Bu öylesine, arkasında iz
bırakmayan bir tanışma olarak kalır.
F.
Engels, İngiltere'ye gelir gelmez, sosyal ve politik
gelişmeleri/ilişkileri incelemeye koyulur. Bu arada "Rheinische
Zetung"da (Ren Gazetesi) makaleleri yayınlanır. Diğer
şeylerin yanı sıra bu makalelerde (Aralık 1942) Engels, Alman
okurlara, '"Kartizm"in ne olduğunu açıklar. (6)
Engels,
Manchester'da Kartistlerin mücadeleci etkenliklerini izleme imkanı
buldu, her şeyden önce de proleter kitlelerin çalışma ve yaşam
koşullarını inceledi. O, daha sonraları şöyle yazacaktı:
"Manchester'da, şimdiye kadarki tarih yazımında hiçbir
rol oynamayan veya hakir
görülen bir rol oynayan-modern dünyada belirleyici
bir güç olan ekonomik gerçeklerle karşı karşıya geldim. Bu
gerçekler, bugünkü sınıf zıtlıklarının doğuşuna temel
teşkil ediyorlar. Büyük sanayiiden dolayı bu sınıf zıtlıkları,
tamamen gelişmiş oldukları ülkelerde, yani İngiltere'de de,
siyasi parti oluşumlarının, parti mücadelelerinin ve böylece
bütün siyasi tarihin temelini oluşturuyorlar." (7)
Engels'in burada vardığı sonuçlar, O'nun sadece İngiliz işçi
hareketinin gelişmesini izlemesine bağlanamaz. O dönemde F.
Engels, birçok burjuva ekonomistin (8) ve ütopik sosyalizmin (9)
yapıtlarını incelemişti.
O
dönemin genç bir demokratı olarak F. Engels, İngiliz işçilerinin
devrimci mücadelesinden oldukça etkilenmişti. O, 1847'de
yayınlanan "İngiltere'de fabrika sahipleri ve işçiler"
adlı makalesinde, o zamana kadar "Lancashire'in pamuk
fabrikalarındaki işçiler gibi demokratik ilkelere samimice bağlı
kalan ve kapitalist sömürücülerin boyunduruğunu silkeleyip
atmakta kararlı olan" insanlarla karşılaşmadığını
yazar. (10)
F.
Engels, artık, neredeyse işçi semtlerinden çıkmıyordu, işçileri
evlerinde de ziyaret ediyor, onlarla konuşuyor ve onların
toplantılarına katılıyordu. O, yüzünü tamamen proletaryaya
çevirmişti. "İngiltere'de çalışan sınıfın durumu"
yapıtında şöyle diyordu; "orta sınıfın toplantısından,
ziyaretinden, porte şarabından ve şampanyasından feragat ediyorum
ve boş saatlerimi tamamen, sıradan işçilerle görüşmeye
hasrediyorum." (11)
Sorunlara
yaklaşımıyla bu dönemin Engels'i idealizmden materyalizme ve
devrimci demokratizmden komünizme geçen F. Engels'ti. Bu geçiş en
parlak ifadesi "Ulusal Ekonomi Eleştirisinin Taslağı"
çalışmasıydı. Bu çalışmasında Engels, burjuva toplumunun
ekonomik yapısını ve onun temel kategorilerini sosyalist açıdan
inceliyordu. Bu çalışmasında Engels, şöyle diyordu: "...
Emek ile sermaye arasındaki ayrışma ve bu ayrışmanın
tamamlanmasıyla insanlığın kapitalistler ve işçiler olarak
bölünmesi... her gün daha da keskinleşen bölünme... özel
mülkiyetin ortadan kaldırılmasıyla" aşılacaktır.(12)
Bu
dönemde F. Engels kendini sadece teorik çalışmayla
sınırlamıyordu. Bu çalışmasının yanı sıra İngiliz ve
enternasyonal işçi hareketiyle ilişkilerini de kuruyor ve
geliştiriyordu. Örneğin "Adillerin Birliği", H. Bauer,
J. Mall, K. Schapper gibi Alman devrimci işçileriyle tanışıyordu.
"Onların üçünü de
1843'te Londra'da tanıdım, gördüğüm ilk devrimci
proleterlerdi... Yetişkin olmak istediğim dönemde bu üç gerçek
insanın benim üzerimde (bıraktıkları) etkileyici izi asla
unutmayacağım." (13)
F.
Engels ve Bilimsel Sosyalizm
"Alman-Fransız
Yıllıkları" K. Marks ve A. Ruge (14) tarafından Paris'te
yayımlanıyordu. Bu yıllıklarda, 1844 sonunda F. Engels'in "Ulusal
Ekonomi Eleştirisinin Taslağı", "İngiltere'nin Durumu"
gibi makaleleri yayımlanır ve K. Marks ve F. Engels, "Ulusal
Ekonomi Eleştirisinin Taslağı" makalesinin yayımlanmasından
hemen sonra mektupla ilişkiye geçerler.
1844
yılı boyunca Engels, İngiliz işçi sınıfının çalışma ve
yaşam koşullarını incelemeye devam eder ve yazacağı
"İngiltere'de Çalışan Sınıfın Durumu" yapıtı için
materyal toplar.
1844
Ağustos sonunda İngiltere'den ayrılarak
Barmen'e döner. Ama önce Paris'e giderek K. Marks ile
görüşür. 10 günden fazla süren uzun tartışmalar yaparlar ve
ele aldıkları bütün siyasi, ekonomik ve ideolojik sorunlarda
ilkesel uyumluluk içinde olduklarını görürler. Artık onlar
arkadaş olmuşlardır. Bu gelişmeyle ilgili olarak F. Engels,
sonraları şöyle yazacaktı: "Marks, devletin burjuva toplumu
değil, bilakis burjuva toplumunun devleti gerekli kıldığını....,
yani politika ve burjuva toplumun tarihinin ekonomik ilişkilerden ve
gelişmesinden hareketle açıklanacağı –tersi değil–
düşüncesine sadece varmamıştı, bilakis bunu 'Alman-Fransız
Yıllıkları'nda da genelleştirmişti bile. 1844'ün yazında
Marks'ı Paris'te ziyaret ettiğimde, bütün teorik alanlarda tam
uyumluluğumuz ortaya çıktı ve ortak çalışmamız o andan
itibaren başladı." (15)
K.
Mark ve F. Engels'in ölümlerine kadar sürecek olan arkadaşlık ve
yoldaşlıklarının başlangıcı aynı zamanda bilimsel sosyalizmin
doğum anıydı.
Weitling'in
(16) eşitlikçilik komünizminin ve ahlaki konulara dayanan Fransız
ve İngiliz ütopik sosyalizminin aksine K. Marks ve F. Engels'in
sosyalizm kavrayışları, reel toplumsal süreçlerinin; burjuva
toplumun sınıfsal karakterinin ve buradan hareketle proletaryasının
tarihi misyonunun idrakine; burjuvazinin hakimiyetini yıkmaya,
sınıfsız, komünist toplumu kurmaya dayanıyordu.
Varılan
sonucu Engels şöyle formüle eder; "Artık komünizm
fantezi sayesinde oldukça mükemmel bir toplum ideolojisinin
tasarımı değildir, bilakis o, doğayı, proletarya tarafından
yürütülen mücadelenin genel amaçlarını ve koşullarını
kavramaktır." (17)
K.
Marks ve F. Engels'in ortak faaliyetleri daha 1844'te Paris'te
"Kutsal Aile" üzerine çalışmalarıyla başlar. Onlar bu
eserlerinde Hegel'in felsefesini, ama öncelikle de onun takipçisi
olan genç hegelcilerin anlayışlarını eleştirel olarak
derinlemesine ele alırlar. Marks ve Engels, Hegel'in ve genç
hegelcilerin idealist felsefesiyle nihai hesaplaşmalarını, 1845'te
yazdıkları "Alman ideolojisi"nde yaparlar.
F.
Engels ve Proletaryanın Örgütlenmesi Sorunu
Marks
ve Engels, doğanın ve kapitalist toplumun hareket yasalarını
bilimsel olarak analiz etmekle yetinmemişlerdir. Bilimsel
çalışmalarının en önemli bir sonucu da proletaryanın
örgütlenmesi sorunuydu. Bu, öyle bir örgütlenme olmalıydı ki,
hem sınıfın bilinçlenme seviyesine tekabül etmeliydi ve hem de
burjuva toplumundaki objektif çelişkileri ifade etmeliydi.
"Adillerin
Birliği" 1836'da Fransa'da doğmuştu. Onun üyeleri önceleri
çoğunlukla Alman mültecilerden oluşuyordu. Bu birlikle Engels
1843'te Londra'da ilişkiye geçti. Ama ona üye olmadı. Üye olmadı
çünkü, bu birlikte küçük burjuvazi etkindi (Weitling'in
eşitçilik komünizmi). Ama buna rağmen hem Marks, hem de Engels bu
örgütün önderleriyle mektuplaştılar, bu birliği
eleştirileriyle etkilemeye çalıştılar.
Marks
ve Engels, beraber yaptıkları bir İngiltere seyahatinden sonra,
1846'da Brüksel'de 'Komünist Yazışma Komitesi'ni kurdular. Bu
komitenin amacı, çeşitli ülkelerdeki ileri işçilerin örgütsel
birliğini teşvik etmekti. Aynı dönemde Weitling ve başka ütopik
komünizm temsilcilerinin 'Adillerin Birliği'ndeki etkilerinin
giderek gerilediği ve örgütün önde gelen temsilcilerinin
komünizmi bilimsel olarak kavrama zorunluluğunu duymaya
başladıkları görüldü. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak 1847
yılının ilk aylarında bir örgüt temsilcisi (Moll) Brüksel'de
Marks ile ve sonra da Paris'te Engels ile görüşerek, örgüte
girmeleri için iknaya çalıştı: Temsilci, örgütün Marks ve
Engels'in görüşlerinin doğruluğuna inandığını ve örgüt
için bir manifesto hazırlamaları istediğini açıkladı.
"Birlik
üzerine eleştirilerimiz şimdi Birliğin temsilcileri tarafından
kabul edildi. Yeniden örgütlenmeye katkıda bulunmaya çağrıldık.
Birliğe girdik." (18)
Birliğin
Londra'daki ilk kongresinde (1847 yazı) reorganizasyon kararı
alınır. "Adillerin Birliği", "Komünistlerin
Birliği"ne dönüşür. Birliğin adından siyasi anlayışına
kadar Marks ve Engels'in temsil ettikleri bilimsel sosyalizm
hakimdir.
"Birliğin
amacı, burjuvazinin devrilmesidir, proletaryanın hakimiyeti, eski
sınıf çelişkilerine dayanan burjuva toplumun ortadan kaldırılması
ve sınıfların ve özel mülkiyetin olmadığı yeni bir toplumun
kurulmasıdır." (19)
Birliğin
ikinci kongresinde (Kasım 1847) Marks, sosyalizmin yeni ilkelerini
kapsamlı açıklama ve yeteri kadar açıklanmamış noktaları
açıklama imkanı bulur. Delegeler Marks'ın açıklamalarını
kabul ederler
ve Marks ve Engels'i manifestonun hazırlanmasıyla görevlendirirler.
"Komünist
Partisi Manifestosu" 1848'de Şubatın başında) yayınlanır.
Bu, Engels'in hazırladığı taslak üzerinde Marks ve Engels'in
ortaklaşa kaleme aldıkları temel bir eserdir. Lenin'in belirttiği
gibi “bu küçük ciltçik, ciltler ağırlığındadır. Onun
ruhu medeni dünyanın bütün örgütlü ve mücadeleci
proletaryasını harekete geçirmektedir." (20)
Örgütsel
faaliyet alanında Maks ve Engels, kendilerini "Komünistlerin
Birliği" için çalışmayla sınırlamamışlardır. Bu alanda
burjuva örgütleri ve çeşitli yayın organlarını da etkilemeye
çalışmışlardır. Örneğin Engels, bu dönemde kartistlerin
gazetesi olan "The Nothern Star"da çalışıyordu. Marks
ve Engels için sadece proletercilik geçerli değildi. Görüşlerini
yaymak, toplumu etkilemek için bütün ilerici toplumsal güçlerle
çalışmayı doğru buluyorlardı.
Burjuva
Devrimi ve F. Engels
Fransa'da
Şubat 1848 devrimi patlak verir. Devrimin patlak vermesinden sonra
K. Marks ve F. Engels Paris'e giderler. Louis Philipp monarşisinin
devrilmesi ve cumhuriyetin ilanı, Fransız proletaryasının büyük
bir başarısıdır.
Engels,
Paris'e gelir gelmez "Komünistlerin Birliği"nin
merkezindeki çalışmaya katılır ve Marks ile birlikte "Almanya'da
Komünist Partinin Talepleri"ni hazırlar.
Kısa
bir zaman sonra, Mart 1848'de devrim, Almanya'da da patlak verir.
Bunun üzerine çoğunluğu birlik üyesi olan 300400 kişilik bir
işçi grubu, komünistlerin düşüncelerini geçerli kılmak için
Almanya'ya dönerler. Birliğin ne denli yetersiz kaldığını
Engels şöyle ifade eder: "Birlik, halk kitlelerinin şimdi
patlak veren hareketi karşısında oldukça zayıf bir kaldıraç
olduğu açığa çıktı." (21)
Almanya'daki
durumun biraz değişik olduğunu Marks ve Engels çok iyi
kavrıyorlardı: Almanya'da birliğin strateji ve taktiği, Alman
proletaryasının gelişmişlik durumunu, ülkenin feodal
bölünmüşlüğünü ve sanayinin geriliğini dikkate almalıydı
ve devrimci burjuva güçlerle beraber hareket etmeyi hedeflemeliydi.
Onlar,
proletaryanın kitlesel bir partisini kurmanın olanak dışı
olduğunu görmelerine rağmen Almanya'ya döner dönmez, Birliğin
etkisini artırmak için bir dizi işçi dernekleri kurarlar. Biliğin
üyelerine, devrimci demokratların örgütlerine üye olmayı,
savunulan görüşleri oralarda da geçerli
kılmayı
önerirler.
Marks
ve Engels, aynı yılda "Neve Rheinische Zeitung"u (Yeni
Ren Gazetesi") kurarlar. Alt başlığı "Demokrasinin
Organı" olan bu gazete Almanya'da bütün ilerici güçlerin
organı olarak düşünülmüştü ve öyle de oldu.
Önceleri
Marks, daha ziyade gazetenin örgütlenmesiyle meşgul olduğu için,
başlangıçta çoğu temel makaleleri F. Engels kaleme almıştı.
Bu
yayın organının Almanya'da bütün ilerici, devrimci, demokratik
güçlerin çıkarlarını savunması Marks ve Engels'i aynı yayın
organında çalışmaktan, işçi sınıfının ve ilerici güçlerin
çıkarlarını kararlı bir şekilde savunmaktan alıkoymuyordu.
Özellikle, Paris proletaryasının Haziran ayaklanması üzerine
makalelerinde işçi sınıfının pozisyonunu bütün çıplaklığıyla
açıklıyorlardı (Paris proletaryasının 23 Haziran ayaklanması
Şubat Devrimiyle elde edilmiş kurumların –İşçi Komisyonları
Ulusal Atölye– tasfiye edilmelerine karşı bir ayaklanmaydı).
Bu
makalelerde Engels de mücadele metotlarını ele alırken,
sosyalistlerin silahlı ayaklanmaya bakışlarının temelini
atıyordu.
Eylül
1848'de Engels'e vatana ihanet suçlaması yapılır. Köln'de
sıkıyönetim ilan edilir ve Engels'in tutuklanması an meselesi
olur. Bunun üzerine F. Engels Almanya'yı terk ederek Brüksel'e
gider. Orada kısa bir tutukluluk durumundan sonra Fransa'ya sürülür.
Paris'ten İsviçre'ye kadar yürüyerek gelir ve Engels bir kaç ay
aradan sora yeniden Köln'dedir, "Neve Reinische Zeitung"daki
çalışmasına yeniden başlar.
Mayıs
1849'da Elberfeld'de (Almanya) ayaklanma olur. Bunun üzerine Engels,
bir dizi devrimci işçiyle oraya gider, yönetici görevler üstlenir
ve burjuvazinin tutarsızlığından dolayı devrimci güçler
dağılma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. Bu gelişme
üzerine Engels bölgeden ayrılarak yeniden Köln'e gelir.
Marks,
Prusya'dan sürülür, gazetenin diğer yazarları takibata uğrarlar
ve Engels de yeniden tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıya kalır.
Bu gelişmeler üzerine "Yeni Ren Gazetesi" yayımlarını
durdurur (19 Mayıs 1849). Gazetenin son sayısında yazarlar şöyle
diyorlardı: "Onun son sözü, her yerde ve her zaman çalışan
sınıfın kurtuluşu olacaktır!" Engels bu gazeteyi "devrim
yıllarının en tanınmış Alman gazetesi" olarak tanımlar.
(22)
Marks
ve Engels bir dizi makalede devrimin başarısızlığının
nedenlerini açıklarlar. Özellikle liberal burjuvazinin ihanetini
teşhir ederler. Burjuvazi, halktan özellikle gelişen proletaryadan
korkmuştur ve feodal gerici güçlerle ittifaka gitmiştir. Marks ve
Engels'e göre burjuvazi köylülükle, gelişen proletarya ve küçük
burjuvaziyle birleşerek burjuva özgürlüklerin elde edilmesi için
çalışmalıydı. Burjuvazi, yapması gerekeni yapmamış, kendi
dünya görüşüne ihanet etmişti.
F.
Engels, Temmuz 1849'da devrimci Bad-Fals Ordusu'na katılır.
Baden'deki devrimci mücadeleye doğrudan katılır ve Kolordu
Komutanı Willich ile birlikte karmaşık askeri operasyonların
gerçekleştirilmesi için bir dizi planın hazırlanmasında bizzat
çalışır.
Ayaklanmanın
bastırılmasından sonra Engels, savaştığı bölükle birlikte,
en sonuncular olarak İsviçre'ye geçer.
Yeniden
Örgütlenme ve F. Engels
Kıta
Avrupa'sında devrimin yenilgisinden sonra İsviçre'ye geçen F.
Engels orada W. Wolft ve W. Liebknecht (23) ile buluşu Marks'ın
isteği üzerine İsviçre'yi terk eden Engels, İngiltere'ye geçer.
Londra'da "Yeni Ren Gazetesi Politik Ekonomi Dergisi"nin
yayımlamayı planlayan Marks'ı bu planında destekler ve aynı
zamanda "Komünistlerin Birliği"ni reorganize etmeye
koyulur. Ama biraz karamsardır.
"Bu
örgütün neye yarayacağı, özellikle, devrimin yeni bir yükselişi
ihtimallerinin gerçekleşmesine bağlıydı. Ve bu, 1850 yılında
giderek olanaksızlaştı, hatta imkansız oldu. 1848 devrimini
hazırlayan 1847 sanayi krizi aşılmıştı. Sanayinin yeni o zamana
kadar görülmemiş bir gelişme dönemi başladı... 1848'in devrim
fırtınası tedricen durgunlaşıyordu." (24)
Birlik
içinde görüş ayrılığı vardı: Bir taraftan Marks, Engels ve
taraftarları, diğer taraftan da A. Willich ve K. Schopper (25)
etrafında toplanmış olan
ultra sol gruplaşma (bu küçük burjuva grup, devrimin
yakında yeniden patlak vereceğini ve komünistlerin iktidara
geleceklerini düşünüyorlar ve bundan çekiniyorlardı). 15 Eylül
1850'de gruplar nihai olarak ayrılırlar.
Bu
arada "Yeni Ren Gazetesi, Politik Ekonomi Dergisi"nde F.
Engels'in "Alman Köylü Savaşı" yazısı yayımlanır.
Dayanışmanın
Anlamlı Bir Dönemi
K.
Marks ve F. Engels, Londra'ya mülteci olarak gelmişlerdi. Bu durum
Marks'ı büyük sıkıntılarla karşı karşıya bırakmıştı.
Para sıkıntısı vardı, ne kendini ne de ailesini tedavi ettirecek
durumda değildi. Çocuklarından üçü ölmüş, kendisi de sık
sık hasta olmaya başlamıştı. Bu durum bilimsel çalışma
yapmasını zorlaştırmasına rağmen, O'nu yıldıramamıştı.
Marks ve ailesinin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilmek,
Marks'ın biraz da olsa rahat çalışmasını sağlamak için
Engels, Kasım 1850'de "Erman ve Engels" firmasında
yeniden çalışmaya başlar. Maddi desteğin yanı sıra Engels,
Marks'ı, politik ekonomi üzerine çalışmasını sürekli kılması
için, başka alanlarda da destekliyordu. Örneğin, "New York
Daily Tribune" de Maks'ın imzasıyla yayımlanan makaleleri
Engels yazmıştı.
Çalışmasına
ve ayrıca Marks'ın çalışmalarına da yardımcı olmasına rağmen
Engels, zaman buluyor kendi bilimsel faaliyetini sürdürüyordu.
Manchester'a gelir gelmez militarizmi incelemeye başladı.
Bunun
ötesinde çeşitli Slav dillerini araştırdı.
Bu
dönemde Marks ve Engels, bilimsel faaliyetlerinin yanı sıra,
dağılmış olan "Komünistlerin Birliği" üyelerinden
çekirdek bir grup oluşturmaya ve böylelikle proletaryanın
Enternasyonal birliğinin temelini atacak gücü yetiştirmeye
çalışmışlardır.
Bu
dönemde Marks Londra'da, Engels de Manchester'da kalıyorlardı.
Ayrı ayrı yerlerde kalmaları, onların fikir alış-verişi
yapmalarını engellemiyordu. Lenin'in dediği gibi "hemen
hemen her gün mektuplaşıyorlardı. Bu mektuplaşmada arkadaşlar,
düşüncelerini teati ediyorlar ve bilimsel sosyalizmin gelişmesinde
ortak çalışıyorlardı." (26)
Devrimci
Güçlerin Yeniden Uyanışı
1850'li
yılların ilk yarısında söz konusu olan ekonominin Avrupa ve
Amerika'daki genel yükselişi 1857-58 ekonomik kriziyle son buldu.
Bu krizin sonuçlarından birisi de burjuva demokratik hareketin
yeniden yükselmeye başlamasıydı; özellikle proletaryanın
mücadeleci eylemleri görülüyordu. Polonya ayaklanması, III
Napolleon'un, İtalya'da Avusturya'ya karşı yeni bir savaş
denemesi gündemdeydi. Amerika'da iç savaş vardı ve İngiliz
burjuvazi bu savaşa Güney devletlerinin yanında katılmak
istiyordu. Bütün bu olgular, geniş yığınları
politikleştiriyordu ve gericiliğe karşı geniş yığınların
enternasyonal protestosuna neden oluyordu. Açık ki, birçok yeni
oluşumlar için yeni tarihi bir duruma girilmişti. Bu tarihi durum,
proletaryanın enternasyonal örgütlenmesinin uygun ön koşullarını
hazırlıyordu. Bu dönemde Marks'ın proletaryanın enternasyonal
örgütlenmesini gerçekleştirmek için yürüttüğü mücadele
önemliydi ve nihayet 28 Eylül 1864'te Londra'da "St. Martin's
Hall"de "Enternasyonal İşçi Birliği" Marks'ın
önderliğinde kuruldu. Bu, proletaryanın ilk kapsamlı
enternasyonal birliğiydi, örgütlenmesiydi.
Yeni
örgütün, Enternasyonal'in ideolojik bileşimi oldukça çeşitliydi.
Ama Marks ve Engels bu durumu görüyorlar ve bu örgütlenme
vasıtasıyla enternasyonal proletaryaya bilimsel sosyalizmi
taşımayı, etkinliğini hala güçlü bir şekilde sürdüren küçük
burjuva düşüncelere karşı mücadele etmeyi hedefliyorlardı. Ve
bu mücadele patlak verdi: Bonopartist rejimin çürüme emarelerinin
yoğunlaştığı dönemde proudhoncularla (27) ekonomik alanda ve
Blanguistlerlede de (28) siyasi alanda.
"Kapital"in
propagandacısı olarak F. Engels
Marks
"Kapital"in birinci cildinin son sayfalarını 16 Ağustos
1867'de gözden geçirir ve Engels'e şöyle yazar: "Bu cilt
tamam. Bunun mümkün olmasını sana borçluyum! senin fedakarlığın
olmasaydı bu muazzam çalışmayı üç ciltte toplamam imkansız
olurdu. Teşekkürlerle seni kucaklarım." (29)
14
Eylül 1867'de "Kapital"in birinci cildi yayımlanır.
Engels açısından Marks'ın bu çalışması, "dünyada
kapitalistler ve işçiler olduğundan beri işçiler için bu kitap
kadar önemli bir kitap yayınlanmamıştır" boyutunda
önemlidir.(30)
Şimdi
sorun kitabın tanıtılmasında, popüler yapılmasındadır. Marks
ve Engels, burjuvazinin, işine gelmeyince susma taktiği
uyguladığını çok iyi biliyorlardı. Bu taktiğe karşı bir
karşı taktik geliştirirler, resmen savaş hilesine başvururlar.
Bunu uygulamak için Engels, Marks'a "Ne diyorsun, meseleyi
canlandırmak için burjuva açıdan saldırayım mı" diye
yazar (31) ve Marks da "kitaba burjuva açıdan saldırma planın
en iyi savaş aracıdır" (aç M) diye cevap verir. (32)
Böylelikle burjuva ekonomistler kitap hakkında tavır belirlemek
zorunda kalırlar.
Bu
"savaş hilesinin" ötesinde Engels, "Kapital"in,
geniş kitleler arasında tanınmasını, okunmasını sağlamak
amacıyla, demokratik ve devrimci basında kitap üzerine bir dizi
makale kaleme alır.
Savaş,
Devrim ve F. Engels
1870'in
ilkbaharında F. Engels, tüccarlık işinden adeta kurtulur,
sevincini "hurra, özgür bir insanım" diye dile getirir.
Engels,
Marks'in önerisiyle Ekim 1870'de "Enternasyonalin Genel
Konseyi"ne seçilir.
19
Temmuz 1970'de Fransa, Prusya'ya savaş ilan eder. Bu aynı zamanda
sınıf mücadelesinin yeni bir aşamasının habercisi bir
gelişmedir. Marks ve Engels, III. Bonapart'ın dışa yönelik
talancılığının ülke içindeki çelişkilerini örtbas
edemeyeceğini vurgularlar. Öyle ki, Marks, savaşın patlak
vermesinden kısa bir zaman sonra, Bonapart'ın yenilgisinden sonra
Fransa'da devrimin patlak vermesinin büyük bir olasılık olduğunu
söyler. Öyle de olur. Fransız halkı, nefret ettikleri II.
Napoleon'un rejimini 4 Eylül 1870'de devirir ve cumhuriyeti ilan
ettirir. Marks ve Engels, kısa bir zaman sonra, burjuva hükümetin
ulusal savunmayı üstlenmek istemediğini, giderek işgalci Prusya
ordusuyla ortak hareket etmeye başladığını görürler. Fransız
burjuvazisi, Fransız proletaryasından, Fransız halkından
korkmaktadır.
18
Mart 1871'de Paris'de proleter devrim patlak verir (Paris Komünü).
Bu gelişme Marks ve Engels'in görüşlerini doğrular. Bu gelişme,
aynı zamanda, küçük burjuva sosyalist teorilerle bilimsel
sosyalizm arasındaki yaklaşan ideolojik mücadelenin giderek
şekillenişini de gösterir. Paris Komünü döneminde
proudhoncuların ve blanguistlerin pratikleri –sınıf mücadelesine
yaklaşımları, küçük burjuva ekonomi teorileri– sonuçlarını
gösterirler.
Marks
ve Engels, komünün hatalarını sürekli eleştirmelerine rağmen,
onun; tarihin ilk proleter devletinin ateşli savunucuları ve
taraftarıydılar.
Devrimin
yenilgisinden sonra Marks ve Engels komünün tecrübelerini bilimsel
olarak inceleyip genelleştirirler ve özellikle devlet ve devlet
iktidarının ele geçirilişinde proletaryanın görevleri konusunda
bilimsel sosyalizmi derinleştirir, geliştirirler.
Alman
Sosyal Demokrat Partisi ve F. Engels
Almanya'nın
devletsel parçalanmışlığı devam ediyordu. Marks ve Engels,
184849'da gerçekleştirilemeyen Almanya'nın devrimci birliğinin
gerçekleştirilmesinin, Alman proletaryasının çok önemli
görevlerinden biri olduğu inancındaydılar. Örgütlenme,
proletaryanın birliği ve siyasi bilinç sorunları en öncelikli
sorunlardı.
1863'te
Lassalle (33) önderliğinde kurulmuş olan "Genel Alman İşçi
Derneği" bu acil görevleri yerine getirecek durumda değildi.
F.
Lassalle, Bismarck ile işbirliği yapma derecesinde burjuvaziye kin
besliyordu. Bu, Almanya'da ulusal sorunun "yukarıdan çözümü"
anlamına da geliyordu. Bunun ötesinde Lassallecıların ekonomi
alanında da görüşleri yanlıştı. Marks ve Engels bu anlayışları
sert bir şekilde eleştiriyorlar ve Lassalle-sosyalizmini "kraliyet
Prusyası hükümet sosyalizmi" olarak tanımlıyorlardı.
Lassalle'ya
karşı mücadeleye F. Engels'in büyük katkıları olmuştu.
Örneğin proletarya ile köylülüğün ilişkileri, proletarya ile
köylülük arasında sıkı bir ittifakın zorunluluğu, proletarya
hareketinin köylülüğü gericiliğe teslim etmemesi gerektiği
konuları Engels tarafından işlenmiştir.
1869,
Alman işçi hareketi tarihinde önemli bir yıldır. Bu tarihte
Alman Sosyal Demokrat İşçi Partisi Eisenach'ta W. Liebknecht ve A.
Bebel (34) önderliğinde kurulur. Partinin kurulması enternasyonal hem
de bilimsel sosyalizm açısından bir zaferdir. Bir takım
eksikliklere, zayıf noktalara rağmen partide Marks ve Engels'in;
bilimsel sosyalizmin teorisi hakimdir. Marks ve Engels, partinin
kurulmasını ve gelişmesini yoğun bir şekilde desteklemişlerdir.
Almanya
Sosyal Demokrat İşçi Partisi Eisenach'daki kuruluş kongresinde
Enternasyonal'e katılma kararı alır ve proleter
enternasyonalizmini savunur.
Alman-Fransız
savaşı ve Paris Komünü döneminde bir taraftan Marks ve Engels
ile diğer taraftan Bebel ve Liebknecht arasındaki ilişkiler; sıkı
ortak çalışma daha da şekillenmiştir: Örneğin Bebel ve
Liebknecht, Marks ve Engels'in uyarılarına uyarak Alman
parlamentosunda tutarlı enternasyonalist bir tavır alırlar;
Elsas-Lothringen'in ilhakını, Paris Komünü'nün yenilgisi için
Alman-Fransız gericilerinin ortak hareket edişini şiddetle
protesto ederler.
Enternasyonal,
Marks ve Engels önderliğinde uluslararası planda devrimci güçlerin
birliğini sağlama hedefine esas itibariyle ulaşmıştı. Şimdi
sorun, güçlü ulusal partilerin kurulmasıydı.
Fransa'da
devrimin, komünün yenilgisinden sonra Fransız proletaryasında
belli bir dağınıklık söz konusu olmuştu ve devrimci hareketin
esas ağırlığı Fransa'dan Almanya'ya kaymıştı. Bu, Alman
proletaryasına büyük görevlerin düştüğü anlamına geliyordu.
Bunun içindir ki, Marks ve Engels, Alman Partisi'ne açık teorik
bir plan sunmaya özellikle önem vermişlerdi, Alman Partisi,
oportünizmin batağında yok olmamalıydı.
Oportünizme
Karşı Mücadele ve F. Engels
1875'te
Sosyal Demokrat Parti ile Lassallecilerin "Genel Alman İşçi
Derneği"nin birleşmesi gündeme gelir. Bu, Marks ve Engels'in
parti tartışmalarına daha aktif katılmaları demekti.
Marks
ve Engels birlikten yanaydılar. Ama her koşulda birlikten değil,
Marks ve Engels, birliğin sağlam teorik temeller üzerine kurulması
için mücadele ettiler, teorik sulandırmaya karşı şiddetle karşı
çıktılar. Marks'ın "Gotha Programının Eleştirisi"
buna bir örnektir. Engels de 18-28 Mart 1875 tarihinde A. Bebel'e
yazdığı mektupta, program taslağında Lassalle'cılara verilen
tavize –varılan uzlaşmaya– karşı çıkıyor. Bunun oportünist
bir pratikle sonuçlanacağını yazıyordu. "şayet birleşme
olursa, Marks ve ben, bu temelde kurulan yeni
(a.ç.
E) partiyi asla sahiplenemeyiz ve ona karşı nasıl
bir tavır alacağımızı … oldukça ciddi olarak düşünürüz."
(35)
Engels,
Lassalle'cıların, işçi sınıfıyla karşılaştırıldığında
diğer bütün sınıflar "gerici kitle"dir anlayışlarına
da şiddetle karşı çıkıyordu. Aynı mektupta Engels bu anlayışı
sol bir safsata olarak teşhir ediyordu. Çünkü Lassalle'cılar,
somut tarihi durumu dikkate almaksızın proletarya ile köylülüğün
ittifakını reddediyorlardı. Program taslağında yer alan "devlet
yardımı" vb. görüşler, devlete sınıflar üstü bir
görünüm veriyordu ve Engels bunu, sınıf mücadelesinden
vazgeçmek, sınıfın kurtuluşunu Junker-Prusya devletinde aramak
anlamına geldiği için teşhir ediyordu.
Marks
ve Engels'in bu yoğun mücadelesi sonucu parti daha baştan bir dizi
hatayı işlemekten kurtuluyor, oportünizmin nüfuzu kırılıyordu.
Genç
Parti, başka yönden gelen tehlikelerle de karşı karşıyaydı.
Özellikle küçük burjuva ideoloğu Dühring'in anti-marksist
görüşleri partiyi olumsuz etkiliyordu. Dühring'in teorisi,
çeşitli vulger materyalist, idealist, vulger ekonomist ve sahte
sosyalist görüşlerin bir toplamıydı. W. Liebknecht, Engels'ten
"Dühring salgını"na karşı yardım istiyordu.
"Anti-Dühring" bir taraftan yazılırken, bir taraftan da
"ileri"de seri makale olarak yayımlandı. F. Engels,
"Anti-Dühring"de Eugen Dühring'in görüşlerini yok
edici bir eleştiriye tabi tuttu. Engels'in bu çalışması Marksist
teorinin temel yapıtlarından birisi oldu.
"Doğanın
Diyalektiği" de bu dönemin bir çalışmasıdır. Bu
çalışmasında Engels, "Anti-Dühring"de olduğu gibi,
materyalist diyalektiği doğa bilimi sorunlarında da kullanmıştır.
Marks'ın
Mirası ve F. Engels
K.
Marks, 14 Mart 1883'te Londra'da öldü. F. Engels, Marks'ın ölümü
üzerine enternasyonal işçi hareketinin önderlerini haberdar eder.
Engels, P. Becker'e (36) "Dün öğleden sonra saat 14:45'de
–ancak iki dakika yanından ayrılmıştık– onu sakin bir
şekilde koltukta ölmüş olarak bulduk. Partimizin devasa kafası
artık düşünmüyor. Tanıdığım en güçlü kalp artık
atmıyor."(37)
Engels,
Marks'ın cenaze merasiminde, Ölümünün 100. Yılında Friedrich
Engels Marks'ın eserlerinin tarihi önemini ve dolayısıyla
Marks'ın bilimsel sosyalizme olan katkısını vurgulayan bir
konuşma yapar.
Marks'ın
ölümünden sonra, "Kapital"in henüz yayınlanmamış
ciltlerini yayınlamayı Engels bir görev olarak görür. Uzun
yıllar alan çalışmadan sonra 2. cildi 1885'te ve 3. cildi de
1894'te yayınlanır. Bu iki cildin yayınlanması olağanüstü bir
çalışmayı zorunlu kılıyordu. Engels bu ciltleri adeta yeniden
yazmıştı. Bunun içindir ki, Lenin "gerçekten, 'Kapital'in
bu iki cildi iki kişinin; Marks ve Engels'in eseridir" der.
(38)
Başka
çalışmaları
Bu
dönemde Engels, başka önemli teorik çalışmalar da yapmıştır.
Örneğin "Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni"
(1884)
Bu
çalışmasında Engels, Amerikalı araştırmacı Morgan'ın vardığı
sonuçlara, kendi araştırmalarına ve Marks'ın notlarına
dayanarak, kapitalizm öncesi toplum biçimlerini; sınıfların ve
sınıf mücadelesinin doğuşunu ve nedenlerini inceler.
Örneğin,
"Ludwing Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesi'nin Sonu"
(1888). Bu çalışmasında Engels, bilimsel sosyalizmin (Marks'ın
ve kendisinin) Hegel ve Feuerbach'a bakışını açıklar,
felsefenin temelini formüle eder ve bilimsel sosyalizmin toplum
teorisini çerçeve olarak çizer.
Marks
gibi Engels de doğa bilimlerini kapsamlı olarak araştırmıştı.
F. Engels, aynı zamanda insanlık tarihinin tanıdığı en önemli
etnograflarından birisiydi. O, yirmiye yakın dil konuşuyordu.
II.
Enternasyonal ve F. Engels
Daha
1880'li yılların ortasında yeni bir Enternasyonal'in gerekliliği
konuşulmaya, talep edilmeye başlanır; birçok Avrupa ülkesinde
proletaryanın yeni partileri, örgütleri kurulmuş, teorik,
bilinçlenme düzeyi farklı da olsa, enternasyonal proletaryanın
ulusal örgütlenmeleri çoğalmıştı.
F.
Engels, yeni bir Enternasyonal'in kurulması ısrarı karşısında,
örneğin J. P. Becker'in ısrarlı tavrı, bekleyici bir tutum
içindeydi. O, J. P. Becker'e yazdığı 10 Şubat 1882 tarihli
mektupta şöyle diyordu: "Büyük bir manifestonun, artık
propaganda örgütlenmesi olmaması, bilakis sadece bir eylem
örgütlenmesi olması gereken resmi (aç. E)… bir Enternasyonal'in
kurulması zamanı da gelecektir. Bundan dolayıdır ki biz, böyle
mükemmel bir mücadele aracının göreceli sakin bir zamanda,
devrimin arifesinde kullanarak, aşındırarak zayıflatılmasına
kesin olarak karşıyız." (39)
F.
Engels, trade-unioncu, reformist, oportünist örgütlerin bu dönemde
yeni bir Enternasyonal kurma faaliyetinin izlenmesini, ama prim
verilmemesini mücadele arkadaşlarına önerir.
1880'li
yılların sonuna doğru durum değişir. Bütün kapitalist
ülkelerde işçi hareketi yeniden yükselmeye başlar; grevler
kitlesel mücadele karakterinde olan eylemler gündeme gelir ve
Engels, her türlü oportünist akımdan arınmış, Marksist temele
dayalı yeni bir Enternasyonal'in kuruluş çalışmasına yoğun
bir şekilde katılır ve II. Enternasyonal 14 Temmuz 1889'da
Paris'te 22 ulustan 407 delegenin katılımıyla ilk kongresini
gerçekleştirir. (Fransız ve İngiliz oportünistlerinin karşı
"Enternasyonal" kongresine ise dokuz ülkeden temsilciler
katılır).
Oportünizme
Karşı Mücadele ve F. Engels
F.
Engels, yaşamının son yıllarında da Enternasyonal işçi
hareketinin gelişimine özenle eğilmiştir. Kapitalizm, serbest
rekabetçi aşamasından tekelci aşamasına geçiş sürecindeydi;
bu dönemde sınıf
mücadelesi
uluslararası alanda keskinleşmişti. Uluslararası (ve tabii ki
ulusal) alanda işçi hareketinin güçlenmesi, küçük burjuva
unsurların yoğun bir şekilde proletaryanın partilerine akın
etmeleri anlamına da geliyordu. Küçük burjuva unsurların
partilere akını, oportünist ve sol sekter akımların doğmasına
veya güçlenmesine neden olmuştu. Engels, enternasyonal işçi
hareketindeki bu oportünist gelişmeyi oldukça erken görmüştü.
O'nun Alman Sosyal Demokrat Partisi'ndeki oportünist eğilimlere
(Vollmar'a, karşı mücadele ile başlayan gelişme) karşı
mücadelesi bunun açık ifadesidir. F. Engels, yozlaştırılmamış
bir bilimsel sosyalizmin; Marksizm'in partilerde hakim kılınması
için mücadele etmiş, çoğu partilere bir dizi sorunların
açıklanmasında yardımcı olmuştur. O'nun yorulmak bilmez çabası
sonucudur ki, oportünizmin ve reformizmin uluslararası işçi
hareketindeki etkinliği sınırlı kalmıştır.
Bir
taraftan devrimci mücadele ve yaşam ve diğer taraftan da babasının
firmasında çalışma zorunluluğundan dolayı 1870'e kadar fiilen
çifte yaşam sürdüren F. Engels, dünya proletaryasının bu eşsiz
öğretmeni ve "hayatım boyunca ikinci kemanı çaldım...
ve Marks gibi mükemmel bir birinci kemanın olmasından memnundum"
diyecek kadar (40) alçakgönüllü olan önder, 5 Ağustos 1895'e
saat 22:30'da aramızdan ayrıldı.
F.
Engels, naaşının yakılmasını ve külünün denize atılmasını
istemişti. Fırtınalı bir sonbahar gününde, 27 Ağustos 1895'te
Eleanor Marks-Aveling, Edward Aveling, Eduard Bernstein ve Friedrich
Lessner kıyıdan yaklaşık 5 mil uzaktaki Eastbourne'de Onun bu son
isteğini yerine getirdiler.
Ama
F. Engels, devrimci proletaryanın kalbinde canlı kaldı ve devamlı
canlı kalacaktır.
Proleter Doğrultu, Sayı 2, Ağustos-Eylül 1995.
KAYNAKÇA
1)
Lenin, Toplu Eserleri C. 2, s. 5, Alm.
2)
Bkz. Marks-Engels Toplu Eserleri
(METE)
C. 1, s. 413-432
3)
METE Ek Cilt, 2. Bölüm s. 367
4)
Friedrich Wilhelm Schelling (17751854) Alman Filozofu. İdealist. 19.
yüzyılın başında diyalektik doğa felsefesi anlayışıyla
ilerici bir rol oynadı. Sadece Hegel için değil, birçok doğa
araştırmacısı için kamçılayıcı oldu. Gericiliğin
restorasyonundan sonra Hristiyan Ortodoksluğa yakınlaştı ve onun
felsefi umudu oldu.
5)
METE, Ek Cilt, 2. Bölüm s. 167-168
6)Kartizm
tanımı: "halk-şartı"ndan kaynaklanır. Bu, genel seçim
hakkı gibi bir dizi talebi de içeren ve İngiliz parlamentosuna
sunulmuş olan bir yasa tasarısıydı. 1848'de parçalanan kartist
hareket, İngiltere'de sanayi devriminin son döneminde (1825'ler)
doğmuştu. O, devrimci bir hareketti, ama sosyalist değildi.
7)
F. Engels; "Komünistlerin Birliğinin tarihi Üzerine",
METE, C. 21. s. 211
8)
A. Smith, D. Ricardo, J.B. Say, J. Mill vb.
9)
Örneğin, W. Weitling, E. Cabet vs.
10)
METE, C. 4, s. 329
11)
METE, C. 2, s. 229
12)
METE, C. 1, s. 511-512-521
13)
METE, C. 21, s. 208
14)
Arnold Ruge (1802-1880). Radikal yazar, genç hegelci, küçük
burjuva demokratı.
1866'dan
sonra saf değiştirerek ulusal liberalci, yani Bismarck'çı olur.
15)
METE, C. 21, s. 211-212
16)
Wilhelm Weitling (1809-1864). Doğuş döneminde Alman işçi
hareketinin güzide temsilcilerinden; "Adillerin Birliği"
üyesi. Ütopik bir eşitlik komünizmi propagandası yapan W.
Weitling 1849'da Amerika'ya göçer ve işçi hareketinden kopar.
17)
METE, C. 21, s. 212
18)
METE, C. 21, s. 214-215
19)
METE, C. 21, s. 215
20)
Lenin, C. 2, s. 10
21)
METE, C. 21, s. 218
22)
METE, C. 21, s. 19
23)
Wilhelm Wolff (1809-1864) Komünist proleter devrimci. "Komünistlerin
Birliği" üyesi, "Yeni Ren Gazetesi" redaktörü,
Marks ve Engels'in yakın mücadele arkadaşı, Marks "Kapital"in
birinci cildini ona hasretmiştir. Wilhelm Liebknecht (1826-1900);
Komünist, Alman sosyal demokrasisi, işçi hareketi önderlerinden.
Marks ve Engels'in yakın mücadele arkadaşı.
24)
METE, C. 21, s. 221
25)
August Willich (1812-1870). "Komünistlerin Birliği"
üyesi. Bad-Fals ayaklanmasında (1849) bir gönüllü kıtası
önderi. Amerikan iç savaşında kuzey devletleri ordusu generali.
-Karl
Schaper (1812-1870). "Komünistlerin Birliği" üyesi.
1850'de Birliğin sol sekter fraksiyonunun önderi, 1856'dan sonra
Marks taraftarı ve Enternasyonal Merkez Konseyi üyesi
26)
Lenin, C. 2, s. 11
27)
Proudhoncular: Anarşizmin kurucusu olan Pierre-Joseph Proudhoriun
(1809-1865) taraftarları
28)
Louis-Auguste Blanqui'nin (18051881) taraftarları
29
Marks'ın Engels'e mektubu 16 Ağustos
1867.
METE, C. 21, s. 33
30)
METE, C. 16, s. 235
31)
METE, C. 31, s. 345
32)
agk. s. 346
33)
Ferdinand Lassalle (1825-1864).
Güçlü
Bonopartist eğilimleri olan vulger demokrat (Engels); "Genel
Alman İşçi Derneği"nin kurucusu. Bu derneğin ve bu anlamda
F. Lassalle'nin tarihi kazanımı, işçi hareketinin uzun bir uyku
döneminden sonra yeniden uyanmasına ve onu, liberal burjuvazinin
etkisinden kurtulmasına katkıda bulunmasıdır.
34)
August Bebel (1840-1913). Komünist, Alman Sosyal Demokrasisi
önderlerinden. Marks ve Engels'in öğrencisi ve yakın mücadele
arkadaşı.
35)
METE, C. 34, s. 129
36)
Johann Philipp Becker (1809-1886). 1848-1849 devrimine katılanlardan.
Bad-Fals ayaklanmasında (1849) Baden halk meclisi komutanı.
Enternasyonal İşçi Birliği önderi. "Öncü" gazetesi
redaktörü. Marks ve Engels'in yakın mücadele arkadaşı.
37)
METE, C. 35, s. 458
38)
Lenin, C. 2, s. 12
39)
METE, C. 35, s. 276
40)
METE, C. 36, s. 218