deneme

1 Eylül 1995 Cuma

Ölümünün 100. Yılında FRIEDRICH ENGELS


Ölümünün 100. Yılında FRIEDRICH ENGELS

"O'nun adı ve de eserleri yüzyıllar boyu yaşayacaktır!" F. Engels, bu sözleri, K. Marks'ın mezarı başında söylüyordu. O'nun, Marks için söylediği, kendisi için de geçerlidir. F. Engels'in adı ve de eserleri yüzyıllar boyu yaşayacaktır.!

Lenin'e göre de "Engels, arkadaşı Karl Marks'tan sonra bütün uygar dünyada modern proletaryanın en önemli bilgini ve öğretmeniydi." (1)

5 Ağustos 1895'te Londra'da ölen F. Engels, Marks ile birlikte kurdukları ve geliştirdikleri bilimin, sosyalizmin dünya çapında muzaffer kılınmasını, işçi sınıfının elinde maddi bir güce dönüşmesini yaşayamadı, göremedi. Ama K. Marks gibi O da, bütün yaşamını, fiziki ve zihin gücünü uluslararası proletaryanın sosyal kurtuluşuna adadı.

F. Engels, 28 Kasım 1820'de Barmen şehrinde doğdu. Babası tekstil fabrikatörüydü. Babasının isteği üzerine 1837'de liseyi terk etti. Hemen sonra kısa bir süre için babasının firmasında yardımcı olarak çalıştı. 1838'in ortalarında ise, ticari bir eğitim görmek için Bremen'e taşındı.

Liberal Muhaliflikten Devrimci Demokratlığa

F. Engels, boş zamanlarında çağdaş literatürü inceliyordu ve en çok da burjuva demokratik, muhalif bir yazarlar grubunun, "Genç Almanya"nın yazarlarına ilgi duyuyordu.

F. Engels'in yazarlık faaliyetinin ilk ürünü "Telegraph für Deutschland"da yayınlanan "Wuppertal'dan mektuplar"dır (Mart-Nisan 1839). Bu iki mektupta F. Engels, burjuvazinin ve Hristiyan ulemanın obskürantizmini (cehaleti yaygınlaştıran siyaset mesleğini) ve ikiyüzlülüğünü teşhir eder. F. Engels aynı mektuplarında işçilerin ve zanaatkarların sefaletini sömürüldüklerini de anlatır. (2)

F. Engels'in bu ilk iki makalesi, liberal muhalefetçi bir bakış açısıyla kaleme alınmış olmasına rağmen oldukça dikkat çekici olmuştur.

Engels, 18-19 yaşındayken adeta düşüncelerin çatışmasının bizzat kendisiydi. O, 8-9 Nisan 1839'da F. Graeber'e yazdığı mektupta şöyle diyordu: "Yüzyılın düşüncelerinden dolayı geceleri uyuyamıyorum; postanenin yanında durunca ve Prusya armasına bakınca, beni özgürlük ruhu sarıyor, bir gazeteye baktığımda, özgürlüğün ilerleyişini hissediyorum..."(3)

Yoğun bir şekilde Hegel'in felsefesini ve çeşitli dini-eleştirel yazıları inceledikten sonra F. Engels'in felsefi anlayışı değişir. Bu değişme Engels'in sorunlara siyasi yaklaşımında da köklü bir değişmeyi beraberinde getirir. Artık, liberal muhalefetçi F. Engels'in yerini devrimci demokrat F. Engels almıştır.

F. Engels, eğitimini bitirdikten sonra 1841 yılının başında Barmen'e geri döner. Birkaç ay sonra da bir yıllık gönüllü askerlik görevini yerine getirmek için Berlin'e gider. Bu dönemde boş zamanını üniversitede felsefe derslerini dinlemekle değerlendirir ve Berlinli Genç Hegelcilerle tanışır/ilişkiye geçer.

Devrimci Demokratlıktan Komünizme

Hegel'in felsefesinden devrimci sonuçlar çıkartılabiliyordu. Bu felsefeye göre hiçbir şey ebedi değildi, her şey gelişim içindeydi. Öyleyse, feodal düzen yıkılabilir, onun yerini burjuva bir düzen alabilirdi. O dönemin Engels'inin de kavrayışı böyleydi. Ama Engels, felsefi görüş ufkunu bununla; Genç Hegelcilik'le sınırlamadı. Alman felsefesi üzerine ufkunu derinleştirdi ve genişletti. Öyle ki, dersini dinlemeye bir nevi hesaplaşmak için gittiği Schelling'in gerici felsefi anlayışlarını, sol hegelci açısından eleştiriyordu.(4)

F. Engels, Schelling'e saldırısını büyük bir tutkuyla sürdürüyordu, onun Hegel'i önemsizleştirmeye çalışması Engels'te tepkiye yol açıyordu ve Schelling için şöyle diyordu: "O benden sükunet ve soğukluk talep edemez; çünkü ben bir ölüyü (Hegel kastediliyor –çn) savundum ve mücadele edenin (herhalde) biraz utku hakkı vardır. Her kim ki soğuk kanlılıkla kılıcını çekerse, savunduğu dava için nadiren coşku bulur." (5)

F. Engels, askerlik görevi bittikten sonra Barmen'e döner ve kısa bir zaman sonra da –1842'nin sonu– mesleki eğitimini tamamlamak için babasının Manchester'daki firmasına çalışmaya gider.

F. Engels, İngiltere'ye hareket etmeden önce, dönemin önde gelen burjuva muhalefetçi gazetesi olan "Rheinische Zeitung"da yazmaya başlar. İngiltere yolculuğundayken Köln'deki kısa bir konaklamada bu gazetenin redaktörünü ziyaret eder ve burada ilk defa K. Marks'la karşılaşır. Bu öylesine, arkasında iz bırakmayan bir tanışma olarak kalır.

F. Engels, İngiltere'ye gelir gelmez, sosyal ve politik gelişmeleri/ilişkileri incelemeye koyulur. Bu arada "Rheinische Zetung"da (Ren Gazetesi) makaleleri yayınlanır. Diğer şeylerin yanı sıra bu makalelerde (Aralık 1942) Engels, Alman okurlara, '"Kartizm"in ne olduğunu açıklar. (6)

Engels, Manchester'da Kartistlerin mücadeleci etkenliklerini izleme imkanı buldu, her şeyden önce de proleter kitlelerin çalışma ve yaşam koşullarını inceledi. O, daha sonraları şöyle yazacaktı: "Manchester'da, şimdiye kadarki tarih yazımında hiçbir rol oynamayan veya hakir görülen bir rol oynayan-modern dünyada belirleyici bir güç olan ekonomik gerçeklerle karşı karşıya geldim. Bu gerçekler, bugünkü sınıf zıtlıklarının doğuşuna temel teşkil ediyorlar. Büyük sanayiiden dolayı bu sınıf zıtlıkları, tamamen gelişmiş oldukları ülkelerde, yani İngiltere'de de, siyasi parti oluşumlarının, parti mücadelelerinin ve böylece bütün siyasi tarihin temelini oluşturuyorlar." (7) Engels'in burada vardığı sonuçlar, O'nun sadece İngiliz işçi hareketinin gelişmesini izlemesine bağlanamaz. O dönemde F. Engels, birçok burjuva ekonomistin (8) ve ütopik sosyalizmin (9) yapıtlarını incelemişti.

O dönemin genç bir demokratı olarak F. Engels, İngiliz işçilerinin devrimci mücadelesinden oldukça etkilenmişti. O, 1847'de yayınlanan "İngiltere'de fabrika sahipleri ve işçiler" adlı makalesinde, o zamana kadar "Lancashire'in pamuk fabrikalarındaki işçiler gibi demokratik ilkelere samimice bağlı kalan ve kapitalist sömürücülerin boyunduruğunu silkeleyip atmakta kararlı olan" insanlarla karşılaşmadığını yazar. (10)

F. Engels, artık, neredeyse işçi semtlerinden çıkmıyordu, işçileri evlerinde de ziyaret ediyor, onlarla konuşuyor ve onların toplantılarına katılıyordu. O, yüzünü tamamen proletaryaya çevirmişti. "İngiltere'de çalışan sınıfın durumu" yapıtında şöyle diyordu; "orta sınıfın toplantısından, ziyaretinden, porte şarabından ve şampanyasından feragat ediyorum ve boş saatlerimi tamamen, sıradan işçilerle görüşmeye hasrediyorum." (11)

Sorunlara yaklaşımıyla bu dönemin Engels'i idealizmden materyalizme ve devrimci demokratizmden komünizme geçen F. Engels'ti. Bu geçiş en parlak ifadesi "Ulusal Ekonomi Eleştirisinin Taslağı" çalışmasıydı. Bu çalışmasında Engels, burjuva toplumunun ekonomik yapısını ve onun temel kategorilerini sosyalist açıdan inceliyordu. Bu çalışmasında Engels, şöyle diyordu: "... Emek ile sermaye arasındaki ayrışma ve bu ayrışmanın tamamlanmasıyla insanlığın kapitalistler ve işçiler olarak bölünmesi... her gün daha da keskinleşen bölünme... özel mülkiyetin ortadan kaldırılmasıyla" aşılacaktır.(12)

Bu dönemde F. Engels kendini sadece teorik çalışmayla sınırlamıyordu. Bu çalışmasının yanı sıra İngiliz ve enternasyonal işçi hareketiyle ilişkilerini de kuruyor ve geliştiriyordu. Örneğin "Adillerin Birliği", H. Bauer, J. Mall, K. Schapper gibi Alman devrimci işçileriyle tanışıyordu. "Onların üçünü de 1843'te Londra'da tanıdım, gördüğüm ilk devrimci proleterlerdi... Yetişkin olmak istediğim dönemde bu üç gerçek insanın benim üzerimde (bıraktıkları) etkileyici izi asla unutmayacağım." (13)

F. Engels ve Bilimsel Sosyalizm

"Alman-Fransız Yıllıkları" K. Marks ve A. Ruge (14) tarafından Paris'te yayımlanıyordu. Bu yıllıklarda, 1844 sonunda F. Engels'in "Ulusal Ekonomi Eleştirisinin Taslağı", "İngiltere'nin Durumu" gibi makaleleri yayımlanır ve K. Marks ve F. Engels, "Ulusal Ekonomi Eleştirisinin Taslağı" makalesinin yayımlanmasından hemen sonra mektupla ilişkiye geçerler.

1844 yılı boyunca Engels, İngiliz işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşullarını incelemeye devam eder ve yazacağı "İngiltere'de Çalışan Sınıfın Durumu" yapıtı için materyal toplar.

1844 Ağustos sonunda İngiltere'den ayrılarak Barmen'e döner. Ama önce Paris'e giderek K. Marks ile görüşür. 10 günden fazla süren uzun tartışmalar yaparlar ve ele aldıkları bütün siyasi, ekonomik ve ideolojik sorunlarda ilkesel uyumluluk içinde olduklarını görürler. Artık onlar arkadaş olmuşlardır. Bu gelişmeyle ilgili olarak F. Engels, sonraları şöyle yazacaktı: "Marks, devletin burjuva toplumu değil, bilakis burjuva toplumunun devleti gerekli kıldığını...., yani politika ve burjuva toplumun tarihinin ekonomik ilişkilerden ve gelişmesinden hareketle açıklanacağı –tersi değil– düşüncesine sadece varmamıştı, bilakis bunu 'Alman-Fransız Yıllıkları'nda da genelleştirmişti bile. 1844'ün yazında Marks'ı Paris'te ziyaret ettiğimde, bütün teorik alanlarda tam uyumluluğumuz ortaya çıktı ve ortak çalışmamız o andan itibaren başladı." (15)

K. Mark ve F. Engels'in ölümlerine kadar sürecek olan arkadaşlık ve yoldaşlıklarının başlangıcı aynı zamanda bilimsel sosyalizmin doğum anıydı.

Weitling'in (16) eşitlikçilik komünizminin ve ahlaki konulara dayanan Fransız ve İngiliz ütopik sosyalizminin aksine K. Marks ve F. Engels'in sosyalizm kavrayışları, reel toplumsal süreçlerinin; burjuva toplumun sınıfsal karakterinin ve buradan hareketle proletaryasının tarihi misyonunun idrakine; burjuvazinin hakimiyetini yıkmaya, sınıfsız, komünist toplumu kurmaya dayanıyordu.

Varılan sonucu Engels şöyle formüle eder; "Artık komünizm fantezi sayesinde oldukça mükemmel bir toplum ideolojisinin tasarımı değildir, bilakis o, doğayı, proletarya tarafından yürütülen mücadelenin genel amaçlarını ve koşullarını kavramaktır." (17)

K. Marks ve F. Engels'in ortak faaliyetleri daha 1844'te Paris'te "Kutsal Aile" üzerine çalışmalarıyla başlar. Onlar bu eserlerinde Hegel'in felsefesini, ama öncelikle de onun takipçisi olan genç hegelcilerin anlayışlarını eleştirel olarak derinlemesine ele alırlar. Marks ve Engels, Hegel'in ve genç hegelcilerin idealist felsefesiyle nihai hesaplaşmalarını, 1845'te yazdıkları "Alman ideolojisi"nde yaparlar.

F. Engels ve Proletaryanın Örgütlenmesi Sorunu

Marks ve Engels, doğanın ve kapitalist toplumun hareket yasalarını bilimsel olarak analiz etmekle yetinmemişlerdir. Bilimsel çalışmalarının en önemli bir sonucu da proletaryanın örgütlenmesi sorunuydu. Bu, öyle bir örgütlenme olmalıydı ki, hem sınıfın bilinçlenme seviyesine tekabül etmeliydi ve hem de burjuva toplumundaki objektif çelişkileri ifade etmeliydi.

"Adillerin Birliği" 1836'da Fransa'da doğmuştu. Onun üyeleri önceleri çoğunlukla Alman mültecilerden oluşuyordu. Bu birlikle Engels 1843'te Londra'da ilişkiye geçti. Ama ona üye olmadı. Üye olmadı çünkü, bu birlikte küçük burjuvazi etkindi (Weitling'in eşitçilik komünizmi). Ama buna rağmen hem Marks, hem de Engels bu örgütün önderleriyle mektuplaştılar, bu birliği eleştirileriyle etkilemeye çalıştılar.

Marks ve Engels, beraber yaptıkları bir İngiltere seyahatinden sonra, 1846'da Brüksel'de 'Komünist Yazışma Komitesi'ni kurdular. Bu komitenin amacı, çeşitli ülkelerdeki ileri işçilerin örgütsel birliğini teşvik etmekti. Aynı dönemde Weitling ve başka ütopik komünizm temsilcilerinin 'Adillerin Birliği'ndeki etkilerinin giderek gerilediği ve örgütün önde gelen temsilcilerinin komünizmi bilimsel olarak kavrama zorunluluğunu duymaya başladıkları görüldü. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak 1847 yılının ilk aylarında bir örgüt temsilcisi (Moll) Brüksel'de Marks ile ve sonra da Paris'te Engels ile görüşerek, örgüte girmeleri için iknaya çalıştı: Temsilci, örgütün Marks ve Engels'in görüşlerinin doğruluğuna inandığını ve örgüt için bir manifesto hazırlamaları istediğini açıkladı.

"Birlik üzerine eleştirilerimiz şimdi Birliğin temsilcileri tarafından kabul edildi. Yeniden örgütlenmeye katkıda bulunmaya çağrıldık. Birliğe girdik." (18)

Birliğin Londra'daki ilk kongresinde (1847 yazı) reorganizasyon kararı alınır. "Adillerin Birliği", "Komünistlerin Birliği"ne dönüşür. Birliğin adından siyasi anlayışına kadar Marks ve Engels'in temsil ettikleri bilimsel sosyalizm hakimdir.

"Birliğin amacı, burjuvazinin devrilmesidir, proletaryanın hakimiyeti, eski sınıf çelişkilerine dayanan burjuva toplumun ortadan kaldırılması ve sınıfların ve özel mülkiyetin olmadığı yeni bir toplumun kurulmasıdır." (19)

Birliğin ikinci kongresinde (Kasım 1847) Marks, sosyalizmin yeni ilkelerini kapsamlı açıklama ve yeteri kadar açıklanmamış noktaları açıklama imkanı bulur. Delegeler Marks'ın açıklamalarını kabul ederler ve Marks ve Engels'i manifestonun hazırlanmasıyla görevlendirirler.

"Komünist Partisi Manifestosu" 1848'de Şubatın başında) yayınlanır. Bu, Engels'in hazırladığı taslak üzerinde Marks ve Engels'in ortaklaşa kaleme aldıkları temel bir eserdir. Lenin'in belirttiği gibi “bu küçük ciltçik, ciltler ağırlığındadır. Onun ruhu medeni dünyanın bütün örgütlü ve mücadeleci proletaryasını harekete geçirmektedir." (20)

Örgütsel faaliyet alanında Maks ve Engels, kendilerini "Komünistlerin Birliği" için çalışmayla sınırlamamışlardır. Bu alanda burjuva örgütleri ve çeşitli yayın organlarını da etkilemeye çalışmışlardır. Örneğin Engels, bu dönemde kartistlerin gazetesi olan "The Nothern Star"da çalışıyordu. Marks ve Engels için sadece proletercilik geçerli değildi. Görüşlerini yaymak, toplumu etkilemek için bütün ilerici toplumsal güçlerle çalışmayı doğru buluyorlardı.

Burjuva Devrimi ve F. Engels

Fransa'da Şubat 1848 devrimi patlak verir. Devrimin patlak vermesinden sonra K. Marks ve F. Engels Paris'e giderler. Louis Philipp monarşisinin devrilmesi ve cumhuriyetin ilanı, Fransız proletaryasının büyük bir başarısıdır.

Engels, Paris'e gelir gelmez "Komünistlerin Birliği"nin merkezindeki çalışmaya katılır ve Marks ile birlikte "Almanya'da Komünist Partinin Talepleri"ni hazırlar.

Kısa bir zaman sonra, Mart 1848'de devrim, Almanya'da da patlak verir. Bunun üzerine çoğunluğu birlik üyesi olan 300400 kişilik bir işçi grubu, komünistlerin düşüncelerini geçerli kılmak için Almanya'ya dönerler. Birliğin ne denli yetersiz kaldığını Engels şöyle ifade eder: "Birlik, halk kitlelerinin şimdi patlak veren hareketi karşısında oldukça zayıf bir kaldıraç olduğu açığa çıktı." (21)

Almanya'daki durumun biraz değişik olduğunu Marks ve Engels çok iyi kavrıyorlardı: Almanya'da birliğin strateji ve taktiği, Alman proletaryasının gelişmişlik durumunu, ülkenin feodal bölünmüşlüğünü ve sanayinin geriliğini dikkate almalıydı ve devrimci burjuva güçlerle beraber hareket etmeyi hedeflemeliydi.

Onlar, proletaryanın kitlesel bir partisini kurmanın olanak dışı olduğunu görmelerine rağmen Almanya'ya döner dönmez, Birliğin etkisini artırmak için bir dizi işçi dernekleri kurarlar. Biliğin üyelerine, devrimci demokratların örgütlerine üye olmayı, savunulan görüşleri oralarda da geçerli
kılmayı önerirler.

Marks ve Engels, aynı yılda "Neve Rheinische Zeitung"u (Yeni Ren Gazetesi") kurarlar. Alt başlığı "Demokrasinin Organı" olan bu gazete Almanya'da bütün ilerici güçlerin organı olarak düşünülmüştü ve öyle de oldu.

Önceleri Marks, daha ziyade gazetenin örgütlenmesiyle meşgul olduğu için, başlangıçta çoğu temel makaleleri F. Engels kaleme almıştı.

Bu yayın organının Almanya'da bütün ilerici, devrimci, demokratik güçlerin çıkarlarını savunması Marks ve Engels'i aynı yayın organında çalışmaktan, işçi sınıfının ve ilerici güçlerin çıkarlarını kararlı bir şekilde savunmaktan alıkoymuyordu. Özellikle, Paris proletaryasının Haziran ayaklanması üzerine makalelerinde işçi sınıfının pozisyonunu bütün çıplaklığıyla açıklıyorlardı (Paris proletaryasının 23 Haziran ayaklanması Şubat Devrimiyle elde edilmiş kurumların –İşçi Komisyonları Ulusal Atölye– tasfiye edilmelerine karşı bir ayaklanmaydı).

Bu makalelerde Engels de mücadele metotlarını ele alırken, sosyalistlerin silahlı ayaklanmaya bakışlarının temelini atıyordu.

Eylül 1848'de Engels'e vatana ihanet suçlaması yapılır. Köln'de sıkıyönetim ilan edilir ve Engels'in tutuklanması an meselesi olur. Bunun üzerine F. Engels Almanya'yı terk ederek Brüksel'e gider. Orada kısa bir tutukluluk durumundan sonra Fransa'ya sürülür. Paris'ten İsviçre'ye kadar yürüyerek gelir ve Engels bir kaç ay aradan sora yeniden Köln'dedir, "Neve Reinische Zeitung"daki çalışmasına yeniden başlar.

Mayıs 1849'da Elberfeld'de (Almanya) ayaklanma olur. Bunun üzerine Engels, bir dizi devrimci işçiyle oraya gider, yönetici görevler üstlenir ve burjuvazinin tutarsızlığından dolayı devrimci güçler dağılma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. Bu gelişme üzerine Engels bölgeden ayrılarak yeniden Köln'e gelir.

Marks, Prusya'dan sürülür, gazetenin diğer yazarları takibata uğrarlar ve Engels de yeniden tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Bu gelişmeler üzerine "Yeni Ren Gazetesi" yayımlarını durdurur (19 Mayıs 1849). Gazetenin son sayısında yazarlar şöyle diyorlardı: "Onun son sözü, her yerde ve her zaman çalışan sınıfın kurtuluşu olacaktır!" Engels bu gazeteyi "devrim yıllarının en tanınmış Alman gazetesi" olarak tanımlar. (22)

Marks ve Engels bir dizi makalede devrimin başarısızlığının nedenlerini açıklarlar. Özellikle liberal burjuvazinin ihanetini teşhir ederler. Burjuvazi, halktan özellikle gelişen proletaryadan korkmuştur ve feodal gerici güçlerle ittifaka gitmiştir. Marks ve Engels'e göre burjuvazi köylülükle, gelişen proletarya ve küçük burjuvaziyle birleşerek burjuva özgürlüklerin elde edilmesi için çalışmalıydı. Burjuvazi, yapması gerekeni yapmamış, kendi dünya görüşüne ihanet etmişti.

F. Engels, Temmuz 1849'da devrimci Bad-Fals Ordusu'na katılır. Baden'deki devrimci mücadeleye doğrudan katılır ve Kolordu Komutanı Willich ile birlikte karmaşık askeri operasyonların gerçekleştirilmesi için bir dizi planın hazırlanmasında bizzat çalışır.

Ayaklanmanın bastırılmasından sonra Engels, savaştığı bölükle birlikte, en sonuncular olarak İsviçre'ye geçer.

Yeniden Örgütlenme ve F. Engels

Kıta Avrupa'sında devrimin yenilgisinden sonra İsviçre'ye geçen F. Engels orada W. Wolft ve W. Liebknecht (23) ile buluşu Marks'ın isteği üzerine İsviçre'yi terk eden Engels, İngiltere'ye geçer. Londra'da "Yeni Ren Gazetesi Politik Ekonomi Dergisi"nin yayımlamayı planlayan Marks'ı bu planında destekler ve aynı zamanda "Komünistlerin Birliği"ni reorganize etmeye koyulur. Ama biraz karamsardır.

"Bu örgütün neye yarayacağı, özellikle, devrimin yeni bir yükselişi ihtimallerinin gerçekleşmesine bağlıydı. Ve bu, 1850 yılında giderek olanaksızlaştı, hatta imkansız oldu. 1848 devrimini hazırlayan 1847 sanayi krizi aşılmıştı. Sanayinin yeni o zamana kadar görülmemiş bir gelişme dönemi başladı... 1848'in devrim fırtınası tedricen durgunlaşıyordu." (24)

Birlik içinde görüş ayrılığı vardı: Bir taraftan Marks, Engels ve taraftarları, diğer taraftan da A. Willich ve K. Schopper (25) etrafında toplanmış olan ultra sol gruplaşma (bu küçük burjuva grup, devrimin yakında yeniden patlak vereceğini ve komünistlerin iktidara geleceklerini düşünüyorlar ve bundan çekiniyorlardı). 15 Eylül 1850'de gruplar nihai olarak ayrılırlar.

Bu arada "Yeni Ren Gazetesi, Politik Ekonomi Dergisi"nde F. Engels'in "Alman Köylü Savaşı" yazısı yayımlanır.

Dayanışmanın Anlamlı Bir Dönemi

K. Marks ve F. Engels, Londra'ya mülteci olarak gelmişlerdi. Bu durum Marks'ı büyük sıkıntılarla karşı karşıya bırakmıştı. Para sıkıntısı vardı, ne kendini ne de ailesini tedavi ettirecek durumda değildi. Çocuklarından üçü ölmüş, kendisi de sık sık hasta olmaya başlamıştı. Bu durum bilimsel çalışma yapmasını zorlaştırmasına rağmen, O'nu yıldıramamıştı. Marks ve ailesinin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilmek, Marks'ın biraz da olsa rahat çalışmasını sağlamak için Engels, Kasım 1850'de "Erman ve Engels" firmasında yeniden çalışmaya başlar. Maddi desteğin yanı sıra Engels, Marks'ı, politik ekonomi üzerine çalışmasını sürekli kılması için, başka alanlarda da destekliyordu. Örneğin, "New York Daily Tribune" de Maks'ın imzasıyla yayımlanan makaleleri Engels yazmıştı.

Çalışmasına ve ayrıca Marks'ın çalışmalarına da yardımcı olmasına rağmen Engels, zaman buluyor kendi bilimsel faaliyetini sürdürüyordu. Manchester'a gelir gelmez militarizmi incelemeye başladı.
Bunun ötesinde çeşitli Slav dillerini araştırdı.

Bu dönemde Marks ve Engels, bilimsel faaliyetlerinin yanı sıra, dağılmış olan "Komünistlerin Birliği" üyelerinden çekirdek bir grup oluşturmaya ve böylelikle proletaryanın Enternasyonal birliğinin temelini atacak gücü yetiştirmeye çalışmışlardır.

Bu dönemde Marks Londra'da, Engels de Manchester'da kalıyorlardı. Ayrı ayrı yerlerde kalmaları, onların fikir alış-verişi yapmalarını engellemiyordu. Lenin'in dediği gibi "hemen hemen her gün mektuplaşıyorlardı. Bu mektuplaşmada arkadaşlar, düşüncelerini teati ediyorlar ve bilimsel sosyalizmin gelişmesinde ortak çalışıyorlardı." (26)

Devrimci Güçlerin Yeniden Uyanışı

1850'li yılların ilk yarısında söz konusu olan ekonominin Avrupa ve Amerika'daki genel yükselişi 1857-58 ekonomik kriziyle son buldu. Bu krizin sonuçlarından birisi de burjuva demokratik hareketin yeniden yükselmeye başlamasıydı; özellikle proletaryanın mücadeleci eylemleri görülüyordu. Polonya ayaklanması, III Napolleon'un, İtalya'da Avusturya'ya karşı yeni bir savaş denemesi gündemdeydi. Amerika'da iç savaş vardı ve İngiliz burjuvazi bu savaşa Güney devletlerinin yanında katılmak istiyordu. Bütün bu olgular, geniş yığınları politikleştiriyordu ve gericiliğe karşı geniş yığınların enternasyonal protestosuna neden oluyordu. Açık ki, birçok yeni oluşumlar için yeni tarihi bir duruma girilmişti. Bu tarihi durum, proletaryanın enternasyonal örgütlenmesinin uygun ön koşullarını hazırlıyordu. Bu dönemde Marks'ın proletaryanın enternasyonal örgütlenmesini gerçekleştirmek için yürüttüğü mücadele önemliydi ve nihayet 28 Eylül 1864'te Londra'da "St. Martin's Hall"de "Enternasyonal İşçi Birliği" Marks'ın önderliğinde kuruldu. Bu, proletaryanın ilk kapsamlı enternasyonal birliğiydi, örgütlenmesiydi.

Yeni örgütün, Enternasyonal'in ideolojik bileşimi oldukça çeşitliydi. Ama Marks ve Engels bu durumu görüyorlar ve bu örgütlenme vasıtasıyla enternasyonal proletaryaya bilimsel sosyalizmi taşımayı, etkinliğini hala güçlü bir şekilde sürdüren küçük burjuva düşüncelere karşı mücadele etmeyi hedefliyorlardı. Ve bu mücadele patlak verdi: Bonopartist rejimin çürüme emarelerinin yoğunlaştığı dönemde proudhoncularla (27) ekonomik alanda ve Blanguistlerlede de (28) siyasi alanda.

"Kapital"in propagandacısı olarak F. Engels

Marks "Kapital"in birinci cildinin son sayfalarını 16 Ağustos 1867'de gözden geçirir ve Engels'e şöyle yazar: "Bu cilt tamam. Bunun mümkün olmasını sana borçluyum! senin fedakarlığın olmasaydı bu muazzam çalışmayı üç ciltte toplamam imkansız olurdu. Teşekkürlerle seni kucaklarım." (29)

14 Eylül 1867'de "Kapital"in birinci cildi yayımlanır. Engels açısından Marks'ın bu çalışması, "dünyada kapitalistler ve işçiler olduğundan beri işçiler için bu kitap kadar önemli bir kitap yayınlanmamıştır" boyutunda önemlidir.(30)

Şimdi sorun kitabın tanıtılmasında, popüler yapılmasındadır. Marks ve Engels, burjuvazinin, işine gelmeyince susma taktiği uyguladığını çok iyi biliyorlardı. Bu taktiğe karşı bir karşı taktik geliştirirler, resmen savaş hilesine başvururlar. Bunu uygulamak için Engels, Marks'a "Ne diyorsun, meseleyi canlandırmak için burjuva açıdan saldırayım mı" diye yazar (31) ve Marks da "kitaba burjuva açıdan saldırma planın en iyi savaş aracıdır" (aç M) diye cevap verir. (32) Böylelikle burjuva ekonomistler kitap hakkında tavır belirlemek zorunda kalırlar.

Bu "savaş hilesinin" ötesinde Engels, "Kapital"in, geniş kitleler arasında tanınmasını, okunmasını sağlamak amacıyla, demokratik ve devrimci basında kitap üzerine bir dizi makale kaleme alır.

Savaş, Devrim ve F. Engels

1870'in ilkbaharında F. Engels, tüccarlık işinden adeta kurtulur, sevincini "hurra, özgür bir insanım" diye dile getirir.

Engels, Marks'in önerisiyle Ekim 1870'de "Enternasyonalin Genel Konseyi"ne seçilir.

19 Temmuz 1970'de Fransa, Prusya'ya savaş ilan eder. Bu aynı zamanda sınıf mücadelesinin yeni bir aşamasının habercisi bir gelişmedir. Marks ve Engels, III. Bonapart'ın dışa yönelik talancılığının ülke içindeki çelişkilerini örtbas edemeyeceğini vurgularlar. Öyle ki, Marks, savaşın patlak vermesinden kısa bir zaman sonra, Bonapart'ın yenilgisinden sonra Fransa'da devrimin patlak vermesinin büyük bir olasılık olduğunu söyler. Öyle de olur. Fransız halkı, nefret ettikleri II. Napoleon'un rejimini 4 Eylül 1870'de devirir ve cumhuriyeti ilan ettirir. Marks ve Engels, kısa bir zaman sonra, burjuva hükümetin ulusal savunmayı üstlenmek istemediğini, giderek işgalci Prusya ordusuyla ortak hareket etmeye başladığını görürler. Fransız burjuvazisi, Fransız proletaryasından, Fransız halkından korkmaktadır.

18 Mart 1871'de Paris'de proleter devrim patlak verir (Paris Komünü). Bu gelişme Marks ve Engels'in görüşlerini doğrular. Bu gelişme, aynı zamanda, küçük burjuva sosyalist teorilerle bilimsel sosyalizm arasındaki yaklaşan ideolojik mücadelenin giderek şekillenişini de gösterir. Paris Komünü döneminde proudhoncuların ve blanguistlerin pratikleri –sınıf mücadelesine yaklaşımları, küçük burjuva ekonomi teorileri– sonuçlarını gösterirler.

Marks ve Engels, komünün hatalarını sürekli eleştirmelerine rağmen, onun; tarihin ilk proleter devletinin ateşli savunucuları ve taraftarıydılar.

Devrimin yenilgisinden sonra Marks ve Engels komünün tecrübelerini bilimsel olarak inceleyip genelleştirirler ve özellikle devlet ve devlet iktidarının ele geçirilişinde proletaryanın görevleri konusunda bilimsel sosyalizmi derinleştirir, geliştirirler.

Alman Sosyal Demokrat Partisi ve F. Engels

Almanya'nın devletsel parçalanmışlığı devam ediyordu. Marks ve Engels, 184849'da gerçekleştirilemeyen Almanya'nın devrimci birliğinin gerçekleştirilmesinin, Alman proletaryasının çok önemli görevlerinden biri olduğu inancındaydılar. Örgütlenme, proletaryanın birliği ve siyasi bilinç sorunları en öncelikli sorunlardı.

1863'te Lassalle (33) önderliğinde kurulmuş olan "Genel Alman İşçi Derneği" bu acil görevleri yerine getirecek durumda değildi.

F. Lassalle, Bismarck ile işbirliği yapma derecesinde burjuvaziye kin besliyordu. Bu, Almanya'da ulusal sorunun "yukarıdan çözümü" anlamına da geliyordu. Bunun ötesinde Lassallecıların ekonomi alanında da görüşleri yanlıştı. Marks ve Engels bu anlayışları sert bir şekilde eleştiriyorlar ve Lassalle-sosyalizmini "kraliyet Prusyası hükümet sosyalizmi" olarak tanımlıyorlardı.

Lassalle'ya karşı mücadeleye F. Engels'in büyük katkıları olmuştu. Örneğin proletarya ile köylülüğün ilişkileri, proletarya ile köylülük arasında sıkı bir ittifakın zorunluluğu, proletarya hareketinin köylülüğü gericiliğe teslim etmemesi gerektiği konuları Engels tarafından işlenmiştir.

1869, Alman işçi hareketi tarihinde önemli bir yıldır. Bu tarihte Alman Sosyal Demokrat İşçi Partisi Eisenach'ta W. Liebknecht ve A. Bebel (34) önderliğinde kurulur. Partinin kurulması enternasyonal hem de bilimsel sosyalizm açısından bir zaferdir. Bir takım eksikliklere, zayıf noktalara rağmen partide Marks ve Engels'in; bilimsel sosyalizmin teorisi hakimdir. Marks ve Engels, partinin kurulmasını ve gelişmesini yoğun bir şekilde desteklemişlerdir.

Almanya Sosyal Demokrat İşçi Partisi Eisenach'daki kuruluş kongresinde Enternasyonal'e katılma kararı alır ve proleter enternasyonalizmini savunur.

Alman-Fransız savaşı ve Paris Komünü döneminde bir taraftan Marks ve Engels ile diğer taraftan Bebel ve Liebknecht arasındaki ilişkiler; sıkı ortak çalışma daha da şekillenmiştir: Örneğin Bebel ve Liebknecht, Marks ve Engels'in uyarılarına uyarak Alman parlamentosunda tutarlı enternasyonalist bir tavır alırlar; Elsas-Lothringen'in ilhakını, Paris Komünü'nün yenilgisi için Alman-Fransız gericilerinin ortak hareket edişini şiddetle protesto ederler.

Enternasyonal, Marks ve Engels önderliğinde uluslararası planda devrimci güçlerin birliğini sağlama hedefine esas itibariyle ulaşmıştı. Şimdi sorun, güçlü ulusal partilerin kurulmasıydı.

Fransa'da devrimin, komünün yenilgisinden sonra Fransız proletaryasında belli bir dağınıklık söz konusu olmuştu ve devrimci hareketin esas ağırlığı Fransa'dan Almanya'ya kaymıştı. Bu, Alman proletaryasına büyük görevlerin düştüğü anlamına geliyordu. Bunun içindir ki, Marks ve Engels, Alman Partisi'ne açık teorik bir plan sunmaya özellikle önem vermişlerdi, Alman Partisi, oportünizmin batağında yok olmamalıydı.

Oportünizme Karşı Mücadele ve F. Engels

1875'te Sosyal Demokrat Parti ile Lassallecilerin "Genel Alman İşçi Derneği"nin birleşmesi gündeme gelir. Bu, Marks ve Engels'in parti tartışmalarına daha aktif katılmaları demekti.

Marks ve Engels birlikten yanaydılar. Ama her koşulda birlikten değil, Marks ve Engels, birliğin sağlam teorik temeller üzerine kurulması için mücadele ettiler, teorik sulandırmaya karşı şiddetle karşı çıktılar. Marks'ın "Gotha Programının Eleştirisi" buna bir örnektir. Engels de 18-28 Mart 1875 tarihinde A. Bebel'e yazdığı mektupta, program taslağında Lassalle'cılara verilen tavize –varılan uzlaşmaya– karşı çıkıyor. Bunun oportünist bir pratikle sonuçlanacağını yazıyordu. "şayet birleşme olursa, Marks ve ben, bu temelde kurulan yeni (a.ç. E) partiyi asla sahiplenemeyiz ve ona karşı nasıl bir tavır alacağımızı … oldukça ciddi olarak düşünürüz." (35)

Engels, Lassalle'cıların, işçi sınıfıyla karşılaştırıldığında diğer bütün sınıflar "gerici kitle"dir anlayışlarına da şiddetle karşı çıkıyordu. Aynı mektupta Engels bu anlayışı sol bir safsata olarak teşhir ediyordu. Çünkü Lassalle'cılar, somut tarihi durumu dikkate almaksızın proletarya ile köylülüğün ittifakını reddediyorlardı. Program taslağında yer alan "devlet yardımı" vb. görüşler, devlete sınıflar üstü bir görünüm veriyordu ve Engels bunu, sınıf mücadelesinden vazgeçmek, sınıfın kurtuluşunu Junker-Prusya devletinde aramak anlamına geldiği için teşhir ediyordu.

Marks ve Engels'in bu yoğun mücadelesi sonucu parti daha baştan bir dizi hatayı işlemekten kurtuluyor, oportünizmin nüfuzu kırılıyordu.

Genç Parti, başka yönden gelen tehlikelerle de karşı karşıyaydı. Özellikle küçük burjuva ideoloğu Dühring'in anti-marksist görüşleri partiyi olumsuz etkiliyordu. Dühring'in teorisi, çeşitli vulger materyalist, idealist, vulger ekonomist ve sahte sosyalist görüşlerin bir toplamıydı. W. Liebknecht, Engels'ten "Dühring salgını"na karşı yardım istiyordu. "Anti-Dühring" bir taraftan yazılırken, bir taraftan da "ileri"de seri makale olarak yayımlandı. F. Engels, "Anti-Dühring"de Eugen Dühring'in görüşlerini yok edici bir eleştiriye tabi tuttu. Engels'in bu çalışması Marksist teorinin temel yapıtlarından birisi oldu.

"Doğanın Diyalektiği" de bu dönemin bir çalışmasıdır. Bu çalışmasında Engels, "Anti-Dühring"de olduğu gibi, materyalist diyalektiği doğa bilimi sorunlarında da kullanmıştır.

Marks'ın Mirası ve F. Engels

K. Marks, 14 Mart 1883'te Londra'da öldü. F. Engels, Marks'ın ölümü üzerine enternasyonal işçi hareketinin önderlerini haberdar eder. Engels, P. Becker'e (36) "Dün öğleden sonra saat 14:45'de –ancak iki dakika yanından ayrılmıştık– onu sakin bir şekilde koltukta ölmüş olarak bulduk. Partimizin devasa kafası artık düşünmüyor. Tanıdığım en güçlü kalp artık atmıyor."(37)

Engels, Marks'ın cenaze merasiminde, Ölümünün 100. Yılında Friedrich Engels Marks'ın eserlerinin tarihi önemini ve dolayısıyla Marks'ın bilimsel sosyalizme olan katkısını vurgulayan bir konuşma yapar.

Marks'ın ölümünden sonra, "Kapital"in henüz yayınlanmamış ciltlerini yayınlamayı Engels bir görev olarak görür. Uzun yıllar alan çalışmadan sonra 2. cildi 1885'te ve 3. cildi de 1894'te yayınlanır. Bu iki cildin yayınlanması olağanüstü bir çalışmayı zorunlu kılıyordu. Engels bu ciltleri adeta yeniden yazmıştı. Bunun içindir ki, Lenin "gerçekten, 'Kapital'in bu iki cildi iki kişinin; Marks ve Engels'in eseridir" der. (38)

Başka çalışmaları

Bu dönemde Engels, başka önemli teorik çalışmalar da yapmıştır. Örneğin "Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni" (1884)

Bu çalışmasında Engels, Amerikalı araştırmacı Morgan'ın vardığı sonuçlara, kendi araştırmalarına ve Marks'ın notlarına dayanarak, kapitalizm öncesi toplum biçimlerini; sınıfların ve sınıf mücadelesinin doğuşunu ve nedenlerini inceler.

Örneğin, "Ludwing Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesi'nin Sonu" (1888). Bu çalışmasında Engels, bilimsel sosyalizmin (Marks'ın ve kendisinin) Hegel ve Feuerbach'a bakışını açıklar, felsefenin temelini formüle eder ve bilimsel sosyalizmin toplum teorisini çerçeve olarak çizer.

Marks gibi Engels de doğa bilimlerini kapsamlı olarak araştırmıştı. F. Engels, aynı zamanda insanlık tarihinin tanıdığı en önemli etnograflarından birisiydi. O, yirmiye yakın dil konuşuyordu.

II. Enternasyonal ve F. Engels

Daha 1880'li yılların ortasında yeni bir Enternasyonal'in gerekliliği konuşulmaya, talep edilmeye başlanır; birçok Avrupa ülkesinde proletaryanın yeni partileri, örgütleri kurulmuş, teorik, bilinçlenme düzeyi farklı da olsa, enternasyonal proletaryanın ulusal örgütlenmeleri çoğalmıştı.

F. Engels, yeni bir Enternasyonal'in kurulması ısrarı karşısında, örneğin J. P. Becker'in ısrarlı tavrı, bekleyici bir tutum içindeydi. O, J. P. Becker'e yazdığı 10 Şubat 1882 tarihli mektupta şöyle diyordu: "Büyük bir manifestonun, artık propaganda örgütlenmesi olmaması, bilakis sadece bir eylem örgütlenmesi olması gereken resmi (aç. E)… bir Enternasyonal'in kurulması zamanı da gelecektir. Bundan dolayıdır ki biz, böyle mükemmel bir mücadele aracının göreceli sakin bir zamanda, devrimin arifesinde kullanarak, aşındırarak zayıflatılmasına kesin olarak karşıyız." (39)

F. Engels, trade-unioncu, reformist, oportünist örgütlerin bu dönemde yeni bir Enternasyonal kurma faaliyetinin izlenmesini, ama prim verilmemesini mücadele arkadaşlarına önerir.

1880'li yılların sonuna doğru durum değişir. Bütün kapitalist ülkelerde işçi hareketi yeniden yükselmeye başlar; grevler kitlesel mücadele karakterinde olan eylemler gündeme gelir ve Engels, her türlü oportünist akımdan arınmış, Marksist temele dayalı yeni bir Enternasyonal'in kuruluş çalışmasına yoğun bir şekilde katılır ve II. Enternasyonal 14 Temmuz 1889'da Paris'te 22 ulustan 407 delegenin katılımıyla ilk kongresini gerçekleştirir. (Fransız ve İngiliz oportünistlerinin karşı "Enternasyonal" kongresine ise dokuz ülkeden temsilciler katılır).

Oportünizme Karşı Mücadele ve F. Engels

F. Engels, yaşamının son yıllarında da Enternasyonal işçi hareketinin gelişimine özenle eğilmiştir. Kapitalizm, serbest rekabetçi aşamasından tekelci aşamasına geçiş sürecindeydi; bu dönemde sınıf
mücadelesi uluslararası alanda keskinleşmişti. Uluslararası (ve tabii ki ulusal) alanda işçi hareketinin güçlenmesi, küçük burjuva unsurların yoğun bir şekilde proletaryanın partilerine akın etmeleri anlamına da geliyordu. Küçük burjuva unsurların partilere akını, oportünist ve sol sekter akımların doğmasına veya güçlenmesine neden olmuştu. Engels, enternasyonal işçi hareketindeki bu oportünist gelişmeyi oldukça erken görmüştü. O'nun Alman Sosyal Demokrat Partisi'ndeki oportünist eğilimlere (Vollmar'a, karşı mücadele ile başlayan gelişme) karşı mücadelesi bunun açık ifadesidir. F. Engels, yozlaştırılmamış bir bilimsel sosyalizmin; Marksizm'in partilerde hakim kılınması için mücadele etmiş, çoğu partilere bir dizi sorunların açıklanmasında yardımcı olmuştur. O'nun yorulmak bilmez çabası sonucudur ki, oportünizmin ve reformizmin uluslararası işçi hareketindeki etkinliği sınırlı kalmıştır.

Bir taraftan devrimci mücadele ve yaşam ve diğer taraftan da babasının firmasında çalışma zorunluluğundan dolayı 1870'e kadar fiilen çifte yaşam sürdüren F. Engels, dünya proletaryasının bu eşsiz öğretmeni ve "hayatım boyunca ikinci kemanı çaldım... ve Marks gibi mükemmel bir birinci kemanın olmasından memnundum" diyecek kadar (40) alçakgönüllü olan önder, 5 Ağustos 1895'e saat 22:30'da aramızdan ayrıldı.

F. Engels, naaşının yakılmasını ve külünün denize atılmasını istemişti. Fırtınalı bir sonbahar gününde, 27 Ağustos 1895'te Eleanor Marks-Aveling, Edward Aveling, Eduard Bernstein ve Friedrich Lessner kıyıdan yaklaşık 5 mil uzaktaki Eastbourne'de Onun bu son isteğini yerine getirdiler.

Ama F. Engels, devrimci proletaryanın kalbinde canlı kaldı ve devamlı canlı kalacaktır.

Proleter Doğrultu, Sayı 2, Ağustos-Eylül 1995.


KAYNAKÇA

1) Lenin, Toplu Eserleri C. 2, s. 5, Alm.
2) Bkz. Marks-Engels Toplu Eserleri
(METE) C. 1, s. 413-432
3) METE Ek Cilt, 2. Bölüm s. 367
4) Friedrich Wilhelm Schelling (17751854) Alman Filozofu. İdealist. 19. yüzyılın başında diyalektik doğa felsefesi anlayışıyla ilerici bir rol oynadı. Sadece Hegel için değil, birçok doğa araştırmacısı için kamçılayıcı oldu. Gericiliğin restorasyonundan sonra Hristiyan Ortodoksluğa yakınlaştı ve onun felsefi umudu oldu.
5) METE, Ek Cilt, 2. Bölüm s. 167-168
6)Kartizm tanımı: "halk-şartı"ndan kaynaklanır. Bu, genel seçim hakkı gibi bir dizi talebi de içeren ve İngiliz parlamentosuna sunulmuş olan bir yasa tasarısıydı. 1848'de parçalanan kartist hareket, İngiltere'de sanayi devriminin son döneminde (1825'ler) doğmuştu. O, devrimci bir hareketti, ama sosyalist değildi.
7) F. Engels; "Komünistlerin Birliğinin tarihi Üzerine", METE, C. 21. s. 211
8) A. Smith, D. Ricardo, J.B. Say, J. Mill vb.
9) Örneğin, W. Weitling, E. Cabet vs.
10) METE, C. 4, s. 329
11) METE, C. 2, s. 229
12) METE, C. 1, s. 511-512-521
13) METE, C. 21, s. 208
14) Arnold Ruge (1802-1880). Radikal yazar, genç hegelci, küçük burjuva demokratı.
1866'dan sonra saf değiştirerek ulusal liberalci, yani Bismarck'çı olur.
15) METE, C. 21, s. 211-212
16) Wilhelm Weitling (1809-1864). Doğuş döneminde Alman işçi hareketinin güzide temsilcilerinden; "Adillerin Birliği" üyesi. Ütopik bir eşitlik komünizmi propagandası yapan W. Weitling 1849'da Amerika'ya göçer ve işçi hareketinden kopar.
17) METE, C. 21, s. 212
18) METE, C. 21, s. 214-215
19) METE, C. 21, s. 215
20) Lenin, C. 2, s. 10
21) METE, C. 21, s. 218
22) METE, C. 21, s. 19
23) Wilhelm Wolff (1809-1864) Komünist proleter devrimci. "Komünistlerin Birliği" üyesi, "Yeni Ren Gazetesi" redaktörü, Marks ve Engels'in yakın mücadele arkadaşı, Marks "Kapital"in birinci cildini ona hasretmiştir. Wilhelm Liebknecht (1826-1900); Komünist, Alman sosyal demokrasisi, işçi hareketi önderlerinden. Marks ve Engels'in yakın mücadele arkadaşı.
24) METE, C. 21, s. 221
25) August Willich (1812-1870). "Komünistlerin Birliği" üyesi. Bad-Fals ayaklanmasında (1849) bir gönüllü kıtası önderi. Amerikan iç savaşında kuzey devletleri ordusu generali.
-Karl Schaper (1812-1870). "Komünistlerin Birliği" üyesi. 1850'de Birliğin sol sekter fraksiyonunun önderi, 1856'dan sonra Marks taraftarı ve Enternasyonal Merkez Konseyi üyesi
26) Lenin, C. 2, s. 11
27) Proudhoncular: Anarşizmin kurucusu olan Pierre-Joseph Proudhoriun (1809-1865) taraftarları
28) Louis-Auguste Blanqui'nin (18051881) taraftarları
29 Marks'ın Engels'e mektubu 16 Ağustos
1867. METE, C. 21, s. 33
30) METE, C. 16, s. 235
31) METE, C. 31, s. 345
32) agk. s. 346
33) Ferdinand Lassalle (1825-1864).
Güçlü Bonopartist eğilimleri olan vulger demokrat (Engels); "Genel Alman İşçi Derneği"nin kurucusu. Bu derneğin ve bu anlamda F. Lassalle'nin tarihi kazanımı, işçi hareketinin uzun bir uyku döneminden sonra yeniden uyanmasına ve onu, liberal burjuvazinin etkisinden kurtulmasına katkıda bulunmasıdır.
34) August Bebel (1840-1913). Komünist, Alman Sosyal Demokrasisi önderlerinden. Marks ve Engels'in öğrencisi ve yakın mücadele arkadaşı.
35) METE, C. 34, s. 129
36) Johann Philipp Becker (1809-1886). 1848-1849 devrimine katılanlardan. Bad-Fals ayaklanmasında (1849) Baden halk meclisi komutanı. Enternasyonal İşçi Birliği önderi. "Öncü" gazetesi redaktörü. Marks ve Engels'in yakın mücadele arkadaşı.
37) METE, C. 35, s. 458
38) Lenin, C. 2, s. 12
39) METE, C. 35, s. 276
40) METE, C. 36, s. 218