deneme

20 Mart 2005 Pazar

“IV. DÜNYA SAVAŞI“ İÇİN…

Geçen yüzyılın ‚50’li ve ‚70’li yıllarında Sovyetler Birliği’ne karşı faaliyet yürüten „Mevcut Tehlikeye Karşı Komite“ (“Committee on the Present Danger”, CPD), yeniden kuruldu, daha doğrusu yeniden canlandırıldı. Komitenin bugünkü asli görevi, rejim değişikliği propagandası yapmak ve bu faaliyeti için de müttefikler bulmak ve örgütlemektir. Müttefiklerin öncelikle Avrupa’da aranması tesadüfî değildir.

Komitede yer alanların ve katılımcıların adları, başlı başına bir program. Önde gelen bütün savaş kışkırtıcıları; belizistler bu komitede yer alıyorlar veya komite katılımcıları durumundalar. Komitenin başkanı eski CIA-Şefi James Woolsev’dir. (Komite başkanı, 11 Eylül’den sonra „IV. Dünya Savaşı“ kavramını „bulan“lardan birisidir). Cumhuriyetçi partiden J. Kyl de başkan yardımcısı. Demokrat partiden senatör J. Lieberman ise Woolesv’in koruyucu meleği.

Lieberman, Amerikan emperyalizminin Ortadoğu’ya yönelik savaş politikasını destekleyenlerin başında gelir. Baba Bush’a verdiği desteği oğul Bush’a da veriyor. Senatör Lieberman, Cumhuriyetçilerin Demokratik Parti içindeki en önemli müttefikidir.
Militarizm alanında söz sahibi olan E. Cohen ve „Commentary“ dergisinin yayımlayıcısı N. Podhoretz de komitenin üyeleri arasındadır.

‚50’li yıllarda kurulan Komite kendini „vatandaş lobisi“ olarak tanımlıyordu. Görünüşte amaç, o zaman sosyalist olan Sovyetler Birliği’ne ve sosyalist dünya sistemine karşı bir „karşı savunma“ geliştirmekti. Sosyalizm, Amerikan emperyalizmi için bir tehlike oluşturduğu için „vatandaş lobisi“ buna karşı mücadele çağrısı yapıyordu. Esas amaç ise savaş kışkırtıcılığı yaparak silahlanmayı yeniden hızlandırmaktı. Gerçekten de bu komite, II. Dünya Savaşı sonrasında savaş harcamaları bütçesinin üçe katlanması hedefine ulaştı. Komite, açıktan silahlanma sanayi için propaganda yapmıştı.

Dış politika alanında komite, Başkan H. Truman’ın önde gelen destekçilerindendi. Başkanın, SB’ne karşı „önünü almak“ ve „geri püskürtmek“ politikalarının propagandasını yapıyordu. Somut olarak yapılan şuydu: Şu veya bu ülkede, şu veya bu biçimde Amerika’ya muhalefet edenlerin ezilmesi, „sağcı“, faşist diktatörlüklerin kurulması ve desteklenmesi, 1953’te İran’da ve 1954’te Guatemala’da olduğu gibi, Amerikan emperyalizminin çıkarlarına tam boyun eğmeyen politikacıların, iktidarların devrilmesi ve rejim değişimi için sosyalist ülkelerde „halk hareketleri“nin örgütlenmesi ve yönlendirilmesi.

‚60’lı yıllarda işlevsizleştirilen Komite, ‚70’li yılların ortasında yeniden canlandırıldı. O zamanki ABD Başkanı G. Ford’un direktifi üzerine baba Bush’un yönetimindeki „Tim B“, Komitenin yeniden canlandırılmasında belirleyici bir rol oynadı. Amaç, Sovyet potansiyelini ve niyetlerini araştırmaktı. Paul Wolfowitz, „Tim B“ adını taşıyan bu çalışma grubunun üyesiydi.
Komite, Demokratik Partinin „Demokratik Bir Çoğunluk için Koalisyon“ kanadı tarafından personel olarak da destekleniyordu. Bu kanat, Sovyetler Birliği’ne karşı güdülen politikayı yetersiz buluyordu. Bu kanadın önderliğini senatör H. M. Jackson yapıyordu. R. Perle de Jackson’ın yardımcılarındandı.

1979’da R. Reagan Komite üyesi olur. 1980’de ABD Başkanı olunca birçok Komite üyesi hükümette görev alır. Bunlardan birisi zamanın Dışişleri Bakanı P. Shulty’tu. Shultz, şimdiki Komitede de anahtar bir rol oynuyor.

Yeniden canlandırılan Komitenin de amacı aynıydı. Amerika’nın atom silahıyla vurulabilir olduğu üzerine teoriler üretti. Yani, o zaman SB ile sürdürülen silahsızlanma görüşmelerine karşı tavır aldı ve silahlanma sanayi tarafından desteklendi. Komite, silahlanma yarışının yeniden başlatılmasını talep ediyor ve böylece rakibin dize getirileceğine inanıyordu.
Nitekim Komite, Revizyonist Bloğun çökmesini ve SB’nin dağılmasını kendi politikasının bir sonucu olarak görmektedir.

Komite, geçen yılın yazında FDD’nin davetine katılanlar tarafından üçüncü kez yeniden canlandırılır. (FDD -Foundation for the Defense of Democracies-, Revizyonist Blok döneminde SB’nin nüfuz alanlarında karşı devrim örgütlemekle görevli bir Amerikan kuruluşudur. Ama FDD, faaliyet alanını sadece bu alanlarla sınırlandırmamıştır. Bu kuruluş aynı zamanda Müslüman ülkelerden 30’dan fazla mülteci örgütün faaliyetini de koordine etmektedir).

Kuruluşundan bu yanaki politikaları savunan Komite, bu sefer „İslam terörizmi“ne karşı mücadeleyi ön plana çıkartır. „Bugün radikal İslamcılar, Amerikan halkının ve özgürlüğü seven başka milyonlarca insanın güvenliğini tehdit etmekteler. Tehdit küreseldir. Hücreler halinde çok sayıda ülkede faaliyet sürdürüyorlar. Şer rejimleri, terör gruplarıyla ortak hareket ederek hâkimiyet peşinde koşuyorlar. Açıktır ki, bu öldürücü işbirliği, kitle imha silahlarını da içerebilir. Örgütlü terörizme karşı özgürlüğümüzün güvenlik altına alınması, soğuk savaş gibi, uzun süren bir mücadeledir“.

Bu Komite, ABD’nin şimdiye kadar böyle tehlikeli bir karşıtla karşı karşıya kalmadığını iddia ediyor ve „terörizm“in yeşerdiği yer olarak da Afrika’da Sudan, Mauritanya, Nijerya, Kenya, Tanzanya, Somali ve Mısır; Asya’da Filipinler, Pakistan, Malezya, Endonezya, Ortadoğu’da Lübnan, Suriye gibi ülkeleri göstermekte. Komiteye göre, artık Güney Amerika bile güvenlikli değil. Komite, Güney Amerika’da „uzun dönemden beri var olan antiamerikancılığın islamist cihatla birleşerek yeni bir ifade biçimi“ alacağı tehlikesinden bahsetmektedir.
Komite, belli bir düşman fotoğrafı çıkarmakta ve Amerika’yı tehdit eden tehlikeyi tanımlamaktadır. Bu düşman her tarafta olduğu için, ABD’nin de dünya çapında bir müdahale stratejisi izlemesi gerektiği vurgulanmakta.

Komite, her türlü aracı kullanarak „barış ve demokrasi“yi dünya çapında yaygınlaştırmayı amaç edindiğini açıklıyor. Bunun anlamı veya her türlü araçtan kastedilen oldukça açık: Komite, 40-50 ülkede „iktidar değişimi“ talep ediyor. Amerikan neo-muhafazakârlarına göre bu ülkeler „son diktatörlükleri“ oluşturtuyorlar. Bu ülkeler arasında Rusya da var.

Eylül 2004’te kurulan yeni bölümüyle (CPD-International) Komite, ABD sınırları dışında, özellikle de Avrupa’da etkili olmaya çalışmaktadır. Bu alanda İspanya eski Başbakanı J. M. Aznar, Çek eski Cumhurbaşkanı V. Havel, Amerika eski Dışişleri Bakanı G. Shultz görevlendirilmiş.

Havel’in imzasını taşıyan „açık mektup“ta Rusya’ya karşı daha sert bir tavrın alınması talep edilmekte, Rusya’nın komşularına karşı tavrının düşündürücü olduğundan, uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmediğinden vs. bahsedilmekte.
Açık ki komite, Avrupa koluyla da özellikle AB ülkelerini Amerikan emperyalizminin politikaları doğrultusunda hareket etmeye yöneltmeye çalışmaktadır.

Şimdilerde ise İran’da „rejim değişimini“ sağlamak için öneriler paketi hazırlamakla meşgul. Bu pakette kapatılan elçiliğin yeniden açılmasından, rejim karşıtı örgütlerin, tanınmış kişilerin desteklenmesine kadar bir dizi öneri yer almakta ve en son çare olarak da silahlı müdahale görülmektedir.
Anlaşılan o ki, Komite, BOP’un yaşama geçirilmesi için mücadele ediyor.
Aslında komite doğrudan bir iş yapmamakta, bütün işlerini yan kuruluşları, kendine bağlı kuruluşlar üzerinden gerçekleştirmekte.