deneme

1 Ekim 2008 Çarşamba

ÇÖKEN ÇÖKENE KURTARIN DA GÖRELİM!





Şu burjuvazinin haline bakın. Korkak, ürkek. Ne yapacağını bilemiyor. Ne yaparsa yanlış yapıyor. Kurtarmak istiyor, ama kurtardıkça batırıyor. Dünya burjuvazisi; emperyalist ülkeler adeta birbirlerine düşmüş durumda. “Her koyun kendi bacağında asılır”ı oynuyorlar. Düzenlerini, sistemlerini kurtarmak için ortak hareket edemiyorlar. Edemezler de. Mali çöküntü bana dokunmasın diyorlar, ama dokunuyor. Bana bir şey olmaz, sistemim sağlamdır diyenler var, ama onu diyenlere de bir şeyler oluyor ve sisteminin çürüklüğü açığa çıkıyor.
Emperyalist burjuvazinin mali-banka dünyası başına yıkılmış durumda. Onun bağımlı ülkelerdeki uşakları da tutuşmuş durumdalar.
Kapitalist ekonominin bir ipliğini çeksen kırk yaması dökülüyor. Asırlık çınarları arka arkaya devriliyor. Beş paralık gerçek değeri olmayan ve trilyon dolarla ifade edilen “barsa değerleri” ortalıkta uçuşuyor, buhar oluyor.

Mali dünyanın son birkaç gününü burjuva basın şöyle değerlendiriyor:

„700 milyar dolar kongreye takıldı... ABD Başkanı George Bush’un 700 milyar dolarlık kurtarma planı, Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçilere takılarak 205 evet oyuna rağmen 228 hayır oyu ile reddedildi...
Kurtarma paketini reddetmesinin ardından New York Menkul Kıymetler Borsasında Dow Jones, tarihinde ilk kez 777,68 puan kaybetti. Puan bazında tarihinin en büyük düşüşünü gerçekleştirdi. Dow Jones daha önce 11 Eylül saldırılarının ardından, 17 Eylül 2001'de 685 puan düşmüştü.   ABD’de yapılan analizlerde ABD’nin büyük bir ekonomik bunalımın eşiğinde olduğu ve mali krizle bugün baş edilmezse büyük bir bunalımın yakın olduğu yönünde bazı yorumlar yapılıyor.   New York borsasında gayri resmi kapanışa göre Nasdaq endeksi de 199.61 puan düşerek yüzde 9.14 değer kaybetti.
Banka hisseleri çöktü: ABD'deki çöküşten en fazla finans hisseleri etkilendi. S&P 500'de işlem gören finans grubu hisselerindeki düşüş yüzde 16'ya ulaştı. National City Corp. yüzde 63, Sovereign Bancorp Inc yüzde 72, Morgan Stanley ve Goldman Sachs da yüzde 12'den fazla değer yitirdi. State Street Corp yüzde 20, Fifth Third Bancorp yüzde 44, CIT Group yüzde 25, Bank of New York Mellon Corp. Yüzde 19 geriledi.

Son 21 yılın en kötü günü... S&P 500'de de durum farklı değildi. Gelen sert satışlarla dev şirketlerin hisselerinin işlem gördüğü S&P 500 yüzde 8,7 geriledi. S&P 500'de böylesi dev bir düşüş en son Ekim 1987'deki borsa çöküşü sırasında olmuştu.
1 trilyon dolar uçtu. Borsalarda yaşanan kaybın faturası 1 trilyon doları buldu.

Kriz Avrupa’yı da salladı, dünya borsaları çöktü:
“Benelüks ülkeleri Belçika, Hollanda ve Lüksemburg, mali sıkıntı içindeki Fortis’i kısmen kamulaştırarak iflastan kurtarma kararı aldı.
Fortis cephesinde bu olaylar yaşanırken İngiltere Hükümeti de, zor durumdaki Bradford & Bingley (B&B) bankasına el koyacağını resmen açıkladı.
Fortis’in kısmen devletleştirilmesi, İngiltere’de B&B’nin devletleştirme aşamasına gelmesi, dün dünya borsalarını adeta çökertti. Japonya’dan Avrupa’ya, Rusya’ya kadar tüm borsalar önemli oranlarda düşüş yaşadı. Rusya yüzde 7 düştü, İMKB de düştü,  Hong Kong’da Hang Seng yüzde 4.29 değer kaybetti, Japonya’da ise Nikkei yüzde 1,3 düştü, Tayland’da SET endeksi yüzde 3.38 çakıldı, Avrupa’da FTSE 100 yüzde 3,78 geriledi, DAX ise yüzde 3,26 düştü, CAC 40 yüzde 3,78 geriledi, ABD’de Dow Jones yüzde 6,60 geriledi, The Standard&Poors 500 endeksi ise yüzde 8,15, Nasdaq ise yüzde 9,14 geriledi, Brezilya’da Bovespa yüzde 6, Arjantin’de Merval ise yüzde 5 civarında düşüş kaydetti”.

Tabii ki tartışmalar da başladı. Yeni sistem arayanlar, yeni bir düzenden,  oyunun kurallarının değiştiğinden, devlet kapitalizminden, kapitalizmin sonun geldiğinden bahsedenler, bu arada Marks'a da hak verenler çoğaldı.

Bunlar kim? Bunlar konjonktür yazarlarıdır. Eski de olsa hep “yeni” olana önceden işaret edenlerdir. Dememiş miydim diyenlerdir. Dün alkışladığı sistemi bugün yerden yere vuranladır. Dün neoliberalizmin savunucusuyken bugün Kenyensci olanlardır. Yani konjonktüre göre kalem oynatanlardır. Görüşlerinin, teorilerinin değeri de ancak ve ancak bir konjonktür süresi kadardır, yani en fazlasıyla 8-10 senedir.
Bunlara “sol”lar da eşlik eder. Bakarsınız “İmparatorluk” kurarlar, işçi sınıfını yok edip “çokluk” üretirler. Bakarsınız emperyalistler arası çelişkileri yumuşatırlar, ahenkli bir kapitalist dünya ekonomisi oluştururlar. Bakarsınız devleti söndürürler, önemsizleştirirler. Bakarsınız sermayenin “ulusal” karakteri yoktur derler. Borsalar, mali pazarlar, spekülatif sermaye önplana çıkınca kapitalist ekonominin geleceğini mali sermayenin hareketine bağlarlar. Bazen de emperyalizmi yeniden keşfederler vs.

Şimdi herkesin bir şeyler kurtarmaya çalıştığı bir sürece girdik. Bir taraftan emperyalist ülkeler kendi sermayelerini, o güya ulusal özelliği olmayan sermayelerini; bankalarını, mali kurumlarını kurtarmaya çalışıyorlar. Diğer taraftan da “ben demiştim”ler var. “Ben demiştim”lerin hemen yanında teori kurtarıcıları, yeni toplum dizayncıları yer alıyor. Ortalık karıştı!

Dönümüzdeki dönemde banka-kredi krizini farklı açılardan değerlendirmeye çalışacağız.