deneme

25 Temmuz 2017 Salı

GÜÇLÜ BİR SANAYİ ÜLKESİ OLARAK SSCB – TEMEL GÖSTERGELER



GÜÇLÜ BİR SANAYİ ÜLKESİ OLARAK SSCB – TEMEL GÖSTERGELER

(100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ)

3. Makale

I-SANAYİLEŞMENİN SOVYETİK YÖNTEMİ -

SSCB’DE SOSYALİST SANAYİLEŞME GÖSTERGELERİ


SB, tarihin buz kıranıydı. Bütün dünya proletaryası ve ezilen halkları, Sovyet ülkesini izliyorlardı. Acaba başaracaklar mı, tuttukları yol gerçekten kurtuluşun yolu mu? Ekim Devriminden sonra iç savaş ve ekonominin yeniden inşa süreci geride kalmıştı. Önceleri teorik bir konu olan tek ülkede sosyalizmin zaferi sorunu, artık pratik bir sorun olmuştu. Bu konuda verilen şiddetli mücadele sonucu, tek ülkede sosyalizmin inşasının mümkün olacağı görüşü artık partinin politikası olmuştu. Şimdi soru, “tek ülkede sosyalizmi inşa edebilmek için nerede, nasıl başlanacaktı?” sorusuydu. Kavranması gereken esas halka neydi? Bu soruya Bolşevik Partinin verdiği cevap, sanayi oldu. Sosyalizmin zaferi için, ülkenin sanayileştirilmesi olmazsa olmaz ön koşul olmuştu. Ama bu, herhangi bir kapitalist sanayileşme; kapitalist yöntemle gerçekleştirilen bir sanayileşme olamazdı. Bolşeviklerin, sosyalist sanayileşmenin nasıl olacağı konusunda yararlanabilecekleri herhangi bir tecrübe de yoktu. Yapılması gereken, sosyalist sanayileşmenin nasıl olacağı konusunda olgunlaştırılan görüşlerin pratiğe uygulanmasından başka bir şey değildi. Böylelikle, fevkalade başarılı sonuçları alınan sanayileşmenin Sovyetik yöntemi doğdu.

Sovyet ülkesinin sosyalist sanayileşmesinin nesnel zorunluluğu, üretim ilişkilerinin, üretici güçler ve sosyalizmin temel ekonomik yasasının karakteriyle mutlak uyumluluk yasasının kaçınılmaz sonucuydu. Mutlak uyumluluk yasası neyi gerekli kılıyordu? Bu yasa, sosyalist üretim ilişkilerinin, ekonominin şu veya bu sektöründe değil, bütün ekonomide geçerliliğini kaçınılmaz kılıyordu. İktidarın karakteri değişmiş; kapitalist devlet yıkılmış, sosyalist devlet kurulmuştu. Bu devlet, emekçi köylülükle birlikte nüfusun çoğunluğunu oluşturan işçi-köylü ittifakına dayanıyordu. Siyasi dönüşümü sağlayan bu ittifak, şimdi mutlak uyumluluk yasasından yararlanarak kapitalist üretim ilişkilerini tamamen yok etmek ve bütün ekonomide sosyalist üretim ilişkilerini hakim kılmak mücadelesine soyunuyordu. Bu mücadelenin çıkış noktasını, ülkenin sanayileştirilmesi oluşturmuştu. Çünkü sosyalist sanayileşme, bütün ekonomi için ileri, modern teknik temeli oluşturuyor ve sosyalist üretim ilişkilerinin, ekonominin bütün dallarında veya toplumsal üretimin bütün alanlarında hakim olmasını sağlıyordu.

Bu aşamada sorun, ülkenin nasıl bir sanayi ile sanayileştirilebileceği sorunuydu. Proletarya, ekonomik bakımdan da geri olan bir ülkeyi, bir tarım ülkesini devralmıştı. Mevcut sanayi kuruluşlarıyla ülkenin kısa zamanda geri durumdan çıkması, modern teknolojiyle donatılmış bir ülke konumuna gelmesi imkansızdı. Bu ve başka nedenlerden dolayı, ülkenin sanayileştirilmesinin ancak ve ancak büyük sanayinin gelişmesiyle mümkün olacağı sonucundan hareket edildi. Ancak büyük sanayi ile ekonominin diğer bütün sektörleri için maddi-teknik temel kurulmuş olurdu ve diğer sektörler de bu temele dayanarak gelişebilirlerdi.

Lenin'in öğretisinden hareketle Stalin, üretim araçları üreten büyük sanayiye sahip olunmaksızın bağımsız gelişen bir ekonominin, hele hele sosyalist bir ekonominin kurulamayacağını gösterdi. Gösterdi diyoruz, çünkü ülkede büyük sanayinin kurulmasına, ekonominin bağımsız gelişmesine Troçkistler ve Zinovyevciler karşı çıkıyorlardı.

O dönemde birkaç ülkede birden devrim olsaydı, sosyalist sanayileşmeye nasıl yaklaşılırdı, bunu bilmiyoruz. Ama açık olan şu ki, Stalin'in sosyalist sanayileşmeyi gerçekleştirme anlayışı, tek ülkede sosyalist inşanın zaferiyle doğrudan ilişki içindeydi. Stalin, sosyalizmin maddi üretim temeli olarak büyük sanayinin rolünü, oldukça bilimsel ve doğru olarak açıklamıştır. Bu rolün içeriği şu noktalardan oluşuyordu:

-Sosyalizm, toplumsal büyük sanayii temsil eder. Bu sanayi, tekniğin ve bilimin bütün ve en modern kazanımları üzerinde yükselir ve dolayısıyla toplumun en yüksek gelişme aşamasıdır; büyük sanayi, sosyalizmin maddi tabanıdır. Sosyalizmde sanayileşme, tekniğin sürekli yenilenmesi, işin modernleştirilmesi, iş verimliliğinin sürekli artırılması demektir. Sosyalist sanayileşme, üretici güçlerin, kapitalist toplumdakine nazaran daha yüksek bir gelişme seviyesini tutturması demektir. Bütün bunların SB'de başarıyla gerçekleştirildiğini aşağıda somutlaştıracağız.

-Ülkenin sanayileşmesi, proletarya diktatörlüğünün siyasi tabanını genişletir; işçi sınıfı sayısal olarak çoğalır ve buna bağlı olarak da toplumdaki payı artmış olur. Bu, onun önderlik rolünü güçlendirir, köylülükle ittifakını daha güçlü kılar ve kapitalist unsurlara; sınıf düşmanlarına karşı mücadelede proletarya diktatörlüğünü; sosyalist devleti güçlü kılar. Ülkenin sanayileştirilmesiyle bu da gerçekleştirilmiştir...

-Tarımda büyük üretim, ancak ve ancak makineli teknik ile mümkün olur. Bunun içindir ki, tarımın yeniden şekillendirilmesinin olmazsa olmaz ön koşulu, büyük sanayinin gelişmesiydi. Büyük sanayi, tarımda büyük üretimin, tarımda küçük özel üretimi büyük sosyalist üretime yöneltmenin maddi (teknolojik) temelini oluşturur.

-Büyük, güçlü bir sanayi ile ülkenin siyasi ve ekonomik bağımsızlığı sağlanmış, ülkenin savunma potansiyeli güçlendirilmiş olur. SB'nin siyasi ve ekonomik bağımsızlığı ve II. Dünya Savaşının nasıl sonuçlanmış olduğu, büyük/güçlü bir sanayinin bu rolünün doğrudan bir ifadesidir.

-Bu nedenlerden dolayı, üretim araçları üreten modern büyük bir sanayinin inşası, SB'de sosyalizmin kaderini belirleyen bir inşaydı. Bu, Sovyet ekonomisinin, toplumunun, bir bütün olarak sosyalizmin gelişme yasasıydı.
...
Sovyet insanı, Birinci Beş Yıllık Planı, ülkenin sanayileştirilmesi politikasını büyük bir coşkuyla karşılamıştı. Çünkü tespit edilen politika ütopik değildi, reel faktörlere dayanıyordu. Ama Troçkistler, Zinovyevciler ve Buharinciler, partinin genel çizgisine; ülkenin sanayileştirilmesi için tespit edilen politikasına karşı mücadeleyi seçtiler. Onlara, özellikle de Troçkistlere göre SB, dışarıdan yardım almaksızın, kendi gücüne dayanarak sanayileşemeyeceği konusunda parti ve toplum ikna edilmeliydi. Bunun içindir ki, emperyalistlere, sermayeye tavizler vermeyi, köylünün gırtlağına basarak vergileri artırmayı önerebildiler. Bu önerilerle, bir taraftan ülkeyi kapitalist dış sermayeye yeniden peşkeş çekmek ve köylülükten alınan vergilerin artırılmasıyla da işçi-köylü ittifakını dinamitlemek kaçınılmaz olurdu. Böylelikle SB'de sanayileşme ve sosyalizmin inşası yenilgiye uğratılmış ve kapitalizmin yeniden inşasının yolu açılmış olacaktı.

Buharinciler, sanayileşmeye hafif sanayi ile başlanmasını öneriyorlar ve böylece ülkeyi, sanayileşmenin kapitalist yoluna sevk etmeyi amaçlıyorlardı. Bu anlayış, şehirde ve kırda kapitalist unsurların güçlenmesi ve sonuç itibariyle de ülkede kapitalizmin yeniden inşa edilmesi anlayışıydı.
Buharinciler, zengin köylülükle birlikte sosyalizmi "inşa" etmeyi amaçlıyorlardı.
...
Sovyet ülkesinde sosyalist sanayileşmenin zorunluluğu ile sosyalizmin o koşullarda bile tek ülkede inşasının mümkün olacağı ve zaferi arasında kopmaz bir bağ vardır. Çünkü sosyalizmin inşa edilip edilemeyeceği, ülkenin, devrimin savunulup savunulamayacağı her şeyden önce sosyalist sanayileşmenin gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceğine bağlıydı.

Stalin, tek ülkede sosyalizmin zaferi için aşılması gereken iki noktaya sürekli işaret etmişti. Sosyalizmin inşası için aşılması gereken iki nokta, aslında iki çelişkidir; sosyalist inşanın önündeki iç ve dış çelişkiler.

İç çelişkilerin-zorlukların üstesinden geliniyordu. Zaten proletarya diktatörlüğünün hakimiyeti, Rus burjuvazisinin siyasi ve ekonomik olarak alt edildiğini, sosyalizmin inşası için ülke içi zorlukların kalmadığını gösteriyordu. Sovyet ülkesinde sosyalist sanayileşmenin ve sosyalizmi inşanın koşulları vardı ve Sovyet insanı Bolşevik Parti önderliğinde bu imkanları hayata geçirmeye koyuldu.

Sorun bununla bitmiyordu. Çünkü Sovyet ülkesi, kapitalizm denizinde bir ada gibiydi ve kapitalist çevrenin varlığı, ülkeye silahlı dış müdahalenin olabileceğinin maddi koşulunu oluşturuyordu. Kapitalist dış çevre, bugünden yarına yok edilemeyeceği için, onun müdahalesine karşı güçlü olmanın yolu da güçlü sanayiden geçiyordu.

Bu iki nokta, tek ülkede sosyalizmin zaferi sorunu, SB'de sanayileşmenin nasıl olması gerektiğini belirleyen noktalardı. Demek ki sanayileşmenin Sovyetik yöntemi, iç ve dış çelişkiler tarafından şekillendiriliyordu. Sosyalist sanayileşmenin Sovyetik yöntemi, tek ülkede sosyalizmin zaferi sorunu gündemde olduğu müddetçe sanayileşmede kaçınılmaz bir yasadır.

Sanayileşmenin Sovyetik yönteminde esas olan, sanayinin genel bir büyümesini sağlamak değildi. Esas olan, ağır sanayinin öncelikli gelişmesiydi...

Ülkenin sosyalist sanayileşmesi, sosyo-ekonomik özellik, sınıfsal karakter ve itici güç, gelişmenin kaynakları, hızı ve yöntemi bakımından ve bütün bunların sonucu olarak hayata geçirilişinin doğurduğu toplumsal sonuçlar bakımından, kapitalist sanayileşmeden temelden farklıdır. Kapitalist sanayileşme ile karşılaştırıldığında sosyalist sanayileşmenin temel üstünlükleri inkâr edilemez.

-Kapitalist sanayileşme ile de büyük sanayi kurulur. Ama bu, başta işçi sınıfı olmak üzere bütün emekçilerin yoğun bir sömürüsüyle, başka ülkelerin talan edilmesiyle gerçekleştirilir.

-Kapitalist sanayileşme, kitlesel işsizliği, işçi sınıfının ve de emekçi köylülüğün yoksullaşmasını beraberinde getirir.

-Kapitalist sanayileşme, aynı zamanda ekonomik kriz ve toplumsal yaratılmış maddi değerlerin; fabrika, ürün vb. biçiminde değişmeyen sermayenin kıyımı demektir.

-Kapitalist sanayileşme demek, kapitalist üretim biçiminin bütün çelişkilerinin keskinleşmesi demektir; kapitalist sanayileşme her şeyden önce kapitalizmin temel çelişkisini; üretimin toplumsal karakteriyle ona özel el koyuş arasındaki çelişkiyi derinleştirir.

-Kapitalist sanayileşme, şehir ile köy arasındaki, fiziki iş ile zihni iş arasındaki çelişkinin derinleşmesi demektir.

-Kapitalist sanayileşme, toplumdaki bütün sınıfsal antagonizmaların keskinleşmesi ve devrimin nesnel ve öznel faktörlerinin olgunlaşması demektir.

Sosyalist sanayileşmede bunların hiçbiri söz konusu olamaz. Aksi taktirde yapılanın sadece etiketi "sosyalist" sanayileşmedir.

-Sosyalist sanayileşme, ekonominin toplumsallaşmış sektörünün zaferine, kapitalist ilişkilerin/unsurların yok edilmesine götürür. Bu, insanın insan tarafından sömürüsünün giderek ortadan kaldırılması demektir; sosyalist sanayileşme ile sömürücü sınıflar tasfiye edilir; sosyalist sanayileşme toplumda sınıfsal farkların ortadan kaldırılmasına götürür.

-Sosyalist sanayileşme, üretimin, devamlı modern teknoloji temelinde kesintisiz artması demektir. Böylelikle, emekçilerin sürekli artan maddi ve kültürel gereksinimlerini azami ölçüde karşılamanın maddi temeli yaratılmış olur.

-Sosyalist sanayileşme, sınıflı toplumun kalıntıları olan şehir ile kır, fiziki iş ile zihni iş arasındaki çelişkileri yok edecek maddi koşulların oluşturulması demektir.

-Sosyalist sanayileşmede rekabete, ekonomik krize ve üretimde anarşiye yer yoktur; sosyalist sanayileşme, ancak ve ancak planlı bir şekilde gerçekleştirilebilir.

-Ülkenin sosyalist sanayileşmesi ile halkın emekçi tabakaları arasında belli bir çıkar bütünlüğü vardır; sosyalist sanayileşme, çalışmayı kolaylaştırır, işsizliği ortadan kaldırır; tarımdaki fazla nüfusu emer ve emekçilerin yaşam standardını yükseltir. Bu da “iç pazar”ın gelişmesi/genişlemesi; alım gücünün artması demektir. Alım gücünün artması ise sanayinin gelişmesine daha yüksek seviyede bir taban/çıkış noktası oluşturur.

Tek ülkede sosyalizmi inşa etme zorunluluğu ve bu zorunluluğun olduğu her dönemde, dolayısıyla bugün de, sosyalist sanayileşme hızlı bir tempoda gerçekleştirilmek zorundadır. Yukarıda bahsettiğimiz iç ve dış çelişkiler, sosyalist sanayileşmenin temposunu belirliyordu. Sovyet ülkesi açısından sanayileşmenin temposunu belirleyen bu çelişkiler, ülkenin ekonomik olarak geri olması, kapitalist sınıfların varlığı, kapitalist ülkelerle çevrili oluş ve genç devletin, kapitalist ülkelerden geri olması olarak ortaya çıkıyorlardı.
...
Sovyet ülkesinde hızlı sanayileşmenin sonuçlarını şöyle somutlaştırabiliriz:

SB'de ve bazı kapitalist ülkelerde sanayi üretiminin yıllık ortalama büyümesi(1), %
Dönemler
Sovyetler Birliği
ABD
İngiltere
Fransa
Toplam sanayi
Büyük sanayi
1918-1957
10,0
11.4
3.2
1.2
3.0
1918-1929
6.9
9.7
3.0
1.9
7.9
1930-1940
16,5
18.0
1.2
2.1
-2.2
1941-1945(savaş yılları)
-1.7
-1.5
9.8
-
-
1947-1957
15.9
16.5
4.7
4.5
7,7
Savaş yıllarının dışlandığı 22 yıl arasında (1930-1940 ve 1947-1957)
16.2
17.2
2.9
3.3
2.5


Herhangi bir açıklama yapmaya gerek var mı, bilmiyoruz. Ama her halükarda SB'de, genel olarak sanayinin ve özel olarak da büyük sanayinin kapitalist ülkelere göre rüyasal bir hızla/tempoyla büyümüş olduğunu görüyoruz.

Birikimin kaynağı

Ülkenin sosyalist sanayileştirilmesi; büyük işletmelerin kurulması, maden ocaklarının işletilmesi vs. muazzam boyutlarda birikimi zorunlu kılıyordu. Kapitalist ülkeler, sanayileşme için gerekli araçları, emekçilerin sömürüsünü yoğunlaştırmakla, sömürgeleri talan etmekle, düpedüz talan savaşlarıyla veya yurt dışından sağlanan sermaye ile gerçekleştiriyorlardı/gerçekleştiriyorlar. Kapitalizmde sanayileşmenin bu kaynakları sosyalizmde söz konusu olamazdı. Sosyalist sanayileşmenin gerçekleştirilmesi için başka kaynaklar gerekliydi/bulunmalıydı. Bulundu da:

Sovyetler Birliği'nde hiçbir kapitalist devletin bilmediği birikimin kaynakları bulundu. Sovyet devleti, Sosyalist Ekim Devrimiyle kapitalistlerin ve toprak beylerinin elinden çekip aldığı bütün işletmelere, topraklara, ulaşım araçlarına, bankalara, iç ve dış ticarete sahipti. Devlet fabrikalarının ve işletmelerinin, ulaşımın, ticaretin, bankaların kârları şimdi, asalak kapitalistler sınıfının tüketimi için değil, sanayinin inşası için kullanılıyordu. Sovyet iktidarı, halkın sadece faiz olarak yüz milyonlarca altın ruble ödediği çarlık borçlarını feshetti. Toprak beylerinin topraktaki mülkiyetinin kaldırılmasıyla Sovyet iktidarı, köylülüğü, yıllık olarak yaklaşık 500 milyon altın ruble olan kira faizi ödemelerinden kurtardı. Bu yükten kurtulan köylülük, güçlü bir sanayinin inşası için devlete yardım edebiliyordu. Köylüler, traktör ve tarımsal makineler almaya oldukça ilgi duyuyorlardı.
Bütün bu gelir kaynakları Sovyet devletinin tasarrufundaydı” (2).

Kaynak konusunda Stalin de şöyle diyordu: “Millileştirilmiş toprak, millileştirilmiş sanayi, millileştirilmiş ulaşım ve kredi, tekelleştirilmiş dış ticaret, devlet tarafından yönlendirilen iç ticaret; bütün bunlar, ülkemizin sanayisinin gelişmesi için yeni kaynaklardır, 'ek sermayeler'dir. Ve bunların hiçbirisine, hiçbir burjuva devlet hiçbir zaman sahip olmadı…
Bunun içindir ki, burjuva devletler için mümkün olmayan gelişme yolu, proleter devlet için gelişme yoluyla bağlam içindeki bütün zorluklara ve sınavlara rağmen pekala mümkündü”(3).
...
Bolşevikler, sanayi içi birikimin, sosyalist sanayileşmenin ana kaynağı olduğu tespitinden hareket ediyorlardı. SBKP(B)'nin XV. Parti Konferansı sanayi içi birikimin rolünü şöyle formüle ediyordu: “Sanayinin genişletilmiş yeniden üretimi süreci, her şeyden önce bizzat sanayi içinde yaratılan artı değerden (kaynaklanan) yatırımlar sayesinde teminat altına alınmalıdır” (4).
...
Kaynakların planlı, rasyonel ve tutumlu kullanılmasıyla ilk yıllarda elde edilen sonuçları birkaç örnekle somutlaştıralım:

Sanayinin bütçeye gelir katkısı (milyon ruble) (5)
1933
1934
1935
1936
1937
1933-37 arası
3 349,7
3 090,4
3 258,1
5 268,6
9 294,1
24 260,9

Bu verilerde sanayide (ağır sanayi) birikimin yıllara göre hangi oranlarda arttığı görülüyor. İkinci Beş Yıllık Plan döneminde; 1933'ten 1937'ye sanayiden bütçeye aktarılan gelir, 3.349,7 milyon rubleden 9.294,1 milyon rubleye çıkarak yüzde 177 oranında artıyor.

Aynı dönemde sanayideki birikimin devletin toplam gelirlerindeki payı da artıyor (6).

Yıllar
1913
1928
1932
1935
Toplam gelir (1926-27 fiyatlarıyla ve milyar ruble)
21.0
25.0
45.5
66.5
Toplam gelir içinde sanayinin payı
5.4
8.7
20.6
34.8
Toplam gelir içinde sanayinin oransal payı
25.5
34.8
45.3
52.3

Bu veriler, devlet bütçesinin gelir hanesinde sanayinin önemini çok açık olarak gösteriyor: Sovyet ülkesinde sanayideki birikimin devlet gelirlerindeki payı oldukça güçlü bir artış göstermiştir. 1928'deki yüzde 34,8'lik pay, 7 sene sonra, 1935'te yüzde 52,3'e çıkıyor. Bu, Sovyet sanayisinin, sosyalist devletin en önemli, belirleyici gelir kaynağını oluşturduğunu gösterir.
Sanayi ile bütçe arasındaki girdi-çıktı –araç sirkülasyonu– nasıl gelişiyordu? Bu, belirleyici önemi haiz noktayı da somutlaştıralım (7).
Dönemler
1928-1929
1933
1937
1940
Bütçenin sanayi finansmanı (milyon ruble)
1 250,2
13 728,6
15 300,0
27 762
SSCB bütçesine gelir katımı (milyon ruble)
641,3
4 168,0
6 500,0
21 346
Sanayi finansmanı toplam miktarı içinde gelir katımının payı (%)
51.3
30.3
42.5
76.8

Bu tablo neyi ifade ediyor? 1, 2 ve 3. plan yıllarını kapsayan bu tablo, SB'de sanayi üzerinden birikim sorununun çözümlendiğini, birikimin kendi imkanlarıyla giderek genişlediğini gösteriyor. Demek oluyor ki, tek ülkede sosyalizm kurulabiliyor; ülkenin sosyalist sanayileşmesi gerçekleştirilebiliyor.

Yukarıda anlatımımız göz önünde tutulursa bu tablo, sanayileşmeye kapitalist yaklaşımla, sosyalist yaklaşım arasındaki sınıfsal farkı da gösteriyor.

Salt bu birkaç veri, Sovyetik sanayileşme yönteminin zaferini göstermektedir.
Sovyet ekonomisinin zaferini, partinin genel çizgisinin doğruluğunu başka bir veriyle de gösterelim. Bu sefer soruna, bütçede gelir kaynaklarının payı açısından bakalım.
1928-1938 yallarında SSCB bütçe gelirleri (milyon ruble) (8)
Dönemler
1928-1929
1933
1938
1929’dan 1933’e, %
1933’ten 1938’e, %
Toplam gelirler
8 116,1
44 245,0
12 7571,0
545,1
288,3
Bu miktar içinde:
a- Sosyalist ekonomiden aktarılan toplam gelirler
6 098,6
35 379,0
11 5981,0
580,0
327,8
Bunun toplam miktara oranı
75.1
79.9
90.9
-
-
b- Halktan sağlanan miktar
1 355,8
6 480,0
10 167,0
478,0
156,9
Bunun toplam miktara oranı
16.7
14.6
8.0
-
-

Bu tablo, Sovyet ekonomisinin kısa bir süreç içinde ne denli muazzam boyutlarda büyüdüğünü ve kendi kendini finanse eder duruma geldiğini gösteriyor. Öyle ki bütçe, 1938'e gelindiğinde, halkın doğrudan hiç katkısı olmasa da kendi kendini finanse edecek duruma geliyor. Bu başarı, Sovyetik sanayileşme yönteminin başarısıdır. Sovyetik sanayileşme yönteminin gerçekleştirilme koşulları da (araç bakımından) beş yıllık planlarda açıklanıyordu: Birinci Beş Yıllık Plan döneminde sanayinin finansman kaynağı sosyalist devletin bütçesiydi. Bu plan döneminde sanayideki yatırımlar için ayrılan miktar 24,8 milyar rubleydi. Bu dönemde sanayiye akıtılan toplam miktar da 26,4 milyar rubleydi. Bu miktar, bütçede bütün ekonomi giderleri için öngörülen miktarın hemen hemen yarısına (yüzde 49) tekabül ediyordu.

Aşağıdaki tablo Birinci Beş Yıllık Plan dönemindeki yatırım hareketini gösteriyor(9).

Dönemler
1928
1929
1930
1931
1932
1928'den 1932'ye, %
Bütün sanayideki yatırımlar
(belirtilen yıllar fiyatıyla mil. ruble)
1 880,0
2 615,0
4 115,0
7 407,0
1 0431,0
554.0

Bir yıl öncesine göre oran (%)
100.0
139.1
157.4
180.0
140.8
-
Toplumsal üretimin l. bölümü
(mil. ruble)
1 444,0
2 127,0
3 425,0
6 513,0
9 080,0
629.0

Bir yıl öncesine göre oran (%)
100.0
147.3
161.0
190.2
139.4
-

İkinci Beş Yıllık Plan döneminde ise yatırımların kapsamı 2,6 misli artarak 65,7 milyar rubleye çıkar ve yukarıdaki tabloların da gösterdiği gibi sanayinin kendi imkanlarıyla kendini finanse etmesi giderek önem kazanır.

Bu veriler, ulusal gelirin bir kuruşunun dahi çarçur edilmesine müsaade etmeyen, bunu yapanlardan hesap soran Bolşevik anlayışın birer başarısını yansıtıyor.

Son olarak, sosyalist sanayileşme politikasının, sanayileşmenin Sovyetik yönteminin; tek ülkede sosyalist sanayileşmenin zaferini toplu verilerle somutlaştıralım:

Sovyet ülkesinde sanayileşme sadece, ekonominin tekniksel yeni yapılanması için temeli teşkil etmiyordu; sosyalist sanayileşme, aynı zamanda toplumsal ilişkilerin sosyalist şekillenmesi sürecine de çıkış noktası oluyordu. Sovyet ülkesinde sosyalist sanayileşme, yeni toplumun, yeni insanın, sosyalist mülkiyetin vs. ekonomik temelinin kurulması demekti. Kapitalizmde sanayileşme, tekellerin, bir avuç azınlığın hakimiyeti; özel mülkiyetin hakimiyeti iken, sosyalizmde sanayileşme, özel mülkiyetin ortadan kaldırılması; kapitalist ilişkilerin tasfiye edilmesi, sosyalist mülkiyetin/üretimin hakim kılınması anlamına gelir.
...
Sovyet sanayi, sanayinin yapısı bakımından dünyanın en modern sanayi konumuna gelmişti. Sovyet ekonomisinde üretimin yapısı temelden değişmişti. Örneğin ekonomide bütün brüt üretimde sanayinin payı, 1929'da yüzde 54,5'ten 1940'ta yüzde 80,6'ya çıkmıştı. Bu, devasa bir gelişmedir, sosyalist sanayide devrimdir. Bu, genişletilmiş sosyalist yeniden üretimin kısa bir zamanda ulaştığı yüksek seviyedir.

Ağır sanayinin toplam sanayideki payı bakımından SB, dünyada birinci konumdaydı. Aynı dönemde, örneğin 1929'da, ABD'de toplam sanayi üretiminde ağır sanayinin payı yüzde 54,5; Almanya'da yüzde 55,9; Fransa'da yüzde 41 (1926) ve İngiltere'de de yüzde 54 (1924) oranındaydı.

Sovyet sanayi üretiminde makine imalinin payı 1929'da yüzde 11,2'den 1940'ta yüzde 31 oranına çıkarken, aynı oran ABD'de 1929'da yüzde 19,3'ten 1935'te yüzde 17,6'ya düşüyordu. Almanya'da bu pay 1935'te yüzde 14,6; Japonya'da yüzde 10,6; İngiltere'de 16,2; Fransa'da yüzde 7,4 ve İtalya'da da yüzde 7,1 oranlarındaydı (10).

Sovyet sanayi oldukça moderndi. Örneğin 1935'te ABD'de metal işleyen sanayi teçhizatı 10 seneden daha yaşlıydı. SB'de ise metal kesen bütün torna tezgahlarının yüzde 60'ı 6 seneden daha gençti.

Yazının kapmasını genişleteceği için, tek tek sanayi sektörlerinin gelişmesine, sanayileşmenin sonucu yeni doğan sektörlere ayrıca değinemeyeceğiz.

İkinci Beş Yıllık Planın sonuçlarını özetleyen XVIII. Parti Kongresi'nde şu tespit yapılıyordu:
SSCB, ekonomisini ve savunmanın bütün ihtiyaçlarını bütün gerekli teknik donatımla sağlayan ekonomik açıdan bağımsız bir ülkeye dönüşmüştür”.

Sosyalist sanayileşme, müteakip makalelerde göstereceğimiz gibi, emekçilerin maddi ve kültürel yaşam seviyesini giderek yükseltmiş, bütün ihtiyaçlar karşılanır olmuştur.
...
Teknolojinin modernliği, mesleki eğitime verilen önemden dolayı işçilerin yüksek kalifiyeli olmaları ve nihayetinde rasyonel planlama sonucunda SB'de işin verimliliği, önde gelen kapitalist ülkelerle karşılaştırılamayacak bir hızla artmıştır. Bu artış 1913'ten 1956'ya ABD'de 2,2; Fransa'da 1,8; İngiltere'de 1,4 misli olurken, SSCB'de 9 misli olmuştur. İş verimliliğinin artış hızı bakımından SB, dünyada ilk sırada yer alıyordu.
Sovyet ülkesinde iş verimliliğinin en hızlı artışı İkinci Beş Yıllık Plan döneminde gerçekleştirilmiştir. Bu dönemde Sovyet sanayinin yapısı adeta tamamen yenilenmiş ve Stahanov Hareketi büyük bir coşkuyla yaygınlaşmıştı. Örneğin 1937'de 1932'ye nazaran iş verimliliği, toplam sanayide yüzde 82 oranında artmıştı. Ama ağır sanayinin çeşitli sektörlerinde iş verimliliğinin artışı oldukça büyük boyutlara varıyordu: Örneğin 1932'den 1937'ye iş verimliliği makine imalinde yüzde 212,2; demir döküm sanayinde yüzde 226,3 ve kömür sanayinde de yüzde 65,4 oranlarında artmıştı (11).

Bolşevik sanayileşme politikası sonucu Sovyet sanayinin Avrupa'daki ve dünyadaki konumu değişmişti.
...
SB'de sosyalizmin inşa tecrübesi komünistler açısından oldukça önemlidir. Hem ders çıkartmak bakımından hem de inşa edilen sosyalizmin propagandasını yapmak bakımından. Sosyalizme, devrime gönül bağlamış, ona inanan işçilerin ve emekçilerin böyle bir propagandaya ihtiyaçları vardır. Uğruna can verdikleri davanın başka yerlerde nasıl gerçekleştirilmiş olduğunu bilmelidirler. Bu onlara güç verecektir, bu işin olacağına inançlarını artıracaktır, burjuva, revizyonist ve umutsuzluk saçan propagandaları etkisizleştirecektir.

Sovyetik sanayileşme yönteminin sonuçları bizim açımızdan çok önemli/öğretici olduğu için, SB'de toplam sanayinin ve ağır sanayinin beş yıllık planlara göre gelişmesini toplu bir şekilde buraya aktarmayı faydalı görüyoruz.

Sovyet sanayisinin beş yıllık planlar bazında gelişmesi (12)
Brüt sanayi üretiminin büyümesi -yıllık ortalama ve %
1.Beş Yıl. Plan
1929-1932
2. Beş Yıl. Plan
1933-1937
3. Beş Yıl. Plan
1938-1940
4. Beş Yıl. Plan
1946-1950
5. Beş Yıl. Plan
1951-1955
Brüt sanayi üretimi( toplam)
19.2
17.1
13.2
13,6
13,2
Bu üretim içinde:
-Üretim araçlarının(Toplam toplumsal üretimin I. Bölümünün) payı
28,5
19,0
15,3
12,8
13,8
-Tüketim araçlarının (Toplam toplumsal üretimin II. Bölümünün) payı
11,7
14,8
10,1
15,7
12,0
-Makine imalinde ve metal işlemede brüt üretim
41.3
23.1
20.6
10,7
17,1
-Elektrik enerjisi
Yıllık ortalama mutlak büyüme (milyar Kw)
2,1
4,5
4
9,6
15,8
Yıllık ortalama büyüme (%)
28,2
21,7
10.1
16,1
13,3
Her büyüme oranındaki üretim (milyar Kw)
50
135
362
433
912
-Kömür
Yıllık ortalama mutlak artış (milyar ton)
7,2
12,7
12,7
22,4
26,0
Yıllık ortalama büyüme (%)
16,0
14.7
9,1
11,8
8,4
Her büyüme oranındaki kömür üretimi (1000 ton)
355
644
1280
1493
2611
-Petrol
Yıllık ortalama mutlak artış (Mil. Ton)
2,4
1,4
0,9
3,7
6,6
Yıllık ortalama artış (%)
16,5
5,9
3,0
14,3
13,3
Her büyüme oranındaki üretim (1000 ton)
116
214
285
194
379
-Ham demir
Yıllık ortalama mutlak artış (mil. Ton)
0,7
1,71
0,1
2,1
2,8
Yıllık ortalama artış (%)
17,1
18,6
1,0
16,9
11,7
Her büyüme oranındaki üretim (1000 ton)
33
62
145
88
192
-Çelik
Yıllık ortalama mutlak artış (mil. Ton)
0.4
2.4
0.2
3.0
3,6
Yıllık ortalama artış (%)
8.7
24.5
1,1
17,4
10,6
Her büyüme oranındaki üretim (1000 ton)
43
59
177
123
273
-Kimya sanayindeki brüt üretim (6 olarak yıllık ortalama büyüme)
33.3
27.1
17.2
13,3
17,9


II-SOSYALİST SANAYİLEŞMENİN ÖLÇÜLEBİLİRLİĞİ - GÖSTERGELER** 
 
Sosyalist Ekim Devrimi, fabrikaları ve işletmeleri halkın eline verdi. Büyük sanayinin ulusallaştırılması, SSCB'de sanayi üretiminin hızlı bir büyümesi için koşulları yarattı. İlk Beş Yıllık Planın arifesinde sosyalist işletmelerde toplam üretimin yüzde 82'sinden daha fazlası üretildi. İkinci Beş Yıllık Planın başında Sovyet sanayisinde sosyalist üretim biçimi tek, genel hakim üretim biçimi olmuştur.

SSCB'de çeşitli sanayi ürünleri toplam kullanımının ithalattaki payı (% olarak)














































Teknik ve ekonomik gerilik nedeniyle Çarlık Rusyası teçhizatların ve başkaca üretim araçlarının çok önemli bir kısmını ithal etme zorundaydı.

Sosyalist sanayileşme politikası SSCB'yi ekonomik olarak bağımsızlaştırdı. Vaktiyle önemli üretim araçlarını ithal eden bir ülke, SSCB olarak ağır sanayi ürünlerini çok sayıda ülkeye ihraç edecek duruma gelmişti.

Sosyalist sanayi dünyada en yüksek derecede konsantrasyona ulaşmıştır


Sovyet sanayisinin en yüksek derecede konsantrasyonu sosyalist ekonomi tarafında belirlenir.
1913'te bütün işçilerin yüzde 44'ü 1000'den fazla işçi çalıştıran işletmelerde çalışırlarken, 1956'da bütün işçilerin yüzde 61'i bu türden işletmelerde çalışıyordu.

Üretim-teknik aydınların yeni kadrolarının eğitimi


Sanayinin teknik bakımdan yeniden şekillendirmenin ve modern tekniği kullanmanın belirleyici bir koşulu, üretim-teknik aydınların yetiştirilmesiydi. Bu özelliklere haiz aydınların 1928’den 1956’ya sayısal artışını yukarıdaki tabloda görmekteyiz.

SSCB'de ve kapitalist ülkelerde sanayi üretiminin artışı

Burada yer verdiğimiz beş tablo o zamanın önde gelen emperyalist ülkelerinde ekonomik gelişmeyle sosyalizmin ülkesi SSCB’de ekonomik gelişme arasında bir kıyaslama yapma bakımından değerlendirilmelidir.


Tablo I’de 1917=100 bazlı veriler bize şunu göstermektedir: 1917’den 1956’ya SSCB’de toplam sanayi üretimi 42,26 ve büyük sanayi üretimi 69,56 misli artarken toplam sanayi üretimi ABD’de ancak 3,46, İngiltere’de 2,12 ve Fransa’da da 3,19 misli artabilmiştir.


Tablo II’de 1917=1 bazlı verilerde makine yapımcılığı ve metal işlemede üretim SSCB’de 144 misli artarken ABD’de 5,5, İngiltere’de 3,8 ve Fransa’da da 3,9 misli artabilmiştir. Benzer gelişmeyi elektrik üretiminde de görmekteyiz.


Tablo III’te 1913’ten 1956’ya petrol üretimi SSCB’de 9,08 misli artarken ABD’de 10,39 misli artıyor. 1917 bazlı verilere göre de SSCB’de 9,52 ve ABD’de 7,70 misli artıyor.

Tablo IV’te ağır sanayinin gelişmesini doğrudan gösteren sektörlerdeki üretim artışını görüyoruz. 1917 bazlı verilere bakalım:

Emperyalist ülkelerle karşılaştırıldığına SSCB’de ağır sanayi ürünlerinin artış hızı baş döndürücü. Ham demir üretimi SSCB’de 12,06 misli artarken, ABD’de ancak 1,76, İngiltere’de 1,41 ve Fransa’da da 3,07 misli artmaktadır.
Aynı doğrultuda gelişmeyi çelik ve çekme demir üretiminde de görmekteyiz.

Tablo V’te şunu görüyoruz: Çimento üretimindeki artış hızı SSCB’nin bir inşat ve imar alanı olduğunu göstermektedir. Bu nedenle çimento üretimi 1917-1956 arasında 26 misli artmıştır. Bu artış ABD’de ancak 3,3 ve İngiltere’de de 5,6 misli olabilmiştir.

Pamuk dokuma ve şeker üretiminde artış hızı daha düşük olmasına rağmen ABD’ninkinden daha hızlıdır; 1917-1956 arasında SSCB’de pamuk dokuma üretimi 2,40, ABD’de 1,79; şeker üretimi SSCB’de 4,77 ve ABD’de 2,35 misli artmıştır.

4. makalede SSCB'de tarımda gelişmenin temel göstergelerini ele alacağız.


*

*)Sanayileşmenin Sovyetik Yöntemi ve SSCB’de Sosyalist Sanayileşme Göstergeleri” bölümü “SSCB’DE SOSYALİZMİN ZAFERİ VE KAPİTALİZMİN YENİDEN İNŞASI SORUNLARI” (İ. Okçuoğlu) çalışmasından özetlenmiştir (s. 67-84), Akademi Yayın, Temmuz 2011).

**) Bu veriler “RAKAMLARLA SOVYET İKTİDARININ 40 YILI” kitabından alınmıştır (Bu bir çevridir).

Kaynaklar:
1) “RAKAMLARLA SOVYET İKTİDARININ 40 YILI”; Berlin 1958, s. 53.

2) SBKP(B) Tarihi, s. 351.

3)Stalin; C. 7, s. 172.

4)Aktaran: K.A. Petrossyan; agk., s. 173.

5)K.N.Plotnikov; “Sosyalist Devletin Bütçesi”, 1948, s. 102. Aktaran: A.K. Petrossyan; agk., s. 184.

6)Bkz: SSCB, Sosyalizmin Ülkesi, 1936, s. 10. Aktaran: A.K. Petrossyan; agk., s. 185.

7)Aktaran: A.K. Petrossyan; agk., s. 185.

8)SSCB’nin Sosyalist İnşası (1933-1938), 1939, s. 111. Aktaran: A. K. Petrossyan; agk., s. 190.

9)SSCB'nin Sosyalist İnşası, 1936, s. 384. Aktaran: A. K. Petrossyan; agk., s. 218.

10) Bkz.: Büyük Sovyet Ansiklopedisi, SB Bölümü, C. I, s. 859, 1952.

11) Bkz.: “SSCB'de Ekonominin Gelişmesi İçin İkinci Beş Yıllık Plan'ın Yerine Getirilmesinin Sonuçları”, 1939, s. 73. Aktaran: A. K. Petrossyan; agk., s. 104.

12) Agk., s. 78-79.