“HIYAR”
SENSİN!
Biraz
geçikti, ama olsun. Kimin “hıyar” olduğunu bilmek gerekir.
Lüleburgaz'da
düzenlenen “Çınaraltı Sohbetleri” etkinliğe (16 Ağustos
2017) katılan İlber Ortaylı haddini aşan açıklamalar yaptı.
Bu etkinlikte Ortaylı “Azerbaycan'lı başka, Azeri başka.
Türkler arasında Azeri diye bir millet yoktur. Komünist şairler
bile 'Türk kızları' diye yazar. Bunu Stalin hıyarı çıkardı.
Stalin cahil bir Gürcü'dür, milliyetlerden anlamaz, felaket bir
heriftir” demiş. Bu açıklamasıyla da bizzat kendisinin
“hıyar” olduğunu göstermiştir. “Hıyar”, “cahil” diye
tanımlamaya çalıştığı kişinin hiç de “hıyar”, “cahil”
olmadığını Ortaylı pekala bilir. Ama hakim burjuva zihniyete
hizmette kusur etmemek için tarihi yanlış okumaktan geri
kalmamıştır.
Ortaylı
Stalin'in kim olduğunu, insanlık tarihine neleri kazandırdığını
bilmeyecek kadar “cahil” ve bu cahilliğinden dolayı da “hıyar”
değilidir. Ama hizmette kusur etmemek için “cahil”liği ve
“hıyar” olmayı kabullenmiştir. Stalin dokunulmaz,
eleştirilemez birisi değildir; dokunabilirsin, eleştirebilirsin.
Ama eleştirinin de nesnel temeli olmalı, dinleyenler, okuyanları
aydınlatmalı. Ama Ortaylı'nın böyle bir niyeti yok. O, sorulan
soruyu fırsat bilerek Marksizm-Leninizme ve dünya proletaryasının
önderine çirkince, evet ahlaksızca saldırmıştır. Ortaylı'nın
laf söyleyecek, Stalin dönemindeki Sovyetler Birliği'ndeki
gelişmeleri eleştirebilecek kapasitesi vardır. Ama o bu
kapasitesini kullanma yerine “hıyar”lık yapmıştır.
Bu haddini
bilmez baltayı taşa vurdu. Hani Stalin'in yabancı olduğu veya tam
hakim olmadığı bir konuda O'nun yanlışını göstererek “cahil”
dense ne ala; eleştiri amacını aşmış olsa da eleştiri olarak
kabul edilebilir. Ortaylı, Stalin'e bütün yönleriyle hakim
olduğu, geliştirdiği ve Sovyetler Birliği'nde uygulanan ulusal
sorun konusunda “cahil” deme cüretini gösteren birisidir;
bundan dolayı da 24 ayar “hıyar”dır.
Bugün
Marksizm-Leninizmin; komünist örgütlerin ulusal sorunun nasıl
çözümleneceği üzerine bir derdi kalmadıysa bunu Stalin'e
borçluyuz. O'nun, Lenin’in teşvikiyle hazırladığı “Marksizm
ve Ulusal Sorun” çalışması bu alanda Marksizm-Leninizme yapılan
en önemli katkıdır.
Stalin'in
dilbilimi üzerine çalışması da hala aşılamamıştır; hala
dönüp olaşılıp o kaynağa inilmektedir.
Stalin'in
sosyalizmin inşası sürecinden pratikte çıkan sonuçları
teorileştirmesi ve Marksizm-Leninizm hazinesine katması ancak
Ortalı gibi “hıyar”lar tarafından gözardı edilebilir.
Stalin
pratikte ve teoride çok yönlü olduğunu yaşamı boyuca
göstermiştir.
Acaba
Sovyetler Birliği ve önderi Stalin olmasaydı Hitler faşizminde
insanlığı kim kurtaracaktı? Bu türden soruları
çoğaltabilirsiniz, uzatabilirsiniz ve her sorunun cevabı
verilirken de kimin “hıyar” olduğu açığa çıkar.
Şunu da
belirtelim: Stalin, Marksizm-Leninizm, Sovyetler Birliği konusunda
“hıyar”lıkta Ortaylı yalnız değildir. Bu dünyada sağ'dan,
“sol”dan ve sol'dan “hıyarlar”dan geçilmiyor. Bu haddini
bilmez şahız kendini nerede görür, bunu bilemem. Ama sağ'dan,
“sol”dan ve sol'dan “hıyar” olmak arasında nitelik farkı
yoktur.
“SSCB'de
Sosyalizmin Zaferi ve Kapitalizmin Yeniden İnşası Sorunları”
(Akademi Yayın, Temmuz 2011, s. 479-483) çalışmasının sonunda
“Stalin üzerine kısa bir not” var. O notu biraz kısaltarak
aktarıyorum. Bence başta İlber Ortaylı olmak üzeren sağ'dan,
“sol”dan ve sol'dan “hıyar”lara iyi bir cevaptır.
Stalin
üzerine kısa bir not:
Stalin Ekim
Devriminden önce devrimin hazırlanmasında ve yürütülmesinde, iç
savaş döneminde sorumluluk almış ve 1922-1953 arasında
SBKP(B)'in politikasını yönetmiştir. Marks, Engels, Lenin ve
Stalin başta olmak üzere bütün Marksist teorisyenler, işçi
hareketi önderleri gözden düşürülmek için iftiralarla karşı
karşıya kalmışlardır, karalanmışlardır. Burjuvazinin her
dönem koro halinde sürdürdüğü bu sefil faaliyet en çok
revizyonistler, küçük burjuva devrimcileri tarafından
desteklenmiştir. Daha doğrusu bu karalama faaliyetinde burjuvazi
revizyonistlerin, revizyonistler de burjuvazinin savlarını
kullanmıştır. Burjuvazinin amacı anlaşılır; ne de olsa sınıf
düşmanıdır ve sınıf mücadelesinde çıkarına uygun olan her
türden silahı kullanır. Ama revizyonistler, Troçkistler ne
oluyor? Bunlar da Marksizm-Leninizmden, sosyalist devrimden
bahsediyorlar ve katışıksız komünist olduklarına inanıyorlar.
Özellikle bu cepheden uluslararası komünist ve işçi hareketinin
önderlerine yapılan saldırı siyasal ahlaksızlığın,
düşkünlüğün hangi boyutlara varabileceğini göstermektedir:
Marks ve Engels önderliğinde 19. yüzyılın son çeyreğinde
yükselen Marksizm olmasaydı, o dönem ne E. Bernstein, dolayısıyla
ne de revizyonizm olurdu. Örneğin Troçkizmin, işçi hareketi
içinde bir akım olmaktan çıkarak karşı devrimci olmasının
yegâne nedeni 1922-1953 arasındaki SB'de uygulanan politika ve
ekonomidir. Bu nedenle Troçkizmin varlık nedeni SB somutunda
Marksizm-Leninizme ve onun uygulanmasına karşı olmaktır...
Uluslararası
komünist hareketin dört önderinden biri olan Stalin en çok
saldırıya uğrayandır; en olmadık iftiralarla karşı karşıya
kalandır. Acaba neden? Ne yaptı? Sınıf düşmanlarına karşı
amansız mücadele sürdürdü, o zamana kadar sadece teoride var
olanı; teorik olarak tanımlanmış olanı uyguladı, pratik içinde
teoriyi geliştirdi. Yaptıklarından dolayı mahkum ediliyorsa -ki
öyledir- o zaman öncelikle mahkum edilmesi gereken Stalin değildir;
Marks'tır, Engels'tir ve Lenin'dir...
Stalin'i
değerlendirmenin tek yöntemi teori ve pratiğine bakmaktır. Biz de
ona bakalım.
1-Ekim
Devriminde Stalin'in rolünü; bu devrimin gerçekleşmesindeki
katkısını mı eleştiriyorsun? O zaman Stalin ile sorununuz var
demektir. Bu durumda Stalin'in burjuva diktatörlüğünün
yıkılması, zora dayanan devrim anlayışını eleştirmeniz
gerekir.
2-Kapitalizmde
eşitsiz gelişme yasasını yanlış mı buluyorsunuz, bu yasanın
kaçınılmaz bir sonucu olarak tek ülkede devrimin zaferini ve
sosyalizmin inşasını imkansız mı görüyorsunuz? O zaman Stalin
ile sorununuz var demektir. Bu durumda eşitsiz gelişme yasasından
dolayı öncelikle Lenin'i eleştirmeniz ve sonrada bu yasanın tek
ülkede devrim, tek ülkede sosyalizmin inşası bazında
uygulayıcısı olan Stalin'i eleştirmeniz gerekir...
4-Ekim
Devriminin dünya devriminin ilk adımı olduğuna inanmıyor
musunuz? Bu durumda, bırakalım Stalin'i ve SBKP(B)'nin
anlayışını eleştirmeyi, Ekim Devriminin çağ açan karakterini
anlamamakta ısrar eden iflah olmaz bir oportünistsiniz.
5-SB'de
sosyalizmin inşasını; ekonomide ve politikada altüst
oluşu/devrimi mi eleştiriyorsunuz?
O zaman
Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in ve
dolayısıyla SBKP(B)'nin anlayışını altyapı ve üst yapı
üzerine anlayışlarını; sosyalizmde altyapı üst yapı
ilişkisini; üst yapının aktif rolünü; sosyalist toplumda
altyapı ve üst yapı arasındaki karşılıklı etkilenmeyi;
sosyalizmde eski ve yeni çelişkileri nasıl ele aldığını
eleştirmeniz gerekir.
6-Çarlık
rejimi altında ezilen, yok sayılan ulusların ve azınlıkların
Ekim Devriminden sonra kardeşçe, dostluk içinde, kaynaşarak bir
arada yaşamalarını mı eleştiriyorsunuz? O zaman Stalin ile
sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in ve dolayısıyla
SBKP(B)'nin, SSCB'de ulusların kendi kaderini tayin hakkı
pratiğini eleştirmelisiniz.
7-Sovyet
halkının elde ettiği refahı, özgürlüğü, kültürel gelişmeyi
yok sayıyorsanız, doğru bulmuyorsanız, o zaman Stalin ile
sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in ve dolayısıyla
SBKP(B)'nin bu konudaki çabalarını eleştirmeniz gerekir.
8-SB'de
sosyalist sanayileşmeyi yanlış mı buluyorsunuz? O zaman Stalin
ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in ve dolayısıyla
SBKP(B)'nin sosyalizmde ve kapitalizmde etkide bulunan ekonomik yasa
anlayışını; sosyalizmde ve kapitalizmde temel ekonomik yasa
anlayışını; Stalin tarafından keşfedilen sosyalizmin nesnel
ekonomik yasalarını eleştirmeniz gerekir.
9-Sosyalizmde
verimlilik; tasarruf; kazancın abartılması; üretimde masrafların
düşürülmesi vb. politikalarını yanlış mı buluyorsunuz? O
zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in ve
dolayısıyla SBKP(B)'nin bu konulardaki anlayışını eleştirmeniz
gerekir.
10-SB'de iş
verimliliği anlayışını ve ücret sistemini yanlış mı
buluyorsunuz? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda
SB'de bu alanlarda Stalin önderliğinde sürdürülen mücadeleyi,
“herkesten yeteneğine göre, herkese emeğine göre” paylaşım
ilkesinin uygulanışını eleştirmeniz gerekir.
11-SB'de
tarımda kolektifleştirmeyi yanlış mı buluyorsunuz? O zaman
Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in ve
dolayısıyla SBKP(B)'nin tarımda kolektifleştirme ilkeleri üzerine
öğretisini ve genel anlamda kolektifleştirme üzerine
anlayışlarını eleştirmeniz gerekir.
12-SB'de
sosyalist planlama ve uygulamasını yanlış mı buluyorsunuz? O
zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in ve
dolayısıyla SBKP(B)'nin bu konudaki görüşlerini eleştirmeniz
gerekir.
13-SB'de
kadının kurtuluşu için Stalin ve SBKP(B)'nin mücadelesini yanlış
mı buluyorsunuz? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu
durumda bu konuda Stalin'in mücadelesini ve dolayısıyla
SBKP(B)'nin mücadelesini inkâr
etmeniz gerekir.
14-Sosyalizmde
sınıf mücadelesini; her biçimde karşı devrimin bastırılmasını,
başka partilerin kurulmasına izin verilmemesini, proletarya
diktatörlüğünü yanlış mı buluyorsunuz? O zaman Stalin ile
sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin ve SBKP(B)'yi
eleştirmekte gerçekten haklısınız! Sosyalizmde de sınıf
mücadelesinin devam edeceği öğretisi, her biçimde karşı
devrimin bastırılması, proletarya diktatörlüğü uygulaması
Stalin'in öğretisi olarak Sovyet pratiğinde şekillenmiştir.
15-SB'de
sosyalist devletin kurulmasını, gelişmesini; Sovyet hukukunun
oluşmasını ve uygulamasını; Sovyet anayasalarını ve özellikle
de “Stalinist Anayasa” diye bilinen 1936 Anayasasını yanlış
mı buluyorsunuz? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu
durumda Stalin ve dolayısıyla SBKP(B)'nin bu konudaki
anlayışlarını eleştirmeniz gerekir.
16-
İdeolojide sınıf mücadelesi konusunda Sovyet pratiği ile
sorununuz mu var? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu
durumda sosyalist ideolojinin gelişmesi; kültür devrimi;
emperyalizmin, oportünizmin, Troçkizmin ideolojik saldırılarına
karşı mücadele konularında Stalin'in öğretisini ve onun
önderliğinde SBKP(B)'nin rolünü eleştirmeniz gerekir.
17-SB'de
genel anlamda bürokratizmle; özel olarak da eski ve yeni
bürokratizmle bir sorununuz mu var? O zaman Stalin ile sorununuz var
demektir. Bu durumda sosyalizmde bürokrasinin gerekliliğini;
bürokrasi konusunda Stalin'in öğretisini; “kızıl bürokratlar”a
karşı mücadele anlayışını veya genel olarak bürokratizme
karşı mücadele anlayışını; bu mücadele için kitlelerin
seferber edilmesi gerektiği anlayışını eleştirmeniz gerekir.
18-Sosyalizmde
mülkiyetin karakteri konusunda SB pratiğiyle sorununuz mu var? O
zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda, bu konuda
Stalin'in öğretisini; sosyalizmde mülkiyetin biçimleri üzerine
görüşünü; sosyalizmde meta üretimi, dolaşım alanı, değer
yasası konularındaki görüşlerini; aslında bir bütün olarak
“SSCB'de Sosyalizmin Ekonomik Sorunları” eserini eleştirmeniz
gerekir.
19-Sosyalizmde
komünist partisinin rolü, neden başka partilerin olmadığı
konusunda Sovyet pratiği ile sorununuz mu var? O zaman Stalin ile
sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in proletaryanın sınıf
örgütünün en üst biçimi olarak parti öğretisini; parti ve
kitleler üzerine öğretisini; kitlelerin güvenini kazanma
öğretisini; partinin proletaryanın mücadele kurmayı olması
üzerine öğretisini; parti içinde küçük burjuva unsurlara karşı
mücadele öğretisini; partide eleştiri-özeleştiri üzerine
öğretisini; kadroların rolü üzerine öğretisini; partinin
yabancı unsurlardan temizlenmesi üzerine öğretisini; partide
kayırmacılığa karşı mücadelesini; parti içinde tasfiyecilerin
tasfiye edilmesi üzerine öğretisini; partide parti birliğini
muhafaza ederek muhalefete karşı mücadele öğretisini; Moskova
yargılamalarını eleştirmeniz ve reddetmeniz gerekir.
20-Sovyet
pratiği çerçevesinde proleter enternasyonalizmi, Sovyet dış
politikası, II. Dünya Savaşında SB konularında sorununuz mu var?
Bu konularda sorunu olanın sadece Stalin ile değil, SB'de
sosyalizmle sorunu var demektir.
Sorular
çoğaltılabilir; adeta sonu gelmez bir sorular zinciri
oluşturulabilir. Ama bu kadarı yeter.
Stalin
eleştirmenleri bu konularda Stalin'i, onun rolünü; öğretisini
eleştirerek Stalin'i değerlendiriyorlarsa buna diyeceğim bir şey
yok...
Değerlendirme
kıstasınız Katin ise; Almanya ile imzalanan saldırmazlık paktı
ise; Varşova ayaklanması (1944) ise; III. Enternasyonal'in
dağıtılması ise; İspanya iç savaşı ise; SB'de karşı
devricilere, sabotajcılara karşı acımasız mücadele veya
Moskova yargılamaları ise; başka partilere izin verilmemesi ise;
emperyalist ülkelerin uydurduğu dokümanlarla, medyada yayımladığı
“milyonların ölüm kararını veren Stalin'dir” anlayışı
ise; ölçütünüz bu ve benzeri anlayışlar ise yapılacak bir şey
yok; sizin işiniz bitmiş demektir. İnşa edilen sosyalizm tarihini
burjuvazinin, Troçkistlerin “incir çekirdeğini doldurmayan” bu
karalamalarına sığdırabiliyorsunuz demektir...
İlber
Ortaylı, siz bu konularda Stalin'i eleştirecek cürete sahip
olmayan 24 ayar bir “hıyar”sınız!