deneme

5 Eylül 2017 Salı

“HIYAR” SENSİN!


HIYAR” SENSİN!

Biraz geçikti, ama olsun. Kimin “hıyar” olduğunu bilmek gerekir.
Lüleburgaz'da düzenlenen “Çınaraltı Sohbetleri” etkinliğe (16 Ağustos 2017) katılan İlber Ortaylı haddini aşan açıklamalar yaptı. Bu etkinlikte Ortaylı “Azerbaycan'lı başka, Azeri başka. Türkler arasında Azeri diye bir millet yoktur. Komünist şairler bile 'Türk kızları' diye yazar. Bunu Stalin hıyarı çıkardı. Stalin cahil bir Gürcü'dür, milliyetlerden anlamaz, felaket bir heriftir” demiş. Bu açıklamasıyla da bizzat kendisinin “hıyar” olduğunu göstermiştir. “Hıyar”, “cahil” diye tanımlamaya çalıştığı kişinin hiç de “hıyar”, “cahil” olmadığını Ortaylı pekala bilir. Ama hakim burjuva zihniyete hizmette kusur etmemek için tarihi yanlış okumaktan geri kalmamıştır.

Ortaylı Stalin'in kim olduğunu, insanlık tarihine neleri kazandırdığını bilmeyecek kadar “cahil” ve bu cahilliğinden dolayı da “hıyar” değilidir. Ama hizmette kusur etmemek için “cahil”liği ve “hıyar” olmayı kabullenmiştir. Stalin dokunulmaz, eleştirilemez birisi değildir; dokunabilirsin, eleştirebilirsin. Ama eleştirinin de nesnel temeli olmalı, dinleyenler, okuyanları aydınlatmalı. Ama Ortaylı'nın böyle bir niyeti yok. O, sorulan soruyu fırsat bilerek Marksizm-Leninizme ve dünya proletaryasının önderine çirkince, evet ahlaksızca saldırmıştır. Ortaylı'nın laf söyleyecek, Stalin dönemindeki Sovyetler Birliği'ndeki gelişmeleri eleştirebilecek kapasitesi vardır. Ama o bu kapasitesini kullanma yerine “hıyar”lık yapmıştır.

Bu haddini bilmez baltayı taşa vurdu. Hani Stalin'in yabancı olduğu veya tam hakim olmadığı bir konuda O'nun yanlışını göstererek “cahil” dense ne ala; eleştiri amacını aşmış olsa da eleştiri olarak kabul edilebilir. Ortaylı, Stalin'e bütün yönleriyle hakim olduğu, geliştirdiği ve Sovyetler Birliği'nde uygulanan ulusal sorun konusunda “cahil” deme cüretini gösteren birisidir; bundan dolayı da 24 ayar “hıyar”dır.
Bugün Marksizm-Leninizmin; komünist örgütlerin ulusal sorunun nasıl çözümleneceği üzerine bir derdi kalmadıysa bunu Stalin'e borçluyuz. O'nun, Lenin’in teşvikiyle hazırladığı “Marksizm ve Ulusal Sorun” çalışması bu alanda Marksizm-Leninizme yapılan en önemli katkıdır.

Stalin'in dilbilimi üzerine çalışması da hala aşılamamıştır; hala dönüp olaşılıp o kaynağa inilmektedir.

Stalin'in sosyalizmin inşası sürecinden pratikte çıkan sonuçları teorileştirmesi ve Marksizm-Leninizm hazinesine katması ancak Ortalı gibi “hıyar”lar tarafından gözardı edilebilir.

Stalin pratikte ve teoride çok yönlü olduğunu yaşamı boyuca göstermiştir.

Acaba Sovyetler Birliği ve önderi Stalin olmasaydı Hitler faşizminde insanlığı kim kurtaracaktı? Bu türden soruları çoğaltabilirsiniz, uzatabilirsiniz ve her sorunun cevabı verilirken de kimin “hıyar” olduğu açığa çıkar.

Şunu da belirtelim: Stalin, Marksizm-Leninizm, Sovyetler Birliği konusunda “hıyar”lıkta Ortaylı yalnız değildir. Bu dünyada sağ'dan, “sol”dan ve sol'dan “hıyarlar”dan geçilmiyor. Bu haddini bilmez şahız kendini nerede görür, bunu bilemem. Ama sağ'dan, “sol”dan ve sol'dan “hıyar” olmak arasında nitelik farkı yoktur.
“SSCB'de Sosyalizmin Zaferi ve Kapitalizmin Yeniden İnşası Sorunları” (Akademi Yayın, Temmuz 2011, s. 479-483) çalışmasının sonunda “Stalin üzerine kısa bir not” var. O notu biraz kısaltarak aktarıyorum. Bence başta İlber Ortaylı olmak üzeren sağ'dan, “sol”dan ve sol'dan “hıyar”lara iyi bir cevaptır. 


Stalin üzerine kısa bir not:
Stalin Ekim Devriminden önce devrimin hazırlanmasında ve yürütülmesinde, iç savaş döneminde sorumluluk almış ve 1922-1953 arasında SBKP(B)'in politikasını yönetmiştir. Marks, Engels, Lenin ve Stalin başta olmak üzere bütün Marksist teorisyenler, işçi hareketi önderleri gözden düşürülmek için iftiralarla karşı karşıya kalmışlardır, karalanmışlardır. Burjuvazinin her dönem koro halinde sürdürdüğü bu sefil faaliyet en çok revizyonistler, küçük burjuva devrimcileri tarafından desteklenmiştir. Daha doğrusu bu karalama faaliyetinde burjuvazi revizyonistlerin, revizyonistler de burjuvazinin savlarını kullanmıştır. Burjuvazinin amacı anlaşılır; ne de olsa sınıf düşmanıdır ve sınıf mücadelesinde çıkarına uygun olan her türden silahı kullanır. Ama revizyonistler, Troçkistler ne oluyor? Bunlar da Marksizm-Leninizmden, sosyalist devrimden bahsediyorlar ve katışıksız komünist olduklarına inanıyorlar. Özellikle bu cepheden uluslararası komünist ve işçi hareketinin önderlerine yapılan saldırı siyasal ahlaksızlığın, düşkünlüğün hangi boyutlara varabileceğini göstermektedir: Marks ve Engels önderliğinde 19. yüzyılın son çeyreğinde yükselen Marksizm olmasaydı, o dönem ne E. Bernstein, dolayısıyla ne de revizyonizm olurdu. Örneğin Troçkizmin, işçi hareketi içinde bir akım olmaktan çıkarak karşı devrimci olmasının yegâne nedeni 1922-1953 arasındaki SB'de uygulanan politika ve ekonomidir. Bu nedenle Troçkizmin varlık nedeni SB somutunda Marksizm-Leninizme ve onun uygulanmasına karşı olmaktır...

Uluslararası komünist hareketin dört önderinden biri olan Stalin en çok saldırıya uğrayandır; en olmadık iftiralarla karşı karşıya kalandır. Acaba neden? Ne yaptı? Sınıf düşmanlarına karşı amansız mücadele sürdürdü, o zamana kadar sadece teoride var olanı; teorik olarak tanımlanmış olanı uyguladı, pratik içinde teoriyi geliştirdi. Yaptıklarından dolayı mahkum ediliyorsa -ki öyledir- o zaman öncelikle mahkum edilmesi gereken Stalin değildir; Marks'tır, Engels'tir ve Lenin'dir...
Stalin'i değerlendirmenin tek yöntemi teori ve pratiğine bakmaktır. Biz de ona bakalım.
1-Ekim Devriminde Stalin'in rolünü; bu devrimin gerçekleşmesindeki katkısını mı eleştiriyorsun? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in burjuva diktatörlüğünün yıkılması, zora dayanan devrim anlayışını eleştirmeniz gerekir.

2-Kapitalizmde eşitsiz gelişme yasasını yanlış mı buluyorsunuz, bu yasanın kaçınılmaz bir sonucu olarak tek ülkede devrimin zaferini ve sosyalizmin inşasını imkansız mı görüyorsunuz? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda eşitsiz gelişme yasasından dolayı öncelikle Lenin'i eleştirmeniz ve sonrada bu yasanın tek ülkede devrim, tek ülkede sosyalizmin inşası bazında uygulayıcısı olan Stalin'i eleştirmeniz gerekir...

4-Ekim Devriminin dünya devriminin ilk adımı olduğuna inanmıyor musunuz? Bu durumda, bırakalım Stalin'i ve SBKP(B)'nin anlayışını eleştirmeyi, Ekim Devriminin çağ açan karakterini anlamamakta ısrar eden iflah olmaz bir oportünistsiniz.

5-SB'de sosyalizmin inşasını; ekonomide ve politikada altüst oluşu/devrimi mi eleştiriyorsunuz?
O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in ve dolayısıyla SBKP(B)'nin anlayışını altyapı ve üst yapı üzerine anlayışlarını; sosyalizmde altyapı üst yapı ilişkisini; üst yapının aktif rolünü; sosyalist toplumda altyapı ve üst yapı arasındaki karşılıklı etkilenmeyi; sosyalizmde eski ve yeni çelişkileri nasıl ele aldığını eleştirmeniz gerekir.

6-Çarlık rejimi altında ezilen, yok sayılan ulusların ve azınlıkların Ekim Devriminden sonra kardeşçe, dostluk içinde, kaynaşarak bir arada yaşamalarını mı eleştiriyorsunuz? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in ve dolayısıyla SBKP(B)'nin, SSCB'de ulusların kendi kaderini tayin hakkı pratiğini eleştirmelisiniz.

7-Sovyet halkının elde ettiği refahı, özgürlüğü, kültürel gelişmeyi yok sayıyorsanız, doğru bulmuyorsanız, o zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in ve dolayısıyla SBKP(B)'nin bu konudaki çabalarını eleştirmeniz gerekir.

8-SB'de sosyalist sanayileşmeyi yanlış mı buluyorsunuz? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in ve dolayısıyla SBKP(B)'nin sosyalizmde ve kapitalizmde etkide bulunan ekonomik yasa anlayışını; sosyalizmde ve kapitalizmde temel ekonomik yasa anlayışını; Stalin tarafından keşfedilen sosyalizmin nesnel ekonomik yasalarını eleştirmeniz gerekir.

9-Sosyalizmde verimlilik; tasarruf; kazancın abartılması; üretimde masrafların düşürülmesi vb. politikalarını yanlış mı buluyorsunuz? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in ve dolayısıyla SBKP(B)'nin bu konulardaki anlayışını eleştirmeniz gerekir.

10-SB'de iş verimliliği anlayışını ve ücret sistemini yanlış mı buluyorsunuz? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda SB'de bu alanlarda Stalin önderliğinde sürdürülen mücadeleyi, “herkesten yeteneğine göre, herkese emeğine göre” paylaşım ilkesinin uygulanışını eleştirmeniz gerekir.

11-SB'de tarımda kolektifleştirmeyi yanlış mı buluyorsunuz? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in ve dolayısıyla SBKP(B)'nin tarımda kolektifleştirme ilkeleri üzerine öğretisini ve genel anlamda kolektifleştirme üzerine anlayışlarını eleştirmeniz gerekir.

12-SB'de sosyalist planlama ve uygulamasını yanlış mı buluyorsunuz? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in ve dolayısıyla SBKP(B)'nin bu konudaki görüşlerini eleştirmeniz gerekir.

13-SB'de kadının kurtuluşu için Stalin ve SBKP(B)'nin mücadelesini yanlış mı buluyorsunuz? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda bu konuda Stalin'in mücadelesini ve dolayısıyla SBKP(B)'nin mücadelesini inkâr etmeniz gerekir.

14-Sosyalizmde sınıf mücadelesini; her biçimde karşı devrimin bastırılmasını, başka partilerin kurulmasına izin verilmemesini, proletarya diktatörlüğünü yanlış mı buluyorsunuz? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin ve SBKP(B)'yi eleştirmekte gerçekten haklısınız! Sosyalizmde de sınıf mücadelesinin devam edeceği öğretisi, her biçimde karşı devrimin bastırılması, proletarya diktatörlüğü uygulaması Stalin'in öğretisi olarak Sovyet pratiğinde şekillenmiştir.

15-SB'de sosyalist devletin kurulmasını, gelişmesini; Sovyet hukukunun oluşmasını ve uygulamasını; Sovyet anayasalarını ve özellikle de “Stalinist Anayasa” diye bilinen 1936 Anayasasını yanlış mı buluyorsunuz? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin ve dolayısıyla SBKP(B)'nin bu konudaki anlayışlarını eleştirmeniz gerekir.

16- İdeolojide sınıf mücadelesi konusunda Sovyet pratiği ile sorununuz mu var? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda sosyalist ideolojinin gelişmesi; kültür devrimi; emperyalizmin, oportünizmin, Troçkizmin ideolojik saldırılarına karşı mücadele konularında Stalin'in öğretisini ve onun önderliğinde SBKP(B)'nin rolünü eleştirmeniz gerekir.

17-SB'de genel anlamda bürokratizmle; özel olarak da eski ve yeni bürokratizmle bir sorununuz mu var? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda sosyalizmde bürokrasinin gerekliliğini; bürokrasi konusunda Stalin'in öğretisini; “kızıl bürokratlar”a karşı mücadele anlayışını veya genel olarak bürokratizme karşı mücadele anlayışını; bu mücadele için kitlelerin seferber edilmesi gerektiği anlayışını eleştirmeniz gerekir.

18-Sosyalizmde mülkiyetin karakteri konusunda SB pratiğiyle sorununuz mu var? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda, bu konuda Stalin'in öğretisini; sosyalizmde mülkiyetin biçimleri üzerine görüşünü; sosyalizmde meta üretimi, dolaşım alanı, değer yasası konularındaki görüşlerini; aslında bir bütün olarak “SSCB'de Sosyalizmin Ekonomik Sorunları” eserini eleştirmeniz gerekir.

19-Sosyalizmde komünist partisinin rolü, neden başka partilerin olmadığı konusunda Sovyet pratiği ile sorununuz mu var? O zaman Stalin ile sorununuz var demektir. Bu durumda Stalin'in proletaryanın sınıf örgütünün en üst biçimi olarak parti öğretisini; parti ve kitleler üzerine öğretisini; kitlelerin güvenini kazanma öğretisini; partinin proletaryanın mücadele kurmayı olması üzerine öğretisini; parti içinde küçük burjuva unsurlara karşı mücadele öğretisini; partide eleştiri-özeleştiri üzerine öğretisini; kadroların rolü üzerine öğretisini; partinin yabancı unsurlardan temizlenmesi üzerine öğretisini; partide kayırmacılığa karşı mücadelesini; parti içinde tasfiyecilerin tasfiye edilmesi üzerine öğretisini; partide parti birliğini muhafaza ederek muhalefete karşı mücadele öğretisini; Moskova yargılamalarını eleştirmeniz ve reddetmeniz gerekir.

20-Sovyet pratiği çerçevesinde proleter enternasyonalizmi, Sovyet dış politikası, II. Dünya Savaşında SB konularında sorununuz mu var? Bu konularda sorunu olanın sadece Stalin ile değil, SB'de sosyalizmle sorunu var demektir.

Sorular çoğaltılabilir; adeta sonu gelmez bir sorular zinciri oluşturulabilir. Ama bu kadarı yeter.
Stalin eleştirmenleri bu konularda Stalin'i, onun rolünü; öğretisini eleştirerek Stalin'i değerlendiriyorlarsa buna diyeceğim bir şey yok...

Değerlendirme kıstasınız Katin ise; Almanya ile imzalanan saldırmazlık paktı ise; Varşova ayaklanması (1944) ise; III. Enternasyonal'in dağıtılması ise; İspanya iç savaşı ise; SB'de karşı devricilere, sabotajcılara karşı acımasız mücadele veya Moskova yargılamaları ise; başka partilere izin verilmemesi ise; emperyalist ülkelerin uydurduğu dokümanlarla, medyada yayımladığı “milyonların ölüm kararını veren Stalin'dir” anlayışı ise; ölçütünüz bu ve benzeri anlayışlar ise yapılacak bir şey yok; sizin işiniz bitmiş demektir. İnşa edilen sosyalizm tarihini burjuvazinin, Troçkistlerin “incir çekirdeğini doldurmayan” bu karalamalarına sığdırabiliyorsunuz demektir...

İlber Ortaylı, siz bu konularda Stalin'i eleştirecek cürete sahip olmayan 24 ayar bir “hıyar”sınız!