deneme

jeopolitik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
jeopolitik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ocak 2023 Pazartesi

KEM KÜM ETMEK YOK, ADINI DOĞRU KOY!

 

  KEM KÜM ETMEK YOK, ADINI DOĞRU KOY!

2023 SEÇİMİ FAŞİZME KARŞI MÜCADELEDE TURNUSOL KAĞIDI OLACAK!

Seçimler yaklaştıkça müttefiklik arayışı da hızlandı. Aynı zamanda “kimin eli kimin cebinde” sorusu da kaçınılmaz olarak gündeme geldi. Seçim sath-ı mailine girildikçe bu seçimin uluslararası önemi bir kenara itilirken, sorunun sadece Erdoğan olduğu, Erdoğan’sız bir Türkiye olduğu “sol” kesimde de adı konmadan dillendirilir oldu.

15 Aralık 2022 Perşembe

İDEOLOJİ TACİRLERİ, HAYAL PAZARLAMACILARI

 

 İDEOLOJİ TACİRLERİ,

HAYAL PAZARLAMACILARI

İdeoloji tüccarlığı, hayal pazarlamacılığı nasıl yapılır, insanlığın geleceği daha bugünden nasıl satılır (tabii ideolojik olarak) diye sorarsanız bunun cevabını her yerde bulamazsınız. Bu türden anlayışların pazarlandığı özel borsalar var, o “siyaset” borsalarına bakmanız gerekir. Buralar bugünle; toplumsal gelişmenin mevcut haliyle gelecek arasında ilişki kuran platformlardır. Geleceğe nasıl varılacağı, bunun için nelerin yapılması gerektiği konusunda bolca verilere ulaşabilirsiniz. Ancak, bizzat bugün ben ne yapıyorum sorusuna asla bir cevap bulamazsınız. Bizzat yapmak, örneğin, geleceği bizzat örgütlemek, yani gelecekteki toplumu gerçekleştiren özne olmak onların işi değildir. Bu mücadelede kendilerine düşen payın “akıl” vermekten ibaret olduğuna inanırlar. Verdikleri “aklı” gerçekleştirmek zorunda olanlar başkalarıdır. O “başkaları”yla da bunların bir ilişkisi yoktur.

27 Kasım 2022 Pazar

HAVA SALDIRILARI - ROJAVA’DA YENİ İŞGAL ADIMLARI


HAVA SALDIRILARI

ROJAVA’DA YENİ İŞGAL ADIMLARI

Faşist diktatörlük 13 Kasım’da gerçekleştirdiği Taksim/İstiklal provokasyonunu tepe tepe kullanmaktadır.

16 Ekim 2022 Pazar

EGE, KIBRIS VE DOĞU AKDENİZ’DE KİM KIŞKIRTIYOR?

 

 EGE, KIBRIS VE DOĞU AKDENİZ’DE KİM KIŞKIRTIYOR?

ABD ve Yunanistan ikilisi (buna bazen AB ve Fransa’da katılıyor) kriz tırmandırma stratejisini adım adım izliyor. Yaptıkları her bir kışkırtma ve provokasyon izledikleri bu stratejinin bir parçasıdır.

19 Eylül 2022 Pazartesi

DİKTATÖR DENGE POLİTİKASINDA ÇITA YÜKSELTİYOR

 

 DİKTATÖR DENGE POLİTİKASINDA ÇITA YÜKSELTİYOR

HANGİ TARAFTA KALSAK?

 

Türkiye bugün yeni doğan bir jeopolitik gücün karşı karşıya kaldığı zorluk ve çelişkileriyle boğuşuyor. Uyguladığı bağımsız jeopolitik açılımını stratejik savunma ve saldırı silah sistemleriyle destekleme aşamasına geliyor.

12 Eylül 2022 Pazartesi

BU TARAFTA MI KALSAK, O TARAFA MI GİTSEK?

 


BU TARAFTA MI KALSAK, O TARAFA MI GİTSE


Türkiye, Balkanlar-Kafkasya/Hazar Havzası-Ortadoğu/Doğu Akdeniz üçgeninin merkezini oluşturmaktadır. Türkiye, bu üçgen içinde ayakta kalabilmenin ötesinde en güçlü ülkedir. Kaderi, coğrafyayla hiçbir ülkede görülmemiş derecede bütünleşmiştir. Dünya hegemonyası için rekabet eden emperyalist ülkelerin jeopolitiği bir biçimde Türkiye’yi ya doğrudan veya da dolaylı olarak ilgilendiriyor, etkiliyor. Örneğin ABD ve Rusya’nın jeopolitiği doğrudan etkilerken ve bundan dolayı da ilgilendirirken, Çin’in jeopolitiği şimdilik dolaylı bir etkide bulunuyor. Bunun nedeni Türkiye’nin stratejik konumudur. Türk burjuvazisi bu gerçeklikten kurtulamayacağını, “rahat” bırakılmayacağını anlamıştır.

27 Temmuz 2022 Çarşamba

YENİ BİR DÜNYA DÜZENİNE DOĞRU DÖRTNALA

YENİ BİR DÜNYA DÜZENİNE DOĞRU DÖRTNALA

Marksist-Leninist teori son birkaç yıl içinde birçok badire atlatarak bugüne geldi. Elini soğuktan sıcağa vurmadan Erdoğan rejimini bir ekonomik krizle devirmeye umut bağlayanlardan geçilmiyordu bir ara. Sonra ve aynı zamanda kapitalizmi “sistem krizi” içinde boğmaya çalışanlar da bayağı bir bahar yaşadılar. Ortalık “Geçiş dönemi” hayallerinden geçilmez oldu desek hiç de abartmış olmayız. Bu arada, tabii bu “Geçiş Dönemi” teori ve hayalleriyle bağlam içinde kapitalizmi kaosa mahkum edenler de az değildi. “Allaha şükür” şimdi bütün bu “sevimsiz”, Marksizm-Leninizme yabancı ideolojiden kaynaklı teori kırıntılarından kurtulduk. Bu düşünceler ayrık otu gibi şimdilik yeraltına çekildiler. Eminim, yeni bir ekonomik kriz geldiğinde, dünya genelinde yeni bir halk ayaklanmalarını yükseldiğinde bunlar yeniden yeşerecektir. Ama onlar yeniden yeşermeye başlayana kadar zamanımız var. Neydi o hal öyle! Neredeyse bizi, kapitalizmin bile kendi kendine çökeceğine az kalsın inandıracaklardı!

19 Temmuz 2022 Salı

İKİSİ BİR ARADA: CİDDE VE TAHRAN ZİRVELERİ

İKİSİ BİR ARADA: CİDDE VE TAHRAN ZİRVELERİ

SAFINIZI BELİRLEYİN TURLARI

ABD Başkanı J. Biden 13-16 Temmuz tarihleri arasında İsrail, Batı Şeria ve Suudi Arabistan'ı kapsayan Orta Doğu ziyaretini tamamladı. 19 Temmuz'da ise Tahran’da Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Yedinci Toplantısından sonra Rusya, İran ve Türkiye’nin katılımıyla Astana formatında Yedinci Üçlü Zirve Toplantısı gerçekleştirilecek. 

22 Haziran 2022 Çarşamba

YAKLAŞAN NATO ZİRVESİNİN TÜRKİYE AÇISINDAN ANLAMI


YAKLAŞAN NATO ZİRVESİNİN TÜRKİYE AÇISINDAN ANLAMI

NATO’nun Madrid zirvesi 29-30 Haziranda gerçekleşecek. Bu zirvede, diğer konuların yanı sıra İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği belirleyici gündem maddesi olacak. Bu zirveye bu iki aday ülkenin yanı sıra “partner ülkeler” olarak Avustralya, Yeni Zelanda , Güney Kore ve Japonya da katılacak.

18 Haziran 2022 Cumartesi

ROJAVA PAZARLIĞI DEVAM EDİYOR


ROJAVA PAZARLIĞI DEVAM EDİYOR

Barış Pınarı Harekatı” (9-23 Ekim 2019) ve ABD ile 17 Ekim’de imzalanan “Ankara Mutabakatı” ve Rusya ile 22 Ekim’de imzalanan “Soçi Mutabakatı”ndan istenilen sonucun alınamadığını diktatör her fırsatta dile getiriyordu. Bu harekatla faşist diktatörlük sadece Gire Spi-Serekaniye arasında kalan 30 km derinliği olan şeridi işgal etmişti. Diktatöre göre “Barış Pınarı Harekatı” sonlandırılmalıdır, amacına ulaşmalıdır; yani Kobane’den Irak sınırına kadar olan bölge tamamen işgal edilmelidir. Bu harekattan günümüze kadar sömürgeci faşist diktatörlük söz konusu mutabakatların gereğinin yapılması, yapılmıyorsa biz yaparız moduyla ABD ve Rusya ile sürekli konuşmuş, ama sonuç alamamıştır.

22 Mart 2022 Salı

OLDU MU YANİ ŞİMDİ BU?

DİKTATÖR DEVRİLİYOR, HA GİTTİ HA GİDİYOR, 

KURTULUYORUZ DERKEN...

TÜRKİYE NEDEN BİRDENBİRE YENİDEN KIYMETLENDİ?


Zahmetsiz iktidar devirmeye alışmışız gibi bir halimiz var. Tam da pandeminin, kur krizinin, yoksulluğun, enflasyonun ortasında çaresiz kalmış bir diktatörü bizzat devirmediysek de koşulların devireceğine, ondan kurtulacağımıza o kadar inanmıştık ki...

14 Mart 2022 Pazartesi

RUSYA EMPERYALİST DEĞİLSE TROÇKİSTAN EMPERYALİSTTİR!


RUSYA EMPERYALİST DEĞİLSE TROÇKİSTAN EMPERYALİSTTİR!


Toplumsal yaşamda, gelişmelerde öyle anlar olur ki, bir turnusol kağıdının oynadığı rolü oynayabilirler. Rusya ve Ukrayna arasında savaş çıkmasaydı, birtakım insanların, daha doğrusu “sol” kesimde yer alan örgütlerin ve troçkistlerin Rusya’nın nasıl bir ülke olduğuna dair görüşlerini öğrenemeyecektik. Savaş vesilesiyle bazı çevrelerin Rusya’nın emperyalist bir ülke olmadığını anlatmaları, kanıtlamaya çalışmaları, bir de buna Lenin’i alet etmeleri ne hallere düşüldüğünü göstermektedir.

11 Mart 2022 Cuma

SAVAŞ VE EKONOMİ

 

SAVAŞIN EKONOMİ ÜZERİNE ETKİLERİ

Nasıl ki, ekonomik krizsiz kapitalizm olmazsa savaşsız da kapitalizm olmaz. Ekonomik kriz ve savaş kapitalizmin/emperyalizmin nesnel içsel yasalarının dışa vurumudur. Kapitalizmde eşitsiz gelişme yasası ülkelerin gelişmesinde eşitliğin olamayacağını, bu durumun rekabeti keskinleştireceğini, keskinleşen rekabetin de son kertede savaşa yol açabileceğini gösterir. Bunun ötesinde jeopolitik nedenlerden dolayı birbiriyle dünya hegemonyası için rekabet eden ülkeler, I. ve II. Dünya Savaşlarında olduğu gibi dünyayı yeniden paylaşmak için doğrudan savaşabilecekleri gibi bugün bu savaşı farklı biçimlerde sürdürmekteler.

8 Mart 2022 Salı

EMPERYALİST SAVAŞTAN ANTİFAŞİST, ANTİEMPERYALİST SAVAŞ ÇIKARTMAK!


EMPERYALİST SAVAŞTAN 

ANTİFAŞİST, ANTİEMPERYALİST SAVAŞ ÇIKARTMAK!


Ukrayna-Rusya savaşının nedenleri ve savaşın şimdiye kadarki seyri, sorunun asla bir Ukrayna sorunu olmadığını göstermektedir. Sorun 21. yüzyılda dünya düzenin yeniden yapılandırılması ve bu yapılandırmanın aktörlerinin kimler olacağı sorunudur. Sorun, bir başka ifadeyle dünya hegemonyası kurmak isteyenlerin jeopolitik çatışmasıdır. Bu çatışma, bu rekabet bugün Ukrayna sahasında cereyan etmektedir. Aynı çatışmayı yarın başka bölgelerde de göreceğiz.

28 Ocak 2022 Cuma

“SAVAŞ KIŞKIRTICILARI”*


UKRAYNA’DA BİRBİRİNE “GEL GEL” EDENLER

VE

AT PAZARLIĞI”


Dünyanın jeopolitik haline baktığımızda üç ülkenin savaş kışkırtıcılığı” yaptığını görüyoruz. Bunlardan birisi gerileyen/çöken ve dünya hegemonyasında elinde olanı kaybetmeyerek ömrünü uzatmaya çalışan savunmadaki Amerikan emperyalizmi. İkincisi Putin önderliğinde yeniden toparlanan Rus emperyalizmi. Üçüncüsü ise ahtapot gibi dünyayı sarmaya çalışan Çin emperyalizmi. Bu üç ülke doğrudan dünya jeopolitikasına oynuyor. Tabii 2. , 3. kategoride yer alan bölgesel savaş kışkırtıcısı ülkeler de var. Ancak, bu ülkelerin hiçbirisi tek başına veya kendi önderliğinde müttefikleriyle beraber dünya jeopolitikasına oynayacak güçte değiller ve artık öyle bir güç olmalarının maddi koşulları da pek kalmamıştır. İngiltere, ancak ABD ile ortaklık halinde hareket edebilir. Fransa’nın, “grande Nation” olarak böbürlenme, gidip işgal etme dönemi çoktan bitmiştir. Kanada, en fazlasıyla ABD’nin kuyruğuna takılır. İtalya’nın Akdeniz’de, Libya’da gözü vardır, ama kimin arkasından gideceği belli olmaz. Almanya’nın dış politikasında esas olan AB’yi kaybetmemektir. Ukrayna meselesinde savaş çığırtkanlığına katılmaması, ABD ile ters düşmesi, Rusya ile ekonomik, siyasi ilişkilere önem vermesi bu ülkenin nerede durmak istediğini gösterir. Japonya, ancak ABD ile ortak hareket ederek dünya jeopolitikasında yer alabilir. Hindistan’ın ne tarafa yaslanacağı; ABD’den yana mı, yoksa Rusya’dan yana mı tavır alacağı henüz pek belli değil. Aynı durum Türkiye için de geçerlidir. İran ise yerini çoktan belli etti.

26 Ocak 2022 Çarşamba

"ALİ KIRAN BAŞ KESEN”LER

 

UKRAYNA’DA BİRBİRİNE “GEL GEL” EDENLER

VE

AT PAZARLIĞI”

Dünyanın jeopolitik haline baktığımızda üç ülkenin “Ali kıran baş kesen”lik yaptığını görüyoruz. Bunlardan birisi gerileyen/çöken ve dünya hegemonyasında elinde olanı kaybetmeyerek ömrünü uzatmaya çalışan savunmadaki Amerikan emperyalizmi. İkincisi Putin önderliğinde yeniden toparlanan Rus emperyalizmi. Üçüncüsü ise ahtapot gibi dünyayı sarmaya çalışan Çin emperyalizmi. Bu üç ülke doğrudan dünya jeopolitikasına oynuyor. Tabii 2. , 3. kategoride yer alan bölgesel “Ali kıran baş kesen” ülkeler de var. Ancak, bu ülkelerin hiçbirisi tek başına veya kendi önderliğinde müttefikleriyle beraber dünya jeopolitikasına oynayacak güçte değiller ve artık öyle bir güç olmalarının maddi koşulları da pek kalmamıştır. İngiltere, ancak ABD ile ortaklık halinde hareket edebilir. Fransa’nın, “grande Nation” olarak böbürlenme, gidip işgal etme dönemi çoktan bitmiştir. Kanada, en fazlasıyla ABD’nin kuyruğuna takılır. İtalya’nın Akdeniz’de, Libya’da gözü vardır, ama kimin arkasından gideceği belli olmaz. Almanya’nın dış politikasında esas olan AB’yi kaybetmemektir. Ukrayna meselesinde savaş çığırtkanlığına katılmaması, ABD ile ters düşmesi, Rusya ile ekonomik, siyasi ilişkilere önem vermesi bu ülkenin nerede durmak istediğini gösterir. Japonya, ancak ABD ile ortak hareket ederek dünya jeopolitikasında yer alabilir. Hindistan’ın ne tarafa yaslanacağı; ABD’den yana mı, yoksa Rusya’dan yana mı tavır alacağı henüz pek belli değil. Aynı durum Türkiye için de geçerlidir. İran ise yerini çoktan belli etti.

21 Ocak 2022 Cuma

“GÖÇTE ÖKÜZÜN EZDİĞİ OTUN HESABI TUTULMAZ”!


ABD-RUSYA-ÇİN JEOPOLİTİĞİNE GÖRE

UKRAYNA-KAZAKİSTAN-TÜRKİYE

Amerikan emperyalizminin yeni jeopolitik doktrini etkisini kuşak ülke ve bölgelerde göstermeye başladı. Amerikan emperyalizmi bir taraftan Çin’i denizden çevrelemek için adımlar atarken, diğer taraftan da Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” projesinin kara koridorlarını (Çin-Kazakistan-Rusya-Belarus-AB ve Çin-Orta Asya Türk devletleri- Hazar Denizi-Azarbeycan-Gürcistan-Türkiye ve diğerlerini) hedef almaktadır (1). 

2 Kasım 2021 Salı

BATI (ABD/AB)-TÜRKİYE ÇATIŞMASI

 

BATI (ABD/AB)-TÜRKİYE ÇATIŞMASI

OYUN JEOPOLİTİKTİR


Önceleri diktatör Erdoğan’ın gidişi ekonomik krize bağlanırdı. Bir kriz patlak verir ve o, krizin altında kalır anlayışı bir biçimde umut olurdu. Olmadı. Krizler patlak verdi, ama Erdoğan gitmedi. Gitmesi için ben ne yapıyorum veya biz ne yapıyoruz sorusu pek sorulmazdı. Kriz, ekonomi ve Batı, diktatöre karşı mücadele eden “özne” olarak görülürdü. Bu sefer şu “10 elçilik” olayı Erdoğan’ın gitmesinden ziyade nasıl gideceği, gittikten sonra ne olacağı sorularını gündeme getirdi. Bu çok olumludur.

9 Nisan 2021 Cuma

KANAL İSTANBUL VE MONTRÖ

 

KANAL İSTANBUL VE MONTRÖ

BÜYÜK JEOPOLİTİK OYUNUN BİR PARÇASI

 

Boğazlar (İstanbul ve Çanakkale) bu “belalı” coğrafyanın stratejik olarak da oldukça önemli bir parçasıdır. Asya ve Avrupa'yı, Kuzey (Rusya) ile Afrika’yı, Okyanusları birbirine bağlayan bulunduğu ülke açısından stratejik, dünya politikası bakımından, jeopolitik bakımdan oldukça önemli olan Boğazlar, sadece bugün değil, bütün tarih boyunca hep önemli olmuştur. Boğazlar bu öneminden dolayı tarih boyunca bölgeye egemen olmak isteyen güçlü devletlerin en önemli hedefi olurken, onu elinde tutan devletin/devletlerin ise en önemli politika aracıydı ve hala da öyledir.

12 Mart 2020 Perşembe

SURİYE (İDLİB) SAHASINDA ABD-RUSYA- TÜRKİYE ARASINDA JEOPOLİTİK OYUNLAR



SURİYE (İDLİB) SAHASINDA ABD-RUSYA-

TÜRKİYE ARASINDA JEOPOLİTİK OYUNLAR

 
Suriye (İdlib), Doğu Akdeniz, Libya sahasında ABD-Rusya-Türkiye 

jeopolitik ilişkileri ve “Sol”un muhteşem değerlendirmeleri


1-İdlib Sahasında Rekabet Eden Güçler Ve Amaçları

İdlib sahasında rekabet eden güçler bloklaşmış durumdadır; bir taraftan Rusya önderliğinde İran ve Esad rejimi, diğer taftan doğrudan, fiilen sahada olmasa da HTŞ başta olmak üzere birtakım cihatçı örgütleri destekleyen ABD ve SMO (Suriye Milli Ordusu) adı verilen eski “ılımlı” diye tanımlanan “Özgür Suriye Ordusu” mensuplarıyla birlikte Türkiye. Ancak mücadele şimdilik silahlar susmuş olsa da Suriye ordusu, İran’a bağlı güçler ve bunları destekleyen Rusya ile SMO/TSK arasında sürdürülmektedir. 5 Martta Moskova’da imzalanan “askeri faaliyetleri durdurma” anlaşmasına kadar durum böyleydi. HTŞ ve benzeri cihatçı güçler silahlı çatışmaya henüz girmediler.