EKİM
DEVRİMİNDEN 19. PARTİ KONGRESİ'NE SB'DE
SOSYALİZMİN
İNŞA SORUNLARI III
Tarımda
Sosyalizmin Gelişmesi-Tarımın Sosyalist
Şekillenmesinde
Sovyetik Yöntem
SSCB'de sosyalist sanayileşme,
tarımda köklü dönüşümün; Ekim devriminden ve sosyalist
sanayileşme devriminden sonra üçüncü bir devrimin; tarımda
sosyalist altüst oluşun temellerini atıyordu. Sosyalist
sanayileşme, küçük, dağınık köylü ekonomilerinin gönüllü
birlik anlayışı çerçevesinde sosyalist kolektif ekonomilerde bir
araya getirilmelerinin ön koşuluydu. Böylelikle; sosyalist
kolektif ekonomilerin kurulmasıyla kulakların (zengin köylüler)
sınıf olarak tasfiye edilmelerinin de ön koşulu hazırlanmış
oluyordu. Sovyet ülkesi tarımında devrimden sonra doğan ve
giderek güçlenen yeni üretim ilişkileri, kırsal alanda sosyalist
üretim ilişkilerinin gelişmesini ve giderek hakim olmasını
zorunlu ve mümkün kılıyorlardı.
Tarımın kolektifleştirilmesi
ne demektir? Tarımın kolektifleştirilmesi, küçük üreticilere
ait olan üretim araçlarının, gönüllülük temelinde (sosyalist
mülkiyetin bir biçimi, kolektif grup mülkiyeti olarak)
birleştirilmesidir. Burada iki koşul var:Gönüllülük ve halk
mülkiyeti. Bu iki durum/koşul tarımsal alandaki değişime
niteliksel bir karakter verir. Bu, tarımda devrimci bir alt-üst
oluşu ifade eder. Bu, sosyalist üretim biçiminin tarımda da
kuruluyor olduğunu gösterir.
Tarımda kolektifleşmeyi dikte
eden birçok zorunluluk vardı:
– Köylülerin küçük-dağınık
ekonomi koşullarında yoksulluktan kurtulamamaları, ama toplumsal
büyük üretime geçmekle nispeten refahlı, kültürlü bir yaşamın
ekonomik ön koşulunu yerine getirmiş olmaları köylülük
açısından kolektifleşmenin nesnel zorunluluğunun açık
ifadesiydi.
– Tarımda kolektifleştirmenin
zorunluluğunu temel bir çelişki de dikte ediyordu:Sosyalist büyük
sanayi ile kırsal küçük üretim arasındaki çelişki, sosyalist
büyük sanayi, sosyalist genişletilmiş yeniden üretim yasalarına
göre gelişiyordu. Böyle bir üretim, hangi alanda ve formda olursa
olsun ülkenin sanayi ürününe duyduğu ihtiyacı gidermeyi ve
sanayi çıkış noktası alan başka alanlardaki gelişmenin
sağlanmasını hedefliyordu. Buna karşın kırsal alandaki küçük
üretim, basit yeniden üretimin gerçekleşmesini sağlayamadığı
gibi, her gün her saat kapitalizm üretiyordu. Bu, Sovyet
ekonomisinin temelini oluşturan sosyalist büyük sanayi ile hala
küçük üretim formunu koruyan –kolektifleştirilmemiş– tarım
arasındaki çelişkiydi. Toplumun bütününde genişletilmiş
sosyalist yeniden üretimi gerçekleştirmek ve teminat altına almak
için kırsal alanda küçük üretimin –köylü işletmelerinin–
kolektif büyük işletmelere; kolektif büyük üretime geçmeleri
gerekiyordu. Böylelikle, küçük köylü işletmelerinin
sağlayamadığı sanayi için gerekli hammadde ve gıda maddelerini
sağlama sorununa çözüm getirilmiş olacaktı.
Tarımda kolektifleştirme,
tarımsal alanda sosyalist toplumsal üretim ilişkilerinin
kurulmasının ve son kertede de tarımın hızlı ve kesintisiz
gelişmesinin ön koşuluydu.
–Tarımda kolektifleştirme
aynı zamanda kulakların sınıf olarak tasfiyesi için çıkış
noktasıydı. Tarımın sosyalist yeniden yapılaşması; küçük
üretimin kolektifleştirilmesi, kırsal alanda kapitalizmin ekonomik
tabanının yok edilmesi anlamına gelir. Bu ekonomi; kolektif
ekonomi, geliştikçe kulak ekonomisinin (kapitalist ekonomi) yaşama
şansı ortadan kaldırılır. Tabii ki bu, kendiliğinden değil,
çetin sınıf mücadeleleri sonucu gerçekleştirilecek bir
dönüşümdür.
Sanayide olduğu gibi tarımda da
Bolşevik parti, üretim ilişkilerinin üretici güçlerin
karakteriyle mutlak uyumluluk yasasına dayanarak hareket etti. Bu,
kırsal alanda sosyalizmin güçleriyle kapitalizmin güçleri
arasındaki ertelenemez nihai mücadele demekti; kırsal alanda
"kim-kimi" yenecek sorusunun cevaplandırılmasıydı. Bu
mücadelede Bolşevikler başarılı oldular ve Sovyet kırında da
sosyalist üretim biçimini hakim kıldılar.
Sovyet
tarımının kolektifleştirilmesi hem sınıf mücadelesi açısından
hem de kırsal alanda üretim ilişkilerinin –mülkiyet
ilişkilerinin– alt-üst edilişi bakımından dünya tarihinin
emsalsiz
olaylarından birisidir; o zamana kadar salt teoride doğru olanın
pratikte sınanması, zenginleştirilmesidir. Sovyet tarımında
kolektifleştirme hareketi, Stalin önderliğinde Bolşevik partinin
Marksizm-leninizmi geliştirmesi, ona büyük bir katkısıdır.
Şimdi bu sürecin nasıl geliştiğini, ana hatlarıyla bir makalede
anlatılabilecek bir kapsam ve derinlikte ele alalım:
Sovyet tarımının sosyalist
dönüşümü için zorunlu olan maddi-teknik tabanın hazırlanması:
NEP dönemi
sonunda Stalin şöyle diyordu:"Ekonomimizin
durumu için en önemli ve en karakteristik olan, şimdi, ağırlık
noktasının artık sanayiye kaymasıdır… Şimdi tarım ekonomisi,
ona zamanında tarım makineleri, traktörler, sanayi ürünleri vs.
temin edilmezse kendisini geliştiremez."(Stalin,
C.5, s. 105-106)
Burada, sanayileşmenin artık
partinin esas politikası olduğunu ve tarımın da sanayisiz
gelişemeyeceğini görüyoruz. Bolşevik parti, sosyalist
sanayileşme ile bir tarım ülkesi olan SB'yi sanayi ülkesine
dönüştürmeyi esas amaç edinmişti. Ancak sanayileşmekle Sovyet
ülkesi, diğer şeylerin yanı sıra, tarımda sosyalist alt-üst
oluş, büyük kolektif ekonomilerin kurulması, sanayi ve tarım
arasında niteliksel yeni ilişkilerin kurulması ve nihayet tarım
ve sanayi işi arasında da niteliksel yeni ilişkilerin
pekiştirilmesi için olmazsa olmaz ön koşulu olan maddi-teknik
tabanı gerçekleştirebileceği düşüncesinden hareket etmişti.
Sosyalist sanayileşmenin hızla
gerçekleştirilmek istenmesinin nedenlerinden birisi de, küçük
üretimin sosyalizmden ziyade kapitalizm için maddi taban
oluşturmasıydı. Kırsal alanda "kim kimi" alt edecek
sorusunun cevabı sanayileşmenin; ağır sanayinin gelişmesinde
aranıyordu. Çünkü sanayi, ağır sanayi ürünleri tarımın
sosyalist yapılaşmasında anahtardı. Bu düşünceden hareketle
1927'de, tarım makinaları üreten Stalingrad'daki devasa işletmenin
yapımına başlandı. Bu işletmenin yıllık traktör üretimi
kapasitesi 50 bindi. Hemen sonra Karkov ve Çelyabinsk'teki traktör
fabrikalarının ve Rostov'daki tarım makinaları –biçer-döver,
mibzer vs.– fabrikasının yapımına başlanır.
Sonuç itibariyle: Sovyet ağır
sanayi, ülke tarımında sosyalist alt-üst oluş; sosyalist
yapılanma için kaçınılmaz olan maddi-teknik sağlam bir tabanı
hazırlamıştı. Şu veriler bu gerçeği yansıtıyorlar.
-
SSCB tarımında önemli tarım makinelerinin sayısal gelişmesiMakine cinsiAdet192819321937Traktör (bütün tipleri)100026,7148.5454.5Traktör (bütün tipleri)1000 (beygir gücü)278.12 225.08 385.0Biçerdöver10002.014.5128.8Kamyon10000.726.6 (1933)144.5Yanmalı motorlar ve lokomobil1000-48.0 (1933)77.9Büyük Sovyet Ansiklopedisi, SB Bölümü, C. 1, s. 897, 904, Berlin 1952.
Sadece 1928'den 1932'ye veya
1933'e artış oranı, traktör sayısında %456; traktör gücünde
%700; biçer-döverde %625; kamyonda %3700 oranlarında
gerçekleşiyor.
1928'den 1938'e hayvanla çekilen
pulluk sayısı 14 binden 5,5 bine, yine hayvanla çekilen mibzer
sayısı 717,9 binden 676,4 bine düşerken, traktörle çekilen
pulluk sayısı 9,3 binden 493,5 bine; traktörle çekilen mibzer
sayısı 0,5 binden 265,5 bine çıkıyor ve basit patoz sayısı 552
binden 297,4 bine düşerken, modern patoz sayısı 5,6 binden 130,8
bine çıkıyor. Aynı zamanda, 1928'de hiç olmayan, örneğin
pancar sökme makinasının sayısı 1938'de 19,3 bine varıyor.
(Bkz. a.g.k., s. 904)
Sovet tarımında makinalaşma
oranı kısa zamanda artar; örneğin yaz tahılı tarlalarının
motorize sürüm oranı 1932'de %19'dan 1937'de %71'e; yaz tahılının
motorize ekim oranı aynı dönemde %20'den %54,8'e; motorize hasat
oranı %10'dan %43,8'e; mekanize harman dövme %40'tan %94'e;
kolhozlarda önemli işlerin motorize oranı %23'ten %67'ye çıkar
(Bkz. A.g.k., s. 905)
Görüyoruz ki, Sovyet sanayi
(ağır sanayi) Sovyet tarımında sosyalist dönüşümün
sağlanmasının maddi-teknik tabanını böyle kısa bir zamanda
(1932-1933'e kadar) sağlamıştı.
Sovyet tarımında partinin
geliştirdiği iki ekonomi tipi vardı. Bunlardan birisi doğrudan
sosyalist mülkiyetin ifadesi olan sovhozlar [Sovhoz, "Sovyet
(tarım) ekonomisi"nin kısaltılmışıdır] ve diğeri de
kolhozlardır. Esas itibariyle kolhozların gelişmesini ve anlamını
ele alacağımız için sovhozların ne olup olmadıklarına kısaca
değinmekle yetineceğiz.
1-Sovyet
Tarımında Sovhoz Olgusu
Sovhozlar, katıksız sosyalist
tipte büyük tarımsal işletmelerdir. Lenin'in tanımladığı gibi
bu işletmeler her şeyiyle; üretim araçlarıyla, üzerine inşa
edildiği toprağıyla devlete aittiler. Sovyet anayasası da
sovhozları aynen fabrikalar, sanayi ve maden işletmeleri ve başka
devlet işletmeleri gibi devletin mülkiyetinde olan işletmeler
olarak tanımlar.
Lenin, daha "Nisan
Tezleri"nde örnek çiftliklerin kurulmasını talep
eder:Bunlar, devlet toprakları ve toprak beylerinin
mülksüzleştirilmesiyle devlet mülkiyetine geçen topraklarda
kontrolünü tarım işçileri delegelerinin üstlenmesi gereken
örnek çiftlikler olmalıydı. Nitekim Ekim devriminin hemen
sonrasında; 26 Ekim 1917'de işçi, asker ve köylü delegeleri
Bütün Rusya II. Sovyet Kongresi'nde toprağın devletin
tasarrufunda olduğunu açıklayan yasanın kabulüyle ilk sovhozlar
kurulmaya başlandı.
Sovhozların
kurulması çetin mücadeleler sonucu gerçekleşmiştir. Kulakların,
çar yanlılarının, zarar vericilerin yanı sıra, kırsal alanda
kulak ekonomisinin gelişmesi için çaba harcayan troçkistlere
karşı da şiddetli mücadeleler verilmiştir. 9 Ocak 1925'te
SBKP-MK aldığı özel bir kararla, parti, sendika ve devlet
organlarında sovhozların güçlü kılınması için sistematik bir
çalışma yürütülmesini talep etmiştir. Çünkü parti,
sovhozları, tarımın sosyalist yapılaşmasında örnek-önder
işletmeler, işçi-köylü ittifakını güçlendiren faktörlerden
birisi olarak görüyordu. Bu karardan sonra kurulmuş olan
sovhozların sağlamlaştırılmasına ve yenilerinin kurulmasına
geçildi. Birinci Beş Yıllık Plan döneminde sovhozların
kurulmasına büyük hız verilir. Stalin'in belirttiği gibi bu
dönemde "Sanayi
için büyük işletmelerin ve fabrikaların anlamı neyse, tarım
için de aynen o anlamda olan büyük tarımsal işletmeler
kurulmuştur."
Aynı zamanda sanayinin gelişmesine ve tarım makineleri üretmesine
paralel olarak sovhozlar giderek daha kapsamlı boyutlarda teknik
teçhizatla donatılmışlardır.
Sovhozların gelişmesinde
düşmanın yıkıcı faaliyetinin yanı sıra tecrübesizlikten ve
teknik donatımın yetersizliğinden kaynaklanan bir dizi hata ve
eksikliklere karşı da mücadele edilmiştir.
Sovhozların ne anlama geldiği
konusunda Stalin şöyle der:
"Köylülüğün
kolektifleşmeye dönüşümü, …bütün SSCB'de serpiştirilmiş
ve modern teknik araçlarla donatılmış ve köylülere yeni
tekniğin gücünden ve faydalarından ikna olmalarına imkan tanıyan
Sovyet çiftliklerinin ağıyla hazırlanmıştır.
Bizim Sovyet çiftliklerimizi
sadece tahıl depoları olarak görmek yanlıştır. Gerçekte Sovyet
çiftlikleri, yeni teknikleriyle, civarda oturan köylülere
sundukları yardımla, emsalsiz iktisadi yükselişiyle köylü
kitlelerine dönüşümü kolaylaştıran ve onları kolektifleşme
yoluna sokan önder güçtü." (Stalin, C. 12, s. 246-247)
Sayıların dili:
-
30'lu yılların başında sovhozlarDönemler1930193119331934Sovhozların sayısı4 8325 3834 742-Yıllık ortalama işçi sayısı(1000)724,01 410,92 208,42 468,7Toplam ekim alanı (1000 hektar)3 926,210 958,314 138,815 026,1Traktör sayısı (1000 adet)27,751,582,798,9Traktör gücü (1000 beygir gücü)483,1892,01 394,51 714,4Sovhozların ana fonu (sene sonu vefiyatlarıyla milyon ruble)1 457,52891,74 475,55 167,4Prof. T.L. Basjuk; “SSCB'nin Sosyalist Devlet Tarım İşletmelerinde Üretimin Örgütlenmesi”, s. 38, Berlin 1947.
Stalin, kırın eski yaşam
yapısının alt-üst oluşunda esas dayanılacak noktanın sovhozlar
olduğu ve kırsal alandaki gelişmenin öncülüğünü sovhozların
yapacağı anlayışındaydı. Bolşevikler, tarımda sosyalist
yapılaşmada sovhozların oynayacakları rolü çok iyi
görüyorlardı. Keza kulaklar da sovhozların rolünü çok iyi
kavramışlardı. Bundan dolayıdır ki, sovhoz hareketini
engellemek, sovhozları köylü kitleleri nezdinde örnek alınmaması
gereken bir gelişme olarak göstermek için her yola, her metoda
başvuruyorlardı. Yıkıcı faaliyet, sabotaj, makinaları
bozmaktan, hayvanları öldürmeye kadar uzanıyordu.
Stalin'in önerisi üzerini MK ve
Merkezi Kontrol Komisyonu (MKK) 1933 yılında sovhozlarda siyasi
seksiyonların kurulması kararını alırlar.Bu seksiyonların
görevi, sovhozları sınıf düşmanı unsurlardan temizlemek,
siyasi olarak sağlamlaştırmak, ekonomik faaliyetlerini, kitle
arasındaki çalışmalarını ve sovhoz-parti örgütlerinin
faaliyetlerini iyileştirmekti. Bu karar üzerine Sovyet kırında
sınıf düşmanlarının tasfiyesini hedefleyen mücadele başlar,
sovhoz aktifleri kurulur, sovhozlarda çalışan işçilerin siyasi
seviyeleri yükselir ve sovhozlar ekonomik olarak güçlenirler.
XVII. Parti Kongresi (1934) kırsal alanda da Bolşevik partinin
zaferini sergileyen kongre olur.
Yukarıdaki tablonun gösterdiği
gibi sovhozlarda çalışan işçi sayısı 3,4 misli; ekim alanı
3,8 misli; traktör sayısı 3,6 misli; traktör gücü 3,5 misli ve
ana fon 3,5 misli artar.
İkinci Beş Yıllık Plan
döneminde (1933-1937) tarımsal üretimin ve üretimde verimliliğin
artırılması, tarımda makinalaşmanın tamamlanması, diğer
şeylerin yanı sıra, hedef alınır ve amaçlanan hedeflere de
ulaşılır.
-
Savaş öncesi dönemde sovhozların inşasıDönemler1928193219371938Yıllık ortalama işçi sayısı (1000)316,81 891,51 469,51 319,5Ekim alanı (1000 hektar)1 73513 44812 16312 411Traktör sayısı (yıl sonu) 1000 adet6,76484,585Traktör gücü (1000 beygir gücü)77,61 043,01 647,51 751,8Biçerdöver (1000 adet)-12,324,026,6Kamyon (1000 adet)0,739 8,225,630,6Sene sonu bilançosuna göre ana fon (milyon-ruble)451,54 030,67 253,67 716,1Bu fon içinde üretim ana fonu (mil. ruble)349,73 304,95 663,26 012,2Agk., s. 39.
10 sene içinde sovhozlarda
çalışan işçi sayısı, 4,2 misli; ekim alanı 7,1 misli; traktör
sayısı 12,7 misli; traktör gücü 22,6 misli; biçer döver sayısı
(1932-1938) 2,2 misli; kamyon sayısı 43,7 misli; ana fon 17 misli
ve üretim anafonu da 17, 2 misli artmıştır.
Bu ve buraya aktarmadığımız
başka veriler, Sovyet tarımının İkinci Plan döneminde
makinalaştığını, tarımda sosyalist alt-üst oluşun
sağlandığını gösteriyorlar. Örneğin 1937 yılında bütün
sovhozlarda 100 hektarlık bir alana 17,9 beygir gücüne eşit
motorize ve hayvan gücü düşüyordu. Bu gücün 14,5'i traktör
gücüydü. Yani hayvan gücü sadece 3,4 beygir gücündeydi. Keza
aynı yılda 1000 hektarlık alana (tahıl alanı) düşen biçer
döver sayısı 3,2 idi. Sovhozlarda icra edilen işte traktörlerin
oransal payı şöyleydi:
İşin cinsi ve % olarak
|
1934
|
1937
|
Sürmek
|
89
|
97
|
Tahıl ekimi
|
78
|
98
|
Pamuk ekimi
|
94
|
96
|
Şeker pancarı ekimi
|
64
|
100
|
Tahıl hasadı
|
57
|
95
|
Biçerdöverle tahıl hasadı
|
37
|
87
|
Şeker pancarı hasadı |
27
|
100
|
Kaynak: M.
A. Abrossimow; "SSCB'de SosyalistDevlet Tarım İşletmeleri",
Berlin 1953, S. 29-30, Alm.
|
Yukarıdaki tablonun yorumlanacak
bir yanının olduğunu sanmıyoruz.
Sovhozlarda makinalaşmanın
artması, sosyalist disiplin ve düzenleme, sonuç itibariyle işin
verimliliğini ve üretimin artışını da beraberinde getirmiştir.
Örneğin 1928'den 1938'e tahıl üretimi 7,7 misli; pamuk üretimi
14 misli; süt üretimi 13,8 misli; yün üretimi 8,8 misli; 1926-27
fiyatlarıyla toplam üretim 7 misli; sovhoz üretiminden devlete
teslim edilen tahıl miktarı 2,2 misli (1934-38); süt ürünü 13,5
misli; hayvan (ağırlıklı olarak) miktarı 19,7 misli artmıştır.
(Bkz. T. L. Basjuk, a.g.k., s. 41)
Sovhozların
Gelişmesine Toplu Bakış
Sovhozlarda
tarla işinin motorize oluş oranı
|
||
% olarak
|
1934
|
1956
|
Toprak sürme
|
89
|
100
|
Tahıl ekimi
|
78
|
100
|
Pamuk ekimi
|
94
|
100
|
Şeker pancarı ekimi
|
64
|
98
|
Ot biçimi
|
57
|
89
|
Kombine tahıl hasadı (iki aşamalı hasat dahil) |
37
|
99
|
“40
Jahre Sowjetmacht in Zahlen”, Berlin 1958, s. 198.
|
-
Sovhozlarda iş verimliliğinin artışıYıllar19341940195019531956Çalışılan her işçi -gün- için üretim, % olarakTahıl100214149203363Süt100125130151165Yün10010488120128Hayvanların (sığır) ağırlık artışı100145118145145Domuzlarda ağırlık artışı100117150183200Agy.
İlk tabloda önemli tarla
işlerinin 1934'te ortalama %69,8'inin, 1956'da ise %97,7'sinin, yani
neredeyse yüzde yüzünün mekanize edildiğini görüyoruz. Bu,
tarımın tamamen makinalaştırılması anlamına gelir.
Tarımda
sosyalist alt-üst oluşun boyutları; modern teknoloji, çalışma,
üretimi örgütleme metodu, bilimin tarımda kullanılması,
komünist kadroların faaliyeti vs. sovhozlarda da işin
verimliliğini yükseltmiştir. 1934'ten
1956'ya
işçinin çalışılan gün bazında verimliliği %263 oranında
artarken, bu artış tabloda belirtilen ürünler toplamında %59,5
oranına varıyordu.
1934'ten
1956'ya sovhozların gelişmesi
|
|||||
Yıllar
|
1934
|
1940
|
1945
|
1953
|
1956
|
Her
sene başı bazında bütün sovhozların sayısı
|
4
118
|
4
159
|
3
933
|
4
857
|
5
098
|
Üretimde
çalışan işçi sayısı, yıllık ortalama ve 1000
|
1
526
|
1
186
|
982
|
1
708
|
2
036
|
Yıl
sonu bazında traktör sayısı (1000 adet)
|
96
|
100
|
58
|
165
|
311
|
Birçok
işi bir arada yapan tahıl
makineleri
(1000 adet)
|
17
|
27
|
19
|
42
|
86
|
Kamyon
sayısı (1000 adet)
|
16
|
29
|
12
|
49
|
88
|
Ekim
alanı (milyon hektar)
|
10,0
|
11,6
|
6,6
|
15,2
|
31,5
|
Tarımsal
brüt üretim (1934=1 olarak)
|
1
|
1,5
|
0,7
|
2,2
|
4,0
|
Devlete
teslim edilen miktar (1000 ton)
|
3
499
|
5
178
|
2
390
|
6
370
|
1
8923
|
Bu
miktarın içinde tahıl (1000 ton)
|
2
424
|
3
674
|
1
944
|
3
677
|
1
5287
|
Pamuk
(1000 ton)
|
45
|
131
|
52
|
168
|
225
|
Süt
(1000 ton)
|
733
|
1013
|
325
|
1
855
|
2
733
|
Et
(hayvanın canlıyken ağırlığı 1000 ton)
|
283
|
338
|
61
|
637
|
637
|
Yün
(1000 ton)
|
14
|
22
|
8
|
33
|
41
|
Agk.,
s. 193-194.
|
Bu tabloda sovhozların 1934'ten
1956'ya önemli kıstaslar temelinde gelişme boyutlarını
görüyoruz: 1934'ten 1956'ya işçi sayısı %33 oranında; traktör
sayısı %224 oranında; kombine makine sayısı %406 oranında;
kamyon sayısı %450 oranında; ekilen alan %215 oranında; tarımsal
brüt üretim %300 oranında ve devlete teslim edilen miktar da %441
oranında artıyor.
2-Sovyet
Tarımında Kolektifleştirme Hareketinin Gelişmesi
– Kolektifleştirmenin
gelişmesinde tarımsal kooperatifçiliğin rolü:
Bolşevikler, sosyalist
sanayileşmeyi gerçekleştirirlerken, tarımda sosyalist alt-üst
oluşun maddi-teknik tabanını da oluşturmuş oluyorlardı. Buna
yukarıda değindik. Bolşevikler, bu gelişmeye paralel olarak satış
ve iaşe alanında tarımsal kooperatifçiliği de geliştirerek
sovhozların ve özellikle de kolhozların ilk örgütlenme
adımlarını atıyorlardı. Satış ve iaşe alanında
kooperatifler, küçük köylü bireysel üretimlerinin kolektif
büyük üretime; sosyalist yeniden yapılanmalarında önemli bir
hazırlık rolü oynamışlardır. Kooperatifçilikle geniş emekçi
köylü kitlesinin tarımda kolektif yönetimin en basit
özelliklerini kavramaları olanağı doğuyordu. Tarımsal
kooperatifçiliğin en basit formlarıyla (tarımsal ürünlerin
işlenme kooperatifleri, hayvancılık kooperatifleri vs.) ve
sözleşme sistemiyle Sovyet devleti, küçük köylü
işletmelerindeki üretim sürecine planlı bir şekilde müdahale
ediyor/yönlendiriyordu. Böylelikle Sovyet devleti, üretimin
artmasını sağlıyor ve tarımın sosyalist alt-üst oluşunun
zorunlu ön koşullarını hazırlıyordu. Kooperatifçiliğin
tarımda sosyalist büyük üretime geçişteki hazırlayıcı rolünü
kavrayan Sovyet devleti; en basit tarımsal kooperatifçiliğin dahi
bütün formlarını geliştiriyor, güçlendiriyordu. En basit
formlarda da olsa tarımsal kooperatiflerin önemli bir rolleri daha
vardı. Bu kooperatifçilik vasıtasıyla küçük köylü tarım
üretimi, sözleşme sistemiyle sosyalist sanayi ile ilişkiye
giriyor ve bu ilişki giderek pekişiyordu. Sözleşme sisteminin
özü, sanayinin hammadde ile beslenmesini, köylünün kendi
üretimine olan ilgisini artırmayı ve köylüleri giderek
kolektifleşmeye ve sosyalizme çekmeyi sağlamaktı. Sözleşme
sistemi giderek tarım ile sanayi arasında bağ kurmanın önemli
bir aracı olmuştur.
Emekçi köylülüğün kolektif
işletmelerde birleşmeleri, küçük köylü işletmelerinin
sosyalist yapılanmaları için hazırlıklar aynı süreç içinde,
bir arada atılan adımlar olmuştur. Bir taraftan en basit formda da
olsa kooperatifçilik geliştirilirken, diğer taraftan da kurulmuş
olan sovhozların ve kolhozların gelişmelerine büyük özen
gösterilmiştir. Örneğin 1921'de 15570 olan kolhoz sayısı
1926'da 17874'e, 1927'de 18510'a ve 1928'de ise 33300'e çıkmıştır.
Böylelikle 1928 yılında 416700 köylü işletmesi
kolektifleştirilmiş oluyordu. Bu toplam köylü işletmelerinin
ancak %1,7'sine tekabül ediyordu (Bkz. "İstatistik El Kitabı;
SSCB'nin Ekonomisi, s. 130, 1932, Aktaran: A. Kuropatkin; "SSCB'de
Tarımsal İşin Ekonomisi", Berlin, 1947, s. 96, Alm.)
Tarımsal alandaki bu gelişme
mücadelesiz olmamıştır. Bolşevik parti, parti içinde, Lenin ve
Stalin'in kooperatifçilik planına karşı çıkan troçkistlere ve
buharincilere karşı şiddetli mücadele etmiştir. Parti,
kooperatifçiliği ve onun yönetimini, sınıf düşmanlarına ve
kapitalist yolculara karşı güçlü kılmak, emekçi köylülüğü
tutanak dalı yapmak için köydeki bütün üyelerini kooperatiflere
üye olmaya ve orada aktif bir faaliyet sürdürmeye çağırmıştır.
Bunun ötesinde parti, onbinlerce komünist ve şehirli işçiyi
kırsal alana göndererek, onlara orada parti içinde ve köy
Sovyetlerinde yönlendirici etkide bulunmaları görevini vermiştir.
Partinin kırsal alana bu desteği, küçük ve orta köylü
kitlelerin kulaklara karşı mücadelede harekete geçirilmelerinde
kır parti örgütüne büyük bir yardım olmuştur. Keza onların
katkısıyla kooperatifçilik geliştirilmiş ve emekçi köylülerin
siyasi ve kültürel eğitimine katkıda bulunulmuştur.
Yukarıda sovhozların kırsal
alanda partinin önder rolünü güçlü kılmadaki rolünü
belirtmiştik. Sovhozların rolünü kavrayan parti, onları tarımsal
alanda devlet önderliğinin kaldıracı olarak kavramıştı ve
sovhozlar, görevlerini başarıyla yerine getirmişlerdi; onlar,
tarımsal alt-üst oluşta önderlik rolünü başarıyla yerine
getirdiler ve geniş köylü kitleleri nezdinde sosyalist ekonominin
pratik örneği oldular.
Sovhozların görevleri, sadece
bu belirttiklerimizle sınırlı değildi. Onlar aynı zamanda küçük
köylü işletmelerine, örneğin hasatta, ekimde vs. yardımcı
oluyorlar, onlara tarım makinaları vs. sağlıyorlardı. Keza
sovhozlar, köylü kitlelerini, kooperatifçilikten kolhoza geçiş
için de siyasi-kültürel olarak eğitiyorlardı.
Sovhozların öncü
faaliyetlerinden birisi de traktör konvoylarının ve giderek de
Makina-Traktör İstasyonları'nın (MTİ) kurulmasına öncülük
etmeleridir.
–Makina-Traktör
İstasyonları'nın kurulması ve anlamı:
Tarımın tamamen
kolektifleştirilmesinde ve sınıf olarak kulakların tasfiyesinde
kırsal alanda, Sovyet iktidarının dayanağı olan MTİ çok önemli
bir rol oynamışlardı.
MTİ, traktör konvoyları örnek
alınarak kurulmuşlardı. 1928 yılında Odessa bölgesindeki
Şevçenko sovhozundaki traktör konvoyu Stalin'in inisiyatifi
üzerine ilk MTİ'ye dönüştürülür.
MTİ, tarımın sosyalist alt-üst
oluşumunda, tarımın teknik donatımında ve kolhoz üretiminin
artışında çok önemli bir kaldıraç olmuşlardı.
Sovyet devleti, kolhoz
ekonomisinde önderlik rolünü gerçekleştirmek için tarımsal
üretimdeki temel üretim araçlarına olan toplumsal mülkiyeti,
olanaklarını seferber ederek güçlendirmeye ve kooperatifsel
kolhoz mülkiyetini geliştirmeye çalışmıştır. Sosyalist
devletin bu çabası çok önemlidir, çok anlamlıdır. Çünkü
sosyalizmde devlet, üretim araçlarını kendi mülkiyetinde tutar
ve böylelikle kooperatifsel üretimde özel çıkarların toplumun
çıkarlarına baskın gelmesini engeller. Burada söz konusu olan,
devlet mülkiyetinde olan üretim araçlarıyla (sosyalist
mülkiyetteki üretim araçlarıyla) üretimin kooperatifsel formunun
birleştirilmesidir. Bu birleştirme bağlayıcı öneme haizdir.
Çünkü bu, kırsal alanda kolhoz üretiminin gelişmesi ve teminat
altına alınması için olmazsa olmaz ön koşuldur. Bu birleştirme,
bu, olmazsa olmaz önkoşul, MTİ'nin kuruluşunda da kullanılmıştır.
Bolşevik Parti MK'nın 29 Aralık 1930 tarihli kararında Makina
Traktör İstasyonları'nın özü şöyle karakterize ediliyordu:
"Büyük
kapsamlı kolektif tarımın Sovyet devleti tarafından örgütlenmiş
formu MTİ görünümünde ifadesini buluyor. Yüksek tekniğe
dayanan, kolektif ekonomilerinin inşasında kolektif köylerin kendi
faaliyetlerinin proleter devletin örgütleyici ve tekniki yardım ve
yönlendirmesiyle en sıkı şekilde bağ içindedir…"
(Aktaran; W.A. Abramow; "Makina-Traktör İstasyonlarının
İnşası ve Onların Kolektif Ekonomilerin Sağlamlaştırılmasındaki
Rolü", Berlin, 1953, s. 14, Alm.)
Görüyoruz ki, MTİ, kırsal
alanda sosyalist devletin hem en güçlü bir kaldıracı ve hem de
kolhozların gelişmesinde önemli bir çıkış noktası olarak
değerlendiriliyor.
"Büyük kolektif tarımın
mekanikleştirilmesinin en iyi formunu Stalin,
Makina-Traktörİstasyonları yapılaşmasında buldu. Bu form,
kolhoz kitlelerinin kolektif ekonomilerin inşasında kendi
faaliyetlerini sosyalist devletin örgütleyici ve teknik yardımıyla
birleştirdi." (A. Kuropatkin, a.g.k., s. 103)
Sovyet devletinin bu alandaki
faaliyeti de tabii ki mücadelesiz olmamıştır. Kapitalizmin
yeniden inşacıları MTİ'nin anlamını çarpıtmışlar, bu
istasyonları basit bir kira bürosuna indirgemişlerdir. Stalin,
troçkistleri ve buharincileri, kapitalizmin bu restorasyoncularını
teşhir eder ve MTİ'nin Sovyet devleti açısından kırsal alandaki
önemini vurgular.
"…
Birincisi; MTİ, kolhozların çıkarlarını sosyalist devletin
çıkarlarıyla doğrudan bağlar ve bu temelde kolhoz köylülerinin
sosyalist ve komünist toplumun bilinçli ve aktif kurucuları
olmaları için eğitimlerine katkıda bulunurlar; ikincisi;
Makine-Traktör İstasyonları, kolhoz üretiminin tam
mekanizasyonunu teminat altına almalıdırlar ve ileri Sovyet
tarımcılığının kazanımlarını geniş çaplı olarak üretimde
kullanmalıdırlar… Üçüncüsü; Makina-Traktör İstasyonları,
Sovyet devletinin elinde kolektif ekonomilerin planlı
yönlendirilmesi için en önemli kaldıraç olarak hizmet
etmelidirler. Bu istasyonlar, kolhozlara üretimlerinin
planlanmasında doğrudan destek olmalıdırlar, onlara işin
örgütlenmesinde ve kolhoz köylülerinin işe, çalışmaya olan
sosyalist bakış eğitiminde yardım etmelidirler." (A.
Kuropatkin; a.g.k., s. 103-104)
MTİ,
leninist-stalinist kooperatifçilik
planının temelini oluşturmuştur. Bolşevik parti ve bizzat
Stalin, MTİ gelişmesi, gelişme önündeki engellerin yıkılması
için gereken tedbirlerin alınmasını titizlikle denetlemişler,
elde edilen sonuçları ayrıntılı olarak değerlendirmişlerdir.
Bu çok yönlü faaliyetin sonucudur ki, 1932 yılının başında
MTİ'nin sayısı 1400'e çıkmıştır. Bu istasyonlardaki traktör
sayısı 63300, patoz sayısı 27800 idi. Bu istasyonlar, yine aynı
yıl bazında kolhozların %24,5'ine hizmet sunuyorlar ve kolhozların
ekim alanının %37,1'ni işliyorlardı. 1933 yılı başında
MTİ'nin sayısı 2466'ya, traktör sayısı 74800'e, biçer döver
sayısı 2200'e ve patoz sayısı da 37000'e çıkar. Bu donatımla
kolektif ekonomilerin %45,8'ine ve ekim alanının da %49,3'üne
hizmet götürülür. (Bkz. A. Kuropatkin; a.g.k., s. 107)
-
MTİ inşasının bazı kıstaslara göre durumuYıllar193219371940MTİ'nin sayısı2 44658187 069MTİ'deki traktör sayısı (1000 adet)74,8365,8435,8Traktörlerin gücü (1000 beygir gücü)1 077,06 679,28 360,0Biçerdöver sayısı (1000 adet)2,2104,8153,4MTİ tarafından işlenen kolektif ekonomilerin ekim alanının bütün kolektif ekonomilerin ekim alanına oranı49,391,894,1MTİ tarafından icra edilen traktör işinin kapsamı (mil. hektar)-202,8225,0W. A. Abramow; agk., s. 20.
Görüyoruz ki, 1932'den 1940'a,
8 sene içindeki MTİ'nin sayısı 2,9 misli; bu istasyonlardaki
traktör sayısı 5,8 misli, traktör gücü 7,8 misli, biçerdöver
sayısı 69,7 misli artmıştır ve 1932'de MTİ kolektif
ekonomilerin (kolhozların) ancak %49,3'üne hizmet götürürken,
1940'da %94,1'ine yani neredeyse tamamına hizmet götürür duruma
gelmiştir.
– Tarımın tam
kolektifleştirilmesi ve bireysel özel çalışmanın kolektif
sosyalist çalışmaya dönüşmesi:
Sosyalist
sanayileşmenin yürütülmesi ve leninist-stalinist
kooperatifçilik
planının uygulanması ile köylülerin kolhozlara kitlesel
katılımının ön koşulları yerine getirilmiş oluyordu. Nitekim
1929 yılı Sovyet tarımında derin alt-üst oluşların başladığı
yıl oldu ve orta köylüler kitlesel olarak kolhozlara –kolektif
işletmelere– girmeye başladılar. Ama bu, kolektifleşme
hareketinin mücadelesiz gerçekleştirildiği anlamına gelmez.
Sovyet devletinin sovhozlar ve kolhozlar vasıtasıyla yaptığı
örnek çalışmaya, MTİ'ye ve de orta köylülerin kitlesel
katılımına rağmen Sovyet kırında sosyalizmin güçleriyle
kapitalizmin güçleri arasında çok çetin bir sınıf savaşı
yürütülüyordu; kulaklar, her araç ve metodu kullanarak Sovyet
tarımının sosyalist yapılanmasını engellemeye çalışıyorlardı.
Bu mücadelede kulaklarla uzlaşma yanlıları –örneğin
buharinciler–
partinin doğru politikasının kararlı bir şekilde uygulanmasıyla
tasfiye edilirler. Bu mücadele sonucunda Sovyet kırında, üretim
araçlarının toplumsal mülkiyeti temelinde, nitelik olarak yeni
olan üretim ilişkileri gelişir. Bunlar sömürüden kurtulmuş
emekçi köylülerin karşılıklı sosyalist yardımlaşmalarını
ve dostça işbirliklerini ifade eden ilişkilerdir.
Sovyet kırında giderek
sosyalist üretim ilişkilerinin hakim kılınmasıyla tarımda
tekniğin ve tarım biliminin tam kullanılması için bütün ön
koşullar da yaratılmış olur.
Sosyalist devletin, tarımın
sosyalist alt-üst oluşu için attığı adımların ne denli doğru
olduğu hemen görülür. Örneğin kolhoz hareketinin daha ilk
döneminde kolhoz üretiminde yüksek bir verimlilik görülür.
Köylü üretim araçlarının bir araya getirilmesine dayanan kolhoz
hareketinin bu aşamasında alınan üretim sonuçları hayret edici
boyutlara varıyordu. Örneğin, kolhoz hareketinin ilk üç yılında
kolhozların ürettiği brüt tahıl üretimi 50 misli; pazarlanan
(meta formundaki) tahıl üretimi 40 misli artarken, aynı dönemde
kolektif ekonomilerin ekim alanı da 40 misli artıyordu. Üretimin
artması kolhoz köylülerinin maddi yaşam durumunu da
iyileştiriyordu.
Tarımdaki sosyalist alt-üst
oluş ve MTİ, sonuç itibariyle, daha kolhoz üretiminin ilk
aşamasında tarımsal çalışmanın karakterini temelden
değiştirmeye neden oluyordu. Tarımsal alandaki çalışma, özel
çalışma olmaktan çıkarak, toplumsal çalışmaya dönüşüyordu
ve giderek Sovyet tarımında, çalışmanın karakterindeki
niteliksel değişmeye paralel olarak, kolhozlarda işin
örgütlenmesinin sosyalist formlarının kullanılmasına
geçiliyordu. (Sosyalist yarış, iş bölümü, ekip sistemi vs.).
Tarımsal çalışmayı
karakterize eden başka bir değişme de, kolhozların bütünlüklü
ekonomi planlamasına dahil edilmesi ve kolhozlar içinde planlamanın
gelişmesi ve işin sosyalist ilkelere göre ücretlendirilmesine
geçişti.
Bütün bu gelişmelere rağmen
kolhozların makina ile donatımı ilk yıllarda nispeten zayıftı.
Bu alandaki gelişme 30'lu yılların yarısından itibaren hızlandı.
Aşağıdaki veriler bu alandaki gelişmeyi gösteriyor:
-
Kolektif ekonomilerde önemli tarımsal işlerin makineleşme oranıİşin cinsi ve % olarak193319371940Yazlık tahıl tarlalarının sürümü22,073,975,0Yazlık tahıl ekimi6,842,552,0Tahılların ve kabuklu mahsullerin hasadı10,439,346,0Bunda biçerdöver ile hasadın payı0,733,643,0İşlenmemiş alanların sürülmesi-83,284,0Kışlık tahıl ekimi7,045,053,0Sonbahar sürümü23,467,472,0W. A. Abramow; agk., s. 36.
Görüyoruz ki, kolektif
ekonomilerde mekanikleşme '30'lu yılların yarısından sonra büyük
oranlara ulaşmıştır.
Sovyet kırında "kim kimi"
yenecek sorusu cevaplandırılmıştı. Stalin önderliğinde
Bolşevik parti, kırsal alanda kapitalizmin unsurları olan bireysel
küçük üretimi ve sınıf olarak zengin köylülüğü, böylelikle
bireysel köylü işletmeciliğine dayanan özel mülkiyeti tasfiye
etmişti. Sovyet tarımının kaderini artık kolhozlar ve sovhozlar
(kolektif ve Sovyet tarım çiftlikleri) belirliyorlardı. Bu
sosyalist mülkiyetin; sosyalist üretim ilişkilerinin zaferiydi.
Bu, kırsal alanda derin alt-üst oluşların başladığı 1929
yılından 6 yıl sonra; 1935'te bütün köylü işletmelerinin
beşte dördünü kolektif ekonomilerde bir araya getiren bir
zaferdi.
Kolhozların güçlü
kılınmasında bizzat Stalin'in önderliğinde hazırlanan ve kolhoz
öncü işçilerinin II. Birlik Kongresi'nde (1935) kabul edilen
Tarımsal Büyük Kolektif Çiftlik Tüzüğü çok önemli bir rol
oynamıştır. Bu tüzük, kolektif ekonomilerde kolhoz yaşamının
anayasası olmuştur. Bu tüzük, kolhozlarda çalışmanın
örgütlenmesinin temel formu olarak daimi üretim ekiplerini;
ücretlendirmenin sosyalist ilkesinin bütün yönleriyle
uygulanmasını, kolhozlar ve MTİ arasındaki karşılıklı
ilişkilerin karakterini, üyelik koşullarını, iş disiplinini vs.
tespit ediyordu (Bkz. N. D. Kasonzew; "Tarımsal Artel'in
Stalinist Tüzüğü-Kolektif Ekonomiksel Yaşamın Temel Yasası",
Berlin 1954, s. 37-99, Alm.)
– Sovyet tarımında
mülkiyetin karakteri:
Sosyalist sanayileşme ve bunun
kırsal alana yansıması ve tarımın kolektifleştirilmesi sonuç
itibariyle, oldukça kısa bir zamanda, Sovyet kırında gerçekten
devrimci ve teknik bir alt-üst oluşa yol açtı. Bu alt-üst oluş
sonucunda Sovyet tarımı sosyalist tarıma ve dünyanın en büyük
ve en çok mekanize olmuş tarımına dönüştü. Sovyet tarımındaki
değişimlerin belirleyici sonucu, toplumsal ve sosyalist mülkiyetin
kırsal alanda yegane geçerli mülkiyet olmasıdır, özel bireysel
işin yerini toplumsal sosyalist işin almasıdır. Bu iş, toplumsal
formu bakımından sanayi işiyle aynıdır. Bütün bu dönüşümler
iki beş yıllık plan döneminde gerçekleştirilmiştir. İkinci
Beş Yıllık Plan sonunda Sovyet tarımı neredeyse tamamen
sosyalistleşmişti. Örneğin 1938'e gelindiğinde bütün köylü
işletmelerinin %93,5'i kolhozlarda birleşmişlerdi ve bu kolhozlar,
ülkenin o dönemde işlenebilir/ekilebilir alanlarının %99,3'ünü
işliyorlardı.
Tarımın da
sosyalistleştirilmesiyle Sovyet ekonomisinin bütün alanlarında;
sektörlerinde sosyalizm zafere ulaşmış oluyordu; Sovyet ekonomisi
tamamen sosyalist ekonomi olmuştu. Öyle ki, daha 1936'da Sovyet
ülkesinin bütün üretim araçlarının %98,7'si toplumsal,
sosyalist mülkiyet karakterini almıştı.
Ne var ki; SB'de toplumsal,
sosyalist mülkiyet tek boyutlu değildi. İki boyutluydu. Bu iki
boyutluluk sanayi ve tarımın özelliklerinden kaynaklanıyordu:
Sovyet ülkesinde sosyalist mülkiyetin iki formu vardı; devlet
mülkiyeti ve kooperatifsel, kolektif ekonomi mülkiyeti(grup
mülkiyeti).
Sovyet Anayasası'nın 5.
maddesinde sosyalist mülkiyetin formları şöyle tanımlanır:
"SSCB'de
sosyalist mülkiyet, ya devlet mülkiyeti (halkın mülkiyeti)
formuna, ya da kooperatifsel-kolektif ekonomi mülkiyeti (tek tek
kolektif ekonomilerin mülkiyeti, kooperatifsel birliklerin
mülkiyeti) formuna sahiptir." (Sosyalist
Sovyet Cumhuriyetleri Anayasası, Berlin 1949, s. 8 Alm.)
Temel üretim araçları ve
ülkenin bütün maddi zenginlikleri bütün emekçilere ait
oldukları için devlet mülkiyeti, sosyalist mülkiyetin en
yüksek/gelişmiş formudur. Sovyet Anayasası'nın 6. maddesinde
devlet mülkiyetinin kapsamı şöyle tanımlanır.
"Toprak, onun zenginlikleri,
sular, ormanlar, işletmeler, fabrikalar, ocaklar, madenler, deniz,
su ve hava yolu, bankalar, posta ve telgraf, devlet tarafından
örgütlenen tarımsal büyük işletmeler (Sovyet çiftlikleri, MTİ
vs.), belediye işletmeleri, şehirlerdeki ve sanayi yerlerindeki
evler devlet mülkiyetidir, yani halkın malıdır." (Sovyet
Anayasası, a.g.y.)
Bu demektir ki, SB'de önemli
üretim araçları ve ülkenin bütün zenginlikleri devletin elinde
toplanmıştır. Bu devlet sosyalist bir devlettir ve sosyalist
devlette, başında komünist partinin bulunduğu işçi sınıfı,
önder güçtür ve bu önder güç, devlet mülkiyetinin akıbetini
belirler.
Daha 1936 yılında üretim
fonunun %90'ı devlet mülkiyetindeydi.
Sanayide olduğu gibi sosyalist
tarımda da belirleyici önderlik rolü devlet mülkiyetindeydi.
Önderlik rolünü belirleyen özelliklerden birisi topraktı ve
toprak devlet mülkiyetindeydi. Böylelikle devlet mülkiyetinde
(sosyalist mülkiyette) olan toprak, sovhozların ve kolhozların
tarımsal üretimlerinin temelini oluşturuyordu. Sosyalist devlet
toprağının kullanımı hakkı, yasaya göre, ebedi ve ücretsiz
olarak kolhozlara veriliyordu.
Sovhozlar kırsal alanda
sosyalist işletmelerin en önemli formunu oluşturuyorlardı. Bunun
içindir ki sovhozlar, tarımsal üretimin en büyük fabrikaları;
sosyalist tarımın öncü gücü olarak tanımlanırlar.
Tarımsal üretimde devlet
mülkiyetinin önder rolünü belirleyen bir noktayı da MTİ
oluştururlar. Sovhozlar gibi MTİ da sosyalist devlet
işletmeleriydi. Bu istasyonlar, kolhozların işletmeciliği içeren
işlerini üstleniyorlardı ve bu temelde de devletin kolhoz
üretimindeki önder rolünü teminat altına alıyorlardı. İkinci
Beş Yıllık Plan'ın son döneminde MTİ'nin, kolhoz üretiminin
temel üretim araçlarındaki –traktörler, tarımsal makineler
vs.– payının yaklaşık %80 olması bu istasyonların rolünü ve
önemini yeteri kadar açıklıyor.
"Böylelikle
toprak, sovhozlarve MTİ Sovyet devletine, tarımda devlet
mülkiyetinin önder rolünün gerçekleşmesi için ve dolayısıyla
kolhozların devlet tarafından yönlendirilmesinin gerçekleşmesi
için çok önemli araçlar olarak hizmet ediyorlar."
(A. Kuropatkin; a.g.k., s. 129)
Kolhozların
mülkiyet formuna gelince:kooperatifsel işletmeler, "şayet
devlete, yani işçi sınıfına ait olan toprak üzerinde
kurulmuşlarsa ve (devlete, yani işçi sınıfına ait olan) üretim
araçlarıyla donatılmışlarsa sosyalist işletmelerden farklı
olmayan" (Lenin)
işletmelerdir.
Emekçi köylülüğün ezici
çoğunluğu kolhozlarda birleşmişlerdi ve kolhozlar da üretim
araçlarına olan toplumsal mülkiyete dayanıyorlardı. Sovyet
Anayasası'nın 7. maddesinde kolektif ekonomilerdeki ve
kooperatifsel örgütlenmelerdeki mülkiyet durumu şöyle
tanımlanıyor:
"Canlı
ve cansız envanter
ile kooperatifsel örgütlenmelerdeki ve kolektif ekonomilerdeki
toplumsal işletmeler, kolektif ekonomiler ve kooperatifsel
örgütlenmeler tarafından üretilen ürün ve onların toplumsal
binaları, kolektif ekonomilerin ve kooperatifsel örgütlenmelerin
toplumsal, sosyalist mülkiyetlerini oluştururlar." (Sovyet
Anayasası, a.g.y.)
Demek oluyor ki, karakter
bakımından kolektif ekonomilerde (kolhozlar) ve kooperatifsel
örgütlenmelerde mülkiyet, devlet mülkiyeti tipinde bir
mülkiyettir. Bu türden mülkiyet, sosyalist mülkiyetin daha basit
bir formunu ifade ediyor.
"Aynen devlet sanayi
işletmelerinde olduğu gibi, kolhozlarda da üretimin araçlarına
ve gereçlerine ortak olmayan insan yoktur. Kolhoz üyelerinin her
biri, devlete ait olan ve kolhozu ebediyen verilmiş olan toprakta,
kolektif ve devlet mülkiyetinde olan üretim araçları ve
gereçleriyle çalışırlar. Aynen sanayi işletmelerinde olduğu
gibi kolhozlarda da iş, doğrudan toplumsal iş bazında icra edilir
burada işin sosyalist ücretlendirilmesi ilkesi geçerlidir.
Kolhozlar, genişletilmiş sosyalist yeniden üretimin yasalarına
göre gelişirler." (A. Kuropatkin; a.g.k., s. 130)
Sayıların dili:
-
İşin verimliliği açısındanDönemlerKöylü ekonomilerindeKolhozlarda(1922-1925)19331937Kişi ve iş günü başına tahıl üretimi (kg)31,157,898Köylü işletmelerinde iş verimliliğineoranla kolhozlardaki iş verimliliği (%)100,0186,0315,0Kaynak: Büyük Sovyet Ansiklopedisi, a.g.k., C. I, s. 908
Burada, yazı boyunca
anlattığımız nedenlerden dolayı kolhoz ekonomilerinin, bireysel
köylü ekonomilerine nazaran ne denli verimli olduklarını, aynı
zamanda kolhozlarda üretim verimliliğinin sürekli arttığını da
görüyoruz. Bu artış, 1933-1937 arasında %69,5 oranına
varıyordu. Daha sonraki yıllarda kolhozlarda iş verimliliğinin
artışı şöyleydi:
-
Kolhozlarda iş verimliliğinin artışı şöyleydiKolhozlarda194019501953195519561940=100100991151361461950=100-100116138148"40 Jahre…" s. 223.
1950'deki durum, savaşın
tahribatının sonuçlarından birisidir. 1956'ya gelindiğinde
işverimliliği hem 1940'a, hem de 1956'ya nazaran yaklaşık 1,5
misli artmış oluyordu.
-
Üretim artışı açısından - yıllık ortalama ve %ÜlkelerSSCBABDAlmanyaDönemler1933/371909/131933/371909/131933/37Buğday üretimi16.91.9-0.44.4-2.3Pamuk üretimi16.09.08.9--Büyükbaş hayvan9.3-0.9-1.2-0.21.2Domuz27.3-0.8-7.02.30.6Büyük Sovyet Ansiklopedisi, agk., C. 1, s. 911.
Burada tarımda sosyalist ve
kapitalist sistemlerin karşılaştırılmasını görüyoruz dersek,
bu abartma sayılmamalıdır. Üretimdeki artış oranları,
sosyalist tarımın kapitalist tarıma olan üstünlüğünün açık
ifadesidir.
Bu gelişmenin başka türlü bir
ifadesini de SB'nin kendi ihtiyacını kendi üretimiyle
karşılamasında görüyoruz. Sanayi ve tarımın gelişmesi sonucu,
örneğin, 1928'de traktör ihtiyacının ancak %24,6'sını kendi
üretimiyle karşılayan SB, 1932'de traktör ihtiyacının tamamını
kendi üretimiyle karşılar hale gelmişti. Buğday ihtiyacının
1928'de %99'unu, 1932'de tamamını; pamuk ihtiyacının 1926'da
%66,8'ini, 1932'de %98,4'ünü ve 1937'de tamamını, süper fosfatın
1928'de %72'sini ve 1932'de de tamamını kendi üretimiyle karşılar
hale gelmişti. (Bkz. a.g.k., s. 913)
Brüt
tahıl üretimi ve pazar payı açısından:
Brüt
tahıl üretimi ve pazar payı açısından
|
|||||
|
Toplam
üretim
|
Pazar
üretimi
|
Pazar
üretiminin payı,%
|
||
1927
|
|||||
|
Mil.
Pud*
|
%
|
Mil.
pud
|
%
|
Mil.
Pud
|
Sosyalist
ekonomi
(Sovhozlar+kolhozlar)
|
80
|
1,7
|
37,8
|
6
|
47,2
|
Sovhozlar
|
-
|
-
|
-
|
-
|
-
|
Kolhozlar
|
-
|
-
|
-
|
-
|
-
|
Kulaklar
|
617
|
13,0
|
126,0
|
20,0
|
20,0
|
Orta
ve küçük köylüler
|
4
052
|
85,3
|
466,2
|
74,0
|
11,2
|
Bireysel
köylü işletmeleri
|
-
|
-
|
-
|
-
|
-
|
Toplam
|
4
749
|
100,0
|
630
|
100,0
|
13,3
|
1940
|
|||||
Sosyalist
ekonomi
(Sovhozlar+kolhozlar)
|
5
772,8
|
99,5
|
2
224,7
|
99,8
|
38,5
|
Sovhozlar
|
535,1
|
9,2
|
244,4
|
11,0
|
45,7
|
Kolhozlar
|
5
237,7
|
90,3
|
1
980,3
|
88,8
|
37,8
|
Kulaklar
|
-
|
-
|
-
|
-
|
-
|
Orta
ve küçük köylüler
|
-
|
-
|
-
|
-
|
-
|
Bireysel
köylü işletmeleri
|
26,5
|
0,5
|
4,7
|
0,2
|
18,0
|
Toplam
|
5
799,3
|
100,0
|
2
229,4
|
100,0
|
38,5
|
Agk.,
C. 1, s. 887/919. *) 1 Pud=16,38 kg.
|
Bu tablo birkaç gerçeği bir
arada gösteriyor:
1927'de tahıl üretimindeki
%1,7'lik payıyla tamamen önemsiz olan sosyalist ekonomi 1940'ta
tamamen belirleyici oluyor. Buna paralel olarak 1927'de tahıl
üretiminin %98,3'ü özel mülkiyet bazında üretilirken 1940'da
üretimin %99,5'i sosyalist mülkiyet bazında gerçekleştiriliyordu.
Yani 1940'ta sömürücü sınıf, özel mülkiyete dayanan sınıf
kalmamıştı.
Kolhozlarda
önemli tarımsal işin mekanizeleştirilme oranı açısından
|
|||||
Yıllar
ve % olarak
|
1935
|
1940
|
1945
|
1953
|
1956
|
Tarla
sürmek
|
|||||
Nadas
sürme
|
57
|
83
|
64
|
97
|
98
|
Kış
sürmesi
|
48
|
71
|
64
|
98
|
99
|
Ekim
|
|
||||
Tahıl
|
20
|
56
|
36
|
91
|
95
|
Pamuk
|
23
|
81
|
71
|
97
|
98
|
Şeker
pancarı
|
43
|
93
|
75
|
95
|
96
|
Patates
|
0,3
|
4
|
1
|
25
|
46
|
Hasat
|
|||||
Her
cinsten makineler ile tahıl hasadı
|
22
|
46
|
27
|
80
|
87
|
"40
Jahre…", s. 204.
|
Yoruma gerek yok.
-
Makine-Traktör İstasyonlarının gelişmesi açısındanYıllar193219401945195019531956MTİ'nin sayısı (yıl sonu) 10002,47,17,58,49,08,7*MTİ tarafından işlenen kolhoz tarlaları % olarak499488979999,7MTİ çalışanları/yıllık ortalama 100014453740570511672953Traktör sayısı, 1000 adet7255739473910071178MTİ'nin yaptığı işler, mil. hektar (sürmek üzerinden hesaplama)23227118318486642Tahıl kombinaları ile hasat, mil. hektar0,14217508393Agk., s. 21.*)Yeni kurulan kolhozlara katılımdan dolayı veya birleştirmelerden dolayı MTİ’nin sayısı azalmıştır.
Yoruma fazla gerek yok. Bu
veriler, tarımda makinalaşmanın ve sosyalizmin tam zaferini
gösteriyorlar.
-
Kolhozların gelişmesi açısındanHer sene sonu itibariyle192819321940194519531956–Kolhoz sayısı (bütün kolhozlar) 1000*33,3211,7236,9222,593,384,8– Bunların arasında tarımsal Artel'ler*33,3210,6235,5220,091,283,0Buralardaki kolhoz çiftliği sayısı (milyon)0,414,718,718,019,719,9Köylü işletmelerinin kolektifleştirilmesi oransal olarak:
- Çiftlik sayısına göre1,761,584,383,599,399,5- Ekim alanına göre2,377,789,488,699,9799,98– Bütün kültürlerin toplumsal ekim alanı (mil. hektar)1,491,5117,783,9132,0152,1–Çalışan her bir kolhoz köylüsü başına ifa edilmiş ortalama iş birimi-118254250295331– Kolhozların bölünemez fonları (sene sonu itibariyle ve milyar ruble-4,727,736,269,898,6Kolhozların parasal gelirlerinin toplamı (milyar ruble)-4,620,720,649,694,6Agk., s. 199.*) Kolhozların sayısal olarak azalmasının nedeni, savaş sonrasında küçük kolhozların birleştirilmesinden kaynaklanıyor.
Tabloya göre 1928'den 1956'ya;
–Kolhoz sayısı, 2,5 misli;
bunun içinde Artel sayısı keza 2,5 misli; kolhoz çiftliği (köylü
ailesi) sayısı 49,7 misli; ekim alanı 108,5 misli;
1932'den 1956'ya;
– İfa edilen iş birimi 2,8
misli; kolhozların bölünmez fonları yaklaşık 21 misli ve
parasal gelirleri de 20,6 misli artmıştır.
– Köylü işletmelerinin
kolektifleştirilmesi 1928'de sadece %1,7 oranındayken, bu 1932'de
%61,5 oranına çıkmış ve 50'li yılların başında köylü
işletmelerin hemen hemen hepsi kolektifleştirilmiştir. Tabii ki,
ekim alanları da aynı paralelde kolektif ekonomiye dahil
edilmiştir.
Bu ve daha önceki veriler,
Sovyet tarımının kolektifleştirilmesinin 30'lu yılların
ortasında tamamlandığını ve tarımda sosyalist mülkiyetin
geçerli kılındığını; üretimin genişletilmiş sosyalist
yeniden üretim bazında gerçekleştirildiğini gösteriyorlar.
SB'de sosyalizmin inşasını
buraya kadar sadece sanayi ve tarım bazında ele aldık. Sorun
bununla sınırlanamaz Esas olan, sosyalist üretim ilişkileri
temelinde yükselen toplumu, bütün çelişkileri ve üst yapı
kurumlarıyla da ele alıp ülkede sosyalizmin ne derece gerçekten
inşa edilip edilmediğini göstermektir. Biz de öyle yapacağız ve
bir kaç makale ile SB'de sosyalizmin inşasını, zaferini,
belirleyici öneme sahip kıstaslar bazında ele alacağız.
Proleter
Doğrultu, Sayı 10, Mayıs – Haziran 1997