deneme

17 Mart 2000 Cuma

21. YÜZYILDA DEVRiMCi OLMAK NE DEMEKTiR?


 
Devrimci, sadece bir sözcük değil, başlı başına belli bir siyasi yönü/duruşu ifade eden bir kavramdır. Bu kavram, Spartakus’u, Robespiere’i, Marks’ı, Engels’i, Lenin’i, Stalin’i, E. Hoca’yı, Mao’yu, Che Guevara’yı, Thaelmann’ı, M. Suphi’yi, E. Nejat’i, Mahir’i, Deniz’i, İbrahim’i, Adil’i, Balcı’yı, Hasan’ı, Hüseyin’i, Yeter’i ve daha nicelerini hatırlatıyor. Onlar, haksızlığa, baskıya, sömürüye karşı mücadele etmişlerdi. Yeni bir dünya, insana yakışır bir yaşam için mücadele etmişlerdi. Coşkuyla, içtenlikle aklın yolundan giderek sömürülenlerin ve baskı altında tutulanların yanında yer almışlardı. Devrimci demek taraflı olmak demektir ve onlar taraflıydılar; ezilen ve sömürülen sınıfların yayında yer alıyorlardı. Bütün güçlerini, evet yaşamlarını bu mücadeleye vermişlerdi/adamışlardı.

İnsanlık tarihinin her döneminde devrimci olmanın somut koşulları farklı olmuştur. Spartakus’un devrimcilik koşullarıyla Robespiere’inki, Marks’ınki, M. Suphi’ninki ve S. Yeter’inki bir ve aynı değildir. Ama hepsinde asgari aynı olan özellik vardır: baskıya karşı, eskiye karşı, sömürüye karşı yeni ve özgürlük için mücadele.

Devrimci, dünyayı değiştirendir, eski dünyaya, açlığa, sefalete, her türlü baskıya karşı mücadele edendir. Özgürlük, ulusal kurtuluş savaşçısı, baskıcı rejime karşı mücadele ederken, işçi, komünist kapitalist düzene, sömürüye karşı ve sosyalizm için mücadele ederken devrimcidir. Şüphesiz ki, eskiye karşı mücadele eden herkes devrimci değildir. Bunlar, her ne kadar eskinin bazı görünümlerine karşı mücadele ediyor görünseler de, eskiyi yıkacak ve yerine yeniyi, daha ileri olanı koyacak güç ve anlayışta değillerdir. Eskiyi yıkmayı amaçlayan ve eskiyi başka biçimde kurmaktan başka ufku olmayan anarşist, devrimci değildir. Troçkistler, hiçbir koşul altında devrimci olamazlar. Mao, Kastro, emperyalizme ve feodalizme karşı mücadelede, demokratik düzen/devrim için mücadelede devrimciydiler, ama onlar, sosyalizm için mücadelede devrimci değildiler. Ve tarih bugün, anarşistlerin, troçkistlerin devrimci olmadıklarını, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde maocuların; küçük burjuva akımların devrimci olduklarını, ama sosyalizm için mücadelede devrimci; proleter devrimci olmadıklarını kanıtlamıştır.

İnsanı devrimci yapan, yaşadığı/içinde bulunduğu koşullardır. Devrimci, devrimciliğini yaşadığı koşulların sorunlarına cevap vererek kanıtlayabilir. Devrimci, karşı karşıya kalınan toplumsal sorunlarda sınıfsal duruşuyla kendini kanıtlayandır; dünyanın neresinde olursa olsun ulusal kurtuluş mücadelesinin yanında, baskının, sömürünün karşısında olmayan, faşizme, emperyalizme, sömürüye (kapitalizme) karşı mücadele etmeyen nasıl devrimci olur?
21. yüzyılda devrimci olmanın koşulları oldukça açıktır: emperyalizm/kapitalizm, insanlığı barbarlığa sürüklüyor, toplumsal yaşamı yıkıyor; onu bireyselleştiriyor, modern teknolojiyi üretimde uygulayarak ve medyasını kullanarak kapitalist toplumun sınıfsal yapısını çarpıtıyor. Bir avuç emperyalist ülke ve tekel, bağımlı ve yeni sömürge ülkeleri tamamen teslim almanın mücadelesini veriyor. "”üreselleşme” adı altında sermayenin uluslararasılaşması, maddi zenginliklerin birkaç ülkede/tekelde toplanmasını sağlarken, milyarlarca insan açlığa ve sefalete terk ediliyor; insanlar, ne kadar çok açlık ve sefalet içinde olurlarsa, ne kadar çok çalışırlarsa, sermaye de o kadar çoğalıyor. Sermayenin birikimi, yoksullaşmaya, açlığa, sefalete ve nihayetinde siyasi olarak baskıya paralel olarak sağlanıyor.

21. yüzyılın başında emperyalizme karşı mücadele edilerek Spartakus olunur. 21. yüzyılın Robespiere’i, emperyalizm ve işbirlikçilerinin düzenini yıkma mücadelesi verendir.

Çağ olarak 21. yüzyıl, 20. yüzyıldan farklı değildir. Bu çağ da emperyalizm ve proleter devrimler çağıdır. Esas olan, emperyalizme ve kapitalizme karşı mücadeledir. Bu mücadelede iki devrimci tipi karşımıza çıkıyor: eskiye karşı mücadelesini antiemperyalizmle, antifaşizmle ve devrimci demokrasi ile sınırlayan devrimcilik, yani küçük burjuva devrimciliği ve eskiye karşı mücadelesini, yeni olanı sosyalizmde görerek sürdüren; sermayeyi, sömürüyü, bir bütün olarak kapitalizmi hedef alan devrimcilik; proleter devrimcilik.

Emperyalizm, susmayı, köleliği, çıkarlarına koşulmayı dayatıyor. Emperyalizm, vahşeti, açlığı, sefaleti dayatıyor. Emperyalizm, cehaleti, çarpık bilinçlenmeyi dayatıyor. Emperyalizm/kapitalizm, barbarlığı dayatıyor. Bu durumda, 21. yüzyılda insan olarak var olmanın/kalabilmenin yegane alternatifi devrimci olmaktır, bu dayatmalara karşı mücadele etmek, mücadeleyi örgütlemek ve yönlendirmektir. Ancak böyle hareket edildiğinde bu yüzyılda devrimci olunabilir.