deneme

Kobane etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kobane etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Kasım 2019 Cumartesi

DİRENİŞTEN BAŞKA YOL VE ÇARE YOK - ROJAVA DEVRİMİNİN TASFİYE SÜRECİ

 

ROJAVA DEVRİMİNİN TASFİYE SÜRECİ - 
 
DİRENİŞTEN BAŞKA YOL VE ÇARE YOK!


1- Rojava Devriminin Tasfiye Süreci 
 
6 Ekimde diktatör, Trump ile görüşür ve harekat hakkında bilgi verir. Bu görüşmeden sonra da Amerikan silahlı güçleri bölgeden çekilmeye başlar. Ancak, ABD Dışişleri Bakanı M. Pompeo, çekilmenin harekatın onaylanması anlamına gelmediğini açıklar, ABD yetkilileri Türkiye’yi ekonomik yaptırımlarla tehdit etmeye başlarken. YPG de ABD’yi ihanetle suçlar.

14 Ağustos 2019 Çarşamba

ROJAVA DEVRİMİNİN GELECEĞİ TEHLİKEDE



ROJAVA DEVRİMİNİN GELECEĞİ TEHLİKEDE

MUTABAKAT” FIRAT’IN DOĞUSUNA “SEFERİ” ŞİMDİLİK ENGELLEDİ

6-7 Ağustos tarihinden Türkiye ile ABD arasında gerçekleştirilen Fırat’ın doğusuyla ilgili toplantılar sonrasında her iki taraf, konuya ilişkin “mutabakat” sağladıklarını eş zamanlı olarak kamuoyuyla paylaştılar.
Ortak metinde uzlaşılan üç konu şöyle tanımlandı: 

1 Kasım 2018 Perşembe

BİR DE DÖRTLÜ ZİRVE VARDI - ROJOVA DEVRİMİ TEHLİKEDE!



BİR DE DÖRTLÜ ZİRVE VARDI - ROJOVA DEVRİMİ TEHLİKEDE!

Suriye savaşı, daha doğrusu bu savaşta uzun süren bir durum söz konusu olduğunda insanlar nesnel durumdaki değişimi, olası gelişmeleri ele almaktan imtina etmeye başlıyorlar ve değerlendirmelerin merkezine aktörlerin vücut dilini, çaresizliklerini, mimiklerini vb. koyuyorlar. Bundan da anlaşılıyor ki, o konuda söylenecek fazla bir şey kalmamış ve sanki konunun “hali pür melali”, bizi, aktörlerin “hali pür melali” perspektifi zemininde ilgilendiriyor gibi bir durum ortaya çıkıyor. Aslında bu, genel anlamda “sol”un Suriye savaşı değerlendirmelerindeki “hali pür melali”dir.

18 Mart 2018 Pazar

“FIRAT KALKANI HAREKATI” VE “ZEYTİN DALI HAREKATI” TÜRK BURJUVAZİSİNİN YENİ ULUSAL GÜVENLİK KONSEPTİ’NİN UYGULAMASIDIR




FIRAT KALKANI HAREKATI” VE “ZEYTİN DALI HAREKATI” TÜRK BURJUVAZİSİNİN YENİ ULUSAL GÜVENLİK KONSEPTİ’NİN UYGULAMASIDIR

Marks, Engels, Lenin ve Stalin’den Öğrenemedik, Bari Sun Tzu’dan Öğrenelim

Faşist diktatörlüğün sınır ötesi operasyonları, somutta da “Fırat Kalkanı Harekatı”ıyla Cerablus-Azez-El Bab alanını işgali ve şimdi de devam eden Efrin’i işgal girişimi, sadece Kürt özgürlük mücadelesine karşı bir saldırganlık değildir. Şüphesiz, Türk burjuvazisinin kendine göre vazgeçilemez amacı, Kürt ulusunun, inkarı, imhasıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana bu, Türk burjuvazisinin bu coğrafyada bir Türk varoluş felsefesidir; şovenizmi, ırkçılığı besleme ve yönlendirme kaynağıdır. Ama burjuvazinin Rojova’da işgalci girişimi salt bununla sınırlı değildir. Bu işgalcilik Türk burjuvazisinin yeni ulusal güvenlik konseptinin uygulamasıdır. Burjuvaziye göre Güney’de tehdit algılamasının esas aktörü Amerikan emperyalizmdir; ABD Kürtleri vurucu güç olarak kullanmaktadır. Bu nedenle somutta, bu konseptin güneyde uygulanmasında karşısında duran, düşman olarak algıladığı güç Rojava Kanton oluşumlarıdır.
Bu konseptin, örneğin Batı Trakya, Ege ve Akdeniz ayağında ise Yunanistan düşman güç olarak algılanmaktadır.

14 Haziran 2015 Pazar

HDP’NİN SEÇİM ZAFERİ - DAHA YOLUN BAŞINDAYIZ



HDP’NİN SEÇİM ZAFERİ - DAHA YOLUN BAŞINDAYIZ

HDP ile Türkiye seçimler tarihinde bir ilk yaşanmıştır. İdeolojileri, sınıfsal duruşları, toplum anlayışları farklı olan ama bütün farklılıklarına rağmen HDP’de bir araya gelen güçler, 7 Haziran seçimlerinden büyük bir zaferle çıktılar. Bu, 60’lı yıllarda TİP’in parlamentoya girmesiyle pek karşılaştırılamayacak bir olgudur. Ne de olsa TİP, kendisi açısından belli bir ideolojiyi ve o doğrultuda bir mücadeleyi temsil ediyordu. HDP’nin böyle bir iddiası yok. Buna karşın HDP, belli susamışlıkların, özgürlük ve demokrasinin, isteklerin, “yeter artık”ların ifadesi olarak küçümsenemeyecek bir zafer kazanmıştır. Parti formasyonundaki bu cephe hareketinde yer alan güçlerin ortaklaştırdığı gündemlerin başında Kürt ulusal sorununun çözümü; kutuplaştırmaya, ötekileştirmeye, etnik, dinsel ve cinsel ayrımcılığa karşı, özgürlük, demokratik ve ekonomik haklar için mücadele gelmekteydi. Dolayısıyla bu seçimde demokrasiden, özgürlükten barıştan yana olanlar HDP olarak bir araya gelmişlerdi. Bu nedenle de kazanılan zafer aslında bütün halkın; onu oluşturan bütün toplumsal sınıf ve tabakaların; işçilerin, köylülerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların, etnik ve dinsel baskıya maruz kalanların ortak zaferidir. Bu, çözüm sürecinden, yeni bir anayasadan, etnik ve dinsel farklılığa bakmaksızın bir arada yaşamaktan yana olanların ortak zaferidir.